Yazar "Hatice Aydın Tel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anxiety of relatives of patients undergoing coronary angiography, stent, or balloon procedures(2014) Yazile Sayın; Havva Tel; Hatice Aydın Tel; Meryem YılmazAmaç: Koroner anjiyografi, stent ve balon işlemi öncesinde ve sonrasında hasta yakınlarının anksiyete düzeylerini belirlemektir. Metod: Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışmada 141 hasta yakını yer aldı. Veriler, Spielberger’in Durumluk-Sürekli Anksiyete Ölçeği ve anket formu ile toplandı. Bulgular: Katılımcıların durumluluk anksiyetesi üzerinde, evli olmaları, hasta ile akrabalık derecesi, hastanın hastaneye yatış şekli (yatarak veya ayaktan), hastaya yapılan koroner girişim türü (stent, balon, anjiografi), hastanın önceki kalp ameliyatı ve koroner anjiografi deneyimi etkiliydi. Kadın, kronik hastalığı olan, birden fazla angiografi deneyimi olan ve daha önce kalp ameliyatı olan hastaların yakınlarının sürekli anksiyete puanı da ha yüksekti. Sonuç: Koroner anjiografi, stent, balon uygulamasının işlem öncesi dönemi hasta yakınlarının endişelerinin izlenmesi ve yardım edilmesi gereken zor bir dönemdir. Koroner tanı işlemleri esnasında hasta yakınlarının anksiyetesini artıran nedenleri bilmek bütüncül bakımın planlanması ve sürdürülmesinde önemlidir.Öğe Hastaların bakış açısıyla kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile yaşamak: Fenomenolojik çalışma(2012) Hatice Aydın Tel; Fatma Yıldız Tok; Şerife Karagözoğlu; Dilek ÖzdenAmaç: Bu çalışma, KOAH’lı bireylerin hastalıklarıyla ilgili yaşam deneyimlerini ve KOAH’la yaşamanın anlamını hastaların bakış açısıyla ortaya koymak amacıyla yapıldı. Yöntem: Fenomonolojik nitelikteki araştırma, 15 Mayıs–15 Temmuz 2009 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin Göğüs Hastalıkları servisinde KOAH tanısı ile yatan 14 hasta ile yapıldı. Çalışmaya katılmayı kabul eden hastalardan yazılı onam alındı. Veriler tanıtıcı bilgi formu ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edildi. Bulgular: Hastaların tümü KOAH nedeni ile yaşamlarının olumsuz etkilendiğini, günlük yaşam aktivitelerinde sınırlılık yaşadıklarını ve sınırlılık yaşamalarına neden olan en önemli semptomun solunum sıkıntısı olduğunu bildirmiştir. Hastaların büyük bir kısmı KOAH’la yaşamayı “çok zor, ölmekten beter bir durum” şeklinde açıklamıştır. Hastaların tamamı hastalık nedeniyle bağımlılık düzeylerinin arttığını, kendilerine saygılarının ve güvenlerinin azaldığını ifade etmiştir. On iki hasta KOAH nedeni ile çeşitli sosyal kayıplar yaşadıklarını, iki hasta ise hastalık sürecinde ailelerinden daha fazla destek aldığını belirtmiştir. Sonuç: KOAH, hastaların yaşamlarının her alanında önemli sınırlılıklar ve duygusal değişiklikler yaşamalarına neden olmaktadır. Kronik hastalıkla yaşamanın anlamını hasta bakış açısıyla inceleyen çalışmanın sonuçları hastaların KOAH’dan nasıl etkilendiklerini belirlemeye ve bireye özgü hemşirelik bakım yaklaşımlarının geliştirilmesine katkı vermesi açısından önemlidir.