Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Bildiri / Sunu / Poster Koleksiyonuhttps://hdl.handle.net/20.500.12418/4122024-03-28T15:59:27Z2024-03-28T15:59:27ZTürk kültüründe mevlit geleneği uluslararası sempozyumu : bildiriler (27-29 Ekim 2022 : Sivas)https://hdl.handle.net/20.500.12418/141312023-09-25T13:20:27Z2023-01-01T00:00:00ZTürk kültüründe mevlit geleneği uluslararası sempozyumu : bildiriler (27-29 Ekim 2022 : Sivas)
Yekbaş, Hakan (editör)
XI. asırdan itibaren Anadolu'yu Türk ve İslam yurdu haline getiren atalarımız, yeni yerleştikleri
bu topraklarda inşa ve ihya faaliyetlerini birlikte devam ettirmişlerdir. Köprü, çeşme, hamam,
cami, medrese ve külliye gibi insana hizmet için yapılar inşa ederlerken insanı ihya etmeyi de
unutmamışlar kurmuş oldukları medreselerde insan yetiştirmeye büyük ehemmiyet
vermişlerdir. Bu medreselerde ilim tahsil eden insanlar bu yeni yurdun ebed müddet bir vatan
haline gelmesi için yazılı eserler, edebî metinler, kurucu metinler üretmişlerdir.
Anadolu'nun İslamlaşmasında üretilen bu kurucu metinlerin önemi büyüktür. Yazıldıkları
dönemden itibaren büyük bir kabul görerek okunan ve öncü metin özelliği taşıyan şaheser
niteliğindeki eserler kendilerinden sonra benzer eserlerin oluşumuna da zemin hazırlamışlardır.
Bu kurucu metinlerin başında, yaygın adıyla “Mevlid” diye bilinen ve Osmanlı'nın “Fetret
Dönemi”nde Süleyman Çelebi tarafından kaleme alınan “Vesîletü'n-Necât” gelmektedir.
Kardeş kavgalarından ve devletin geleceğinden endişelenerek büyük bir ümitsizliğe düşen Türk
topluluklarına umut aşılayan ve onlara kurtuluş yolunu gösteren bir başyapıttır “Vesîletü'n Necât”.
Günümüz Türkçesiyle “Kurtuluş Vesilesi” olarak isimlendirebileceğimiz bu şaheser, yaşanan
olaylar karşısında umutsuzluğa düşen ve geleceklerinden endişe duyan dönemin insanlarına,
kurtuluşun Hz. Peygamber'de olduğunu hatırlatan muhteşem bir metindir.
Anadolu'da olduğu gibi Osmanlı'nın hâkim olduğu tüm topraklarda sevinçte ve hüzünde,
doğumda ve ölümde ilk akla gelen ve besteli bir şekilde okunan bu esere farklı dillerde nazireler
yazılmıştır.
2022 yılı eserin müellifi Süleyman Çelebi'nin 600. vefat yılı olması dolayısıyla Unesco tarafından
Süleyman Çelebi ve Mevlid Yılı olarak kabul edilmiştir. Bundan dolayı yıl içerisinde Vesîletü'n Necât'la ilgili çeşitli etkinlikler ve salon programları düzenlenmiştir.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi olarak Türk Dil Kurumu ile birlikte 27-29 Ekim 2022 tarihlerinde,
“Türk Kültüründe Mevlit Geleneği” başlığıyla bir sempozyum gerçekleştirdik. Sempozyumumuza
Sivas Valiliği ve Sivas Belediyesi de destek vermiştir.
Sempozyumda, Süleyman Çelebi ve Vesîletü'n-Necât'ın yanı sıra Türkiye, Türk Dünyası ve çevre
kültürlerdeki mevlit geleneği konuları ile Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin mevlitleri
de ele alınmıştır.
Sempozyumda ülkemizin çeşitli şehirlerinden ve yurt dışından gelen katılımcılar tarafından 17
oturumda toplamda 67 bildiri sunulmuştur. Aynı anda 3 farklı salonda sunulan bildirilere ek
olarak bazı oturumlara katılımcılar çevrimiçi olarak da bağlanma imkânı bulmuştur.
Bahsettiğimiz tarihlerde icra edilen programda sunulan ve metinleri yeniden gözden geçirilen
tebliğlerin bir araya getirilmesiyle, elinizde tuttuğunuz işte bu kitap ortaya çıkmıştır.
Mevlid konusunda geniş bilgi birikiminin bir kitap halinde ortaya çıkmasında hiç şüphesiz
katılımcı hocaların büyük emekleri bulunmaktadır. Bu sebeple hocalarımız başta olmak üzere,
düzenleme kurulumuz, sempozyumun gerçekleşmesine katkı sunan tüm akademik ve idari
personelimiz ile kitabın güzel bir tasarımla baskısını gerçekleştiren matbaa ve yayınevi
çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
2023-01-01T00:00:00ZEDEBİYAT FAKÜLTESİ LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU-IIhttps://hdl.handle.net/20.500.12418/132302022-10-06T00:00:32Z2022-01-01T00:00:00ZEDEBİYAT FAKÜLTESİ LİSANSÜSTÜ ÖĞRENCİ SEMPOZYUMU-II
Erdoğan Taş, Mehtap; Çakır, Mustafa Sefa
Öğrenci sempozyumları birçok akademisyenin hayatında güzel ve heyecanlı
hatıralar olarak yer almaktadır. Akademiye adım atmanın, ilk kez başkaları karşısında
bildiri sunmanın heyecanı hepimizce malumdur. Kişinin bulunduğu alandaki
hocalarla tanışmak, gündemden haberdar olmak, kimlerin hangi çalışmaları
yaptığını öğrenmek, en önemlisi de tecrübeli hocalardan istifade etmek gibi birçok
katkısı olan büyük sempozyumların küçük birer provası gibidir öğrenci
sempozyumları.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi olarak biz de öğrencilerimize
bu tecrübeyi yaşatmak istedik. Gelenek hâline getirmeyi düşündüğümüz lisansüstü
öğrenci sempozyumunun bu sene ikincisini gerçekleştirmiş olduk. Bu sene geçen
seneye göre daha yoğun bir katılımın olduğu sempozyumlarımızda her sene hem
nitelik hem de incelik olarak artış olmasını temenni ediyoruz.
Bu sempozyum kitabında toplam otuz yedi öğrencinin bildiri tam metni
bulunmaktadır. On oturum hâlinde gerçekleştirdiğimiz sempozyumun kitabını da
oturumlar şeklinde tasnif ettik. Normalde programda kırk öğrenci olmasına rağmen
çeşitli nedenlerle sempozyuma katılamayan veya bildiri tam metnini gönderemeyen
öğrenciler nedeniyle kitap otuz yedi bildiri metnini içermektedir.
Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyoloji, Felsefe, Sanat Tarh, Arkeoloji ve Sosyal
Hizmet bölümlerinden öğrencilerin sunduğu bütün bildiriler bu kitapta toplanmıştır.
Sempozyumda emeği geçen başta düzenleme kurulu olmak üzere herkese
teşekkür eder, seneye daha fazla bölümden ve daha geniş bir katılımla yapmayı
temenni ettiğimiz sempozyumda görüşmek üzere herkese iyi çalışmalar dileriz.
2022-01-01T00:00:00ZHasan Tevfik Efendi’nin Muharrem Ayı ve Kerbelâ Hâdisesi’ne Dair RisalesiYekbaş, Hakanhttps://hdl.handle.net/20.500.12418/120922020-01-14T00:00:16Z2010-01-01T00:00:00ZHasan Tevfik Efendi’nin Muharrem Ayı ve Kerbelâ Hâdisesi’ne Dair Risalesi
Yekbaş, Hakan
İslam tarihinin en acı olaylanndan biri olan Kerbela Hadisesi'nin
sadece siyasi, dini ve sosyal sonuçları olmamıştır. Hz. Hüseyin ile aile
efradının yanı sıra yetmişe yakın kişinin I O Muharrem' de Em evi halifesi
Yezid'in askerleri tarafından Kerbela'da şehit edilmesinin özellikle İslam
aleminde kültürel ve edebi birçok yansıması olmuştur. Bu vesileyle Ehl,..i .
Beyt sevgisinin kalplere ikame edilmesi amacıyla Kerbela Hadisesi'ni
konu alan birçok eser yazılmıştır. İslam dünyasında nefretle kınanan bu
Hadisenin yankıları belki de en çok kendisini edebiyatta göstermiş ve
İslam milletlerinin hemen hepsinin işlediği ortak bir tema olmuştur.
Öyleki hangi mezhepten ve milletten olursa olsun bu olaya tepki gösteren
her müellif, bu konu hakkında mensur veya manzum bir eser te'lif
etmiştir. Bu bağlamda "Kerbela Edebiyatı" olarak adlandıracağımız bir
edebiyatın meydana geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle
söz konusu Türk edebiyatı olunca Kerbela Hadisesi'nin meydana gelişi,
ehl-i beyt, Hz. Hüseyin; şairler ve yazarlar için her vesile ile konu
olagelmiştir. Bu cümleden olarak Kerbela Hadisesi, bazen müstakil
olarak bazen de divanlar~a "maktel, mersiye, muharemiyye" gibi türlere
büyük ölçüde kaynaklık etmiştir.
2010-01-01T00:00:00ZCabbarzâde Çapanzâde Mehmed Ârif Bey'in Bilinmeyen Bir Eseri Metrûkât-ı Mukaddese-i Risâlet Eşyâ-yı MenkûleYekbaş, Hakanhttps://hdl.handle.net/20.500.12418/120902020-01-14T12:26:58Z2016-01-01T00:00:00ZCabbarzâde Çapanzâde Mehmed Ârif Bey'in Bilinmeyen Bir Eseri Metrûkât-ı Mukaddese-i Risâlet Eşyâ-yı Menkûle
Yekbaş, Hakan
Bozok’un kurucu ailelerinden Çapanoğulları sülalesine mensup Cabbârzâde (Çapanzâde) Mehmed
Ârif, XIX. asırda yaşamış nev’i şahsına münhasır bir şahsiyettir. Aynı zamanda mutasavvıf bir zat olan Ârif
Bey, zamanın ilim ve irfan sahibi kimseleri arasındadır. Tefsir, hadis, tasavvuf, şerh, şiir ve tarih başta olmak
üzere birçok alanda eser vermiş velud bir müelliftir.
Cabbarzâde Mehmed Ârif Bey’in kaynaklarda on yedi kadar eseri olduğu belirtilmektedir.
Bildirimize konu olan “Metrûkât-ı Mukaddese-i Risâlet Eşyâ-yı Menkûle” isimli risale, Mehmed Ârif Bey’in
daha önce kaynaklarda bahsi geçmeyen ve bilinmeyen bir eseridir. Söz konusu risale, Hz. Muhammed’in
giymiş ve kullanmış olduğu takke, sarık, hırka, mühür, nalın, yatak, mızrak, kılıç gibi eşyaların vasıflarından
bahsetmektedir. Konusu itibarıyla bir şemail olan risale, 10 varaktan müteşekkildir. Ketebe kaydından 17
Zilkade 1321 (4 Şubat 1904)’de tamamlandığı anlaşılan eserin müellif nüshası olması muhtemeldir.; Cabbârzâde (Çapanzâde) Mehmed Ârif, who belongs to the family of Çapanoğulları which is one
of the founding families of Bozok, is one of the unique characteristics who lived in the XIXth century. Ârif
Bey, who is also a sufi, is among the people of science and wisdom of his time. He is a prolific author who
produced variety of works like the interpretation of Quran, hadith, sufism, interpretation, poetry and history.
It is stated in some studies that Cabbarzâde Mehmed Ârif Bey has seventeen works. The booklet
titled as “Metrûkât-ı Mukaddese-i Risâlet Eşyâ-yı Menkûle”, which is the topic of this paper, is not mentioned
in previous sources and not known by many people. The booklet tells the characteristics of the belongings
Prophet Muhammad wore or used like coif, turban, cardigan, seal, patent, bed, spear, and sword. The work
which tells appearance is composed of 10 foils. The work which is understood to have been finished on 17
Zilkade 1321 (4 February 1904) from the colophon record, is probably the original copy written by the author.
2016-01-01T00:00:00Z