Yazar "Doğan, Tuğba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AÇIK MADEN İŞLETMELERİNDE PARTİKÜL MADDE SALINIMI: LİTERATÜR ARAŞTIRMASI(2021) Duran, Zekeriya; Erdem, Bülent; Doğan, TuğbaPartikül madde kaynaklı hava kirliliği insan sağlığına ve çevreye zarar verebilmektedir. Partikül madde kaynaklarından birisi de madencilik sektörüdür. Açık maden işletmelerinde, yapılan faaliyet türüne (delme, patlatma, yükleme, taşıma, sıyırma, kırma, eleme vb.) bağlı olarak çalışma bölgelerinde değişik düzeylerde PM salınımı oluşmaktadır. Bu nedenle sürdürülen her faaliyetin partikül madde salınım değerlerinin ölçülmesi, bunların ilgili mevzuatta belirtilmiş olan sınır değerler dikkate alınarak değerlendirilmesi ve olumsuz etkileri önleyici/azaltıcı önlemlerin planlanması önemlidir. Konu üzerine yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde, maden işletmelerinde yapılan faaliyetin türüne göre oluşabilecek PM salınımını modelleyen denklemlerin geliştirildiği ancak bunların, farklı işletmelerdeki aynı faaliyet için bile değiştiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, PM salınım değerlerinin maden işletmesine özgü olduğu, sürekli salınım ölçümü yapmanın daha doğru sonuçlara ulaşılmasını sağlayacağı ve dolayısıyla en gerçekçi yaklaşım olarak, bir maden işletmesinde sürdürülen her faaliyet için ayrı PM salınım modellemesinin yapılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe AÇIK MADEN İŞLETMELERİNDE PARTİKÜL MADDE SALINIMI: LİTERATÜR ARAŞTIRMASI(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2021) Duran, Zekeriya; Erdem, Bülent; Doğan, TuğbaPartikül madde kaynaklı hava kirliliği insan sağlığına ve çevreye zarar verebilmektedir. Partikül madde kaynaklarından birisi de madencilik sektörüdür. Açık maden işletmelerinde, yapılan faaliyet türüne (delme, patlatma, yükleme, taşıma, sıyırma, kırma, eleme vb.) bağlı olarak çalışma bölgelerinde değişik düzeylerde PM salınımı oluşmaktadır. Bu nedenle sürdürülen her faaliyetin partikül madde salınım değerlerinin ölçülmesi, bunların ilgili mevzuatta belirtilmiş olan sınır değerler dikkate alınarak değerlendirilmesi ve olumsuz etkileri önleyici/azaltıcı önlemlerin planlanması önemlidir. Konu üzerine yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde, maden işletmelerinde yapılan faaliyetin türüne göre oluşabilecek PM salınımını modelleyen denklemlerin geliştirildiği ancak bunların, farklı işletmelerdeki aynı faaliyet için bile değiştiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, PM salınım değerlerinin maden işletmesine özgü olduğu, sürekli salınım ölçümü yapmanın daha doğru sonuçlara ulaşılmasını sağlayacağı ve dolayısıyla en gerçekçi yaklaşım olarak, bir maden işletmesinde sürdürülen her faaliyet için ayrı PM salınım modellemesinin yapılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe Alçı Fabrikasında Gürültü Maruziyetinin İş Güvenliği Açısından Değerlendirilmesi(Sivas Cumhuriyet University, 2018) Duran, Zekeriya; Doğan, Tuğba; Erdem, Bülent; Demirhan, İsmailGürültü Ağır sanayi sektöründe çalışanların maruz kaldığı önemli fiziksel risk etkenlerinden birisidir. Bu çalışma kapsamında bir alçı fabrikasında çalışanların bulunduğu ortamlar belirlenmiş, yaptıkları işe göre ayrı ayrı ölçümler yapılıp, sonuçları değerlendirilmiş ve frekans gürültü ilişkileri ortaya çıkarılmıştır. Buna göre en yüksek gürültü taş kırma ünitesinde meydana gelirken idari bina personeli en düşük düzeyde gürültüye maruz