Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Gümüş, Şule" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    30- Somut olmayan kültürel mirasın elektronik kültür ortamında aktarımı: Kukuli müziklerindeki kültürel unsurlar
    (2022) Gümüş, Şule
    Kültür, milletlerin kimliğini belirleyen temel unsurdur. Maddi manevi üretimlerin bütünü olarak değerlendirilen kültür, bir milletin millî kimliğini oluşturduğu için o milletin tarih sahnesindeki varlığını sürdürebilmesi, kültürünü gelecek ku şaklara aktarabilmesi ile doğru orantılıdır. Somut olmayan kültürel mirasın yinelenerek yahut yenilenerek aktar ımı çeşitli araçlarla gerçekleşebilmektedir. Bu araçlardan biri de kültür aktarımının en alt tabakasında ve ilk aşamasında bulunan çocuklara hitap eden çizgi filmlerdir. Bu çal ışmada Kukuli adlı çizgi filmde yer alan yirmi parçanın içeriği ve klipleri somut olmayan kültürel mirası aktarmadaki rolü açısından incelenmiştir. Çizgi filmin içeriğine uygun olarak yerleştirilmiş olan şarkılar / türküler ile bunların kliplerinde yer alan kültürel unsurlar tespit edilmiştir. Çalışmada örneklem ve içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde ele alınan şarkılarda ve onların kliplerinde kültürün en temel unsuru olan dile ait kalıp sözlerin, atasözü ve deyimlerin, sıklıkla kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca halk oyunları, müzik kültürü, halk mutfağı, halk hekimliği, temizlik, aile kültürü, komşuluk kültürü, paylaşımcılık, meslek folkloru, pazar kültürü tespit edilen kültürel unsurlar arasındadır. Somut olmayan kültürel miras değerlerini etkileyen, modern çağın getirdiği dijital kültür ve şehirlileşme/kültür de ğişimi gibi konular da incelenen şarkı ve kliplerde yer almaktad ır. Kültürel unsurları içeren yerli çizgi filmlerin artması ve bunlar ın uluslararası sunumu kültürümüze ait unsurların yurt içinde ve yurt dışında etkin bir biçimde aktarımını sağlayacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    30. Yaşayan halk hekimleri ve halk hekimliği uygulamaları: Arabacıbozköy örneği
    (2023) Gümüş, Şule
    Günümüzde ilgi odağı hâline gelen halk hekimliği Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Modern tıbbın gelişim göstermediği dönemlerde hastalıkları önlemek / sağaltmak için doğanın sunduğu olanaklar ve hayat tasavvurunun meydana getirdiği inanışlar halk hekimliği uygulamalarının ortaya çıkmasında ve gelişmesinde etkili olmuştur. Anadolu’da halk hekimliği etrafında şekillenen belli bir kültür söz konusudur. Bu kültür halk hekimliğinin temel kurumu olan ocaklar aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılmakta, gelenekten geleceğe devam ettirilmektedir. Halk hekimliği kültürünün sürdürülebilirliği halk hekimi olan ocak/ocaklılar tarafından sağlanmaktadır. Ocaklılar sadece bir hastalığa bakabileceği gibi birden çok hastalığı da sağaltabilmektedir. Günümüzde ocakların / ocaklıların sayısı git gide azalmaktadır. Bu durumun çeşitli nedenleri vardır. Modern tıp imkânlarının gelişmesi ve tıbbi hizmetlere ulaşma imkânlarının kolaylaşması, inanca dayalı olan halk hekimliği uygulamalarının batıl olarak değerlendirilmesi, doğal yöntemlerin iyileştirici gücüne inanılmaması, çeşitli nedenlerden