Yazar "Ayan, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acil servise göğüs ağrısı ile başvuran hastalarda grace risk skorlaması ile kanda eozinofil düzeyi arasındaki ilişki(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2022) Ayan, Mustafa; Tekin, Yusuf KenanAkut Koroner Sendrom (AKS), akut myokard iskemisine bağlı olarak ortaya çıkan semptom ve klinik bulgularla karakterize bir durumdur. Çalışmada acil serviste AKS tanısı alan hastalarda GRACE Risk Skorlama Sistemi ile kandaki eozinofil düzeyleri arasındaki ilişkinin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı'na 01.01.2019-30.09.2020 tarihleri arasında göğüs ağrısı şikayetiyle başvuran AKS tanısı alan 491 hastanın verileri retrospektif olarak incelenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde parametrik test varsayımlar yerine getirildiğinde (chi square test) iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (İndependet t testi) kullanıldı. Eozinofil değerlerini tanımlamak içinde ROC eğrisi yapıldı. Çalışmamıza 166 (% 33,8) kadın, 325(% 66,2) erkek toplamda 491 hasta dahil edilmiştir. Çalışmada 111 (%22,6) hastada ST-Elevasyonlu Miyokard Enfarktüsü (STEMI), 380(% 77,4) hastada ST segment yükselmesiz miyokard enfarktüsü (NSTEMI) saptandı. Kanda eozinofil düzeyleri STEMI'da GRACE Risk Skorlaması'nda yüksek riskli hasta grubunda 0,01±0,02 ve NSTEMI'da GRACE Risk Skorlaması'nda yüksek riskli hasta grubunda 0,03±0,06 olarak saptanmıştır. GRACE Risk Skorlamasına göre STEMI ve NSTEMI'da yüksek riskli hasta grubunda kanda eozinofil düzeyi ile mortalite arasındaki ilişkide istatistiksel olarak (p<0,001) anlamlı fark bulunmuştur. STEMI için receiver operating characteristic curve (ROC) analizi ile saptanan optimum cut-off değeri 0.025 iken (eğri altında kalan alan (EAA): 0.665, %95 Güven aralığı: 0.53-0.80, duyarlılık: %55, özgüllük: %70), NSTEMI için bu değer 0.025'di. (EAA:0.624, %95 Güven aralığı: 0.56-0.69, duyarlılık: %64, özgüllük: %56) olarak saptandı. Göğüs ağrısı ile acil servise başvuran AKS nedeniyle takip edilen hastaların periferik kanlarından elde edilen düşük eozinofil düzeyleri, STEMI ve NSTEMI'da GRACE Risk Skorlaması'na göre yüksek riskli hasta grubunda prognozu ile mortaliteyi öngörmede yardımcı olabilir.Öğe Serum TLR9 and NF-?B Biochemical Markers in Patients with Acute Pancreatitis on Admission(Hindawi Ltd, 2020) Demirtas, Erdal; Korkmaz, Ilhan; Cebecioglu, Kivanc; Ayan, Mustafa; Demirtas, Esin; Yurtbay, Sefa; Yildiz, SeymanurAim. The aim of this study was to investigate the serum TLR9 and NF-kappa B levels in patients for the diagnosis and prognostication of AP in the emergency department. Methods. In the current study, we looked at the TLR9 and NF-kappa B pathways in a cohort of 45 acute pancreatitis patients and compared them with the control group. We also divided the patient groups as mild-moderate or severe and compared the biomarker levels between the groups. Results. Of the patients with acute pancreatitis, 22 (49%) were male and 23 (51%) were female. The mean age of the patient group was 62 years, with a range of 25-95 years. The control group consisted of 19 (43.1%) male and 25 (56.9%) female patients. The serum TLR9 and NF-kappa B values were significantly higher than those of the control group [1104.44 +/- 339.20 vs. 702.08 +/- 203.94; p<0.001 and 8.04 +/- 1.76 vs. 4.76 +/- 1.13; p<0.001, respectively]. We found that TLR9 and NF-kappa B had a significant discriminative ability, while the cutoff value for TLR9 was 950.4, with a sensitivity of 73% and specificity of 93% (p<0.001), and the cutoff value for NF-kappa B was 6.32, with a sensitivity of 89% and specificity of 100% (p<0.001). Conclusion. We demonstrated that the TLR9 and NF-kappa B pathway is activated in acute pancreatitis and increases the inflammatory process. This may help to further understand the pathogenesis of disorder, diagnosis, and clinical severity. We proposed that blockage of these inflammatory pathways may play a role in the prevention of the disease progression and development of inflammatory complications.