kalmışlardır. Maruziyet sınır değerini aşan bölgeler paketleme ve taş kırma üniteleridir. Ayrıca ölçüm yapılan bölgelerde çalışanların maruz kaldığı maksimum gürültü düzeyleri orta frekans aralığına, minimum gürültü düzeyleri ise düşük ve yüksek frekans aralıklarına denk gelmektedir. Tüm şubelerde çalışanların maruz kaldığı maksimum gürültü düzeyi 250 Hz ve 2500 Hz frekans aralığındadır. Makinelerin oluşturduğu gürültü düzeyleri geniş frekans aralığında olup, fabrikadaki gürültü kaynaklarının çıkardığı maksimum sesler ince ses olarak tanımlanmaktadır. Yapılan ölçümler sonucunda fabrikadaki personelin çoğunlukla maruz kaldığı maksimum gürültü düzeyleri insan kulağının en hassas olduğu frekans bölgesinin dışında olduğu hesaplanmıştır.Öğe Bir draglayn modelleme tablası üzerinde çalışmalar(Cumhuriyet Üniversitesi, 2009) Doğan, Tuğba; Erdem, BülentBu tez kapsamında bir yerüstü kömür ocağında çekme-kepçe panosu tasarımı ve örtükazı uygulaması benzetimi, önce bilgisayar ortamında üç boyutlu sayısal modelleme ile sonra da bir modelleme havuzu üzerinde fiziksel benzetim yöntemleri ile yapılmıştır. Bilgisayar destekli tasarım çalışması kısıtlanmamış bölgeye (serbest) pasa dökümü, başlangıç çukuru açılması ve doğrudan döküm uygulamasını içerirken kum havuzundaki çalışma, enli dilim ve geri çekimli kazı yöntemlerini de içermiştir.Tez çalışmasının asal amacı belirli boyutlara sahip bir çekme-kepçenin çalışabileceği örtükazı panosu boyutlarının tespit edilmesidir. Böylece çekme-kepçe ve panoya ait önceden tasarımlanan boyutsal değerlerin uyumlu olması ve çekme-kepçenin, kazı yöntemini değiştirmeden pano kazısını bitirmesi sağlanabilecektir. Bu durumun temel göstergeci olarak nitel bir parametre olan `geometrik tutarlılık' kavramı ileri sürülmüştür. Geometrik tutarlılığın göstergeleri ise kanal, dilim, köprü ve harman tarafında tabla üzerindeki oturma konumlarından yapılan dönüş açıları, yığın kümelerinin oluşturulduğu konilerin taban yarıçapları ve yığın kümelerindeki birleşim kümesi alınan koni adedidir. Çekme-kepçe ve dilim boyutlarının uyumlu olduğu durumda kazıya başlanan ilk setten itibaren dönüş açıları ve koni adedi artmakta ancak belirli bir setten sonra bu parametre değerlerindeki artan/azalan yöndeki marjinal değişme hızı yavaşlamakta ve sonuçta sabitlenmektedir. Çekme-kepçe boyutlarının, birlikte kullanılacağı örtükazı yöntemi için verilen pano geometrisine uygun olmaması, yukarıda bahsedilen gösterge değerlerinin sürekli artması ile anlaşılmaktadır.Tez çalışmasının ikinci bölümünde; doğrudan döküm, enli dilim ve geri çekimli örtü yöntemleri ölçeklendirilmiş bir kum havuzunda modellenmiştir. Kum havuzu 2500 mm × 2500 mm × 500 mm boyutlarındadır. Örtü malzemesi olarak ufalanmış killi toprak kullanılmıştır. Öncel çalışmalarda örtü malzemesi, farklı hacimlere sahip tekil koni ve yaycıl koniler halinde dilim tabanı ve basamak üzerine dökülmüştür. Her iki döküm tipinde de, yerinde blok geometrisi ile tekil ve yaycıl koni geometrileri arasındaki hacimsel fark, blok boyutu büyüdükçe, azalmaktadır. Doğrudan döküm yöntemi uygulaması üzerine yedi, enli dilim çalışması üzerine dört ve geri çekimli kazı uygulaması üzerine üç modelleme yapılmıştır. Her denemede farklı geometrideki kazı bloklarının, 70 m çalışma yarıçapına sahip çekme-kepçe tarafından dökülebildiği belirlenmiştir.Anahtar kelimeler: Benzetim, çekme-kepçe, kum havuzu, örtükazı yöntemleriÖğe Data Mining, Weka Decision Trees(31 