dolayı gençlerin halk hekimliğini yapmak istememeleri bunlardan bazılarıdır. Bu çalışmada halk hekimliği kültürünü sürdüren ve gelecek kuşaklara aktarmada önemli roller üstlenen halk hekimlerinin günümüzdeki varlığı ve halk hekimliğine yönelik gerçekleştirdikleri uygulamalar Akhisar / Arabacıbozköy örneği üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmada derleme ve tahlil yöntemi kullanılmıştır. Yaşayan halk hekimlerinin güncel uygulamaları tespit edilmiştir. Bu uygulamalardan büyük bir kısmının gelenekten gelen uygulamalar olduğu, bazılarınınsa günümüze uyarlandığı görülmektedir. Arabacıbozköy’de tespit edebildiğimiz on ocak bulunmaktadır. Önceki yıllarda ocak sayısının daha fazla olduğu, günümüze doğru gittikçe azaldığı gözlemlenmiştir. Çalışmanın amacı UNESCO’nun “kültürün sürdürülebilirliği” politikasından hareketle yaşayan halk hekimlerini ve güncel halk hekimliği uygulamalarını kayıt altına alarak gittikçe kaybolan bir geleneği görünür kılmak, halk hekimliği üzerine yapılacak karşılaştırmalı çalışmalara yeni bir kaynak sunmaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU VE AKIN BARPI ALIKULOV’UN ŞİİRLERİNDE ORTAKLIKLAR
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Gümüş, Şule
    Türk boylarının sözlü geleneği kökleri çok eskilere dayanan güçlü bir gelenektir. Bugün dünyanın geniş bir coğrafyasına hâkim olan Türk boylarının sözlü geleneğinin ortak olduğu görülmektedir. Türk sözlü geleneği içerisinde yer alan ve Anadolu sahasında âşıklık, Kırgızistan sahasında akınlık olarak bilinen kurum bugün de varlığını ve canlılığını korumaktadır. Bu çalışmada Anadolu sahasının 20. yüzyıl âşıklarından Âşık Veysel Şatıroğlu ile Kırgızistan sahasının 19. yüzyıl akınlarından olan Barpı Alıkulov’un şiirlerindeki ortak konular ve ortak üslup üzerinde durulacaktır. Âşık Veysel ile Barpı Alıkulov’u birleştiren pek çok ortak nokta söz konusudur. Aynı kültürün farklı coğrafyalarda yetiştirdiği bu iki şahsiyet âşıklık / akınlık geleneğinin temsilcisi olmanın yanı sıra yaşadıkları hayat şartları ve hayatlarının belli bir döneminden sonra dünyayı gösteren gözlerini kaybetmiş olma durumu açısından da benzer kaderleri idrak etmişlerdir. Elbette tüm bu ortaklıklar ortak duyuş ve düşünceyi beraberinde getirip onların şiirlerinde de hem konu bakımından hem de üslup bakımından ortaklıkların meydana gelmesini sağlamıştır. Bu çalışmada, yapılan tespit ve tahliller neticesinde elde edilen ortak konulardan sadece “vatan / millet sevgisi”, “insan sevgisi”, “kadın ve aşk”, “doğa sevgisi”, “zamaneden şikâyet”, “nasihat”, “eşitlik / adalet”, “birlik ve beraberlik”, “ayrılık / gurbet” ve “ölüm / ecel” konuları değerlendirilmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan konuların benzer bir içerik ve üslupla ortaya konulduğu tespit edilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bayram DURBİLMEZ, Âşık Edebiyatında Şiir Sanatı -Hasretî'den Örneklerle-, Ankara: Akçağ (1. Baskı), 2020, ISBN: 978-605-342- 542-7, 346 Sayfa.
    (2021) Gümüş, Şule
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bayram DURBİLMEZ, Âşık Edebiyatında Şiir Sanatı -Hasretî'den Örneklerle-, Ankara: Akçağ (1. Baskı), 2020, ISBN: 978-605-342-542-7, 346 Sayfa.
