Hemşirelik Bölümü Bildiri / Sunu / Poster /Ödül Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Evaluation of Primary Health Services: With The Dimension of Nursing Practices(2023) Karagözoğlu ŞerifeThe initial stage of existing health systems is primary health care. These institutions, which form the basis of health services, are the units that provide health services to the individual and society. These units, which are important to provide a holistic health service, form the basis of the health system. The foundation of primary health care is based on family medicine, nursing and midwifery practices. Among these services, nurses have vital roles and responsibilities to improve public health. Nurses have traditionally focused on preventing disease and changing people's health-related habits to promote health and prevent disease. In this context, in this review study, the duties and responsibilities of nurses for public health and welfare within the scope of providing primary health care services at an accurate and sufficient level will be discussed in line with international declarations, national lawsregulations and relevant literature.Öğe 51.EDTNA/ERCA International Conference Abstract Assessor(2023) Mollaoğlu, Mukadder51.EDTNA/ERCA International Conference Abstract AssessorÖğe Experience of People with Kidney Disease Chairs: Susan Rogers & Mukadder Mollaoglu(2023) Mollaoğlu, MukadderExperience of People with Kidney Disease Green Excellence in Dialysis Chairs: Susan Rogers & Mukadder MollaogluÖğe ‘’UREMIC PRURITUS AND MANAGEMENT OF CARE’’ ve ‘’CRUSH SYNDROME AND EMERGENCY CARE’’(2023) Mollaoğlu, MukadderEn İyi Sunum Ödülü ‘’UREMIC PRURITUS AND MANAGEMENT OF CARE’’ ve ‘’CRUSH SYNDROME AND EMERGENCY CARE’’ çalışmalarınızla katılmış olduğunuz Latin Amerika 6. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi’nde sunum teknikleri, planlama, hitabet ve içerik ölçütleriyle yapılan değerlendirme sonrası kurulumuz tarafından ‘’EN İYİ SUNUM ÖDÜLÜ’ne uygun görülmüş olmanız münasebeti ile sizi tebrik eder; çalışmalarınızda başarılar dilerizÖğe Yetişkin Bireylerin Üçüncü El Sigara Dumanına Yönelik Farkındalıkları ile Sağlık Okuryazarlığı Düzeyleri Arasındaki İlişki(12. Uluslararası Bilimsel Çalışmalar Kongresi (UBCAK), 2023) Kocataş, Semra; Gül, Gülden; Kara, ŞeydaAraştırma yetişkin bireylerin üçüncü el sigara dumanına yönelik farkındalıkları ile sağlık okuryazarlığı düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kesitsel ve tanımlayıcı tipte olan araştırmanın örneklemini, Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesindeki bir il merkezinde yer alan 10 Aile Sağlığı Merkezine 20 Mart-20 Haziran 2023 tarihleri arasında herhangi bir nedenle başvuran, 18 yaş ve üzerinde olan 500 yetişkin birey oluşturmuştur. Veriler “Kişisel Bilgi Formu”, “Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği” ve “Üçüncü El Sigara Dumanı Hakkında Farkındalık Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 22.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmada yer alan yetişkinlerin yaş ortalamaları 38.16±12.2 yaş olup %55.6’sı kadın, %68.2’si evli, %41.4’ü ortaöğretim mezunu ve %73.4’ü çalışmaktadır. Yetişkinlerin %52.4’ünün sigara içtiği, %43.6’sının yanında sigara içilmesine izin verdiği, 80.4’ünün evinde sigara içildiği, %58.4’ünün sigara içme yasağı olan yerlerde sigara içilmesine tepki gösterdiği ve %52.0’sinin üçüncü el sigara dumanı kavramını bildiği belirlenmiştir. Yetişkinlerin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği toplam puan ortalamalarının 32.27±6.77 ve Üçüncü El Sigara Dumanı Hakkında Farkındalık Ölçeği toplam puan ortalamalarının 34.31±7.7 olduğu; sağlık okuryazarlığı düzeylerinin sınırlı, üçüncü el sigara dumanı hakkında farkındalık düzeylerinin ise orta-yüksek