Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çiğdem, Burhanettin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Akut intraserebral hemorajide platelet-albumin-bilirubin ve sistemik immun inflamatuar indekslerin değerlendirilmesi
    (Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2022) Bolayır, Aslı; Bolayır, Hasan Ata; Gökçe, Şeyda Figül; Çiğdem, Burhanettin; Çıplak, Sibel
    Amaç: Biz bu çalışmada intraserebral hemoraji (İSH) hastalarında yeni inflamatuar göstergeler olan sistemik immun-inflamatuar indeks (Sİİ) ile platelet-albumin-bilirübin indeksi (PALBİ) ölçmeyi ve bu değerlerin hastalıkla ilişkisi ile İSH’nin kısa dönem prognozu üzerindeki etkisini ortaya koymayı hedefledik.Materyal ve Metod: Retrospektif çalışmamıza İSH tanısı almış 245 hasta ile 250 sağlıklı gönüllü dahil edildi.Bulgular: Sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında, İSH hastaları daha düşük PALBİ (p=0.028) ve daha yüksek Sİİ değerlerine (p<0.01) sahipti. Ayrıca mRS (modifiye Rankin skalası) ve NIHSS (National Institutes of Health Stroke Scale)'ye göre hem yatışta hem de 30 gün sonunda prognozu kötü ve şiddetli İSH olan hasta grubunda Sİİ oranı daha yüksek iken, PALBİ oranı daha düşüktü. 245 İSH hastasının 45'i 30 gün içinde ex olmuştu. Benzer şekilde, exitus olan grupta Sİİ değeri, hayatta kalan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek (p<0.01), PALBİ değeri ise daha düşüktü (p<0.01). Çok değişkenli lojistik regresyon analizi, başvuru sırasındaki Sİİ ve PALBİ değerlerinin İSH'den sonraki 30 gün içinde mortalitenin bağımsız öngörücüleri olduğunu ortaya koydu. Alıcı çalışma karakteristik eğrileri, Sİİ değeri için 1098.12'nin ve PALBİ değeri için -4.11'in İSH sonrası 30 günlük mortaliteyi tahmin etmek için optimal eşik değerler olduğunu gösterdi.Sonuç: İSH hastalarında erken dönemde bakılan Sİİ ve PALBİ indeksleri, İSH hastalarının hem akut dönemde hem de 30 günlük ciddiyeti ve prognozu ile yakından ilişkilidir. Ayrıca, İSH sonrası 30 günlük mortaliteyi tahmin etmek için bağımsız öngörücü belirteçler olarak da kullanılabilirler.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Akut stroklu hastalarda otonom sinir sistemi fonksiyonunun immun yanıt ve prognoz ile ilişkisinin araştırılması
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2008) Çiğdem, Burhanettin; Topaktaş, Suat
    Otonom sinir sistemi(OSS), immun durumun monitörize edilmesinde ve inflamasyonun kontrolünde önemli bir rol oynar. Kalp hızı değişkenliği(KHD) akut strok sonrasında azalmaktadır. Akut strokda İnterlökin(IL)-1ß, IL-6 ve Tümör Nekroz Faktör? (TNF?) artmakta ve IL-10 azalmaktadır. Amacımız OSS fonksiyonunun immun yanıt ve prognoza etkisini araştırmak idi.Orta serebral arter (OSA) enfarktı olan 44 (22 sağ ve 22 sol ) hastada ve 44 sağlıklı kontrolde, KHD frekansa dayalı analiz yöntemiyle değerlendirildi. Hasta serumlarında 1, 3, 7 ve 10. günlerde ELİSA yöntemiyle IL-1ß, IL-6, TNF? ve IL-10 düzeyleri çalışıldı. Prognoz 3 ay sonra Rankin skoru ile değerlendirildi.Hastalar kontrollerle karşılaştırıldığında Düşük Frekanslı Güç Normalize Ünit (LFnü) yüksek , Yüksek Frekanslı Güç Normalize Ünit (HFnü) düşük ve LF/HF yüksek bulundu. Lateralizasyon yönünden ele alındığında, sol OSA enfarktlı hastalarda kontrol grubuna göre HFnü'de düşüş ve LF/HF'de artış saptandı. Sağ OSA enfarktlı hastalarda kontrol grubuna göre LFnü'deki artış, HFnü'deki düşüş ve LF/HF'deki artış bulundu. LF/HF değeri sağ ve sol OSA enfraktlı hastalarda karşılaştırıldığında sağ OSA enfarktında artış saptandı.Sol OSA enfartlarında daha belirgin olmak üzere tüm hastalarda 10. günde IL-6 seviyesi artış,IL-10 seviyesi ise başlangıçtan itibaren tüm günlerde düşüş gösterdi. IL-1ß ve TNF? sol OSA enfarktında daha belirgin olmak üzere tüm hastalarda düşüş gösterdi. Rankin skorları arasında farklılık yoktu.Sağ OSA enfarktında daha belirgin olmak üzere tüm hasta grubunda sempatik aktivite artarken, parasempatik aktivite baskılanmaktadır. İmmunite ve inflamasyonun düzenlemesinde parasempatik aktivasyonla birlikte sempatik aktivasyonunda büyük rol oynadığı düşünülebilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bölütlenen beyin bölgelerinin tıbbi görüntü steganografi için değerlendirilmesi
    (Gazi Üniversitesi, 2021) Karakış, Rukiye; Gurkahraman, Kali; Çiğdem, Burhanettin; Oztoprak, Ibrahim; Topaktas, A. Suat
    Tıbbi görüntü steganografisinde, görüntülere veri gizlemenin neden olduğu bozulmanın sonucunda bir hastalığın tanı ve tedavisi etkilenebilir. Bu sebeple, veri görüntülerde elle ya da eşikleme gibi temel tekniklerle belirlenen ilgi olmayan bölgelerde gizlenmektedir ve bu yöntemlerin hiçbiri tümör gibi dokuları bölütlemeyi içermemektedir. Bu çalışma, bir hastalığın tanı ve tedavisinde kullanılan verilerin, bölütleme tabanlı steganografi yöntemi ile görüntüleri bozmadan tek bir ortamda birleştirilerek gizlenmesini amaçlamaktadır. Ayrık dalgacık dönüşümü (ADD) ve k-ortalama kümeleme tabanlı bölütleme yöntemi ile epilepsi hastalarının Manyetik Rezonans (MR) görüntüleri, arka plan, gri madde, beyaz madde ve tümör olarak ayrıştırılmıştır. Gizli mesaj, hasta kişisel bilgilerini, doktor yorumunu, seçilen Elektroansefalogram (EEG) sinyalini ve EEG’ye ait sağlık raporunu içermektedir. Kaotik ve hash fonksiyonlarını kullanan DNA kodlama ile şifrelenen ve ardından sıkıştırılan yüksek kapasiteli mesaj, görüntülerin tümör olmayan piksellerinin en az anlamlı bitlerinde gizlenmiştir. Çalışmada, taşıyıcı ve stego görüntüler arasındaki farklılık, sinyalin gürültü tepe oranı, yapısal benzerlik ölçümü, evrensel kalite indeksi ve korelasyon katsayısı ile tespit edilmiştir. Bu değerler sırasıyla 64,0334 desibel (dB), 0,9979, 0,99701, 0,9993 olarak elde edilmiştir. Analiz sonuçları önerilen yöntemin hastaların yüksek kapasiteli verilerini tek bir dosyada birleştirdiğini ve tıbbi verilerin hem güvenliğini hem de kayıt alanını arttırdığını göstermiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Determination of phenytoin in human plasma by a validated hplc method: Application to therapeutic drug monitoring study running title: Measurement of phenytoin in plasma by a novel hplc method
    (İstanbul Medipol University, 2021) Dural, Emrah; Bolayır, Aslı; Çiğdem, Burhanettin
    The aim of this study was to develop a simple and reliable HPLC method for the determination of phenytoin (PHT) in human plasma. Accuracy (RE%) were determined between (-0.93%) to 2.49% and precision (RSD%) values was ?7.94. The quantitation limit was 3.54 µg/mL and recovery was found between 82.15% and 101.06%. The method was applied to real plasma samples (n = 7). Plasma-PHT levels were found between 1.12 and 18.76 µg/mL (9.52 ± 7.78, mean±SD). Both the plasma and dose-rated plasma results of PHT showed so high RSD% which were between 81.74% and 89.61%. In addition plasma-PHT levels were outside the recom-mended treatment range in 4 of the 7 patients (57.14%) examined, and also surpris-ingly PHT could not be detected in a patient’s plasma. This procedure is relatively simple, precise, and applicable for routine therapeutic drug monitorization of PHT in neurology clinics or toxicological analyses in reference laboratories. © 2021, İstanbul Medipol University. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Hemipleji Hastalarında Sağ Taraf ve Sol Taraf Etkileniminin Üst Ekstremite Fonksiyonlarına ve Uykuya Etkisinin Karşılaştırılması
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) İmece, Emre; Çiğdem, Burhanettin
    Amaç; inmenin ardından görülen üst ekstremite fonksiyonları ve inmeli hastalardaki uyku düzeninin belirlenmesidir. Çalışmanın bir başka amacı ise hastaların inmenin ardından etkilenen tarafının uyku düzeni ve üst ekstremite sorunları açısından farklılığını incelemektir. Bu araştırmanın Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi ve Özel Medicana Hastanesinde 1 Nisan – 1 Temmuz 2021 tarihleri arasında ayaktan veya yatarak tedavi gören inme tanısı almış hastalar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma kesitsel ve prospektif tipte hazırlanmıştır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmıştır. Üç bölümden oluşan anketlerin birinci bölümünde hastaların tanıtıcı özellikleri, ikinci bölümünde Epworth Uykululuk Ölçeği ve son bölümünde Kol ve Omuz El Sorunları Ölçeği (DASH) yer almaktadır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılım koşulunu sağlamaması nedeniyle bağımsız iki grup ortalamasının karşılaştırılmasında Many Whitnet-U testi, bağımsız üç ve daha fazla grup ortalamalarının karşılaştırılmasında Kruskall Wallis testi kullanılmıştır. Sonuç olarak; İnme sonrası kol, omuz ve el sorunlarının cinsiyet açısından farklılık gösterdiği, kadınların erkeklere nazaran daha fazla sorunlar yaşadığı belirlenmiştir. Hastalık kaynaklı etkilenen tarafı sağ olan hastaların, sol tarafı etkilenen hastalara nazaran daha fazla uyku sorunu yaşadığı tespit edilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Psoriasis Vulgaris Hastalarında Subklinik Nörolojik Tutulumun İncelenmesi
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Hayta, Sibel Berksoy; Çiğdem, Burhanettin; Guner, Rukiye; Gökçe, Şeyda Figül; Akyol, Melih
    ÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı, psoriasis hastalarında subklinik nörolojik tutulum açısından bilişsel fonksiyonları P300 yöntemi ile değerlendirmek ve hastalık süresi ve şiddeti arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Yöntem: Çalışmaya 40 psoriasis vulgaris hastası ve 40 sağlıklı birey dahil edilmiştir. Her iki gruba standart mini mental test ve Beck Depresyon Envanteri uygulanmıştır. Psoriasis hastalarının PAŞİ (Psoriasis Alan ve Şiddet İndeksi) ve DYKİ (Dermatoloji Yaşam Kalitesi İndeksi) değerleri hesaplanmıştır. Her iki grubun P300 ölçümleri kaydedilmiş ve bilişsel fonksiyonları değerlendirmek amacıyla analiz edilmiştir. Bulgular: Sağlıklı ve psoriasis grupları arasında PzLat, PzAmp, CzLat ve CzAmp değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (sırasıyla p=0.681, p=0.301, p=0.138, p=0.739). PAŞİ değerleri açısından karşılaştırıldığında, hasta grubunda PzLat, PzAmp, CzLat ve CzAmp değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (sırasıyla p=0.211, p=0.422, p=0.106, p=0.305). Hastalık süresine göre değerlendirildiğinde, gruplar arasında PzLat, PzAmp, CzLat ve CzAmp değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (sırasıyla p=0.901, p=0.244, p=0.632, p=0.868). Sonuç: Psoriasis hastalarında bilişsel fonksiyonlar, hastalığın varlığı, şiddeti ve süresi ile etkilenmemektedir. Bildiğimiz kadarıyla, mevcut çalışma psoriasis hastalarında bilişsel fonksiyonları değerlendirmede elektrofizyolojik P300 yöntemini kullanan ilk çalışmadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Effect of Sad and Cheerful Music Samples on Short Term Memory
    (Hayrullah KAHYA, 2021) Toptaş, Hazal; Erdal, Barış; Tepe, Yeliz Kındap; Çiğdem, Burhanettin; Topaktas, A. Suat
    The study investigated listening cheerful versus sad music samples on Heart Rate Variability (HRV) and short-term memory performance. For this purpose, a random sample comprised of 65 university students (33 males (50.8%) and 32 females (49.2%)) enrolled in music education programs was gathered. The average age of the participants is 21.68 (S = 2.48, range = 18-30). To assess memory performance, the study utilized Number Sequence Learning Test with reverse and straight coding, coupled with Heart Rate Variability (HRV) analysis to assess the autonomic nervous system activation. The analyses led to the observation that the heart rate