dc.contributor.advisor | Kılavuz, Raci | |
dc.contributor.author | Karatay, Murat | |
dc.date.accessioned | 2022-02-17T07:20:02Z | |
dc.date.available | 2022-02-17T07:20:02Z | |
dc.date.issued | 2019 | tr |
dc.date.submitted | 2019-07-16 | |
dc.identifier.other | viii, 145 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.12418/12443 | |
dc.description.abstract | Modernite, 16. yüzyıldan bu yana Avrupa'da meydana gelen düşünce
sistemine bağlı olarak sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi dönüşümlere yol açmıştır.
Siyasi dönüşümün bir neticesi olarak ortaya çıkan uluslaşma ve ulus-devlet, siyasi
örgütlenmelerin yeni bir hal almasına neden olmuşlardır. Siyasi örgütlenme,
imparatorun egemenliğinin kaynağını teolojik unsurlardan değil, yönetimde artık söz
sahibi olmaya başlayan halktan aldığı bir yapıya bürünmüştür. Yönetimde söz sahibi
olmaya başlayan halk, bir arada bulunmuşlıklarını ve ülkelerine karşı hissetikleri
aidiyet duygusunu ulus olma bilincine taşımıştır.
Ulus-devletlerin kurulması ile otorite tek elde toplanarak merkeziyetçi bir
yönetim tarzı uygulamaya konulmuştur. Bu bağlamda, ulus-devlette yöneticinin
meşruiyet kaynağının halk olmasına karşın devletin halk üzerindeki dizayn etme,
düzen sağlama ve homojenleştirme eğilimi geleneksel devlet yapısına göre oldukça
etkili bir hale gelmiştir. Siyasi güç, halkın aidiyet hissini diri tutmak ve ulusal
bilincin yerleşmesini sağlamak amacıyla feodal yapıda rastlanmayan şekilde halkı
kültürel homojenleştirmeye tabi tutmuştur. Bu kapsamda modernite sonrasında
ortaya çıkan düşünce tarzı, siyasi erkin kültürel homojenleştirmeyi uygularken en
önemli dayanağı olmuştur. Halktan modern yaşam şekline intibak etmesi ve
kültürünü buna göre şekillendirmesi beklenmiştir.
Avrupalı Yahudilerin diğer Avrupalı toplumlara benzer şekilde modernite ile
meydana gelen söz konusu dönüşümden etkilenmemeleri mümkün olmamıştır.
Avrupa'nın yaşadığı dönüşüm Yahudiler açısından olumlu ve olumsuz olmak üzere
iki şekilde sonuçlanmıştır: Ulus-devletlerin inşası ve uluslaşma bilincinin yer etmeye
başlaması neticesinde Avrupalı Yahudiler istenmeyen toplum haline gelirken, diğer
taraftan Avrupa milliyetçiliklerine karşı refleks olarak da Yahudi milliyetçiliğinin
doğuşu gerçekleşmiştir.
Yahudi milliyetçiliğinin diaspora milliyetçiliği olarak Avrupalı örneklerden
farklı şekilde gelişmesine karşın ulus-devlet inşasının akabinde siyasi güç Yahudi
ulusunu meydana getirme adına uyguladığı kültürel homojenleştirme politikasının
merkezine modern Avrupalı yaşam tarzını almıştır. Homojen bir Yahudi toplumunun
oluşturulması amacıyla 1950'lilerden itibaren yoğun şekilde Ortadoğu ülkelerinden
vi
göç ettirilen Mizrahi Yahudileri kurucu elitlerin sistemli olarak uyguladıkları
"Absorption Policy" (Hazmetme Politikası) 'na maruz kalmışlardır.
Hazmetme Politikası, Mizrahi Yahudileri'nin geri kalmış toplum yapısına
sahip olduğu yönünde ayrımcı bir önyargıyla ortaya çıkmıştır. Söz konusu anlayışla
uygulamaya konulan Hazmetme Politikası, Mizrahi Yahudileri'nin gelişmişlik
yönünden geride kalmasına neden olmuştur. Ayrımcı politikalara maruz kalan
Mizrahi Yahudiler arasında zamanla kolektif bir tepki kültürü oluşmuştur.
Teorik çalışma yöntemi, tarihsel-kronolojik okuma, metin analizi ve
yorumbilimsel çıkarsama yöntemleri izlenerek gerçekleştirilen bu çalışmada
Aşkenazi Yahudileri'nin Mizrahi Yahudileri maruz bıraktıkları ayrımcı politikanın
fikri altyapısının nedenleri, ayrımcı politikaların hangi alanlarda ortaya koyulduğu,
Mizrahi kökenli Yahudileri bu politikalar karşısında gerçekleştirdikleri refleksler
analiz edilmiştir. | tr |
dc.description.abstract | Modernity has led to social, cultural, economic and political transformations
depending on the thinking system that has taken place in Europe since the 16th
century. Nationalization and nation-state, which emerged as a result of political
transformation, led to a new state of political organizations. The political
organization has taken the source of the emperor's rule not from theological
elements, but from the people who are now beginning to have a say in the
administration. The people who started to have their say in the administration
brought their unity and their sense of belonging to their country into the
consciousness of being a nation.
With the establishment of nation-states, authority was gathered in one hand
and a centralized management style was implemented. In this context, although the
source of legitimacy of the ruler in the nation-state is the people, the tendency of the
state to design, maintain order and homogenize on the people has become quite
effective according to the traditional state structure. Political power subjected the
people to cultural homogenization, which was not seen in the feudal structure, in
order to keep the people's sense of belonging alive and to ensure the settlement of the
national consciousness. In this context, the way of thinking that emerged after
modernity has been the mainstay of political power in applying cultural
homogenization.
It has not been possible for European Jews to be affected by the
transformation of modernity, similar to other European societies. The transformation
of Europe has resulted in two ways, positive and negative for the Jews: As a result of
the construction of nation-states and the consciousness of nationalization, European
Jews became an unwanted society, on the other hand, Jewish nationalism was born
reflexively against European nationalism.
Despite the development of Jewish nationalism differently from European
examples as diaspora nationalism, after the construction of the nation-state, the
political power has placed the modern European lifestyle at the center of its cultural
homogenization policy in order to form the Jewish nation. In order to create a
homogeneous Jewish society, the Mizrahi Jews who were immigrated from Middle
viii
East countries intensively since the 1950s were subjected to the systematic
"Absorption Policy" of the founding elites.
The Absorption Policy has emerged with a discriminatory prejudice that the
Mizrahi Jews have an underdeveloped structure of society. The Absorption Policy,
which was put into practice with this understanding, caused the Mizrahi Jews to fall
behind in terms of development. Over time, a collective response culture has
emerged among Mizrahi Jews who have been subjected to discriminatory policies.
In this study, which was carried out by following the theoretical study
method, historical chronological reading, text analysis and interpretive inference
methods, the reasons of the intellectual infrastructure of the discriminatory policy
that Ashkenazi Jews exposed to the Mizrahi Jews, the areas in which discriminatory
policies were put forward, and the reflexes they analyzed against these policies were
analyzed. | tr |
dc.language.iso | tur | tr |
dc.publisher | Sivas Cumhuriyet Üniversitesi-Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | tr |
dc.subject | Modernite | tr |
dc.subject | Ulus-Devlet | tr |
dc.subject | Uluslaşma | tr |
dc.subject | Hazmetme Politikası | tr |
dc.subject | Aşkenazi | tr |
dc.subject | Mizrahi | tr |
dc.title | Yahudi Uluslaşma Sürecinde Öteki Kavramı Ve Mizrahi Yahudileri | tr |
dc.type | masterThesis | tr |
dc.contributor.department | Sosyal Bilimler Enstitüsü | tr |
dc.relation.publicationcategory | Tez | tr |