düzey olduğu saptanmıştır. Yetişkinlerin sağlık okuryazarlığı düzeyleri ile üçüncü el sigara dumanı hakkında farkındalık düzeyleri arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki olduğu bulunmuştur (r=0,246, p=0,001). Araştırmada sosyoekonomik düzeyi yüksek olan, çalışan, sigara içmeyen, yanında ve evlerinde sigara içilmesine izin vermeyen, üçüncü el sigara dumanı kavramını bilen yetişkinlerin sağlık okuryazarlığı ve üçüncü el sigara dumanı hakkında farkındalık düzeylerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yapılan çalışmada yetişkinlerin sağlık okuryazarlığı düzeyleri arttıkça, üçüncü el sigara dumanı hakkında farkındalık düzeylerinin de arttığı ortaya çıkmıştır.Öğe Ortaokul Öğrencilerinin Çevre Sorunlarına Yönelik Tutum Düzeyleri ile Okul Yaşam Kaliteleri Arasındaki İlişki(12. Uluslararası Bilimsel Çalışmalar Kongresi (UBCAK), 2023) Kocataş, Semra; Kara, ŞeydaGünümüzde çevre sorunlarının giderek küresel bir boyut kazanması nedeniyle çevreye karşı bilinçli ve duyarlı, çevre sorunlarına ilgili bireylerin yetiştirilmesi önemlidir. Okul ortamı bu amaca hizmet eden ve aynı zamanda okul toplumunu iç ve dış çevresiyle etkileyen bir ortamdır. Okul çocuklarının içinde bulundukları okul ortamı ve çevreye yönelik tutum ve davranışları okul yaşam kalitelerini de etkilemektedir. Araştırma ortaokul öğrencilerinin çevre sorunlarına yönelik tutum düzeyleri ile okul yaşam kaliteleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma kesitsel tanımlayıcı türde yapılmıştır. Araştırma bulguları, öğrencilerde okul yaşam kalitesi düzeylerinin artırılmasının onların çevre tutumları üzerinde etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Okul müfredat programlarında çevre, çevre sağlığı, yaşam kalitesi ile ilgili konulara ağırlık verilmesi, özellikle erkek olan, sosyoekonomik düzeyi düşük olan ve okul başarısı düşük-orta düzeyde olan öğrencilerin çevre bilinci ve duyarlılığı geliştirmeleri ve çevreye yönelik doğru tutum ve davranışlar sergilemeleri için genelde sağlık çalışanları, özelde ise okul sağlığı hemşireleri tarafından eğitim ve danışmanlık yoluyla desteklenmeleri önerilebilir..Öğe Küreselleşme ve Sağlığa Olan Etkileri(3rd International Acharaka Congress on Medicine, Nursing, and Health Science, 2023) Kocataş, Semra; Göztepe, CansuKüreselleşme terimi, dünya çapında ekonomi, siyaset, kültür, sağlık, sosyal hayat, vb. birçok konuda büyük bir değişimi ifade etmektedir. Teknolojik gelişmeler, politik etkiler, ekonomik baskılar, değişen fikirler, sosyal ve çevresel sorunlardaki artış gibi çok sayıda itici ve zorlayıcı güç küreselleşmeyi etkilemektedir. Küreselleşmenin gelişimi iki farklı dönemde ele alınmıştır. Birinci dönemde uluslararası mal ticareti anlaşmalarına ağırlık verilirken, ikinci dönemde daha çok hizmet ticaretine ağırlık verilmeye başlanmıştır. Bunun sonucu olarak, hizmet sektörünün bir parçası olan sağlık sektöründe de hem olumlu hem de olumsuz etkileriyle birlikte küreselleşme hareketleri başlamıştır. Dünyada hızla yayılan küreselleşme dalgasıyla birlikte uygulanan neo-liberal politikalar sonucunda devletlerin sağlık alanında yaptıkları kamu harcamaları sınırlandırılmış, özel sektörün sunduğu tedavi hizmet bedellerindeki artış sağlıkta eşitsizlikleri daha da derinleştirmiş, kadınlar ve çocuklar gibi savunmasız grupları olumsuz olarak etkilemiştir. Ayrıca, kamu harcamalarını azaltma ve maliyeti sınırlandırma nedeniyle işsizlik ya da düşük ücret ile çalışma sorunu ortaya çıkmıştır. Uluslararası seyahatler, göçler nedeniyle bulaşıcı hastalıkların yayılması, madde bağımlılıklarının artması, çevre kirliliği, şiddet ve suç olaylarının artması gibi sorunlar da küreselleşmenin olumsuz etkileri arasındadır. Bunların yanı sıra; küreselleşme ile iletişim süreçleri hızlanmış, bilgiden kısa