Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Bozkaya, Gülcan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Geochemistry of hydrothermal illitizations in Eocene Kösedağ magmatic rocks, Zara-Suşehri area, NE Sivas, East-Central Anatolia: Origin and age of alteration
    (Elsevier GmbH, 2024) Bozkaya, Ömer; Başıbüyük, Zeynel; Yalçın, Hüseyin; Bozkaya, Gülcan; Hozatlıoğlu, Deniz; Szczerba, Marek
    The study area located at the periphery of the collision zone between the Eurasian plate (i.e. Pontides) and Tauride-Anatolide platform, NE of Sivas in the east-central Turkey, which is part of the Tethyan Metallogenic Belt. Mixed-layer illite-smectite (I[sbnd]S) and illite minerals are derived within the hydrothermal alteration zones with a few km2 surface areas (up to 30 km2) in Eocene volcanic and plutonic rocks. The representative I[sbnd]S and illite samples taken from plutonic- and volcanic-hosted alteration zones are investigated by optical and scanning electron microscopy (SEM), X-ray diffraction (XRD), major and trace elements and O[sbnd]H isotope geochemistry and K[sbnd]Ar dating methods. Different types of hydrothermal alterations, such as propylitic and phyllic alteration in the plutonic rocks and argillic alteration in the volcanic rocks were developed as a result of intrusion of Kösedağ Pluton (syenite) into Karataş Volcanics (basaltic trachy-andesite and trachyte) with relations of hot-hot contact. The main phyllosilicate/clay minerals are characterized by kaolinite and I[sbnd]S in volcanic-hosted argillic alteration zones, whereas I[sbnd]S and illite in plutonic-hosted phyllic zones. The ordering types (Reichweite) of I[sbnd]S and illites are represented by R1 I[sbnd]S (I = 65–80 % in I[sbnd]S) + R3 I[sbnd]S (I = 90 % in I[sbnd]S) in the volcanic-hosted rocks, and R3 I[sbnd]S (I = 90 % in I[sbnd]S) and illite (S = 3–5 %). Dioctahedral (d060 ? 1.500 Å) R3 I[sbnd]S and illites have 1 Md + 1 M and 1 Md + 1 M + 2 M1 polytypes, respectively. The major and trace elements such as TiO2, Fe2O3, MgO, Na2O, P2O5, Sc, V, Cu, Ge, Sr, Hf, Zr and Y increase in the volcanic-hosted I[sbnd]S, whereas SiO2, Al2O3, K2O, Pb, W, Mo, As, Sb, Rb and U in the plutonic-hosted I[sbnd]S and illites. The chondrite-normalized distributions of I[sbnd]S and illites present a great similarity to those of host rocks. The chondrite-normalized rare earth element (REE) concentrations are more enriched in the volcanic-hosted I[sbnd]S in comparison with the plutonic-hosted I[sbnd]S and illites having distinctive Eu negative anomaly, which indicate deriving from volcanic matrix and K-feldspar, respectively. Oxygen and hydrogen isotope data of illitic clays indicate that the hydrothermal fluids are originated from magmatic water. According to stable isotopes and fluid inclusion data, I[sbnd]S and illites were formed at the temperature conditions ?150 °C in volcanic-hosted argillic zone, whereas ?250 °C in plutonic-hosted phyllic zones. K[sbnd]Ar dating of alunite, I[sbnd]S and illite minerals indicate that the hydrothermal alteration was started at 40.45 ± 1.28 Ma, almost 2 Ma after the Q-syenite intrusion, within the plutonic body as phyllic alteration stage, and continued up to 35.27 ± 2.81 Ma, with a duration of ?5 Ma, and finalized before the exhumation of the Kösedağ Pluton (28–30 Ma). The geochemical characteristics of I[sbnd]S and illites were controlled by host-rock, condition, origin, and ages of alterations and they can be used as an important tool for magmatic-hydrothermal systems. © 2024 Elsevier GmbH
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Göynükbelen Granitoyiti (İnegol-Bursa) Ile İlişkili Cevherleşmelerin Oluşumunun Belirlenmesinde Sıvı Kapanım, LA-ICP-MS, Raman Spektrometresi Ve İzotop Jeokimyası İncelemeleri
    (2017) Sendir, Hüseyin; Bozkaya, Gülcan
    Göynükbelen Granitoyiti (Inegol-Bursa) ile iliskili cevherlesmeler Batı Anadolu?daki granitoid sokulumlarına bag?lı olarak gelis?en Cu-Mo, Pb, Zn, Fe gibi cevherlesmelerden birisidir. Cevherlesmelerin büyük çogunlugu Oligosen-Miyosen yaslı magmatizmayla iliskili olarak gelismistir. Oligosen-Miyosen yaslı magmatik etkinlik, yaklasık D-B uzanımlı granitik granodiyoritik plütonlarla temsil edilmektedir. Çalısma alanında yüzeyleyen en yaslı kaya birimi gnays, mikasist ve klorit sist litolojisinden meydana gelen Paleozoyik yaslı Devlez Metabazitleridir. Bu birim üzerinde masif, yer yer tabakalı Paleozoyik yaslı Geyiktepe Mermerleri açısal uyumsuzluk olarak yer almaktadır. Paleosen yaslı Göynükbelen Granitoyidi batolit seklinde tüm birimleri kesmektedir. Göynükbelen Granitoyidi porfirik ve holokristalin doku karakterleri sunmaktadır. Egemen kaya birimlerini; tonalit, granodiyorit, tonalit porfir, granodiyorit porfir, granit olusturmaktadır. Granitoyid içerisinde potasik, fillitik ve propillitik zonlar belirlenmistir. Cevherlesmeler saçınım ve agsı seklindedir. Cevher mineralleri pirotin, pirit, kalkopirit, molibdenit, rutil, bornit, sfalerit, markazit, limonit olarak belirlenmistir. ?18O ve ?D analiz sonuçları sırasıyla (7,5 -7,9)% ve (-56 -79)?. Bu sonuçlar akıskanın magmatik kökenli oldugunu göstermektedir. Sıvı kapanım mikrotermometre çalısmaları neticesinde genis aralıklı sıcaklık degerleri (200 ile 452 oC) ve tuzluluk degerleri (% 24,3 ile % 13,1) olarak belirlenmistir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Karalar (Gazipaşa-Antalya) Barit-Galenit Yataklarının Jeolojisi ve Sıvı Kapanım Özellikleri
    (TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 2003) Gökçe, Ahmet; Bozkaya, Gülcan
    Karalar barit-galenit yatakları Orta Toroslar Bölgesi'nde yaygın olarak gözlenen barit-galenit yataklarının tipik örneklerinden birisidir. Yöredeki cevherleşmeler (Boyalık ve Büyük Ocakları), Permiyen yaşlı Bıçkıcı Formasyonuna ait kireçtaşları içinde, tabakalanma düzlemleri ile uyumsuz, kırık hatlarına bağlı, damar tipi cevherleşmeler şeklindedirler.Cevherleşmelerden alman örneklerden hazırlanmış incekesit ve parlatma blokları ile çekilen XRD diyagramlarından barit (% 80-85 kadar) ve galenitin (%10-15 kadar) hakim mineraller oldukları; sfalerit, pirit, fahl,limonit, kuvars ve kalsit gibi minerallerin çok az miktarlarda bileşime katıldıkları görülmüştür. Cevherleşmelerde barit ve galenitler eş zamanlı olmayıp, baritler daha önce oluşmuşlar ve tektonik hareketlerle milonitleşmişlerdir.Sıvı kapanım incelemeleri sırasında ölçülen TFM,  TmICE ve TH değerleri, mineral oluşturucu hidrotermal çözeltilerin içinde CaCl2 ve MgCl2 gibi tuzların bulunduğunu, çözeltilerin deniz suyu kökenli olduklarını veya denizel sedimanlar içinden geçerek ortama geldiklerini, baritlerin oluşumu sırasında hidrotermal çözeltilerin tuzluluklarının biraz yüksek, sıcaklıklarının düşük olduğunu, kuvarsların ve sülflirlü minerallerin oluşumu sırasında ise tuzluluğun önemli miktarda düştüğünü ve sıcaklığın yükseldiğini göstermektedir. Hidrotermal çözeltilerin sıcaklıklarının erken evrede düşük, geç evrede yüksek olması olağan hidrotermal sistemlerle uyuşmamakta olup bu durum; hidrotermal çözeltilerin magmatik kökenli olmaktan daha çok yüzeysel kökenli olduğu, sığ derinlere inerek az ısnmış çözeltilerin tabandaki sedimanlardan ve kayaçlardan çözdükleri baryum ve sülfat iyonlarını erken evrede cevherleşme ortamına taşıyarak baritleri oluşturdukları, derinlere inerek daha fazla ısınmış çözeltilerin ise tabandaki sedimanlardan ve kayaçlardan çözdükleri kurşun, çinko ve diğer elementleri geç evrede cevherleşme ortamına getirerek sülflirlü mneralleri oluşturdukları şeklinde açıklanabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Koru (Çanakkale) Baritli kurşun-çinko yataklarının jeolojisi
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2001) Bozkaya, Gülcan; Gökçe, Ahmet
