Yazar "Çam, Selim" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Combination of infra-red light with nanogold targeting macrophages in the treatment of Leishmania major infected BALB/C mice(2022) Yasak Güner, Rukiye; Berksoy Hayta, Sibel; Tosun, Mustafa; Akyol, Melih; Özpınar, Necati; Akın Polat, Zübeyde; Eğilmez, Hatice Reyhan; Çelikgün, Serkan; Çam, SelimPurpose: In the treatment of cutaneous leishmaniasis (CL), developing drug resistance, existing toxic effects of drugs and failure respond to treatment cause the need to try different treatment methods. We investigated the effect of gold-conjugated macrophage-specific antibody on amastigotes under infra-red light for the treatment of CL. Methods: Female BALB/c (4–8 weeks old, 20 ± 5 g weight) mice were used in the study. The L. major strain was inoculated on the soles of mice in amastigote form and subpassed. Nanogold (Au), Auþ macrophage-specific antibody (MSA) modification and near infra-red (NIR) (5 seconds) were applied to mice groups that developed cutaneous leishmaniasis on their soles. On the 5th and 10th days of the treatment, the lesions were examined clinically and pathologically. Results: When the erythema values were examined, the highest decrease was calculated in the Auþ MSAþ NIR group in the measurements made on the 10th day (p < 0.014). The best improvement in 10th day measurements is in the NIR and Auþ MSAþ NIR groups when area values were examined (p ¼ 0.011, p ¼ 0.001). There was a statistically significant difference between the groups in terms of parasite load (PL) (p < 0.005) in pathological evaluation. According to PL grouping, the best result is NIR (p ¼ 0.002). When both main titles (clinical and pathological) are examined, the Au þ MSAþ NIR group is thought to have an optimal therapeutical feature. Conclusions: Auþ MSAþ NIR combination could be a new treatment approach for CL treatment.Öğe Does Emotional Eating Affect Online Food Purchasing Intention?(Olgun KİTAPCI, 2023) Tuna, Murat Fatih; Çam, SelimPurpose: The aim of this study was to explore the mediating role of emotional eating between social media addiction and food product purchase intention. Design/Methodology/Approach: In this study, data were collected by convenience sampling method by considering economic and temporal conditions. A total of 601 questionnaires were included in the study by selecting the ones suitable for analysis from the data collected from 644 participants. Mediation model was applied to the created data set. At the same time, Mann-Whitney U and Kruskal-Wallis H tests were applied to reveal the difference in scale mean according to demographic variables. Results: The results of the analyses revealed that online purchase intention, emotional eating and social media addiction scales did not differ according to the demographic characteristics of the participants. In terms of mediation, it is seen that emotional eating has a supporting role between social media addiction and online purchase intention. Originality: Evaluating food and beverage ordering through P2P platforms together with consumption and psychological elements reveals the importance of the study. Keywords: Online Purchase Intention, Social Media Addiction, Emotional Eating, Food Products, Peer-to-Peer (P2P) PlatformsÖğe Empowering marketing intelligence via text analytics(IGI Global, 2024) Çam, SelimToday's economic world has created incredible opportunities for businesses to drive digital transformation through new intelligent systems and services, from big data to marketing intelligence. This has increased the need for computer-aided text analytics. The inadequacy of the classical marketing information system structure has caused the information flow in marketing to evolve into marketing intelligence. The orientation in marketing intelligence is linked to a fundamental marketing innovation that businesses cannot avoid, and to the structure and quality of the data from which the information will be obtained. Although text mining and analytics studies are frequently associated with marketing research in the literature, it is not seen that text analytics studies are addressed within the scope of marketing intelligence. The current chapter aims to examine how textual data, which can be expressed as an undeniable dimension of marketing intelligence, strengthens marketing intelligence with the support of literature. © 2024, IGI Global. All rights reserved.