Yazar "Ünal, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Başlangıç çürük lezyonlarında farklı içerikli fissür örtücü materyallerin ozon tedavisi ile birlikte kullanımının in-vivo değerlendirilmesi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2010) Ünal, Murat; Öztaş, NurhanBu araştırmada, başlangıç pit ve fissür çürüklerinde, fissür örtücü uygulaması öncesi ozon uygulamasının remineralizasyon döngüsünde etkinliğinin saptanması, kullanılan fissür örtücü materyalinin yapı ve içeriğinin uygulamadaki etkinliğinin saptanması ve kullanılan fissür örtücü materyallerin klinik başarısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmamıza 7-9 yaş grubu, sistemik olarak sağlıklı, alt simetrik 6 yaş dişlerinde DIAGNOdent ölçüm değerleri 10-30 arasında olan 60 çocuk dahil edilmiştir. Dişlerde başlangıç DIAGNOdent ölçümleri, air-flow ile yüzey temizliği sonrası yapılmıştır. Hastalar kullanılan fissür örtücü türüne bağlı olarak 3 gruba ayrılmıştır ve bu üç gruptaki simetrik alt 6 yaş dişleri de rastgele deney ve kontrol grupları olarak belirlenmiştir: 1.grup: Aegis pit ve fissür örtücü(Amorf Kalsiyum Fosfat İçerikli), 2.grup: Fuji Triage pit ve fissür örtücü(Cam iyonomer içerikli), 3.grup: Helioseal pit ve fissür örtücü (geleneksel rezin içerikli) kullanılan grup. Deney grubundaki dişlere (n=20) 40 sn ozon tedavisi sonrası fissür örtücü uygulanmıştır, kontrol grubundaki (n=20) dişlere ise ozon uygulanmaksızın direkt fissür örtücü uygulanmıştır,. Deney ve kontrol gruplarındaki dişlere fissür örtücü uygulaması sonrasında, fissür örtücülerin klinik takipleri 1., 3., 6., 9. ve 12. ayda modifiye USPHS kriterlerine göre yapılmıştır. 12. ayda fissür örtücüler air-abrazyon yardımıyla kaldırılıp, DIAGNOdent ölçümleri tekrarlanmış, başlangıç ve 12. ay değerleri karşılaştırılmıştır.Başlangıç ve 12. ay DIAGNOdent değerleri karşılaştırıldığında, 1. ve 2. deney gruplarında DIAGNOdent ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı azalma tespit edilmiştir(p<0,05). Bu sonuç 1. ve 2. deney gruplarında remineralizasyonda etkili olduğunu göstermektedir. Klinik takipler sonucunda, modifiye USPHS kriterlerine göre sadece retansiyon açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark oluşmuştur. Diğer kriterler açısından gruplar arasında anlamlı bir fark saptanamamıştır. Hem demineralizasyon değerlerindeki azalmanın en fazla olduğu grup hem de retansiyon değerlerinin yüksek olması nedeniyle en başarılı Aegis pit ve fissür örtücü olduğu bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, amorf kalsiyum fosfat içerikli Aegis pit ve fissür örtücünün, ozon ile beraber remineralizasyona katkısı olduğu ve 12 aylık takip sonucunda, klinik başarısının Helioseal ve Fuji Triage pit ve fissür örtücüden daha başarılı olduğu görüşündeyiz.Anahtar Kelimeler: Ozon, fissür örtücü, DIAGNOdentÖğe Biocompatibility of Different Universal Adhesives During Short and Long Periods on Rat Model(Journal of Photopolymer Science and Technology,, 2021) Ünal, Murat; Göze Saygın, Ayşegül; Ünal, Murat; Koç, Tülay; Candan, Merve; İpek, İremThis in vivo research aimed to compare the biocompatibility of five different Universal adhesives (UAs) in short and long periods. 