    Koru (Çanakkale) baritli kurşun - çinko yatakları Biga Yarımadası'nda Tersiyer yaşlı volkanik kayaçlar içinde gözlenenen kurşun - çinko yataklarının tipik örneklerinden birisi olup, günümüzde kurşun - çinko üretimi amacıyla işletilmektedir. Yatakların yakın çevresinde yüzeyleyen volkanik kayaçıar; Eosen yaşlı Akçaalan andeziti (andezit - bazaltik andezit, ender olarak riyodasit ve dasİt bileşimli volkanik kayaçlar), Oligosen yaşlı Adadağı piroklastikleri (trakit, latit, dasit, riyodasit bileşimli tüf ve aglomeralar ile ender olarak andezitik ve dasİtik lavlar), Miyosen yaşlı Dededağ dasiti (dasitik yer yerde riyodasitik bileşimli lavlar), Pliyo - Kuvaterner yaşlı Karaömerler bazaltı (bazalt) şeklinde ayrılmışlardır. İnceleme alanı içindeki cevherleşmeler, Adadağı piroklastikleri içinde BKB -DGD konumlu fay hattı boyunca damar tipi ve üst seviyelerdeki ileri derecede breşleşmiş kesimlerde stockwork tipi oluşumlar şeklindedir. Cevherleşmelerde galenit, sfalerit ve barit hakim mineraller olup, pirit, kalkopirit, fahlerz (tennantit), markaZİt, kalkosin, kovellin, bOl'nit, tenörit ve kuvars az miktarlarda bileşime katılmaktadır. Sıvı kapanıın incelemeleri sırasında ölçülen TFM, TmıcE ve Tf·! değerleri, mineraloluşturucu hidrotermal çözeltiler içinde CaCh ve MgCh gibi tuzların bulunduğunu, baritlerin oluşumu sırasında hidrotermal çözeltilerin tuzluluklarının biraz yüksek, sıcaklıklannın düşük olduğunu (80 °C'den daha düşük), sülfiirlü minerallerin oluşumu sırasında tuzluluğun önemli miktarda düştüğünü, sıcaklığın 270 °C'ye kadar yükseldiği, sfaleritlerin 120 - 160 oC sıcaklık aralığında oluştuğunu (sfaleritlerde birincil kapanımlar) göstermektedir. Çözeltiler içinde CaCh ve MgCh gibi tuzlann bulunması, mineraloluşturucu hidrotermal çözeltilerin ya deniz suyu kökenli olduklannı veya denizel sedimanlar içinden geçerek ortama geldiklerine işaret etmektedir. Ana element jeokimyası sonuçlanndan; inceleme alanındaki volkanik kayaçların erken evre de (Karaömerler bazaltı hariç) yüksek potasyumlu kalkali bileşimli olduklan, sonraki evrelerde ise orta potasyumlu kalkalkelen karakterli, levha içi bazaltlar (Karaömerler bazaltı) şeklinde oluştuklan anlaşılmaktadır İz element jeokimyası incelemeleri, yatak içinde zenginleşen kurşun ve çinkonun Akçalaan andeziti ile Adadağı piroklastiklerinden, bakırın ise Dededağ dasiÜnden kaynaklanmış olabileceğini düşündürmektedir. NTE incelemeleri; baritlerin deniz suyunda belirlenmiş değerlere benzediklerini göstermiştir. Kurşun izotoplan jeokimyası incelemeleri baritlerle, sülfiirlü (galenit ve sfalerit) minerallerin farklı bileşimlerde kıtasal kabuk malzemelerinden kaynaklandıklanna işaret etmektedir. Kükürt izotoplan jeokimyası incelemelerine göre; baritlerin bileşimlerindeki kükürtün deniz suyu içindeki sülfattan kaynaklandığı, sülfürlü minerallerdekinin ise büyük olasılıkla bölgedeki magmatik kayaçlardan veya bir magmatik rezervuardan 32S'ce zengin (hafif) kükürtün hidrotermal çözeltilerce çözülüp, cevherleşme ortamına taşınması şeklinde geliştiği kabul edilmiştir. Oksijen izotoplan jeokimyası incelemelerinden; inceleme alanındaki baritlerin S izotoplan bileşimi bakımından benzedikleri deniz suyu içindeki sülfatın O izotoplan bileşimine (8 180 O %0) göre oldukça farklı olduklan ve magmatik kayaçlar için belirlenmiş değerlere benzediği, bu durumun deniz suyunun yöredeki volkanik kayaçlarla ileri derecede etkileşimi sonucu gelişmiş olabileceği düşünülmüştür.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Mineral chemistry and garnet U-Pb dating in the Bizmişen iron skarn deposit, Erzincan, East-Central Türkiye
    (Elsevier GmbH, 2024) Bozkaya, Ömer; Bozkaya, Gülcan; Aysal, Namık; Hanilçi, Nurullah; Yılmaz, Hüseyin
    In Bizmişen area, Middle Eocene (46.3–42.0 Ma) plutonic rocks (quartz diorite) were intruded into Triassic-Cretaceous limestones and Upper Cretaceous ophiolites and caused to skarn zones containing prograde (garnet, clinopyroxene) and retrograde (amphibole, epidote, calcite, magnetite, phlogopite, serpentinite and chlorite) minerals. Due to contact relationships of quartz diorites with both serpentinized ultramafic rocks and limestone blocks, the mineralogical associations represent calcic (grossular/andradite, amphibole, chlorite and epidote) as well as magnesian (diopside, serpentine, phlogopite, talc) skarns. During the skarnization process, garnet, diopside, epidote, scapolite and amphibole minerals developed in the endoskarn