    (Geleneksel Yayıncılık, 2021) Gümüş, Şule
    Türk boylarının sözlü kültürü içerisinde yer alan “âşıklık geleneği” geçmişi çok eskilere, kamlık dönemine kadar uzanan köklü bir gelenektir. Toplum içerisinde pek çok önemli görevi üstlenen kamlar bir müzik aleti eşliğinde doğaçlama söyleme yeteneği sayesinde Türk sözlü edebiyatının ilk nüvelerini ortaya koymuştur. Kamların görevlerinin sosyal yapı içerisinde paylaşımı ile birlikte bu görev, “elinde kolça kopuzu ile ilden ile beyden beye dolaşan” ozanlara düşmüştür. Günümüzde Anadolu sahasında bu geleneği dilinde ve telinde sürdüren söz ustalarına “âşık” adı verilmektedir. Söze bağdaş kurduran âşıklar, sözlü geleneğin kendilerine sağladığı imkânlarla bir yandan sanatlarını ortaya koyarken bir yandan da kültürel bakiyeyi gelecek nesillere aktarmışlardır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    KIRGIZİSTAN’DA KARA İYELER VE DEVLERLE İLGİLİ İNANIŞLAR: KIRGIZ-TÜRK DESTANLARINDAN ÖRNEKLERLE
    (2022) Durbilmez, Bayram; Gümüş, Şule
    İnsanın kendisi, çevresi, hayat ve evrenle ilgili algıları; kültür unsurları, gelenek ve görenekleri, inançları vs. çeşitli yollarla ifade edilir. Gördüğü varlıklarla, görmediği fakat varlığına inandığı varlıklar arasında ilişki kuran insanoğlu, tarihin en eski dönemlerinden beri bu varlıklarla ilgili çeşitli kabul ve davranışlar sergiler, olumlu ve/veya olumsuz anlamlar yükleyerek simgeleştirdikleri unsurlarla çeşitli inanç kalıpları oluşturur. Bu inanç kalıpları insanların kişilik özelliklerinin bir parçası hâline dönüştüğü gibi, toplum tarafından benimsenip yaygınlaştıkça toplumun kimliğini oluşturan unsurlar arasında da yer almaya başlar. Türk boylarının mitolojik evren tasarımında üç boyutlu bir yapı söz konusudur ve evrenin her katmanı ruhlarla doludur. Yüce mavi gökte iyi ruhlar bulunurken, yerin altında Erlik’in hükümranlığında bulunan kötü ruhlar yaşar. Gökyüzü ve yeraltı ruhları yeryüzünü etkiler. Kutsal gökte hüküm süren ışıklı ruhlar Ülgen’in buyruğu ile insanlığa iyilikler, güzellikler, bolluk ve bereket getirirler. Yeraltındaki kara iyeler bela, kıtlık ve ölümlere neden olurlar. Diğer Türk boylarının mitolojik dünya tasavvurunda olduğu gibi Kırgız Türklerinin mitolojik inanç dünyasında da insanların hayatını olumsuz yönde etkileyen, kötülük ve belalara sebep olan kötü ruhlar/ kara iyeler yer almaktadır. Kırgız Türkleri; insanların ve hayvanların hastalığını/ölümünü, yaşanan talihsizlikleri, bereketsizlik ve kıtlığı kötü ruhların olumsuz etkisine bağlamışlardır. Destan türünün bir özelliği olarak toplumun ortak düşünce sistemlerini, felsefelerini, sosyolojik değerlendirmelerini yansıtan Kırgız Türklerinin destanlarında da toplumun inanç dünyasından izler bulmak mümkündür. Genelde Türk boylarının, özelde Kırgız Türklerinin ortak kültür mirası olan bu inanç unsurları dijital kültür ortamlarının yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan sanal ortamlarda yaşatıldıkça daha geniş kitlelere ulaşma olanağı bulacaktır. Sözlü kültür ürünlerinden ve halk inançlarından yararlanarak çağdaş ürünler ortaya koyan ve bu ürünleri dünyaya pazarlayan Batılı ülkeler küresel kültür oluşturma yarışında öne çıkmaya başlamıştır. Sözgelimi çizgi filmlerde, bilgisayar oyunlarında ve korku filmlerinde kurgulanan fantastik kahramanların genellikle Batı kültüründen uyarlama olduğu görülmektedir. Oysa Türk boylarının kültürel bakiyesinde bu tür karakterleri oluşturacak pek çok kaynak mevcuttur. Bu kaynakların tespit edilip yeni nesillerin sosyokültürel ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde senaristler ve oyun tasarımcıları gibi sanatçılar tarafından yeniden işlenerek çağdaş anlatı ortamlarında yaşatılması sağlanmalıdır. Bu sayede kültürel belleğin özüne ait unsurlarla beslenmesi ve atalardan kalan somut olmayan kültürel miras ürünlerinin yeni kültür ortamlarına uyarlanarak aktarımı sağlanacaktır. Bu tür çalışmalar UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras politikalarına da uygundur. Bu çalışmada Kırgız Türklerinin “kence epos” olarak adlandırılan destanlarında yer alan “kara iyeler” ve “devler”in sembolik anlamlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu motiflerin bölge kültürüne ve küresel kültüre kazandırılması da makalenin amaçları arasındadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kültürden Türkülere Yansıyanlar: Bitlis Türkülerinde Kadın