sürede yararlanma olanakları artmış ve sağlıkta rekabet gündeme gelmiştir. Küreselleşmenin getirdiği elektronik iletişimle birlikte sağlık alanındaki yeni tedavi, teknoloji ve stratejiler hakkındaki bilgiler hızla dünya geneline yayılabilmektedir. Sağlık hizmetlerinde müşteri odaklı bir anlayışın öne çıkması, özellikle sağlık hizmeti tüketicisi bireylerin davranış ve algılamalarını da değiştirmiştir. Bu değişimle birlikte sağlık alanında da toplam kalite yönetimi kavramının üzerinde durulmaya başlanmıştır. Toplam kalite yönetimiyle birlikte hasta memnuniyeti, sürecin hizmet yönünün iyileştirilmesi, verilen sağlık hizmetlerinin nitelik ve nicelik açısından ölçülebilmesi, hasta bakım kalitesi, hasta hakları gibi daha önce çok bilinmeyen ya da üzerinde durulmayan konular öncelik kazanmıştır. Küreselleşen dünyada gerçekleşen sağlık alanındaki tüm bu değişimler sağlık çalışanlarını da sağlık eşitsizliklerini azaltmaya, hasta haklarını gözetmeye, tedavilerdeki gelişmeleri takip etmeye kısacası kaliteli hizmet sunmaya yönlendirmektedir. Sağlık çalışanları içerisinde en kalabalık grubu oluşturan hemşirelerin, sağlığın da küresel bir boyut kazandığı bu süreçte sağlık hizmetlerini ve karar mercilerini etkileyebilmeleri için bireye özgü bakım vermeleri, sağlıkta eşitsizlikleri azaltmaya yönelik savunucu olmaları, politik süreçlerde aktif olarak yer almaları, mesleki örgütlenmeye önem vermeleri gerekmektedir.Öğe Sağlık Politikalarının Oluşturulması, Düzenlenmesi ve İzlenmesi Süreçleri ve Hemşirelik(3rd International Acharaka Congress on Medicine, Nursing, and Health Science, 2023) Kocataş, Semra; Ünlü, SedanurDünyada ve ülkemizde değişen ihtiyaçlar ve artan beklentiler, sağlık ve sağlık politikaları kavramlarını yeniden şekillendirmek zorunda bırakmıştır. Her değişen ve yenilenen sağlık politikasının ardında bu durumdan etkilenen unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurlardan birisi de sağlık hizmet sektörünün önemli bir gücü olan hemşirelik mesleğidir. Sağlık alanında oluşturulan reform ve programlar ile hemşirelerin mesleki tanımların geliştirilmesi ve yenilenmesi, yeni istihdam alanları oluşturulması, hemşirelik mesleğinden beklentilerin artması bu değişimlere örnek olarak gösterilebilir. Yapılan değişimler doğrudan anlaşılmasa da zaman içerisinde hemşirelik mesleği üzerine etkilerini göstermektedir. Sağlık politikaları ve hemşirelik ile ilgili yapılmış çalışmalar incelendiğinde sınırlı sayıda çalışmaya ulaşılmıştır. İncelenen bu çalışmalar, hemşirelerin mesleki uygulamalarına yön veren sağlık politikalarının oluşturulması süreçlerinde etkin olarak yer almadıklarını, karar alma mekanizmalarına büyük ölçüde katılmadıklarını ortaya koymaktadır. Hemşirelik, politika açısından önemli etkiler taşıdığına göre, politik gücünü kullanarak politika oluşturma uygulamalarına yön vermeli, mesleki gelişimini hızlandırmalı ve bu doğrultuda topluma nitelikli hizmet sunulmalıdır. Tüm bu sonuçlardan yola çıkarak profesyonel sağlık çalışanları olarak hemşirelerin politik güçlerini ortaya koymaları, sağlık politikalarının oluşturulması ve düzenlenmesi süreçlerinde etkin olarak yer almaları gerekmektedir.Öğe Sağlık Okuryazarlığı ve Sağlık Okuryazarlığı Düzeylerini Artırmada Sağlık Çalışanlarının Rol ve Sorumlulukları(3rd International Black Sea Modern Scientific Research Congress, 2023) Kocataş, Semra; Öğüt, Muhammet SaitBu derlemede amaç, halk sağlığı açısından önemi son zamanlarda artan konulardan birisi olan sağlık okuryazarlığını tanımlayıp genel hatlarını belirleyerek önemini ortaya koymaktır. Sağlık okuryazarlığının birçok tanımı olmasına karşın hepsinin ortak noktası bireylerin, doğru sağlık birimine başvurma, doğru ilaç kullanımı ve sağlıklarının daha iyi düzeyde olması için sağlıkları ile ilgili verilen bilgileri doğru anlayıp uygulama becerileridir. Bu becerilerin ölçülüp değerlendirilebilmesi için geliştirilmiş birçok ölçek bulunmaktadır. Dünyada ve ülkemizdeki sağlık okuryazarlık oranlarına bakıldığı zaman özellikle ülkemizde kısıtlı sayıda çalışma olmakla birlikte yapılan çalışmalarda sağlık okuryazarlık oranlarının düşük olduğu görülmektedir. Bu durumun bireylerin ekonomik, demografik, kültürel, psikososyal, kişisel özellikleri ve yaşam biçimleri ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Bunlara ek olarak hastalık deneyimleri ve sağlık sisteminin özellikleri de sağlık okuryazarlık düzeyine etki eden faktörlerdendir. Yetersiz sağlık okuryazarlığı; koruyucu sağlık hizmetlerine daha az dâhil olma, tedavi edici sağlık hizmetlerinin daha çok kullanımına, sağlık hizmetlerine ulaşmada sıkıntılara, hastalanma ve hastaneye yatış riskinin artmasına, sağlık bakım harcamalarının artmasına ve yaşam kalitesinin olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Nihai hedefleri toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi, bireylerin sağlığının geliştirilmesi olan sağlık çalışanlarının, toplumun sağlık okuryazarlığı düzeylerini dikkate alması önemlidir. Ülkemizde sağlık okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesinde öncelikle bireylerin sağlık okuryazarlık düzeylerinin belirlenmesi, sağlık okuryazarlık düzeyi düşük olan bireylere yönelik sağlık çalışanlarının eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmesi, sağlık ve eğitim sisteminin iyileştirilmesi önemli katkılar sağlayacaktır.Öğe The Effect of Motivational Interviews Based on The Stages of Change on The Digital Game Addiction Levels of Nursing Students(3. Uluslararası Antalya Bilimsel Araştırmalar ve Yenilikçi Çalışmalar Kongresi, 2023) Balkaya, Fidan; Kocataş, SemraBu araştırma, değişim aşamalarına dayalı motivasyonel görüşmelerin hemşirelik öğrencilerinin dijital oyun bağımlılığı düzeylerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel tipte olan araştırmanın evrenini, Türkiye’deki bir devlet üniversitesine 2021-2022 eğitim-öğretim yılında kayıtlı tüm hemşirelik bölümü lisans öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmanın örnekleminde ise oyun bağımlısı olduğu tespit edilen öğrenciler arasından güç analizi sonuçlarına göre randomize olarak seçilen 62 öğrenci (30 müdahale, 32 kontrol) yer almıştır. Araştırmanın verileri 16 Mart -3 Haziran tarihleri arasında, Kişisel Bilgi ve Değişim Aşamaları Anket Formu, Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler tanımlayıcı istatistikler, ki-kare analizi, varyans analizi, bağımlı gruplarda t testi, bağımsız gruplarda t testi analizleri kullanılarak değerlendirilmiştir Motivasyonel görüşme öncesinde kontrol (19.87±2.98) ve müdahale (18.90±3.56) grubundaki öğrencilerin dijital oyun bağımlılığı ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark olmadığı (p>0.05), motivasyonel görüşme yapılan müdahale grubundaki öğrencilerin dijital oyun bağımlılığı ölçeği toplam puan ortalamalarının son testte azaldığı, kontrol (19.93±2.63) ve müdahale (17.96±2.83) grubundaki öğrencilerin son testte dijital oyun bağımlılığı düzeyleri açısından aralarında anlamlı bir fark olduğu (p<0.05) saptanmıştır. Motivasyonel görüşme sonrasında öğrencilerin dijital oyun oynama sıklıklarını azaltma durumları değişim aşamalarına göre değerlendirildiğinde müdahale grubundaki öğrencilerin olumlu yönde, kontrol grubundaki öğrencilerin ise olumsuz yönde değişim gösterdikleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, motivasyonel görüşmelerin hem dijital oyun bağımlılığını azaltmada hem de değişim aşamalarına göre dijital oyun oynama sıklığını olumlu yönde değiştirmede etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Dijital oyun bağımlılığı hakkında üniversite öğrencilerine ve genç nesillere yönelik bilinç geliştirme ve farkındalık oluşturma çalışmaları yapılmalı, dijital oyun bağımlılığı konusu tüm eğitim kademelerindeki müfredat programlarına dahil edilmelidir.