108 polyethylene tubes filled with five UAs [Group 1: All Bond Universal (ABU), Group 2: Prime Bond Elect Universal (PBU), Group 3: Single Bond Universal (SBU), Group 4: Clearfil Universal Bond Quick (CUB), Group 5: Futurabond U (FBU)] or Group 6: empty (control group)] were implanted into the dorsal connective tissue of 36 rats. Groups 1, 2 and 3 were implanted in 18 rats, the other groups Groups 4, 5 and 6 were implanted in 18 rats. Then, the rats were sacrificed after time intervals 7, 30 and 90 days (n=12). Biopsy samples were examined in terms of inflammatory reaction, necrosis, macrophage infiltrate, giant cell and fibrous capsule criteria. When the UAs groups and control group were compared on the 7th, 30th and 90th days, significant statistical differences were found only on the 7th day in terms of fibrous capsule and macrophage infiltrate (p<0.05). In addition, statistical significant differences were found upon within the control group in terms of inflammation, necrosis, giant cell, fibrous capsule and macrophage infiltrate criteria on the 7th, 30th and 90th days (p<0.05). The all UAs that we used in our study have showed good biocompatibility in the subcutaneous tissues of the rats, and we think that they could be used clinically with resin-based restorative materials in all restorative treatments including deep dentine caries restorations.Öğe EFFECTS OF MECSINA HEMOST OPPER, A NEW GENERATIONHEMOSTATIC AGENT, ON BLEEDING CONTROL AFTER TOOTH ExTRACTION IN RATS ExPOSED TO WARFARIN AND ASPIRIN(2021) Hocaoğlu, Turgay Peyami; Coşkun, Sinem; Saygın, Ayşegül Göze; Ünal, MuratBackground & Aim: Mecsina Hemost opper is a mixture of\rmedicinal plant extracts used for management of external\rhemorrhage. The aim of this study was to investigate\rthe hemostatic effects of Mecsina Hemast opper on\rbleeding control after tooth extraction in vivo models under\ranticoagulant therapy.\rMaterials and Methods: Twenty-two female Albino Wistar\rrats were divided into two main groups as applied Mecsina\rHemost opper and control group without Mecsina Hemost\ropper. The study groups were also divided into 3 subgroups as\raspirin (Group A), warfarin (Group V), no-medication (Group S)\rand the drug treatment was started 3 days before surgery. The\rbleeding time was compared among 4 groups after surgery.\rComparisons of more than two groups were analyzed with\rKruskal-Wallis tests, Dunn-Bonferroni test was used for two\rindependent group comparisons.\rResults: A significant difference was observed between the\rstudy groups and the control group for bleeding time. (p=\r0.004) There was a significant difference between bleeding\rtimes for Group V and Group S (p= 0.009< 0.05). The mean of\rbleeding time in Group V (0.64±0.42) was higher than Group\rS (0.21±0.07). There was a significant difference between\rbleeding times for Group S and Control groups (p= 0.014<\r0.05). The mean of bleeding time in Group S (0.21±0.07) was\rless than Control group (0.45±0.05).\rConclusion: Topically administered Mecsina Hemast opper is\rmore effective on bleeding control of Aspirin-induced bleeding\rmodel than Warfarin-induced bleeding model in wistar rats.\rResulting small difference between these anticoagulants\rshould be investigated in future studies.Öğe Kawasaki Disease and Dental Approaches(İnönü Üniversitesi, 2020) Candan, Merve; İpek, İrem; Ünal, MuratKawasaki disease (KD), also known as mucocutaneous lymph node syndrome, is a self-limiting medium-sized muscular artery vasculitis and is the most common cause of acquired heart disease in children in developed countries. The disease mostly affects children under 5 years old. In the treatment of KD, use of intravenous immunoglobulin (IVIG) together with acetylsalicylic acid (ASA) is accepted as the standard treatment. Early diagnosis and treatment is very important in this childhood disease, which has life-long complications such as thrombosis, coronary stenosis, myocardial infarction, calcifications, the rupture of giant coronary artery aneurysm and sudden death. The frequent occurrence of oral symptoms in KD indicates that pediatric dentists may play a role in the diagnosis of KD. Also, the symptoms, treatment and complications of KD affect the approach of dentists to patients during dental treatment procedures. The aim of this review is to share current information about KD which has come to the agenda during the COVID-19 pandemic that affected the world, and to guide the dentist's approaches during dental treatment of these patients.Öğe KAWASAKİ HASTALIĞI VE DENTAL YAKLAŞIMLAR(2020) Candan, Merve; İpek, İ Rem; Ünal, MuratMukokutanöz lenf nodu sendromu olarak da bilinen Kawasaki hastalığı (KH), kendini sınırlayan orta çaplımusküler arter vasküliti olup, gelişmiş ülkelerdeki çocuklarda edinilmiş kalp hastalığının en yaygın nedenidir.Hastalık çoğunlukla 5 yaşın altındaki çocukları etkiler. KH’ nin tedavisinde intravenöz immünoglobulin (IVIG)ile birlikte asetil salisilik asit (ASA) kullanımı standart tedavi olarak kabul edilir. Yaşam boyu tromboz, koronerstenoz, miyokard enfarktüsü, kalsifikasyonlar, dev koroner arter anevrizması rüptürü ve ani ölüm gibikomplikasyonları olan bu çocukluk çağı hastalığının, erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. KH’ de oralbulguların sıkça görülmesi, özellikle pediatrik diş hekimlerinin KH tanısında rol alabileceğini gösterir. AyrıcaKH bulguları, tedavisi ve komplikasyonları dental tedavi prosedürleri sırasında diş hekimlerinin hastalarayaklaşımlarını etkiler. Bu derlemenin amacı, tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisi döneminde yenidengündeme gelen KH hakkındaki güncel bilgileri paylaşmak ve bu hastaların dental tedavileri sırasında dişhekimlerinin yaklaşımlarına yol gösterici olmaktır.Öğe Knowledge of first-aid measures of avulsion and replantation of teeth in schoolchildren with sports education(Cumhuriyet University Faculty of Dentistry, 2011) Kapdan, Arife; Buldur, Burak; Kapdan, Alper; Ünal, Murat; Kustarci, AlperObjectives: The objective of this study was to assess the present knowledge level of emergency measures for tooth avulsion in schoolchildren with sports education in Sivas. Materials and Methods: A total of 112 schoolchildren aged 15-18 years old, were interviewed bu professionals using a standardized method to score knowledge about tooth avulsion and replantation. The following fields of knowledge were assessed tooth avulsion and replantation principles, avulsed permanent/primary teeth, cleaning of avulsed tooth before replantation, extra alveolar time and storage media. Chi-square test was used for statistical analysis. Results: Regardless of age group, there were generally a low knowledge level regarding tooth avulsion, replantation, extra alveolar time and storage media. When comparing special knowledge level of the avulsion and replantation of the permanent/primary teeth according to the age groups, the differences between age groups were found statistically important. 16 and 17 age groups had middle knowledge level. The lowest knowledge level was in 15 age group. Concerning with storage media, 60,4% of students preferred water and 11,4% of students preferred milk for storage media. Conclusions: We conclude that first-aid knowledge in schoolchildren with sports education is low on avulsion and replantation of teeth and the knowledge level of first-aid measures on avulsion and replantation of teeth could be increased through intervention programs.Öğe Pyogeniic granuloma: A case report(Cumhuriyet University Faculty of Dentistry, 2010) Kapdan, Arife; Nalbantoglu, Mert; Ünal, MuratPurpose:The purpose of this study is to evaluate the treatment and pursuit process of the pyogenic granuloma which has seen on 13 years old girl patient. Case Presentation:Pyogenic granuloma is a lesion which classified in vascular tumors. They constitude 30-60% of all the reactive lesions of gingival tissue. Trauma, infections of capillary wall, hormonal factors, foreign materials, hypertansion and poor oral hygiene are accused for development of pyogenic granuloma. It may occur at all age groups and in both sexs. In the oral cavity, pyogenic granuloma lesions are most frequently encountered on the gingiva. Definitive diagnosis can only be made by histopathologic examination of biopsied tissue. The treatment of this lesion is surgical excision. If surgical excision removal is incomplete, the lesion has got the risk of the recurrence. A thirteen years old female child applied to our clinic with complaints like on left upper molar region gingival bleeding and swollen condition on the same region. As beginning treatment oral hygiene education was given to the patient and plaque and calculus were removed. Under local anesthesia the lesion was taken with excisional biopsy for doing distincive diagnosis from the other pathological lesions which can be seen in oral cavity and bleeding on region was controlled with Nd:YAG laser with 80 Hz and 40 mj. Conclusion: After taking of the excisional biopsy, the diagnoses was made shaping "The Pyogenic Granuloma" to the mass which was examined histopathologically under the ligth microscope. In the control inspection, there was not any recurrence clinically.Öğe Sıcak Çermik (Sivas) travertenlerinin bazı mühendislik özellikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2005) Ünal, Murat; Karacan, ErgunÖZET Yüksek Lisans Tezi Sıcak Çermik (Sivas) Travertenlerinin Bazı Mühendislik Özellikleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi Murat ÜNAL Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Ergun KARACAN Bu çalışmada, Sıcak Çermik (Sivas) yöresinde bulunan Kandilsırtı, Uyuz Çermik ve Sankaya tmvertenlerinin bazı mühendislik özellikleri ve bu özellikler arasındaki ilişkiler belirlenmiştir. Belirtilen traverten sahalarından alınan blok örneklerden karotlar hazırlanmıştır. Örnekler üzerinde mühendislik jeolojisinde kullanılan standartlara uygun olarak Schmidt çekici sertliği, mineral tane özgül ağırlığı, ağırlıkça ve hacimce su emme oranı, porozite, kuru birim hacim ağırlığı, suda dağılmaya karşı durayhlık indeksi, nokta yük dayanım indeksi, Brazilian çekme dayanımı, tek eksenli sıkışma dayanımı deneyleri yapılmıştır. Bu deneylerden elde edilen verilere göre travertenlerin mühendislik tanımlaması yapılmıştır. Daha sonra porozite - nokta yük dayanımı, porozite - Brazilian çekme dayanımı, porozite - tek eksenli sıkışma dayanımı, kuru birim hacim ağırlığı - nokta yük dayanımı indeksi, kuru birim hacim ağırlığı - Brazilian çekme dayanımı, kuru birim hacim ağırlığı - tek eksenli sıkışma dayanımı, mineral tane özgül ağırlığı - nokta yük dayanım indeksi, mineral tane özgül ağırlığı - Brazilian çekme dayanımı, mineral tane özgül ağırlığı - tek eksenli sıkışma dayanımı ve nokta yük dayanımı - tek eksenli sıkışma dayanımı ilişkileri araştırılmıştır.Yapılan basit regresyon değerlendirmeleri sonucunda; en önemli ilişkilerin porozite - tabakalanmaya dik yöndeki tek eksenli sıkışma dayanımı (y = -8,7339 ln(x) + 54,684, R - 0,92), porozite - tabakalanmaya paralel yöndeki tek eksenli sıkışma dayanımı (y - -4,4519 ln(x) + 51,588, R = 0,86), kuru birim hacim ağırlık - tabakalanmaya dik yöndeki tek eksenli sıkışma dayanımı (y = 6,671x - 118,41, R = 0,91) ve kuru birim hacim ağırlık - tabakalanmaya paralel yöndeki tek eksenli sıkışma dayanımı (y = 3,4344x - 37,488, R = 0,87) şeklinde olduğu belMenmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Traverten, Sıcak Çermik, Mühendislik Özellikler, Sivas n