Aralık 2023) Doğan, Tuğba; Duran, Zekeriya; Akargöl, İsmailNowadays, computer technologies are increasing rapidly. Thanks to the development of computer technologies, large and complex raw data sets can be transformed into useful information with different analysis techniques. Different algorithms developed thanks to computer technologies can offer different solutions to scientists and users working in different branches of science, especially engineering sciences, mathematics, medicine, industry, financial/economic fields, marketing, education, multimedia and statistics. Thanks to these solutions, it is possible to easily achieve the desired goals and objectives. Thus, by correctly managing and analyzing existing data in large and complex raw data datasets, accurate predictions can be made to be used in similar problems in the future. Data sets are analyzed and evaluated using different methods. It is also possible that the classification of data during the analysis and evaluation stages of data sets significantly affects the decision-making process regarding the work to be done. Classification of data can be done by statistical method or data mining method. Decision trees, which can be used to classify numerical and alphanumeric data, generally provide a great advantage for decision makers in terms of easy interpretation and understandability compared to other classification techniques. For these reasons, in this study, decision trees, one of the most used classification techniques in data mining, are mentioned.Öğe Evaluation of Noise Emission in A Textile Plant(Malatya Turgut Özal Üniversitesi, 2020) Duran, Zekeriya; Genç, Mehmet; Doğan, Tuğba; Erdem, BülentTextile industry is characterized by the use of complicated machinery in mass production methods in order to meet increased consumption demands. This situation brings with it some issues for the employees. Many of the machines used in textile industry are operating at high noise levels. In this study, noise measurements taken from dyeing/finishing and weaving divisions in an integrated textile factory in Malatya city, Turkey were evaluated. Frequency distribution of dominant noise is also examined. Workers in weaving division were exposed to higher levels of noise than those in dyeing/finishing. Accordingly, the noise level in weaving ranged from 99.2 to 101.1 dBA, while that in dyeing/finishing ranged from 77.1 to 79.3 dBA. It is also outside the 4000 Hz frequency zone, where the dominant frequencies of the maximum noise levels exposed by those working in the measured divisions fall in the middle frequency range to which the ear is most sensitive. Considering the frequency distribution, noise levels in the 4000 Hz region are calculated to be between 84.2 and 86.8 dBA in the weaving division and 60.0 to 61.9 dBA in the dyeing/finishing division. A noise histogram showed that noise in the weaving division had spread over a wider range than the dyeing/finishing division.