    (2023) Gümüş, Şule
    Türkü; ezgi ile söylenen Anonim Halk Edebiyatı ürünlerinden biridir. Şiir ve müziği bir araya getiren türkü, içinden çıktığı toplumun kolektif bilinçdışı ve bilinçaltının yansımasıdır. Acılar, sevinçler, beklentiler kısacası yaşananlar ve yaşanamayanlar türkülerde varlık kazanır. Türküler ait oldukları toplumun en önemli kültürel bellek mekânlarıdır ve o toplumu oluşturan fertlerin duygu paylaşımını sağlayarak onları bir arada tutar. Türküler toplum hayatının beşikten mezara kadar her anını anlatabilecek zengin bir içerik dünyasına sahiptir. Bu çalışmada Bitlis türkülerinde kadının ele alınış biçimleri değerlendirilmiştir. Bitlis kültür zenginliği olan bir ildir. Bu zenginlik türkülere de yansımıştır. Bitlis türküleri halkın geleneksel yaşamını, Bitlis’in coğrafi yapısını, ekonomik durumunu sanatlı bir şekilde ele almaktadır. Bu bağlamda kadın da Bitlis türkülerine konu olmuştur. Kültürümüzde kadın; ana, eş, sevgili ve kardeş olarak değer görmüş tarih içerisinde sosyal ve siyasal açıdan önemli konumlarda yer almıştır. Toplum hayatında kadına verilen bu değer sözlü edebiyat ürünlerine de yansımıştır. Bitlis türkülerinde de kadın toplumun hayat tasavvuruna uygun olarak işlenmiştir. Bitlis türküleri; doğrudan bir kadın için söylenenler, kadınların kişiliklerini ele alanlar, kadınların görünüşünü ele alanlar, kadının giyim kuşamını ve takılarını ele alanlar, kadına olan aşkı ele alanlar, kadınların yaşadıkları sıkıntıları ele alanlar, kadının toplumsal rolünü ele alanlar, kadına serzenişi içerenler ve kadın ağızlı türküler olmak üzere dokuz başlık altında tahlil edilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde Bitlis türkülerinin, kadını kültürel yaşamdaki konumuyla ele aldığı tespit edilmiştir. Bu açıdan değerlendirildiğinde günümüzün ve gelecek nesillerin hayat algısı inşa edilirken kadının sosyal hayattaki yeri konusunda türkülerin yol gösterici olacağını söylemek mümkündür.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    MANİSA VE SİVAS YÖRESİ SAĞALTIM YÖNTEMLERİ ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME
    (Sivas Cumhuriyet University, 2019) Gümüş, Şule
    ÖZET Günümüzde "alternatif tıp", "tamamlayıcı tıp" adlarıyla toplum hayatında yeniden ilgi odağı haline gelen halk hekimliği Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Bilimin henüz gelişmediği dönemlerde insan sağlığını koruma ve hastalıkları sağaltma adına doğanın sunduğu imkânlar ile hayat tasavvurunun oluşturduğu inanışlar halk hekimliği içerisinde yer alan uygulamaların ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Tıbbın işaret ettiği yöntemlerin dışında halkın geliştirmiş olduğu sağaltma yöntemlerini içeren halk hekimliği, doğal yollarla tedavinin yanı sıra içerisinde bir dizi dinî inanışa dayalı uygulamaları da barındırmaktadır. Türk halk hekimliği İslamî inancın yanında eski Türk dinine dair inanışları da içermektedir. Anadolu coğrafyasında halk hekimliği kapsamında oluşan belli bir kültür söz konusudur ancak bulunulan coğrafi bölgenin sağladığı imkânlar ve yaşam şartlarına bağlı olarak yöreden yöreye değişen halk hekimliği uygulamaları ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada Manisa ve Sivas yöresi halk hekimliği uygulamaları karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Her iki yörenin halk hekimliğine dair inanış ve uygulamalarının