Ulemâ, göç ve devlet: Kırım harbi’nden sonra osmanlı ülkesine göç eden ulemânın iskânına dair bazı bilgiler
Abstract
Yıllarca yaşadığı topraklardan göç ettirilmek, insanoğlunun yaşamı süresince karşılaşabileceği en talihsiz olaylardan birisidir. Bu çalışmadaki anlamıyla göç; her türlü askerî, ekonomik ve kültürel baskıya maruz kalan insanların başvuracakları en son çarelerden birisidir. Çünkü göçerken hatıralarından başka bir de taşınabilir mal varlıklarını yanlarına alabilme imkânı bulunan insanlar geride bunlardan daha fazlasını bırakırlar. Altı asır gibi uzun bir tarih ve üç kıta gibi geniş bir coğrafyaya sahip olan Osmanlı İmparatorluğu da göç hadisesi ile sık sık karşılaşmak durumunda kalmıştır. Ancak söz konusu karşılaşma hiçbir zaman Kırım Harbi’nden (1853–1856) sonraki kadar sık yaşanmamıştır. Harpten sonra Kafkasya ve Balkanlar’dan Osmanlı ülkesine doğru başlayan göç dalgası imparatorluk idarecileri için ayrıca mesai, çaba ve para sarfını gerektiren yeni bir mesele halini alacaktır. Bu çalışmada, bazı örnek hadiselerden hareketle Kırım Harbi sonrasında Osmanlı ülkesine sığınan göçmenler arasında bulunan ulemâ sınıfının imparatorluk sınırları içerisinde yerleştirilmelerinde nasıl bir yöntemin izlenildiği ve kendilerine ne tür yardımlarda bulunulduğu açıklanmaya çalışılacaktır. Ayrıca bu süreçte karşılaşılan güçlüklere de dikkat çekilecektir. İmam, şeyh, müftü gibi İlmiye’ye mensup zümrelerden başka daha ziyade müderrislerin inceleneceği bu çalışmada son olarak muhacir ulemânın Osmanlı toplumsal ve kültürel yaşamına nasıl bir katkıda bulunmuş olduklarına da değinilecektir. Having to emigrate from one’s land is one of the most unfortunate events a person can face during his life time. Immigration, as it used in this study, is one of the last resources for people who only have the chance to carry with them their memories and moveable goods,leave much more than these behind. The Otoman Empire with its history spanning six hudret years and with its territory expanding into three continents had to face immigration rather frequently. This meeting, however, had never been as much frequent as it was after the Crimean War (1853-1856). The immigration wave following the war from Caucasia and the Otoman country became a new problem that needed to be addressed with more effort, struggle, and Money fort he administrators of the empire. Therefore, this study aims at explaining the ways in which the ulemâ class, who were among the imigrants who took refuge in the Otoman country, was settled within the borders of the empire and what kind of assistance was provided fort them. Further, problems that arose during this process will be handled. This study evaluates the müderris rather than the groups belonging to the ilmiye like the imam, sheikh, and mufti and lastly focses on the king of the immigrant ulemâ to the Otoman social and cultural life.
Source
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi DergisiVolume
52Issue
1URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRNM056SXhNUT09https://hdl.handle.net/20.500.12418/3120
Collections
Related items
Showing items related by title, author, creator and subject.
-
OSMANLI DEVLETİ'NİN SON DÖNEMİNDE POSTA GÜVERCİNLERİ
Sevilay Özer (2015)Güvercinlerin haberleşmede kullanımı çok eski tarihlere dayanmaktadır. "Posta Erleri", "İlk Hava Postacıları" gibi adlarla anılan posta güvercinleri özellikle insanlığın teknoloji ile tanışmadığı dönemlerde etkin olarak ... -
MEKTUP ROMAN TEKNİĞİ VE TÜRK ROMANINDAN İKİ ÖRNEK: MEKTUP AŞKLARI VE KEDİ MEKTUPLARI
Evren Karataş (2012)Mektup türü, teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan yeni iletişim seçenekleri karşısında gücünü koruyamayıp gözden düşmüş olsa da bu türün edebiyat geleneğinde dikkate değer bir birikim oluşturduğu görülür. ...