Öğe MADEN MAKİNELERİNİN FREKANS-GÜRÜLTÜ İLİŞKİSİ(2018) Duran, Zekeriya; Erdem, Bülent; Doğan, TuğbaNormal bir insan kulağı 20 Hz – 20000 Hz frekans aralığındaki sesleri duymakla birlikte buaralıktaki farklı frekanstaki sesleri eş şiddetle algılamamaktadır. Bu nedenle insan maruziyetininbelirlenmesinde gürültü düzeylerini belirlemenin yanında, gürültünün frekansı da dikkate alınmalıdır.Bu çalışmada Sivas ve komşu illerde yer alan toplam altı çalışma alanında kullanılan 67 adet işmakinesinden gürültü ölçümleri alınmış ve frekans-gürültü ilişkisi ortaya çıkarılmıştır. Çalışmasonuçlarına göre paletli dozer ve lastik tekerlekli yükleyici operatörlerinin maruz kaldığı maksimumgürültü düzeyi büyük oranda düşük frekans aralığına, diğerleri orta frekans aralığına düşmektedir.Tüm iş makinesi operatörlerinin maruz kaldığı minimum gürültü düzeyleri yüksek frekansaralığındadır. Ölçüm yapılan iş makinelerinin maksimum gürültü düzeylerinin insan kulağının enhassas olduğu frekans aralığının dışında olduğu tespit edilmiştir. İş makinelerinin oluşturduğu gürültügeniş frekans aralığında yer almaktadır. Gürültü düzeyleri, zamanla değişim ölçütüne göresınıflandırıldığında ölçüm alınan tüm iş makineleri kararsız gürültü sınıfına girmektedirÖğe Maden ocaklarındaki iş makinesi operatörlerinin tüm vücut titreşimi ölçümleri ve değerlendirilmesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Doğan, Tuğba; Erdem, BülentBu doktora tez çalışması kapsamında açık ve yeraltı maden işletmelerinde kullanılan farklı tip, model ve kapasitede toplam 262 adet iş makinesi operatöründen tüm-vücut titreşimi maruziyeti ölçümleri alınmış ve değerlendirilmiştir. İş makineleri arasında; kamyon, hidrolik terskepçe ekskavatör, dozer, yükleyici, greyder, elektrikli ekskavatör, titreşimli silindir, delici, hidrolik kırıcı, çekmekepçe ve döner kepçeli ekskavatör bulunmaktadır. TVT maruziyeti ölçümleri Sivas ve komşu iller ile batı Anadolu bölgesinde yer alan kamu ve özel sektör tarafından işletilen; kömür, agrega, mermer, alçı, demir, altın, kalsit, kil, kireçtaşı işletmeleri, yol inşaat şantiyeleri, cevher hazırlama tesisi, beton santrali ve hurda demir tesisi gibi 13 farklı işletme türünden alınmıştır. Ölçümler, bir titreşim analizi paket programı kullanılarak iş makinelerinin bölümlendirilen çalışma evreleri üzerinden değerlendirilmiştir. Böylece tüm iş makinesi operatörlerinin genel ve evre bazında titreşim maruziyeti ayrı ayrı tespit edilebilmiştir. Operatör maruziyetleri titreşim ivmesi parametresi (A(8)) ve titreşim dozu parametresi (VDVTotal) göz önüne alınarak EU 2002/44/EC direktifi ile ISO 2631-1 (1997) ve BS 6841 (1987) standartları uyarınca değerlendirilirken; tüm vücut titreşimine insan vücudu tepkisini değerlendiren ISO 2631-5 (2004) standardı uyarınca da günlük eşdeğer basınç dozu (Sed) parametresi en kötü değer ekseni üzerinden değerlendirilmiştir. Tüm iş makinelerinin operatör koltuğunda net kayıt evresinde kaydedilen titreşim değerlerinin ortalamaları bazında dozerler en yüksek titreşim maruziyetine neden olurken, çekmekepçelerin en düşük titreşim maruziyetine yol açtığı belirlenmiştir. Tüm vücut titreşimine insan vücudu tepkisini değerlendiren ISO 2631-5 (2004) standardı uyarınca günlük eşdeğer basınç dozu (Sed) parametresi en kötü değer ekseni ölçütüne göre dozerler, yükleyiciler, hidrolik kırıcılar, titreşimli silindirler ve hidrolik terskepçe ekskavatörler orta düzeyde, diğer araçlar düşük düzeyde sağlık riski bölgesinde yer almıştır. Bu ölçüte göre hiçbir iş makinesi grubu yüksek sağlık riski bölgesinde değildir. Vektör toplamı ölçütüne göre ise hidrolik kırıcılar yüksek; dozerler, yükleyiciler, greyderler, titreşimli silindirler ve hidrolik terskepçe ekskavatörler orta; kamyonlar, DKEler, elektrikli ekskavatörler, deliciler ve çekmekepçeler düşük sağlık riski bölgesinde yer almıştır. Sed ile operatörün yaşı ile tecrübesine bağlı azalan güç durumunu dikkate alan R faktörü en kötü değer ekseni ölçütüne göre tüm iş makinesi grupları düşük risk bölgesinde yer almıştır. Vektör toplamı ölçütüne göre ise yalnızca hidrolik kırıcılar orta risk bölgesine sıçrarken, diğer tüm iş makinesi grupları düşük risk bölgesinde kalmıştır. Ayrıca ölçüm süresince iş makinelerinin iş döngülerini temsil edecek şekilde kayıt alınarak evrelerin ayrı ayrı titreşim ivmesi, dozu ve eşdeğer basınç dozu değerleri de hesaplanmıştır. 11 farklı iş makinesi türünün kapasitesi, modeli, türü vb. değişkenlerle operatörlere ait bilgiler de kaydedilmiş ve SPSS® paket programı kullanılarak, çoklu karşılaştırma analizlerinde değerlendirilmiştir. Tek ya da çok değişkenli varyans analiziyle yapılan karşılaştırma sonuçlarına göre hafif iş makinesi operatörleri ağır iş makinelerine göre daha yüksek düzeyli titreşime maruz kalmıştır. İşletme koşulları, üzerinde hareket edilen zemin ya da işlenen malzeme özellikleri TVT maruziyetini etkilemektedir. En yüksek titreşim ivmesi dikey Z ekseninden gelmiştir.Öğe Occupational noise exposure in natural stone processing plants(2020) Duran, Zekeriya; Doğan, Tuğba; Erdem, BülentOccupational noise exposure is a serious physical risk factor leading to occupational diseasesincluding hearing loss. In this study, occupational noise measurements taken at seven naturalstone processing plants operating in Sivas, Turkey and its environs are evaluated in accordancewith the task-based assessment method given in TS EN ISO 9612-2009 standard. Though theprocesses in natural stone processing plants are similar, significant differences were observedin the noise levels, which are often above the limits specified in the relevant regulation. Thehighest noise levels to which workers were exposed are S/T, bridge cutting, sizing/honing,head/side cutting machines while the lowest noise levels were from narrow polishing machineand gang saw machines. In plants B, F and G the S/T block cutting machines, in plants B andD the head/side cutting machines, in plants C and E the sizing/honing machines and in plantD the bridged cutting and narrow polishing machines exposed workers to noise levels abovethe lowest exposure action value of 80 dBA. The bridge cutting machine in plant D exposedthe workers to noise levels above the highest exposure action value of 85 dBA. High noiseemitting machines were proposed to be isolated in separate compartments.Öğe OTURMA POZİSYONUNDA ÇALIŞANLARIN TÜM VÜCUT TİTREŞİMİ MARUZİYETLERİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ISO2631-1, ISO2631-5, BS6841 ve AVRUPA BİRLİĞİ DİREKTİFİ (EU) 2002/44/EC’ nin KARŞILAŞTIRILMASI(2020) Doğan, Tuğba; Erdem, Bülent; Duran, ZekeriyaTitreşim kaynaklımakineler endüstrinin neredeyse tüm çalışma kollarında kullanılmaktadır. Bumakineleri kullanan çalışanlar titreşim sonucunda el ve kol titreşimi ve tüm vücudutitreşiminin olumsuz etkisi altında kalarak sağlıksal maruziyetleryaşamaktadırlar. Titreşim, çalışanları; fiziksel ve psikolojik yönlerdenetkileyebilmekte, meslek hastalıklarının oluşmasına neden olabilmekte, çalışmaperformanslarını etkileyerek iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeyesokabilmektedir. Titreşimli araç kullananlarda görülen el-parmak ve dirsekrahatsızlıkları ile titreşimli zeminde çalışanlardaki bel ve sırt sorunları,gibi pek çok titreşim kaynaklı rahatsızlık İSGİP tarafından hazırlanan MeslekHastalıkları ve İş ile ilgili Hastalıklar Tanı Rehberinde tanımlanaraksonuçları değerlendirilmektedir. İnsan vücudunun titreşime maruziyetinin ölçümüve değerlendirilmesi için en iyi bilinen standartlar BS 6841 (1987) ve ISO2631-1’dir (1997). AB Fiziksel Ajanlar (Titreşim) Direktifinde ISO 2631’eatıfta bulunulduğundan, BS 6841'in yerine tercih edilmektedir. ISO 2631-1 veISO 2631-5 uluslararası standartları, tüm vücut titreşimini incelemekte ve ergonomi, konfor ile sağlık açısından titreşiminönemini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada ülkemizde ve dünyada titreşimininsan vücuduna etkisini değerlendirmede kullanılan ulusal ve uluslararası bu standartlarkarşılaştırılmıştır.Öğe OTURMA POZİSYONUNDA ÇALIŞANLARIN TÜM VÜCUT TİTREŞİMİ MARUZİYETLERİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ISO2631-1, ISO2631-5, BS6841 ve AVRUPA BİRLİĞİ DİREKTİFİ (EU) 2002/44/EC’ nin KARŞILAŞTIRILMASI(Serpil AYTAÇ, 2020) Doğan, Tuğba; Erdem, Bülent; Duran, ZekeriyaTitreşim kaynaklı makineler endüstrinin neredeyse tüm çalışma kollarında kullanılmaktadır. Bu makineleri kullanan çalışanlar titreşim sonucunda el ve kol titreşimi ve tüm vücudu titreşiminin olumsuz etkisi altında kalarak sağlıksal maruziyetler yaşamaktadırlar. Titreşim, çalışanları; fiziksel ve psikolojik yönlerden etkileyebilmekte, meslek hastalıklarının oluşmasına neden olabilmekte, çalışma performanslarını etkileyerek iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye sokabilmektedir. Titreşimli araç kullananlarda görülen el-parmak ve dirsek rahatsızlıkları ile titreşimli zeminde çalışanlardaki bel ve sırt sorunları, gibi pek çok titreşim kaynaklı rahatsızlık İSGİP tarafından hazırlanan Meslek Hastalıkları ve İş ile ilgili Hastalıklar Tanı Rehberinde tanımlanarak sonuçları değerlendirilmektedir. İnsan vücudunun titreşime maruziyetinin ölçümü ve değerlendirilmesi için en iyi bilinen standartlar BS 6841 (1987) ve ISO 2631-1’dir (1997). AB Fiziksel Ajanlar (Titreşim) Direktifinde ISO 2631’e atıfta bulunulduğundan, BS 6841'in yerine tercih edilmektedir. ISO 2631-1 ve ISO 2631-5 uluslararası standartları, tüm vücut titreşimini incelemekte ve ergonomi, konfor ile sağlık açısından titreşimin önemini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada ülkemizde ve dünyada titreşimin insan vücuduna etkisini değerlendirmede kullanılan ulusal ve uluslararası bu standartlar karşılaştırılmıştır.Öğe Particulate matter emissions from open pit mines; measurement methodologies, instruments, and research undertaken(Chamber of Mining Engineers of Turkey, 2024) Duran, Zekeriya; Doğan, Tuğba; Erdem, BülentParticulate matter is one of the primary pollutants in open pit mining operations. Measurements must be taken to control particulate matter created during open pit mining activities and to compare them to the regulatory limits. Numerous studies have been undertaken to estimate particulate matter emissions produced by open pit mining. It was discovered that the research were largely conducted on coal mines (69.4%), with little study done in other mining types. Research studies on particulate matter estimation took into consideration mostly machine characteristics (loader bucket volume, truck capacity, number of truck wheels etc.) and atmospheric conditions (air temperature, wind speed, relative humidity etc.). This study emphasizes on particulate matter measurement methods along with other measuring parameters and equipment for particulate matter estimation (TSP, PM10, PM4, PM2.5, and PM1).