zone within quartz-diorite, and diopside, tremolite, serpentine, phlogopite, talc, Mg-chlorite and calcite minerals developed in the exoskarn zones in ophiolites (serpantinite and listwaenite) and limestones. Skarn and magmatic clinopyroxenes in serpentinized ultramafic hosted exoskarn zone have a compositional range of Wo45-53En35-53Fs0–15 and Wo24-51En38-76Fs0–11, and classified as diopside and augite, respectively. The end members of garnets are Adr46–54Grs43–50Prp1–2Sps1.1–5 in amphibole-epidote-calcite-garnet skarn in endoskarn zone, whereas Adr40–93Grs4–57Prp0.2–2.3Sps0.9–2 in epidote-calcite-garnet skarn in exoskarn zone, and classified as andradite-rich grandite garnets. FeO, MnO and partially MgO contents gradually increase from the edges to the center in zoned garnet grains. Amphibole compositions represent to calcic (Ca >1 atoms per formula unit) group (pargasite) and indicate the high oxygen fugacity conditions which caused the increase in the rate of magnetite crystallization. Al2O3 and FeO contents of epidotes range 23.68–27.63 and 9.10–14.45 wt%, respectively, correspond to composition of epidote and clinozoisite. The iron oxide contents (FeO, wt%) of magnetites change from 91.72 to 98.36 correspond to structural Fe3+1.88–1.97 and Fe2+0.91–1.0 values. The contents of Ti, divalent and trivalent metal cations correspond to ulvospinel-magnetite compositional line at the magnetite end-member. The mineral chemistry of skarn minerals shows similarities to those of most iron skarn deposits. Garnet U-Pb ages (46.95–45.63 Ma) are consistent with the cooling ages of the Bizmişen pluton. The prograde stage of skarn should be occurred syn-intrusion, whereas retrograde stage should be developed later than youngest garnet age (45.6 Ma) and before the oldest late stage argillic alteration (37.5 Ma). © 2024 Elsevier GmbH
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Stable isotopes (S, O and H) studies at the lead-zinc deposits in the ?Inler Yaylasi (Şebinkarahisar - Giresun), Northeast Turkey
    (2003) Bozkaya, Gülcan; Gökçe, Ahmet
    inler Yaylasi lead and zinc deposits are the typical examples of the vein type lead-zinc deposits occur within the Eastern Black Sea Region in Turkey. In the study area; Upper Cretceous volcanics, Tertiary granitoids, Eocene and Plio-Quaternary aged volcanics are outcropped. Ore deposit are developed as ore veins along the the faults in the Upper Cretaceous volcanics. Three ore veins in E-W direction were identified and they were cut and displaced by NW-SE trending faults. Microscopic studies revealed that the ore veins contain sphalerite, galena, pyrite, chalcopyrite, fahlore group minerals, chalcosite and covellite as ore minerals, and quartz and calcite as gangue minerals. Sphalerite and galena are dominant. Opaque minerals occur among the quartz crystals. This indicates that suifide mineralisation occurred later than quartz crystalization. The sulphur isotope composition (? 34S) of sphalerite and galena ranges from -3.9 to +0.4‰ CDT and that of H2S in hydrothermal fluids was calculated around -5.0‰. These sulphur isotope values are light compared to that of direct magmatic activities and it may be assumed that the sulphur in the sulfide minerals was possibly leached from the Upper Cretaceous volcanics by epigenetic hydrothermal fluids, rather than having direct magmatic relation to Tertiary granitoids and the younger volcanics occuring in the area. The oxygene isotope composition of the water in the mineralising fluid was calculated using the ? 18O values analysed in quartz and homogenisation temperature values measured during the fluid inclusion studies. The calculated ? 18O values ( +4.2 to +6.7‰ (SMOW)) and ? D values analysed in inclusion fluid (-83.0 to -59.0 % (SMOW)) plot in or at the meteoric water line side of the the magmatic water box on the ? D - ? 18O diagram and indicate that mineralising fluid was dominated by magmatic water and minor amount of meteoric water might have been mixed.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim