Doğumsal Nazolakrimal Kanal Tıkanıklığı ve Effüzyonlu Otitis Media Birlikteliği
Abstract
Amaç: Doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı ile effüzyonlu otitis media'nın birlikte görülme sıklığını, önemini ve tedavi sonuçlarımızı değerlendirmek. Yöntem: Kliniğimize gözde sulanma şikayeti ile başvuran ve doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı olan 41 ardışık olgu çalışma kapsamına alındı. Ortalama takip süresi 17.5±8.0 ay idi. Tüm olguların otorinolaringolojik ve timpanometrik muayeneleri yapıldı. Yaşları 12 aydan küçük olgulara kese bölgesine hidrostatik masaj önerilirken, yaşları 13 aydan büyük olgulara genel anestezi altında sondalama girişimi yapıldı. Bulgular: Çalışma kapsamına ortalama yaşı 19.4±13.31 ay olan, 14'ü erkek, 27'si kız toplam 41 olgu alındı. Hidrostatik masaj önerilen 28 olgunun 25'inde (%89.3) nazolakrimal kanal tıkanıklığı açılırken, 3 (%10.7) olguda tıkanıklık açılmadı ve sondalama işlemi uygulandı. Tüm olguların 6'sında (%14.6) tek taraflı, 11 de (%26.8) iki taraflı olmak üzere toplam 17 olguda (%41.5) effüzyonlu otitis media mevcuttu. Sonuç: Çalışmamız; doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığının effüzyonlu otitis media ile birlikte olabileceğini desteklemektedir. Bu nedenle, doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısı konan olguların, effüzyonlu otitis media yönünden de otorinolaringolojik muayene ile değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünüldü Objective: To evaluate the importance and frequency of congenital nasolacrimal duct obstruction associated with otitis media and effusion. Method: Consequent 41 patients with congenital nasolacrimal duct obstruction admitted with a complaint of epiphora were included to the study. All patients underwent otorhinolaryngological and tympanometric examinations. Hydrostatic massage was recommended to the patients aged less than 12 months and to the patients overtime age probing under general anesthesia was performed. Results: Fourteen boys and 27 girls, totally 41 patients with a mean age of 19.4±13.31 (3-75) months were included to the group study. The mean following time was 17.5±8.0 (3-28) months. Nasolacrimal duct obstruction was treated in 25 (89.3%) patients with hydrostatic massage, whereas probing was applied to 3 (10.7%) patients who did not improve with hydrostatic massage, 17 (41.5%) patients had otitis media with effusion and 6 (14.6%) of these patients had unilateral, 11 (26.8%) had bilateral otitis media with effusion. Conclusion: Our study supported that congenital nasolacrimal duct obstruction may be associated with otitis media and effusion. For this reason, we can state that in patients diagnosed as congenital nasolacrimal duct obstruction, it of otorhinolaryngologic examination will be an appropriate approach
Source
Tıp Araştırmaları DergisiVolume
13Issue
1URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRrMk56WTFOUT09https://hdl.handle.net/20.500.12418/3872
Collections
- Makale Koleksiyonu [3404]
- Öksüz Yayınlar Koleksiyonu - TRDizin [3395]