benzer ve farklı yönleri değerlendirilecektir. Anahtar Sözcükler: Halk Hekimliği, Manisa Yöresi, Sivas Yöresi                                                        ABSTRACT Today “alternative medicine” renewed interest in folk medicine has become known as the life of society has an important place in Turkish culture. Belief that no form of protection for human health and disease in the period envisaged development opportunities with life science nature has to offer on behalf of the treatment has been effective in the emergence of application contained in folk medicine. including folk medicine has developed treatment methods for people outside of the manner in which medicine has pointed out, in addition to a series of treatment in a natural way is also hosting applications based on religious beliefs. Besides the religious belief of the ancient Turkish folk medicine it includes the Islamic faith. Anatolia said the culture is formed under a certain folk medicine; but the opportunities provided by the current geographic region and changes from region to region, depending on the living conditions of folk medicine practices have emerged. In this study, folk medicine practices Manisa and Sivas region are comparatively studied folk medicine practices. Both parts of the similar and different aspects of their beliefs and practices will be evaluated on the folk medicine. Keywords: Folk Medicine, Sivas Region, Manisa Region
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    “MU?LUK VE ZARLIK” DESTANIYLA “ÇEMBER HAS GÜZEL” VE “ÜÇ BACI” MASALLARINDAKİ BENZERLİKLER
    (2022) Gümüş, Şule
    Ortak geçmişe sahip olan kardeş boylar, dünyanın farklı coğrafyalarında birbirinden bağımsız olarak aynı kültürel kodları, inanç değerlerini ve motifleri içeren anlatılar ortaya koyabilmektedirler. Bu çalışma, ortak kültürel yapının benzer anlatıları meydana getirdiğini savunmaktadır. Burada aynı kültüre, Türk kültürüne mensup bulunan iki Türk boyuna ait üç farklı anlatıda yer alan ortak epizot ve motif yapısı değerlendirildi. Bu anlatılardan ilki Kırgız Türklerine ait olan, arkaik unsurlarla örülü “Mu?luk ve Zarlık” destanıdır. Diğerleri ise Türkiye Türklerine ait olan, Türklerin mitolojik inanç değerlerini de bünyesinde barındıran “Çember Has Güzel” masalı ile “Üç Bacı” adlı masallardır. Farklı coğrafyalarda üretilen bu anlatılar, Türklerin mitolojik inanç sisteminde ve toplumsal yaşamında yer alan unsurları benzer hatta aynı kurguyla ele alması bakımından dikkate değerdir. Bu makale ile karşılaştırmalı edebiyat ve Türk dünyası üzerine yapılan çalışmalara yenisi eklenecek, bu çalışma alanlarındaki örneklerin çeşitliliği artacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    “MUŇLUK VE ZARLIK” DESTANIYLA “ÇEMBER HAS GÜZEL” VE “ÜÇ BACI” MASALLARINDAKİ BENZERLİKLER
    (Cengiz ALYILMAZ, 2022) Gümüş, Şule
    Ortak geçmişe sahip olan kardeş boylar, dünyanın farklı coğrafyalarında birbirinden bağımsız olarak aynı kültürel kodları, inanç değerlerini ve motifleri içeren anlatılar ortaya koyabilmektedirler. Bu çalışma, ortak kültürel yapının benzer anlatıları meydana getirdiğini savunmaktadır. Burada aynı kültüre, Türk kültürüne mensup bulunan iki Türk boyuna ait üç farklı anlatıda yer alan ortak epizot ve motif yapısı değerlendirildi. Bu anlatılardan ilki Kırgız Türklerine ait olan, arkaik unsurlarla örülü “Muňluk ve Zarlık” destanıdır. Diğerleri ise Türkiye Türklerine ait olan, Türklerin mitolojik inanç değerlerini de bünyesinde barındıran “Çember Has Güzel” masalı ile “Üç Bacı” adlı masallardır. Farklı coğrafyalarda üretilen bu anlatılar, Türklerin mitolojik inanç sisteminde ve toplumsal yaşamında yer alan unsurları benzer hatta aynı kurguyla ele alması bakımından dikkate değerdir. Bu makale ile karşılaştırmalı edebiyat ve Türk dünyası üzerine yapılan çalışmalara yenisi eklenecek, bu çalışma alanlarındaki örneklerin çeşitliliği artacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    SENSIVITY FLOWING FROM HISTORY TO THE EPIC: MIGRATION PHENOMENON IN THE EPIC OF KYRGYZ TURKS
    (Amasya Üniversitesi, 2019) Gümüş, Şule
    Migration, defined as the displacement of individuals or societies by the impulse of economic, social and political reasons, has had a power that has significantly changed and transformed the lives of individuals and societies. Migration can be a choice made by individuals or societies on their own accord, or it can also be a necessity created by negativity. Social political pressures, natural disasters, insecurity about life and property are prominent in forced migrations, while individuals ' self-directed migrations aim to achieve better living conditions.When we look at the history of the Kyrgyz, which is a long-established Turkish dimension, we see seasonal migrations, which are the result of the migratory lifestyle, as well as forced migration events caused by enemy attacks. The Kyrgyz Turks who settled in the vicinity of the God Mountains were unable to find a permanent home in this region, and political events caused them to leave their homes and emigrate from time to time. These forced migrations, which brought destruction, cruelty and disgrace, left deep traces in the imagination of the Kyrgyz people. These historical realities, which work in the subconscious of the people, are also reflected in the epics that are the mirror of the histories of societies.In this study, the phenomenon of “migration”, which is reflected in the history of Kyrgyz Turks, is discussed. The Kyrgyz epics vividly depict the migration of the enemy or the emigration of the enemy, seasonal migrations, social migrations, migrations that occur as a result of a disaster. The process of migration in the epics reveals the subconscious effects of the migrations in the historical process of Kyrgyz Turks.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Somut olmayan kültürel mirasın elektronik kültür ortamında aktarımı: Kukuli müziklerindeki kültürel unsurlar
    (Yakup YILMAZ, 2022) Gümüş, Şule
    Kültür, milletlerin kimliğini belirleyen temel unsurdur. Maddi manevi üretimlerin bütünü olarak değerlendirilen kültür, bir milletin millî kimliğini oluşturduğu için o milletin tarih sahnesindeki varlığını sürdürebilmesi, kültürünü gelecek kuşaklara aktarabilmesi ile doğru orantılıdır. Somut olmayan kültürel mirasın yinelenerek yahut yenilenerek aktarımı çeşitli araçlarla gerçekleşebilmektedir. Bu araçlardan biri de kültür aktarımının en alt tabakasında ve ilk aşamasında bulunan çocuklara hitap eden çizgi filmlerdir. Bu çalışmada Kukuli adlı çizgi filmde yer alan yirmi parçanın içeriği ve klipleri somut olmayan kültürel mirası aktarmadaki rolü açısından incelenmiştir. Çizgi filmin içeriğine uygun olarak yerleştirilmiş olan şarkılar / türküler ile bunların kliplerinde yer alan kültürel unsurlar tespit edilmiştir. Çalışmada örneklem ve içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde ele alınan şarkılarda ve onların kliplerinde kültürün en temel unsuru olan dile ait kalıp sözlerin, atasözü ve deyimlerin, sıklıkla kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca halk oyunları, müzik kültürü, halk mutfağı, halk hekimliği, temizlik, aile kültürü, komşuluk kültürü, paylaşımcılık, meslek folkloru, pazar kültürü tespit edilen kültürel unsurlar arasındadır. Somut olmayan kültürel miras değerlerini etkileyen, modern çağın getirdiği dijital kültür ve şehirlileşme/kültür değişimi gibi konular da incelenen şarkı ve kliplerde yer almaktadır. Kültürel unsurları içeren yerli çizgi filmlerin artması ve bunların uluslararası sunumu kültürümüze ait unsurların yurt içinde ve yurt dışında etkin bir biçimde aktarımını sağlayacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    SÖZÜN BÜYÜLÜ GÜCÜ: KIRGIZ TÜRKLERİNİN DESTANLARINDA ANT PRATİKLERİ