Öğe Hedonik Alışveriş Yapan Bireylerde Satın Alma Unsurlarının Etkileşimi(2022) Yıldız, Selçuk Yasin; Çam, SelimGeçmişte yapılan çalışmalar, bireylerin alışveriş süreçlerine dair bilinmeyenleri açıklamaya başlamış olsa da hala tüketici zihnini anlamak tam anlamıyla mümkün olamamaktadır. Tüketici davranışlarına dair yapılan her çalışma, bu bilinmezliği ortadan kaldırmak adına, literatüre katkı sunmaktadır. “Tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden hangi gösterge, hangi hedonik alışveriş motivasyonu içerisinde daha etkilidir?”sorusuna yanıt aramak için yapılan bu çalışma, tüketicilerin satın alma kararlarını verirken yaşadıkları karmaşanın çözümü adına, karar verme yöntemlerinden DEMATEL tekniği kullanılarak hazırlanmıştır. Tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergelerin, hedonik alışveriş motivasyonlarına göre nasıl konumlandıklarını anlamak amacıyla hedonik ürün listesinde yer alan ürünleri yakın zamanda tercih etmiş bireylerden veri toplanmıştır. Katılımcıların hem hedonik alışveriş motivasyonlarını hem de satın alma davranışlarına etki eden göstergelerini bölümlendirerek analize devam edilmiştir. Herhangi bir hedonik alışveriş motivasyonun 3’ün üzerinde hesaplanması (5’li likert için) katılımcının ilgili motivasyona sahip olduğuna yorumlanmıştır. Benzer şekilde, tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergelerde de katılımcıların verdikleri cevaplara göre bir hiyerarşi elde edilmiştir. Hedonik alışveriş motivasyonuna sahip olduğu belirlenen katılımcılar için, DEMATEL analizi yardımıyla tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergeler arasındaki etki ve önemleri hesaplanmıştır. Bu yöntem ile satın alma davranışına etki eden göstergeler arasındaki nedenselliğin yönü de ortaya çıkartılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, bireylerin sosyalleşmek için alışveriş yapma ve fikir edinmek için alışveriş yapma motivasyonlarında göstergelerin önem istatistikleri diğer motivasyonlara göre yüksek hesaplanmıştır. Prestij algısı, fırsatları yakalamak için alışveriş yapma motivasyonunda en yüksek etki değerine sahipken; benlik algısı diğer tüm hedonik alışveriş motivasyonlarında en yüksek etki değerine sahip gösterge olarak hesaplanmıştır. Doğrudan gözlem yoluyla anlaşılması mümkün olmayan örüntülerin ortaya çıkarılmasında kullanılabilecek bu yöntem, çalışmada hedonik alışveriş motivasyonları çerçevesinde kullanılmıştır. Bu çalışmada kullanılan DEMATEL araştırma yönteminin, tüketici psikolojisine etki eden farklı unsurların ortaya çıkarılmasında kullanılabileceği gelecek araştırmalarda kullanılması önerilmektedir.Öğe Hedonik Alışveriş Yapan Bireylerde Satın Alma Unsurlarının Etkileşimi(Mustafa Süleyman ÖZCAN, 2022) Yıldız, Selçuk Yasin; Çam, SelimGeçmişte yapılan çalışmalar, bireylerin alışveriş süreçlerine dair bilinmeyenleri açıklamaya başlamış olsa da hala tüketici zihnini anlamak tam anlamıyla mümkün olamamaktadır. Tüketici davranışlarına dair yapılan her çalışma, bu bilinmezliği ortadan kaldırmak adına, literatüre katkı sunmaktadır. “Tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden hangi gösterge, hangi hedonik alışveriş motivasyonu içerisinde daha etkilidir?” sorusuna yanıt aramak için yapılan bu çalışma, tüketicilerin satın alma kararlarını verirken yaşadıkları karmaşanın çözümü adına, karar verme yöntemlerinden DEMATEL tekniği kullanılarak hazırlanmıştır. Tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergelerin, hedonik alışveriş motivasyonlarına göre nasıl konumlandıklarını anlamak amacıyla hedonik ürün listesinde yer alan ürünleri yakın zamanda tercih etmiş bireylerden veri toplanmıştır. Katılımcıların hem hedonik alışveriş motivasyonlarını hem de satın alma davranışlarına etki eden göstergelerini bölümlendirerek analize devam edilmiştir. Herhangi bir hedonik alışveriş motivasyonun 3’ün üzerinde hesaplanması (5’li likert için) katılımcının ilgili motivasyona sahip olduğuna yorumlanmıştır. Benzer şekilde, tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergelerde de katılımcıların verdikleri cevaplara göre bir hiyerarşi elde edilmiştir. Hedonik alışveriş motivasyonuna sahip olduğu belirlenen katılımcılar için, DEMATEL analizi yardımıyla tüketicilerin satın alma davranışlarına etki eden göstergeler arasındaki etki ve önemleri hesaplanmıştır. Bu yöntem ile satın alma davranışına etki eden göstergeler arasındaki nedenselliğin yönü de ortaya çıkartılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, bireylerin sosyalleşmek için alışveriş yapma ve fikir edinmek için alışveriş yapma motivasyonlarında göstergelerin önem istatistikleri diğer motivasyonlara göre yüksek hesaplanmıştır. Prestij algısı, fırsatları yakalamak için alışveriş yapma motivasyonunda en yüksek etki değerine sahipken; benlik algısı diğer tüm hedonik alışveriş motivasyonlarında en yüksek etki değerine sahip gösterge olarak hesaplanmıştır. Doğrudan gözlem yoluyla anlaşılması mümkün olmayan örüntülerin ortaya çıkarılmasında kullanılabilecek bu yöntem, çalışmada hedonik alışveriş motivasyonları çerçevesinde kullanılmıştır. Bu çalışmada kullanılan DEMATEL araştırma yönteminin, tüketici psikolojisine etki eden farklı unsurların ortaya çıkarılmasında kullanılabileceği gelecek araştırmalarda kullanılması önerilmektedir.Öğe POTANSİYELİ KEŞFETMEK: MÜŞTERİ BAĞLILIĞI VE ONLINE ALIŞVERİŞ MOTİVASYONUNUN MMO OYUNCULARININ DAHA FAZLA ÖDEME İSTEKLİLİĞİ ÜZERİNDEKİ ARACILIK ETKİSİ(Marmara Üniversitesi, 2025) Çam, SelimBu çalışma, MMO oyuncularının bağımlılık düzeylerinin ödeme isteklilikleri üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu etki, çevrimiçi alışveriş motivasyonu ve müşteri bağlılığı değişkenlerinin aracılığı ile incelenmektedir. Çevresel faktörlerin ödeme istekliliği üzerindeki etkisi, bağımlılık seviyesi sabit kalsa bile, çevrimiçi alışveriş motivasyonu ve müşteri bağlılığı ile araştırılmıştır. Online oyun katılımcılarının tutum ve algılarına ilişkin veriler çevrimiçi anket aracılığıyla toplanmıştır. Çalışmaya dahil edilen katılımcı sayısı 772 kişi olarak belirlenmiştir. Bu örneklem büyüklüğüne göre çalışmanın gücü %96,5 olarak hesaplanmıştır. Katılımcıların demografik özellikleri açıklandıktan sonra analizler YEM ile gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, ödeme istekliliğinin çevrimiçi oyun bağımlılığı seviyesinden etkilendiğini doğrulamaktadır. Online alışveriş motivasyonları arasında erken benimseme, uyarım arayışı ve müşteri bağlılığı değişkenleri hem ayrı ayrı hem de birlikte tüketicilerin ödeme istekliliğini artırmaktadır. Bu makale, MMO oyuncularının satın alma ve ödeme davranışlarını inceleyerek, giderek artan sayıda çevrimiçi oyuncunun davranışları hakkında net bir görüş sunmaktadır.Öğe Psychiatric Comorbidity and Psychosocial Impairments in Children with Dermatologic Disorders(2020) Çiçek, Ayla Uzun; Sarı, Seda Aybüke; Güner, Rukiye Yasak; Akyol, Melih; Hayta, Berksoy Sibel; Çam, SelimObjective: Few studies have explored the psychiatric comorbidity, psychological and social factors in the field of pediatric psycho-dermatology, thus the literature about children and adolescents is limited. In this study, we aimed to find out the prevalence and pattern of psychiatric comorbidity and to investigate the impacts of dermatological problems on psychological well-being, school performance, self-esteem in children suffering from dermatologic disorders. Method:In total, 247 consecutive outpatients with different dermatologic disorders aged 4–17 years (143 (52.9%) females, mean age 11.81±3.40 years) were included in this study. A semi-constructed diagnosis interview and The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DMS-5) criteria were performed to establish a psychiatric diagnosis according to the age range of the child and adolescent. A specially prepared personal information sheet, Rosenberg Self-Esteem scale and Strengths and Difficulties Questionnaire were applied. Results:The prevalence of psychopathology was found to be 58.7% in our study population. The most common psychiatric comorbidities were anxiety disorders, mood disorders, attention deficit hyperactivitydisorder and disruptive behavior disorders. Dermatologic diagnoses were dividedinto 8 groups. The riskiest dermatologic diagnostic groups in terms of psychopathology, self-esteem, body appreciation anxiety, academic performance, social isolation, stigmatization, significant association with psychosocial stressors at onset and/or exacerbation were psoriasis, primary psychiatric disorders, pigmentation disorders and hair disorders. Conclusions:Psychiatric comorbidity is quite common (58.7%) in the pediatric population with dermatologic disorders. The impacts upon the psychosocial functioning of dermatologic conditions are also enormous. Both dermatologists and child and adolescent psychiatrists should be well aware of psychiatric disturbance or psychosocial impairment, and patients should be meticulously assessed for psychiatric support.Öğe Rasch Analysis of the Dermatology Life Quality Index in Turkish Psoriasis Patients: Validation Study(Ortadogu Reklam Tanitim Yayincilik Turizm Egitim Insaat Sanayi ve Ticaret A.S., 2024) Tosun, Mustafa; Yasak Güner, Rukiye; Çam, Selim; Dırım, Yusuf Cihan; Bülbül Başkan, Emel; Akyol, MelihObjective: The Dermatology Life Quality Index (DLQI) is a widely used quality of life scale in many dermatological diseases such as psoriasis. Recently, there have been discussions about the inadequacy of DLQI in the evaluation of dermatological diseases. This study aimed to examine the psychometric properties of the DLQI scale, in a sample of Turkish psoriatic patients. Material and Methods: A total of 979 psoriasis patients, 509 male (52.4%) and 470 female (47.6%), who filled out the DLQI questionnaire between April 2013 and January 2019, were included in the study. This was a retrospective study conducted. Data were analyzed using the Rasch model to obtain meaningful scores for the DLQI. Results: According to the Rasch analysis, the measurement ability of the ninth question was found to be insufficient in general. It has been determined that DLQI scale items can vary in measuring ability according to age, gender and marital status are insufficient. In addition, it was found that the assumption that the answers in Likert-type expressions in the DLQI scale are equidistant from each other is not correct. Conclusion: DLQI seems to have a poor fit with the Rasch model for Turkish psoriasis patients. In addition, DLQI may vary according to age, gender and marital status. Therefore, it is recommended to develop new scales in the evaluation of psoriasis patients. © 2024 by Türkiye Klinikleri.Öğe Retrospective evaluation of the correlation between climatic factors and peripheral vertigo(Sivas Cumhuriyet University, 2019) Bora, Adem; Durmuş, Kasım; Çam, Selim; Altuntaş, Emine ElifObjective: The present study was to examine seasonal distribution of vertigo and to retrospectively investigate the correlations between vertigo and climatic variables in a region, where continental climate is dominant. Method: Fifty two cases, who applied to our clinic with the complaint of vertigo in between July 2015 and June 2017 and were diagnosed with peripheral vertigo, were included in the study. Meteorological parameters were obtained from YYY weather station. Results: When examining the distribution of the cases by seasons; it was determined that although the number of cases increased in the autumn months. A statistically significant correlation also was not determined between seasonal parameters evaluated and vertigo (p>0.05). When regression analysis individually was performed in terms of causality between climatic parameters and vertigo, the causality in all variables, except for the minimum air temperature during the period of evaluation, was found to be significant. When the difference between sudden short term changes in seasonal variables and the values identified on the day of episode was evaluated, there was a statistically significant difference for all parameters of evaluation except for precipitation (p<0.05). Conclusions: The results of the study revealed that the number of cases increased in the months when seasonal changes with distinct differences of temperature occurred. The results of the related studies in the literature are different from each other. Therefore, we have concluded that it is possible to evaluate clearly the correlation between climatic parameters and vertigo only with studies involving different climatic regions.Öğe Suicidal Ideation and Behaviors In Mothers Of Children with Cerebral Palsy(Sivas Cumhuriyet University, 2022) Canbaş, Muhammed; Polat, Musa; Yilmaz, Nuryil; Çam, Selim; Karadağ, AhmetObjective: Long-lasting care process can result in the withdrawal of the mother with children diagnosed with cerebral palsy (CP) from the social environment and cultural activities while leading also to physical exhaustion. The present study evaluates the levels of depression and anxiety, suicidal ideation, and behaviors in mothers with children diagnosed with CP.Methods: The study included 57 healthy mothers with children aged 2–16 years who have been diagnosed with CP and 41 healthy mothers with healthy children as a control group. The Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), the Scale for Suicidal Ideation (SSI), and the Suicidal Behavior Scale (SBS) were administered to all participants.Results: The sociodemographic status of the mothers of children with CP was similar to that of the mothers with healthy children (p>0.05). The HADS, SSI, and SBS scores were found to be higher in the mothers with children with a CP diagnosis than in mothers with healthy children (p<0.05).Conclusion: The risk of attempted suicide was higher in mothers of children with CP than in those of healthy children. Accordingly, the observation of the psychological status of mothers with children with CP should be considered important.Öğe The association between prognosis and sarcopenia assessed by psoas muscle measurements in elderly male patients with covid-19(Geriatrics Society, 2021) Polat, Musa; Salbaş, Çiğdem Samur; Sari, Sema; Doğan, Mustafa; Çam, Selim; Karadağ, AhmetIntroduction: Sarcopenia, which is defined as a generalized loss of skeletal muscle mass and function, is an important clinical condition, especially among elderly patients with comorbidities. This study assesses the association between prognosis and sarcopenia assessed by psoas muscle measurements in elderly male patients with coronavirus disease 2019. Materials and Methods: This study included 130 consecutive elderly male patients hospitalized with coronavirus disease 2019. The participants were followed until their time of discharge or death. The psoas muscle cross-sectional area, psoas density, and psoas muscle index measurements were performed based on a single-axial computed tomography section at the L2 vertebral corpus. The outcome measurements of the patients were determined as intensive care unit admission and mortality. Results: During the clinical course of these patients, 29.2% (38) were transferred to the intensive care unit, and 13.1% (17) died. The interclass correlation coefficients for the psoas muscle cross-sectional area and density were 0.91 and 0.93, respectively, between observers. Low psoas muscle index is significantly associated with mortality (p = 0.001), and the probability of mortality increases approximately 5–30 times as the psoas muscle index decreases. No factors were identified as being significantly associated with intensive care unit admission. Conclusion: In elderly male patients who are hospitalized due to coronavirus disease 2019, an assessment of the psoas muscle may provide additional information on the prognosis of the disease. © 2021, Geriatrics Society. All rights reserved.Öğe The Effect of Materialism On Conspicuous Consumption Motivation: Examining The Mediating Role of Transformation Expectations(2022) Çam, Selim; Demir, DidemIn today's world of abundance, consumption does not only mean meeting a physical need. Most of the individuals consume to meet certain expectations. At the same time, consumers' search for commodity-oriented benefits has led to the formation of the relationship between the concepts of materialism and conspicuous consumption in the study. Of course, it is another question mark whether the reasons for consumption can also be related to what the customers think they will add to themselves as a result of shopping. For this reason, it has been enquired whether the expectation of transformation mediates materialism and conspicuous consumption motivation (CCM). When the results are examined, it is understood that there is a significant effect between materialism and conspicuous consumption motivation. At the same time, transformation expectations of consumers may also have a mediating role in this effect. It is thought that this effect is a useful finding in terms of increasing sales during the execution of marketing activities. Moreover, it was noted that the materialist perception focused on Success and Happiness was effective on CCM. Success and Happiness-oriented materialistic perception were found to be effective on CCM while Self, Hedonic, and Efficacy mediate Success's influence on CCM, and only Self mediates Happiness's influence on CCM.Öğe The Role of In-Store Consumer Movements in Purchase Decision(2024) Tuna, Murat Fatih; Çam, SelimCustomer contact centres are one of the types of businesses that support digital operations, where goods and services are offered as a bundle of products. Through these centres, consumers can both access sub-services related to telecommunication services and purchase the technologies that will enable this access. The fact that the telecommunications sector has become a locomotive sector in many countries worldwide makes it necessary to understand customers' behaviour. At this point, it is also essential to investigate how they behave in contact centres, which are part of the holistic channel. This study examines the behaviour of store customers who visit contact centres using non-computational methods. The study also compares the observed behaviours according to demographic data and tries to understand the dynamics of the purchase decision process. In this way, the effects of shoppers' profile characteristics, in-store movements and store structure on the termination status and duration of shopping were revealed. While differences were detected according to gender, no significant differences were found according to age in the findings. Similarly, the importance of consumers' in-store movements for sales was presented. It is thought that the results obtained in the research will contribute to both customer contact centres and future research, especially the local authorities of the company where the store data is received.Öğe Veri madenciliğinde kümeleme analizi ve sağlık sektöründe bir uygulaması(Cumhuriyet Üniversitesi, 2014) Çam, Selim; Bircan, HüdaverdiVeri madenciliği, büyük ölçekteki veriler arasından üstü kapalı, çok net olmayan fakat potansiyel olarak kullanışlı olabilecek bilgilerin ortaya çıkartılmasında önemli rol oynamaktadır. Veri madenciliği günümüzde, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yaygınlaşarak birçok disiplin içerisinde yer alan ve kabul gören bir metot halini almıştır.Bu çalışmada, Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi'ne 2011 yılında başvurmuş olan hastaların 2006-2011 arasındaki kayıtlar, hasta başvuru davranışlarının belirlenmesi amacıyla incelenmiştir. Bu bağlamda, iş gücü potansiyeli olan 18-65 yaş arasındaki hastaların verilerine veri madenciliği kümeleme analizi yöntemlerinden olan K-Ortalamalar ve Yoğunluk Tabanlı Kümeleme Algoritması yöntemleri uygulanmıştır. Veri tabanından alınan hasta verileri analiz sonucunda hastaların demografik verileri Ki-Kare, Kruskall-Wallis H ve Mann-Whitney U testleri ile incelenerek, demografik verilerin oluşturulan kümelerle etkileşimde olup olmadığı ortaya konulmuştur. Yapılan analizler sonucunda oluşturulan kümelerde, hastaların yaşlarının kümelere göre farklılık gösterdiği görülmüştür. Ayrıca genç hastaların daha farklı teşhisler ile ileri yaşlardaki hastaların ise daha az çeşitli hastalıklarla hastaneye başvurdukları ortaya çıkartılmıştır. Hastaların Sivas ili sınırlarından gelmesi farklılaşma için bir etken olabildiği gibi, yaşanılan yerler de (köy, kasaba, ilçe, şehir merkezi vb.) kümelere göre farklılık göstermektedir.Bu çalışma esas itibariyle hastaneye başvuru yapan bir hasta için tedavi prosedürleri, personel tahsisi, ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyaçlarının düzenlenmesi gibi hususlarda yardımcı bir nitelik taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Veri, Bilgi, Veri Madenciliği, Yoğunluk Taban Kümeleme Algoritması, K-Ortalamalar Yöntemi