Öğe Üniversite Öğrencilerinin Üçüncü El Sigara Dumanı Maruziyetleri ve Farkındalıkları ile Sağlık Anksiyete Düzeyleri Arasındaki İlişki(EURASIA II. International Scientific Research and Innovation Congress, 2023) Çınar, Mevlüde; Kocataş, SemraBu araştırma, üniversite öğrencilerinin üçüncü el sigara dumanı maruziyetleri ve farkındalıkları ile sağlık anksiyete düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kesitsel ve ilişki arayıcı tipte olan araştırmanın evrenini Sivas Cumhuriyet Üniversitesi merkez kampüste bulunan örneklem fakültelerindeki öğrenciler, örneklemini ise küme örnekleme yöntemi ile belirlenen fakültelerden tabakalı rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş olan toplam 404 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu, Üçüncü El Sigara Dumanı Hakkında Farkındalık Ölçeği ve Sağlık Anksiyete Envanteri aracılığıyla yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak Şubat 2022-Eylül 2022 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS v.22 paket programında frekans, yüzde, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi, Lineer Doğrusal Regresyon Analizi, Durbin Watson Testi, t Testi, ANOVA, Dunnet T3 Post Hoc Testi, LSD Post Hoc Testi, Kruskal Wallis H Testi, Ki-Kare testi, Fisher’in Kesin Ki-kare testi, Cronbach Alfa analizi kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmada, anlamlılık düzeyi p<0.05 kabul edilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin %46.2’si sağlık bilimleri alanında öğrenim görmekte iken, %53.8’i sağlık bilimleri dışı alanlarda öğrenim görmektedir. Öğrencilerin yaş ortalaması 22.54±2.00 (Min:19;Max:32) yaş olup, %55.7’si kadındır. Öğrencilerin %62.9’u üniversite eğitimleri sırasında yurtta/öğrenci evinde kalmakta olup %48’i sigara içmektedir. Öğrencilerin %98.8’inin sigara dumanına maruz kaldıkları, sigara dumanına en çok maruz kaldıkları ortamların %74.5 oranında sosyal ortamlar olduğu saptanmıştır. Araştırmada yer alan öğrencilerin %13.4’ünün üçüncü el sigara dumanı (ÜESD) hakkında fikir sahibi olduğu, fikir sahibi olan öğrencilerin %88.9’unun ÜESD’yi doğru tanımladığı belirlenmiştir. Öğrencilerin sağlık etkileri boyutu puan ortalamasının 19.14±4.06, çevrede kalıcılık boyutu puan ortalamasının 15.57±3.12, üçüncü el sigara hakkında farkındalık ölçeği puan ortalamasının 34.72±6.78 ve sağlık anksiyete ölçeği puan ortalamasının 17.27±7.08 olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin ÜESD farkındalıklarının orta düzey ve sağlık anksiyetelerinin ise düşük düzeyde olduğu saptanmıştır. Sağlık anksiyete ölçeği ile sağlık etkileri boyutu, çevrede kalıcılık boyutu ve üçüncü el sigara hakkında farkındalık ölçeği puan ortalamaları arasında pozitif yönde zayıf anlamlı ilişki olduğu (p<0.05); sağlık etkileri boyutu, çevrede kalıcılık boyutu ve üçüncü el sigara hakkında farkındalık ölçeği puan ortalamaları arttıkça sağlık anksiyete ölçeği puan ortalamalarının da arttığı bulunmuştur. Üçüncü el sigara hakkında farkındalık ölçeği puanlarının sağlık anksiyete ölçeği puanlarını yordama gücünü anlamak amacıyla uygulanan lineer doğrusal regresyon analizine göre, üçüncü el sigara hakkında farkındalık ölçeği değişkenleri sağlık anksiyete ölçeğinin toplam varyansının %10’unu açıklamaktadır. Toplumun önemli kısmını oluşturan gençlerin, yeni gündeme gelmiş sinsi bir hastalık etkeni olan üçüncü el sigara dumanı hakkında farkındalık düzeylerinin arttırılması ve sağlık anksiyetelerinin azaltılması önemlidir. ÜESD’nin olumsuz sağlık etkileri tüm yaş gruplarını olumsuz etkileyerek ciddi sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden politika yapıcılar ve yetkililer ÜESD’yi daha ciddiye almalı ve bireyler her aşamada bilgilendirilmelidir. Birey, aile ve toplumun sağlığını koruma ve geliştirmede etkin rol alan hemşireler sigara ve sigaranın yan ürünleri konusunda toplumu bilinçlendirmelidir. Tütün kontrolünde önemli rol ve sorumlulukları olan halk sağlığı hemşireleri; hem sigara içme hem de sigara içilen ortamda bulunma olasılıkları yüksek olan gençler başta olmak üzere tüm toplumu pasif içiciliğin etkileri, İESD ve ÜESD hakkında bilinçlendirmeli, İESD ve özellikle de nispeten az bilinen ÜESD maruziyetinden korunmalarına yönelik toplum temelli müdahale çalışmalarında aktif bir şekilde yer almalıdırlar.Öğe SYSTEMATIC NURSING APPROACH BASED ON ROY'S ADAPTATION MODEL IN MANAGEMENT OF THE PREGNANCY PROCESS(2023) Karagözoğlu ŞerifeSUMMARY Pregnancy is a process in which bio-psycho-social changes are experienced. It is important to determine the situations that are experienced or likely to be experienced during pregnancy and to plan nursing interventions for these situations. In this context, the use of theories and models by nurses in care increases the quality of care and professionalism, reveals a holistic perspective towards the solution of problems and guides nursing care. In this context, one of the leading models in nursing is the Roy Adaptation Model (RAM). RAM aims to provide nursing care with a holistic perspective, based on the physiological domain, self-concept domain, role function domain, and mutual attachment domains. In this review, the strategies that can be followed in the planning and execution of care in all adaptation areas of RAM according to the needs of pregnant women will be discussed in the light of the relevant literature. In this context, the importance and necessity of nursing care based on RAM will be discussed during the pregnancy follow-up process and the adaptation of expectant mothers to the pregnancy process. Keywords: Nursing care, Pregnancy process, Roy adaptation modelÖğe The effects of mandala colouring on fatigue, coping with stress and psychological well-being(2023) Ozer Zulfunaz ve Mollaoglu MukadderBackground: Hemodialysis is an important health problem that negatively affects psychosocial status and support systems. Through practices such as mandala coloring, individuals transfer the unknowns they experience to the outside and make them visible through this creation. Objectives: This study was conducted to examine the effects of mandala colouring on fatigue, coping with stress and psychological well-being in patients receiving haemodialysis treatment. Methods: This is a randomized controlled study. The study was conducted in the dialysis unit of a university hospital in the east of Turkey with a total of 60 patients, 30 in the intervention and 30 in the control group, between April 4 and October 31, 2022. Intervention group patients coloured mandala for 2 hours once a week for a total of 8 weeks. The data were collected with Patient Information Form, Fatigue Severity Scale (FSS), Coping with Stress Scale and Psychological Well-being Scale (PWS) through face-to-face interview. Results: Lower FSS and Desperate Approach and Submissive Approach mean scores and higher PWS, Self-confident Approach and Social Support Seeking Approach mean scores of the intervention group when compared with the control group after mandala colouring intervention were found to be statistically significant (p=0.001). Conclusion/Application to practice: It was found that mandala colouring had a large effect on decreasing the fatigue severity and ineffective coping styles with stress and increasing psychological resilience and effective coping styles with stress.