    (2019) Gümüş, Şule
    Ant, sözün inandırıcılığını arttırma ve herhangi bir konuda söz verme amacı güden, sözünkutsal gücüne dair inanışı yansıtan bir uygulamadır. Antlar, birtakım nesnelerden ve bazıritüel davranışlardan yararlanarak karşıdakini ikna etmek amacıyla söylenen çoğu zamankalıplaşmış sözlerden meydana gelen ikna sözlerinden oluşmaktadır.Diğer Türk boylarında olduğu gibi Kırgız Türklerinin inançlarında da andın önemli bir yerivardır. Kırgız Türkleri ant içme uygulaması için “ant berüü, kasam içüü, şert bayloo”sözcüklerini kullanmaktadır. Sözün büyülü gücüne inanan Kırgız Türkleri andını yerinegetirmeyenlerin, yalan yere ant içenlerin Kuday ve kutsal ruhlar tarafındancezalandırılacağına inanırlar. Ant içme esnasında yaptırım gücü olduğuna inanılan birtakımritüeller uygulanmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı kişinin kendisine kargış vererek andısağlamlaştırmasıdır. Bunun yanı sıra kılıç yalama, yırtıcı kuşların veya vahşi hayvanlarıntırnaklarını yalama, bir nesneyi kertme, ayı derisinin üzerine oturup ayı kafasını ısırarak antiçme, anttan sonra kurban kesme, kuruk veya kamçı sapı üzerinden atlama, demircininkörüğü üzerine ant içme gibi pratiklere başvurulur. Ayrıca Tanrı’yı, doğa olaylarını, silahı, ataruhlarını anne sütünü, ekmeği ve tuzu kutsal kabul eden Kırgız Türkleri bunları şahitgöstererek antlarını pekiştirirler. Bununla birlikte genellikle ak boz kısrak ya da kara koyunkesip kanına ellerini bulayarak ant içme geleneği Kırgız Türkleri arasında görülmektedir.İslam’ın kabulünden sonra ise Kuran’a el basma, Kuran’ı öpme pratiği yaygınlaşır.Kırgız Türklerinin inanç dünyasında ve sosyal hayatında yer alan bu uygulamalar destanlarada aynen yansımıştır. Bu çalışmada Kırgız Türklerinin ant ile ilgili inanışları, bu inanışlarabağlı olarak uyguladıkları ritüeller ve bunların Kırgız Türklerinin destanlarına yansımalarıele alınacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    TÜRK KÜLTÜRÜNDE SİHİR/BÜYÜ VE FAL: TÜRK DESTANLARINDAN ÖRNEKLERLE
    (Hayrettin İVGİN, 2021) Gümüş, Şule
    Sihir, büyü, fal gibi metafizik güçlere dayalı olan uygulamalar insanlığın ilk dönemlerinden günümüze kadar toplumların inanç dünyalarında ve kültürlerinde yer edinmişlerdir. Yaratılıştan gelen; olayları ve durumları yönetme arzusu sihir ve büyü uygulamalarını, gelecekte olacaklara dair merak duygusu da fal açtırma yönelimini canlı tutmuştur. Türk dünyasını oluşturan Türk boylarının inanç dünyasında ve kültürel uygulamaları içerisinde de sihir/büyü, fal pratikleri ve bunlara bağlı olarak geliştirilen inanışlar bulunmaktadır. Sihir/büyü ve fal gücüyle hastalıkları sağaltma, düşmanlara üstün gelme, bir kişinin hayatına ve düşünce dünyasına hükmetme, gelecekten haber alma gibi yaşamı dönüştürme yetkinliğine ulaşma durumunun söz konusu olduğuna inanılmıştır.Türk boylarının inanç dünyasında ve toplumsal hayatında yer edinmiş olan sihir/büyü, fal uygulamaları kültürün aynası konumundaki destanlarda da motif olarak işlenmiştir. İçinden çıktığı toplumun kültürel kodlarını ve inanç dünyasını yansıtan destanları incelemek suretiyle Türk dünyasını oluşturan Türk boylarının ortak kültürünü, inanç ve uygulamalarını tespit etmek mümkündür. Bu tespit sayesinde kökleri Orta Asya’da bulunan ve dünyanın çeşitli coğrafyalarında hüküm süren Türk boylarının manevi birlikteliği ortaya konulmuş olacaktır.Bu makalede Kırgız, Kazak, Uygur ve Özbek Türklerinin inanç dünyasında yer alan sihir/büyü ve fal ile ilgili inanışların, uygulamaların destanlara yansımaları tespit edilmiştir. Yapılan karşılaştırmalı inceleme ve tahliller neticesinde aynı kültürel köke ve inanç dünyasına bağlı olan bu Türk boylarının destanlarında sihir/büyü ve fal motiflerinin işlenişinde ortaklıklar hatta aynılıklar olduğu görülmüştür.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim