Yazar "Hatice Bakkaloğlu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The Needs of Inclusive Preschool Teachers about Inclusive Practices(2014) Selma Akalın; Şeyda Demir; Bülbin Sucuoğlu; Hatice Bakkaloğlu; Fadime İşcenProblem Durumu:Kaynaştırma uygulamalarının kalitesi, programın felsefesi, idarecilerin desteği ile öğretmen eğitimi ve açık fikirli öğretmenlere bağlı olarak değişmekte; ancak başarılı kaynaştırmayı sağlayan en temel elemanınsınıf öğretmenleri olduğu ifade edilmektedir. Öğretmenlerin eğitimi, deneyimi, tutumları ile bilgileri kaynaştırma kalitesinin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Öğretmenlerin sınıflarındaki farklı beceri ve yetenekleri olan çocukların gereksinimlerini karşılamak için hem özel gereksinimli çocuklar hem de kaynaştırma uygulamaları hakkında bilgi ve deneyime sahip olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.Türkiye'deki kaynaştırma uygulamalarını inceleyen araştırmalarda, kaynaştırmaya ilişkin çeşitli sorunlar yaşandığı ortaya çıkmıştır. İdareciler, anne babalar ve öğretmenler sıklıkla uygulama sürecindeki sorunları gündeme getirmiş ve bu sorunlar nedeniyle okul öncesi sınıflarına devam eden özel gereksinimli çocuklar için beklenen yararların sağlanamadığını vurgulamışlardır. Okul öncesinde kaynaştırma uygulamalarında karşılaşılan temel sorunların sınıflardaki çocuk sayısının fazla olması, çocuk ve öğretmen için destek hizmetlerinin yetersiz olması, idareci ve öğretmenlerin kaynaştırma konusundaki bilgilerinin yetersiz olması ile olumsuz öğretmen tutumları olduğu belirlenmiştir.Özel gereksinimli çocukların kaynaştırılmasına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılmasından sonra her yıl okul öncesi sınıflardaki özel gereksinimli çocukların sayısı artmaktadır. Öğretmenlerin çoğu okul öncesi kaynaştırma fikrini desteklemesine karşın, kaynaştırma uygulamalarına ilişkin bilgi ve beceri yetersizlikleri nedeniyle genellikle özel gereksinimli çocukları kendi sınıflarında istememektedir. Kaynaştırmanın en önemli bileşeni öğretmenlerdir ve kaynaştırma uygulamalarının başarısını artırmak amacıyla, öğretmenlerin özel gereksinimli olan ve olmayan çocukları kapsayan heterojen sınıflarda öğretim yapabilmek için hazırlanmaları gerekmektedir.Araştırmanın Amacı:Türkiye'de okul öncesi dönemde kaynaştırma uygulamalarının başarısını artırmak için öğretmenlerin kaynaştırma konusunda bilgi ve deneyim kazanmalarının öncelikli bir konu olarak ele alınması gerektiği düşünülmektedir. Ancak, okulöncesi öğretmenlerinin bilgi ve beceri kazanmalarını sağlayabilmek ve gereksinimlerini karşılayacak işlevsel programlar hazırlayabilmek için öğretmenlerin öncelikli gereksinimlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle okul öncesi öğretmenler için hazırlanan bir eğitim programının öğretmen çıktıları üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla yürütülen bir projenin ilk aşaması olarak planlanan bu çalışmada, sınıfında özel gereksinimli çocuk olan okul öncesi öğretmenlerinin kaynaştırmaya ilişkin gereksinimlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla iki aşamalı bir çalışma planlanmış, ilk aşamada 40 öğretmenle yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılarak öğretmenlerin kaynaştırma konusundaki gereksinimleri ile kendilerini yeterli ve yetersiz gördükleri konular belirlenmeye çalışılmış, ikinci aşamada ise bu öğretmenlerden dördü ile derinlemesine görüşmeler yapılarak öğretmenlerin gereksinimlerinin ayrıntılı olarak ortaya konulmasına çalışılmıştır.Araştırmanın Yöntemi:Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmanın ilk aşamasına MEB'e bağlı 14 okul öncesi kurumda çalışan 40 öğretmen ile Öğretmen Görüşme Formu A kullanılarak yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Formun ilk bölümünde öğretmen ve özel gereksinimli çocukların demografik bilgilerine ilişkin sorulara, ikinci bölümünde kaynaştırma uygulamalarına ilişkin 4 açık uçlu soruya ve son bölümünde ise öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarında karşılaştıkları konuları içeren 10 maddelik üç listeye yer verilmiştir. Öğretmenlerden birinci listeyi kullanarak kendilerini yeterli gördükleri konuları, ikinci listeyi kullanarak güçlük çektikleri konuları ve üçüncü listeyi kullanarak ise öncelikli olarak bilgiye gereksinim duydukları konuları önem sırasına göre sıralamaları istenmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise, 40 öğretmen arasından gönüllü olan 4 öğretmen ile Öğretmen Görüşme Formu B kullanılarak derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşülen öğretmenlerin sınıflarında bir ya da birden fazla özel gereksinimli çocuk bulunmaktadır. İki grup öğretmenden toplanan veriler, QSR NVivo-9 yazılımı kullanılarak ayrı ayrı tümevarım yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir.Araştırmanın Bulguları:Çalışmanın birinci aşamasında yapılan analizler sonucunda, ilk olarak kaynaştırma uygulamalarının gerekliliği, başarısı, etkili faktörler, alınan destekler ve önerilerden oluşan beş ana tema ve bunlara bağlı onsekiz alt tema belirlenmiştir. İkinci olarak, öğretmenlerin %28 ile %55'inin farklı öğretim yöntemleri kullanma, sınıf yönetimi, problem davranışların kontrolü ve ailelerle işbirliği konularında kendilerini yeterli gördükleri, buna karşın grubun yaklaşık yarısının (%43-60) öğretimi bireyselleştirme, uygun öğretim materyali seçme, özel gereksinimli çocukların performanslarını değerlendirme, sınıf yönetimi ve problem davranışlarla baş etme konularında ise kendilerini yetersiz gördükleri belirlenmiştir. Üçüncü olarak, özel gereksinimli çocukların özellikleri, öğretimi bireyselleştirme ile problem davranışların kontrolü konularının öğretmenlerin yarıdan fazlasının öncelikli olarak bilgi edinmek istedikleri konular olduğu görülmüştür.Araştırmanın ikinci aşamasında yapılan analizler sonucunda, dört öğretmeninde birinci aşamadaki öğretmenlere benzer şekilde kaynaştırmaya ilişkin bilgi ve deneyim gereksinimlerini vurguladığı görülmüştür. Bu öğretmenler özellikle özel gereksinimli çocukları tanımadıklarını, öğretim sürecinde güçlükler yaşadıklarını ve davranış problemleri ile baş edemediklerini açıklayarak bu konularda eğitim almaları gerektiğini belirtmişlerdir. Bu aşamada ayrıca, öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarına ilişkin bazı özel gereksinimleri de ortaya çıkmıştır. Örneğin, öğretmenler özel gereksinimli çocukların dil ve konuşma, bilişsel, motor ve sosyal becerilere ilişkin yetersizlikleri nedeniyle masa başı etkinlikleri ile sanat, müzik ve oyun etkinliklerine katılımını sağlamada zorlanmaktadırlar. Öğretmenler yine özel gereksinimli çocuklarla iletişim kurma ve onların iletişimlerini destekleme konusunda güçlük çektiklerini belirtmişler ve çocuklara hem ne öğreteceklerini hem de nasıl öğretim yapacaklarını bilmek istediklerini dile getirmişlerdir. Öğretmenlerin önemle vurguladıkları bir diğer nokta, öğretim yöntemlerinde ve materyallerde uyarlamalar yapamamaları ve sınıflarında yeterince öğretim materyali bulunmaması ile ilgilidir. Bir başka gereksinim ise, özel gereksinimli çocukların performansını, bir başka deyişle öğrenip öğrenmediklerini değerlendirmek konusundadır. Öğretmenler ayrıca kaynaştırma konusunda kısa süreli hizmetiçi eğitim programlarına katılmalarına karşın bu programların özel gereksinimli çocuklarla çalışmak için yeterli olmadığını da belirtmişlerdir.Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri:Çalışmanın her iki aşamasında yer alan katılımcıların uygulamada karşılaştıkları güçlüklere karşın kaynaştırmanın tüm çocuklar için uygun olduğuna ve özel gereksinimli çocukların akranları ile birlikte eğitim almaları gerektiğine inandıkları görülmektedir. Bazı öğretmenler sistemdeki sorunlara ve karşılaştıkları güçlüklere karşın, kaynaştırma uygulamalarını başarılı bulmaktadır. Ancak öğretmenler kaynaştırma konusundakendilerini rahat hissetmediklerini, özel gereksinimli çocukların bulunduğu sınıflarda çalışmak için kendilerini yeterli görmediklerini ifade etmişlerdir. Öğretmenler çocukların özellikleri, öğretimi bireyselleştirme, davranışsal stratejiler, problem davranışlarla baş etme, özel gereksinimli çocukların performansını değerlendirme gibi neredeyse kaynaştırmanın tüm boyutlarında eğitime, deneyime ve desteğe gereksinimleri olduğunu belirtmişlerdir.Sonuç olarak, okul öncesinde kaynaştırmanın başarılı olmasını sağlayacak faktörlerin iyi eğitim almış personel, uygun destek hizmetleri, uygun fiziksel koşullar ve özel gereksinimli çocukların gereksinimlerini karşılayacak araç-gereçler ile olumlu öğretmen tutumları olduğu açıktır. Bir başka deyişle, okul öncesi kaynaştırmanın başarılı olması için, öğretmenlere destek hizmetleri ile uygun fiziksel koşulların sağlanmasının yanı sıra, bilgi beceri ve deneyimlerini artıracak ve olumlu tutumlarını geliştirecek işlevsel öğretmen eğitimi programlarının uygulanması gereklidir. İleri araştırmalarda kaynaştırma uygulamalarının kalitesinin sorgulanarak başarıyı artıracak önlemlerin belirlenmesi, hizmet öncesi ve hizmet-içi öğretmen eğitimi programları hazırlanarak bu programların öğretmen ve çocuk çıktıları üzerindeki etkilerinin araştırılması ile elde edilen bulgular temel alınarak sistemin iyileştirilmesi için gerekli çalışmaların yapılabileceği düşünülmektedir.Öğe Okul Öncesi Öğretmenlerinin Kaynaştırmaya İlişkin Bilgi Düzeyleri(2014) Bülbin Sucuoğlu; Hatice Bakkaloğlu; Fadime İşcen Karasu; Şeyda Demir; Selma AkalınBu çalışmanın amacı okul öncesi öğretmenlerin kaynaştırmaya ilişkin bilgilerinin kapsamlı olarak değerlendirilmesi için bir Kaynaştırma Bilgi Testi (KBT) geliştirmek ve testin psikometrik özelliklerini incelemektir. Bu amaçla araştırmacılar, özel gereksinimli çocukları değerlendirme, programı uyarlama ve özel gereksinimli çocuğun ailesiyle etkileşim kurma gibi kaynaştırmanın farklı boyutlarına odaklanan kısa öyküler (vignettes) hazırlamışlardır. Bir panel grubu tarafından değerlendirilen kısa öykülerde gerekli düzeltmeler yapılmış ve testin ilk formu ile 169 okul öncesi öğretmeninden veri toplanarak testin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, KBT de faktör yükleri .40'tan yüksek olan ve tek faktörde toplanan 24 madde bulunmaktadır. Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı oldukça yüksek olan KBT ile toplanan verilerin analizi, okul öncesi öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamaları konusundaki bilgi düzeylerinin oldukça düşük olduğunu göstermiştir. Ayrıca, öğretmenlerin bilgilerinin deneyimlerine ve sınıflarında özel gereksinimli çocuk olmasına bağlı olarak değişmediği, ancak lisans eğitiminde özel eğitime giriş dersi alan öğretmenlerin bilgilerinin daha fazla olduğu belirlenmiştir