Öğe Humanity and Nursing With A Philosophy Perspective(2023) Karagözoğlu, ŞerifeABSTRACT According to Ernst Cassirer, who is regarded as one of the greatest thinkers of the twentieth century, the highest aim of philosophical research is “Self-knowledge, and this aim is most clearly expressed in contemporary philosophy (cited in Arat, 1980). Therefore, when we say self-knowledge, we think of human knowledge. In this context, we have to ask ourselves a question; So What is Human? If the highest aim of philosophy is to know oneself, what is the natural way of knowing and understanding oneself? is to seek an answer to the question. The highest aim of the nursing profession, which naturally takes its source from human beings, whose only field of occupation is human, and which will continue to exist as long as humanity exists, should also be to understand human. Keywords: Human, Philosophy, Human Philosophy, NursingÖğe UREMIC PRURITUS AND MANAGEMENT OF CARE(2023) Ekici, Meryem; Mollaoğlu, MukadderEn İyi Sunum Ödülü ‘’UREMIC PRURITUS AND MANAGEMENT OF CARE’’ ve ‘’CRUSH SYNDROME AND EMERGENCY CARE’’ çalışmalarınızla katılmış olduğunuz Latin Amerika 6. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi’nde sunum teknikleri, planlama, hitabet ve içerik ölçütleriyle yapılan değerlendirme sonrası kurulumuz tarafından ‘’EN İYİ SUNUM ÖDÜLÜ’ne uygun görülmüş olmanız münasebeti ile sizi tebrik eder; çalışmalarınızda başarılar dilerizÖğe OPERE MEME KANSERLİ HASTALARDA SANAT TERAPİSİNİN AĞRI, EMEZİS, ANKSİYETE VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ(2023) Mollaoğlu, Murat Can; Mollaoğlu, MukadderAmaç: Bu çalışma opere meme kanserli hastalarda sanat terapisinin ağrı, bulantı kusma, anksiyete ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Deneysel nitelikteki araştırma Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde Onkoloji Merkezi'nde tedavi alan 30 Girişim Grubu (GG), 30 Kontrol Grubu (KG) olmak üzere toplam 60 hasta ile yapılmıştır. Araştırma verileri Kişisel Bilgi Formu, Ağrı Şiddeti Ölçümü- Visuel Analog Skala, Rho des bulantı kusma ve öğürme indeksi, Beck Anksiyete Ölçeği, FACT-G Yaşam Kalitesi Ölçeği uygulanmıştır. Araştırma kapsamında GG’na ikişer hafta ara ile 10 hafta boyunca (5 seans) kemoterapi seansı ney dinletisi eşliğinde ebru sanatı sanat uzmanı tarafından yaptırılmıştır. Kontrol grubuna herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS (22.0) programına yüklenerek, istatistiksel değerlendirme yapılmıştır. Bulgular: Ney eşliğinde yapılan sanat terapisi sonrası GG’daki hastaların ağrı düzeylerinde, bulantı-kusma, anksiyete düzeylerinde azalmanın ve yaşam kalitesi düzeylerindeki artmanın ilk izleme göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olduğu belirlenmiştir.Öğe Ezilme sendromu ve Acil Yardım(2023) Ekici, Meryem; Mollaoğlu, MukadderEn İyi Sunum Ödülü ‘’CRUSH SYNDROME AND EMERGENCY CARE’’ çalışmalarınızla katılmış olduğunuz Latin Amerika 6. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi’nde sunum teknikleri, planlama, hitabet ve içerik ölçütleriyle yapılan değerlendirme sonrası kurulumuz tarafından ‘’EN İYİ SUNUM ÖDÜLÜ’ne uygun görülmüş olmanız münasebeti ile sizi tebrik eder; çalışmalarınızda başarılar dileriz.Öğe Art Therapy on Hemodialysis Patients(2023) Mollaoğlu,MukadderTelesağlık yöntemleri, kronik hastalığı olan bireylerin sağlık davranışlarını iyileştirmek için bireylerle etkileşime girme fırsatı sunmaktadır. Ayrıca pandemi dönemlerinde sağlık hizmetlerine erişimde sorun yaşayan nüfuslara tıbbi danışmanlık verilmesinde kolaylık sağlamakta ve buna bağlı olarak sağlık harcamalarını düşürerek hastaların tedaviye uyumunu artırarak yaşadıkları psikolojik sorunları azaltmaktadırlar. Amaç: Bu çalışma, Kovid-19 salgını sırasında hemodiyaliz hastalarında telesağlık eğitimi ve sanat terapisinin diyet-sıvı kısıtlaması ve anksiyete üzerine etkisini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Bu randomize kontrollü çalışmaya 60 hemodiyaliz hastası (30'u müdahale grubunda, 30'u kontrol grubunda) dahil edildi. Veriler Hasta Bilgi Formu, Diyaliz Diyeti ve Sıvıya Uyumsuzluk Anketi (DDFQ), Beck Anksiyete Envanteri (BAI), Modifiye Morisky Skalası (MMS) kullanılarak toplandı. Bulgular: Eğitim ve çizim etkinliği sonrasında sistolik kan basıncı (SKB), diyastolik kan basıncı (DKB), hemodiyaliz (HD) kabul kilosu, kreatinin değerleri, diyete uyumsuzluk sıklığı ve derecesi, sıvı kısıtlamasına uyumsuzluk sıklığı Hemodiyaliz tedavisi gören müdahale grubundaki hastaların anksiyete düzeyleri azaldı (p<0,05), tedaviye uyumları arttı (p<0,05). Sonuç/Uygulamaya uygulama: Kovid-19 salgını sırasında hemodiyaliz tedavisi gören hastaların disiplinler arası bir yaklaşımla eğitim verilmesi ve etkinliklerin multidisipliner bir yaklaşımla çizilmesi yoluyla desteklenmesi kritik önem taşımaktadır.Öğe Effect of Yoga on Hemodialysis Patients(2023) Yanmis Safiye ve Mollaoglu Mukadderyoga, the patients’ quality of life can be able to increase by enabled them to cope with the symptoms they experienced. Objectives This study aimed to determine the effect of yoga practice on fatigue, comfort, and functional status in individuals receiving hemodialysis treatment. References This randomized controlled study included 67 hemodialysis patients. Data were collected using the Patient Information Form, the Piper Fatigue Scale (PFS), the Hemodialysis Comfort Scale (HCS), and the Functional Performance Inventory (FPI). Results Before the intervention of yoga, the patients’ mean scores from the PFS, the HCS, and the FPI were similar (p>0.05). After yoga, the mean scores of the intervention group for the PFS significantly decreased, while the mean scores of this group for the HCS and the FPI significantly increased (p<0.05). Conclusion/Application to practice In line with these results, it was concluded that it is beneficial for nurses to utilize yoga practices in the treatment of patients receiving hemodialysis.Öğe HD Hastalarında kasıntı ve integratif uygulamalar(2023) Başer Akın, Esra ve Mollaoğlu MukadderKaşıntı sıklıkla diyaliz öncesi vücudun belirli bölgelerinde ya da tüm vücutta görülmekte ve hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kaşıntının tedavisinde semptomatik etkili farmakolojik tedavinin yanı sıra nonfarmakolojik yöntemlerde günümüzde kullanılmaktadır. Bu çalışmada hemodiyaliz hastalarında kaşıntı semptomunu azaltmaya yönelik kullanılan kanıta dayalı integratif uygulamaları ve etkinliğini değerlendirmek için ulusal ve uluslararası literatür incelemesi şeklinde yapılmıştır. Araştırma sonucunda hemodiyaliz hastalarında kaşıntı yönetiminde akupunktur, akupresör, hipnoz, hayal kurma, gevşeme egzersizleri, masaj, aromaterapi, müzik terapi gibi kanıt temelli tamamlayıcı ve integratif yöntemler de kullanılmaktadır. Litaretür taraması sonucunda sıklıkla aromaterapi ve akupresör uygulandığı, hastaların yaşam kalitesini olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Üremik kaşıntı HD tedavisi alan hastalarda mortalite oranında artmaya, yaşam kalitelerini azaltmaya, uyku problemlerine ve depresyona neden olmaktadır. Ayrıca kaşıntı sonucu deri bütünlüğünde bozulma hem beden imajını olumsuz etkilemekte hem de enfeksiyon açısından hastalarda risk oluşturmaktadır. Tüm bu nedenler ile hemodiyaliz hastalarında kaşıntı holistik bir yaklaşımla erken aşamada tanılanıp, uygun kanıta dayalı farmakolojik ya da nonfarmakolojik yöntemler ile tedavi edilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca kanıt temeli olmayan ve ya düşük olan bazı uygulamalara yönelikte kantı oluşturmak için yeni çalışmalara planlanmalıdır.