Yazar "Birtek, Fatih" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BAĞLANTILI CEZA DAVALARINDA İSTİNAFTA KISMİ KESİNLEŞME VE TEMYİZ İNCELEMESİNİN KESİNLEŞEN HÜKME ETKİSİ(2023) Birtek, FatihCeza davalarının ayrı ayrı görülmesi esas olsa da maddi gerçeğe ulaşılabilmesi bakımından bazı durumlarda aynı sanığın birden fazla suça ilişkin yargılaması veya birden fazla sanığın aynı veya farklı suçlara ilişkin yargılaması tek dava kapsamında görülebilir. Tek dava kapsamında görülse dahi bağlantılı ceza davalarında yargılamaya konu suç ve/veya sanık sayısı kadar bağımsız hüküm bulunmaktadır. Bağlantılı ceza davaları bakımından, bir hükmün istinaf aşamasında kesinleşip, diğer hükmün ise temyiz yolunun açık olması nedeniyle temyiz incelemesine konu edilebilmesi mümkündür. Kesinleşen ve temyiz incelemesine devam eden fiillerin bütünlük taşıdığı (aynı olay kapsamında işlendiği) hallerde ve içtima hallerinde, temyiz incelemesi sonucunda verilecek bozma kararı, kesinleşen hüküm üzerine etki edebilir. Bu tür durumlarda, kesinleşen hükmün infazı başlamış olacağından, sanık açısından hak kaybı söz konusu olabilecektir. Bu hak kaybının önlenebilmesi için, yargılama konusu fiillerin bütünlük arz ettiği hallerde, temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar, kısmen kesinleşen hükmün infazının ertelenmesine imkân tanıyan yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır.Öğe BELGE KULLANILARAK İŞLENEN DOLANDIRICILIK SUÇUNDA BELGENİN ALDATMA YETENEĞİNİN HİLELİ DAVRANIŞ ÜZERİNE ETKİSİ(2022) Birtek, Fatih; Akpınar, ErenDolandırıcılık suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlenmiştir. Dolandırıcılık, diğer malvarlığına karşı işle-nen suçlardan farklı olarak hile temelinde işlenen bir suçtur. Dolandırıcılık suçunda fail gerçekleştirmiş olduğu hileli davranışla birlikte, mağduru aldatarak haksız bir menfaat elde eder. Hileli davranış, mağ-durun algılama ve karar verme iradesini etkileyerek, onu aldatmaya yönelik yapılan her türlü harekettir. Hilenin tespitinde, hareketin mağduru aldatmaya elverişli olup olmadığının her bir somut olayın özelliğinin dikkate alınması gerekir. Dolandırıcılık suçunda hileli davranışın sahte bir belgenin kullanılması suretiyle gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu durumda suçun oluşması bakımından sahte belgenin sahip olduğu aldatma yeteneğinin hileli davranış üzerindeki etkisi belirleyici olacaktır. Hileli davranışın temelinin sahte belge olduğu hallerde aldatma yeteneği dolandırıcılık suçunun oluşması için şarttır. Bununla birlikte, sahte belgeye ek olarak farklı vasıtaların hileli davranışın gerçekleştirilmesinde kullanılmasında ise aldatma yeteneğinin varlığı suçun oluşması açısından önemli değildir. Aldatma yeteneğinin eksikliğine rağmen hileli davranış gerçekleşeceğinden dolandırıcılık suçu oluşacaktır.Öğe BERAAT KARARININ İSTİNAF KANUN YOLUNDA BOZULMASI SONRASINDA VERİLEN MAHKÛMİYET KARARININ TEMYİZ EDİLEBİLİRLİĞİNE İLİŞKİN TARTIŞMA(2023) Birtek, Fatih2016 yılı itibariyle Türk ceza muhakemesindeki yargılama sistemi üç dereceli hale gelmiştir. Bu sistem içerisinde, istinaf kanun yolu hem maddi hem de hukuki meselenin denetlendiği “ikinci derece” bir kanun yolu olarak işlev görmekte ve adil yargılanma hakkı açısından önemli bir güvence teşkil etmektedir. İstinaf kanun yolunda, ilk derece mahkemesinin kararındaki hukuka ve usule aykırılıkların “düzeltilmesi” kural iken “bozma” istisnadır. Bu sebeple CMK’de bozma kararı verilebilecek haller sınırlı bir şekilde sayılmıştır. İlk derece mahkemelerinin, bozma kararına karşı direnmeleri mümkün olmadığından (CMK m. 284/1), bozmadan sonraki serbestlik kuralı uyarınca yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Sanık hakkında verilen beraat kararının istinaf kanun yolunda bozulmasından sonra, ilk derece mahkemesinin “mahkûmiyet” kararı vermesi ve bu kararın da istinaf kanun yolunda kesinleşmesi söz konusu olabilecektir. Direnme yasağı nedeniyle, bozmadan sonra tesis olunan mahkûmiyet kararı bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin kararı gibi değerlendirilerek, bozmadan sonra tesis olunan ve istinaf kanun yolunda kesinleşmesi gereken mahkûmiyet kararı bakımından, temyiz kanun yolunun açık olup olmadığı uygulamada tartışmalıdır.Öğe CEZA MUHAKEMESİNDE TANIK HAKKINDA İLETİŞİMİN TESPİTİ KORUMA TEDBİRİNE BAŞVURULUP BAŞVURULAMAYACAĞI SORUNU(*)(2022) Birtek, FatihTanık delili, ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için çoğu kez vazge- çilmez nitelik taşımakla birlikte, kaynağının insan olması hasebiyle, sağlamlığı ve güvenilirli- ği ayrıca tartışılması gereken bir delildir. Tanığın, gerçekte tanık sıfatını taşıyıp taşımadığının ve buna bağlı olarak da beyanının gerçek olup olmadığının tespit edilebilmesi için kullandığı iletişim aracı bakımından iletişimin tespiti tedbirinin uygulanması gündeme gelebilmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu m. 135/6’da, tanık hakkında iletişimin tespiti tedbirinin uygu- lanabileceğine dair bir hüküm bulunmadığı halde, Yargıtay uygulamasında suç soruşturmasına ve kovuşturmasına ilişkin genel yetki kapsamında (tanığın rıza göstermesi üzerine), tanığın iletişiminin tespit edilebileceği kabul edilmektedir. Açık bir yasal düzenleme yer almaksızın, tanığın ve tanıkla iletişim içerisinde olan muhataplarının haberleşme hürriyetine, özel yaşam- larının gizliliğine ve kişisel verilerine yönelik müdahale kanunla öngörülen bir müdahale ola- rak kabul edilemezÖğe Difficulties Regarding the Requirement of Indicating the Reason for Appeal in Criminal Procedural Law(Istanbul Univ, Fac Law, 2022) Birtek, FatihThe Turkish Court of Cassation began functioning on July 20, 2016. With this legal step, the Turkish Criminal Procedures (TCP) system transformed into a three-tier criminal justice system. First-and second-degree criminal procedures involve two aspects of judicial review: point of law and point of proof. However, the scope of judicial review of Turkish Court of Cassation includes only reviews points of law. The Court of Cassation only rules on the issue of point of law in material cases. The rules pertaining to the obligations for reason submittal and ultra petita have been adopted with regard to remedying legal appeals in the Turkish Criminal Procedure Code (TCPC). Therefore, the appeal must be made in a way that includes the whole reasons and also appellant can submit an additional petition which includes reasons of appeal. Although an application may be accepted as a request of appeal without showing a certain reason for the request, it cannot be accepted strictly as an appeal application. Therefore, the recent practices of the Court of Cassation have not been within the letter of the law.This study provides a detailed discussion of the characteristics of an appeal request, their importance in terms of the freedom of access to justice and the right to a fair trial, the obligation to indication the reasons for appeal in the appellate brief, the deadline for indicating reasons, and the legal results related to neglecting these requirements in line with theory and practice.Öğe MALVARLIĞINA KARŞI SUÇLARIN (HIRSIZLIK, YAĞMA VE DOLANDIRICILIK SUÇLARININ) KONU UNSURU BAKIMINDAN DİJİTAL VARLIKLAR(2023) Birtek, Fatih; Bursa, Fuat İdarGünümüzde dijital varlıklar, çok ciddi ekonomik değerleri temsil edecek boyutlara ulaşmıştır. Merkezi bir kurum tarafından çıkarılmayan ve kişiler arasında değiş tokuş aracı olarak kullanılan dijital varlıkların, sahibinin rızası olmaksızın ele geçirilebilmesi mümkün- dür. Hiç şüphesiz rıza olmaksızın, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hileli davranışlarla bu malvarlığı değerlerine sahip olunması, ceza hukuku bağlamında suç sayılan eylemler olup bu varlıkların kripto varlıklar olması da bu tür eylemleri engelleyebilecek nitelikte değildir. Dijital varlıkların bir ekonomik değeri temsil etmeleri nedeniyle, malvarlığı kavramı içe- risinde yer aldığı tartışmasız olsa da fiziki varlıkları bulunmadığından, “taşınır mal” veya “eşya” kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu sebeple dijital varlıkların hırsız- lık, yağma ve dolandırıcılık suçlarının konusunu oluşturup oluşturmayacağının ayrıca tartışıl- ması gerekmektedir. Dijital varlıkların dolandırıcılığa konu olabileceği hususunda herhangi bir tartışma bulunmasa da hırsızlık ve yağma suçlarının konusunu oluşturup oluşturmayacağı suç teorisi açısından tartışmalı olup, bu alanda açık bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmak- tadır.Öğe The Supervision of Communication Conducted via Telecommunication Within the Scope of Article 8 of the European Human Rights Convention(Erciyes Üniversitesi, 2008) Karagöz, Kasım; Birtek, FatihAs of the publication date, this article does not have an abstract section.Öğe VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA SAHTE BELGE KULLANMA FİİLİNİN İSPATI(*)(2022) Şişman, Gülden; Birtek, FatihSahte belge düzenleme veya kullanma fiilleri Vergi Usul Kanunu’nun 359’uncu mad- desinin b fıkrasında seçimlik hareketli bir vergi suçu olarak düzenlenmiştir. Belgenin sahteli- ğinden maksat, gerçek bir durum ya da muamele olmamasına rağmen varmış gibi göstermek- tir. Vergilendirme sürecinde, mükellefler tarafından düzenlenen belgeler doğrudan doğruya vergilendirme işleminin sıhhatini ve ödenecek vergi miktarını etkilemektedir. Vergilendirme işlemlerine esas alınan bir belgenin sahte olması, her durumda bu belgeyi kullanan mükellefin suç işlediği anlamına gelmemektedir. Belgenin mükellef tarafından dü- zenlenip düzenlenmediği veya sahteliğini bilerek kullanıp kullanmadığının somut bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususun ispatı bakımından öğretide ve uygulamada bir kısım ölçütler geliştirilmiştir. Çalışmada bu ölçütler sistematize edilmek suretiyle, vergilendir- me işlemlerine katılan kişilerin (mükellef, kanunî temsilci, malî müşavir/ serbest muhasebeci vs.) sahte belge düzenleme veya kullanma suçu nedeniyle sorumluluklarının tespiti konusu ele alınmaktadır.