Yazar "Çiçek, Resul" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Post-mortem serilerde renal pelvikalisiyel sistemin morfolojisinin ve böbrek alt pol infundibulopelvik anatomisinin değerlendirilmesi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Çiçek, Resul; Gültekin, Emin YenerÜriner sistem taşları toplumda sıkça karşılaşılan hastalıklardandır. Teknolojik gelişmelerle birlikte ekstrakorporeal şok dalga litotripsisi, perkütan nefrolitotomi ve retrograd intrarenal cerrahi gibi yeni tedavi prosedürlerinin kullanıma girmesi hastaların mortalite ve morbitidesini daha da azaltmış, hastanede yatış sürelerini kısaltmıştır. Bu işlemlerde başarının en üst seviyeye çıkarılabilmesi ve komplikasyonları azaltabilmek için böbrek toplayıcı sisteminin anatomisini ve morfolojik farklılıklarını işlem öncesinde değerlendirmek gerekmektedir. Bu çalışma, kurumumuzda yapılan otopsi olgularında böbrek toplayıcı sisteminin morfolojisini ve alt polün olumsuz anatomik faktörlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Eylül 2017–Eylül 2018 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında 41 otopsi olgusundan elde edilen 82 böbrek ünitesi çalışmaya dahil edildi. İntrarenal pelvis %78, borderline pelvis %13,4, ekstrarenal %6,1 ve pelvis yokluğu da %2,4 olarak bulundu. Pelvikalisiyel anatomi değerlendirildiğinde %32,9'u bikalisiyel, %26,8'i trikalisiyel, %20,7'si multikalisiyel ve %19,5'i sınıflandırılamayan olarak tesbit edildi. Sampaio klasifikasyonu baz alınarak kaliksler renal pelvise açılım şekline göre değerlendirildiğinde %30,5'nin Tip AI, %17,1'nin Tip A II, %28'nin Tip BI, %18,3'nün Tip BII ve %6,1'nin değerlendirilemeyen şeklinde bulundu. Böbrek alt pol infindibular uzunlukluğu, olguların %39'unda 3 cm'nin altında, %61'inde ise 3 cm ve üzeri olarak tesbit edildi. Böbreğin alt pol infindibulopelvik açıları %42,7 olguda 70° 'nin altında, % 57,3'ünde ise 70°'nin üstüde olarak ölçüldü. Çalışmamızda sağ ve sol böbrekler arasında, toplayıcı sistem morfolojisi ve alt pol olumsuz anatomik faktörler açısından istatistiki anlamda bir fark gösterilememiştir. Toplayıcı sistem morfolojisi ve alt pol olumsuz anatomik faktörlerinden sadece infindibular uzunluk istatistiki olarak kadınlarda erkeklere göre daha kısa idi. Diğer parametreler açısından ise bir farklılık gözlenmedi. Sonuç olarak, bu çalışmada elde edilen bulgular, yapılan benzer araştırmaların sonuçlarıyla büyük oranda uygunluk göstermektedir. Bu durum, insanda renal toplayıcı sitem morfolojisinin ve alt pol toplayıcı sisteminde olumsuz anatomik faktörlerin kabaca benzer oranlarda olduğunu ortaya koymaktadır. Klinik pratikte, alt pol olumsuz anatomik faktörlerin tedavi öncesi BT ve gerekirse MR ürografi ile değerlendirilmesi, hem peroperatuvar komplikasyonlar, hem de özellikle SWL ve RİRC sonrası taş fragmanlarının klirensi hakkında ön bilgi edinilmesini ve ona göre tedbir alınmasına katkı sağlayabilir.Öğe Preoperative AST/ALT (De Ritis) Ratio as a Prognostic Factor in a Cohort of Patients who underwent radical cystectomy(2018) Gökçen, Kaan; Kıraç, Emre; Gökçen, Pınar; Çiçek, Resul; Gökçe, GökhanObjective: This study aims to evaluate the prognostic significance of the preoperative aspartate aminotransferase (AST)/ alanine aminotransferase (ALT) (De Ritis) ratio in bladder cancer (BC) patients who underwent radical cystectomy(RC).Method: We evaluated the clinical and histopathological data of 58 patients who had undergone RC between January2008-August 2018 at our tertiary hospital. The potential prognostic value of the De Ritis ratio with regard to BC wasevaluated using ROC curve analysis. The effect of the De Ritis ratio on disease specific survival (DSS) and overallsurvival (OS) was analyzed using the Kaplan-Meier method and multivariate Cox regression models.Results: A total of fifty-eight patients underwent RC and 95.6% were male (M/F:56/2). Mean age of the patients was68.6± 11,56. The cut-off value of the De Ritis ratio for DSS was calculated as 1.417 in the ROC analysis. In Kaplan-Meier analyses, the group with a higher De Ritis ratio presented a more unfavorable progression in terms of DSS andOS (p=0.004). Based on the Cox regression models adjusted for clinical and pathological parameters, for DSS, the DeRitis ratio (HR 2.70, 95% CI 2.34-3.05 p=0.005), pathological T stage (HR 3.36, 95% CI 2.91-3.82, p =0.007), and age(HR 1,038 95% CI 1,02-1,05; p=0.015) were determined as independent prognostic factors; and for OS, the De Ritisratio (HR 2.71, 95% CI 2.33 -3.09; p =0.005), pathological T stage (HR 4.36, 95% CI 3.87–4.85; p=0.007) and age (HR1.04, 95% CI 1.03-1.06; p = 0.015) were determined as independent prognostic factors.Conclusions: A higher preoperative De Ritis ratio can be considered as an independent prognostic factor in BC patientswho underwent RC. Our results need to be confirmed and corroborated by comprehensive prospective randomizedstudies with an appropriate design.