and LF/HF levels when listening to cheerful music were higher than the heart rate and LF/HF levels when listening sad music. Furthermore, HF when listening to sad music was found to be higher than HF when listening to cheerful music. HRV figures prior to listening to music, on the other hand, did not vary. The increase in high frequency (HF) figures when listening to sad music is deemed to be an indicator of parasympathetic activation. The HRV values after listening to cheerful music did not exhibit variation based on gender. However, the HRV values after listening to sad music were found to vary based on gender, with men exhibiting LF and LF/HF scores higher than those of women. This observation suggests that men had higher levels of sympathetic activation and were thus affected more by sad music. The participants’ straight coding results for the number sequence did not vary between the time frame before listening to music, and the time frame after listening sad as well as cheerful music. However, variation between reverse coding scores before listening to music and after listening sad as well as cheerful music were observed with the number sequences. The reverse coding scores regarding the number sequence before listening to music were found to be lower than the comparable scores after listening sad as well as cheerful music. All these findings suggest that both cheerful and sad music samples have certain positive effects on short term memory performance.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The relationship between anti-Ro autoantibody positivity and the frequency of neurological involvement in Sjögren’s syndrome
    (Sivas Cumhuriyet University, 2021) Derin, Mehmet; Şahin, Ali; Çiğdem, Burhanettin; Camcı, Ayşe; Seven, Derya; Şahin, Mehtap
    Objective: The aim of this study is to investigate the frequency of neurological and other involvement patterns of the Primary Sjögren’s syndrome (pSS).Method: Between June 2015 and January 2017, sixty SJS patients who were being followed up at Cumhuriyet University Medical Faculty Rheumatology-Internal Medicine Department were evaluated in the study. Their clinical complaints, glandular and extra-glandular findings, age, sex, other epidemiological data, Antinuclear antibody (ANA), Rheumatoid factor (RF), anti-Ro/La, Complemans (C3, C4), IgG, IgA, IgM levels were recorded.Results: The mean age of the patients was 47.7±1.3 years, and the mean age at diagnosis was 47.1±1.6 years. Of the SS patients, fifty-nine (98.3%) were female and one (1.7%) was male. The frequencies of the clinical symptoms were as follows: arthralgia in 81.7%, arthritis in 46.7%, and biopsy-proven vasculitic lesions in 5%. The frequencies of the neurological symptoms were as follows: headache in 68.75%, localized numbness in 6.25%, seizure in 6.25%, paresthesia in 12.5%, and loss of function in 6.25% (Figure 1). The total frequency of neurological involvement was 26.7 % in SjS patients. Peripheral nervous system involvement was seen in 8.3%. The findings of the magnetic resonance imaging of the patients with neurological involvement were non-specific gliotic lesions in 25%, periventricular lesions in 31.25%, parenchymal vasculitic lesions in 31.25%, and multiple sclerosis-like plaques in 12.5%. Anti-Ro positivity was found in 58.3%, RF in 53.3%, ANA in 78.3%, and low complement levels in 15%. However, anti-Ro positivity was lower in patients with neurological involvement than in patients without neurological involvement (p= 0.025).Conclusions: Neurological involvement should be kept in mind in patients diagnosed with SS. It can be seen more commonly than expected. In addition, further studies are needed to evaluate the mysterious role of anti-Ro autoantibody in SS patients with neurological involvement.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim