Yazar "Hubbezoğlu, İhsan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe COMPARISON OF THE MICROTENSILE BOND STRENGTH OF FOUR DIFFERENT BULK-FILL RESIN COMPOSITES OF CLASS I CAVITIES WITH DENTIN(2019) Kutlu, Serra; Hubbezoğlu, İhsanObjectives: The aim of this study is to compare the microtensile bond strengthsof four different bulk-fill composites and a microhybrid composite to the dentin.Materials and methods: 4 bulk-fill composites and a microhybrid compositewere tested. Class I occlusal cavities were prepared on 25 freshly drawn intacthuman molar teeth, randomly divided into five groups [G-aenial posterior (Controlgroup), Estelite Bulk Fill flow, GrandioSO x-tra, Beautifil Bulk Restorative, FillUp] and the cavities were restorated with five composite systems by using theirown adhesive systems. Completed restoration teeth bukkolingual and mesiodistalsections were taken, three samples were obtained from each tooth. Microtensilebond strength values of groups were measured by universal test machine.Microscopic changes were examined by SEM. The data were evaluated by oneway ANOVA and Tukey tests.Results: While the control group showed the highest microtensile bond strength,Fill-Up group showed the lowest. The control group was statistically significantwhen compared to the four different bulk-fill groups used in the study (p<0.05).Although the GrandioSO x-tra group showed the highest bonding strength amongthe bulk-fill composites, the differences between the Beautifil Bulk Restorativeand Estelite Bulk Fill flow were statistically insignificant (p>0.05). Fill-Up wasfound to be statistically significant when compared to the other bulk-fill groups(p<0.05). In SEM analyzes a regular gap is seen along the hybrid layer only inEstelite Bulk Fill flow.Conclusions: No bulk-fill composite group could reach the value of the bondstrength of microhybrid composite. Although the Fill-Up group was used with theetch and rinse adhesive system among the bulk-fill composites, it showed thelowest bond strength.Öğe Cumhuriyet Dental Journal: A New Mission and Vision to Be a Global Journal(2019) Hubbezoğlu, İhsan; Buldur, Burak[Abstract Not Available]Öğe Effect of Self-Cured and Self-Etch Adhesive Systems on Shear Bond Strength After Photodynamic Therapy and Disinfection with Different Types of Lasers(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Çeşme, Ayşe; Hubbezoğlu, İhsanEffect of Self-Cured and Self-Etch Adhesive System on Shear Bond Strength After Photodynamic Therapy and Disinfection with Different Types of Lasers Ayşe Çeşme1-a*, Ihsan Hubbezoğlu1-b 1 Sivas Cumhuriyet University, Faculty of Dentistry, Department of Restorative Dentistry Sivas, Türkiye. ABSTRACT Objectives: The aim of this study was to investigate the strength of shear bonding of self-cured and self-etch adhesive systems to dentin after surface disinfection with Photodynamic Therapy (PDT), Er:YAG, Nd:YAG, and KTP laser. Materials and Methods: In the study, 6 main-groups were formed as Control, Er:YAG Laser, Nd: YAG Laser, KTP Laser, KTP Laser activated PDT and Diode Laser activated PDT. Each group was divided into two subgroups; Self-cured (Tokuyama Universal) and self-etch (Scotchbond Universal) adhesive system(n=10). 120 molar teeth were prepared to expose dentin surfaces. After disinfection and adhesive application, nanohybrid composite resin with a diameter of 3 mm and a height of 2 mm was applied to the dentin surface with the help of transparent molds. All samples were thermally cycled 5.000 times at 5°C and 55°C. Shear bond strength (SBS) test was applied to the samples in a universal test device. Results: The differences between the Er:YAG laser group and the control, KTP and Nd:YAG laser groups of the self-cured adhesive samples were statistically significant. While the differences between the Nd:YAG laser group and the PDT groups were statistically significant (pÖğe Hipomineralize Mine Defektlerinin Vital Beyazlatma Sonrası Er:Yag Lazer İle Minimal İnvaziv Rehabilitasyonu: Olgu sunumu(2021) Gömleksiz, Seda; Hubbezoğlu, İhsan; Akın, Emine Gülşah GöktolgaDiş hekimliği uygulamalarında fonksiyon ve fonasyonun yanısıra doğal diş estetiğinin de hastaya yeniden kazandırılması gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Estetik sorunların çözümünde günümüzde daha konservatif tedavi seçenekleri tercih edilmektedir. Son yıllarda teknolojik gelişmeleri takiben lazer uygulamaları oldukça popüler hale gelmiştir. Lazer teknolojisindeki gelişmelerle beraber her geçen gün lazerin diş hekimliğinde kullanımı ile ilgili olarak yeni olanaklar ortaya çıkmaktadır. Diğer geleneksel yöntemlere göre lazer uygulaması, lazer ışınının kolaylıkla yönlendirilebilmesi ve yüksek miktarda enerjinin küçük noktalara odaklanabilmesi nedeniyle oldukça ileri bir tedavi yöntemidir. Bu vaka sunumunda; ön grup dişlerdeki mine defektlerinin vital beyazlatma uygulaması sonrası, Er:YAG lazer ile defekten minimal doku kaldırılıp, direkt kompozit rezin ile restorasyonunun tamamlanması hedeflenmiştir.Öğe Micro-Computed Tomographic Evaluation of Dentinal Cracks Caused by Various Recent File Systems(Cumhuriyet University Faculty of Dentistry, 2022) Zan, Recai; Altunbaş, Demet; Hubbezoğlu, İhsan; Topçuoğlu, Hüseyin Sinan; Cengiz, Gizem KutluObjectives: The purpose of present study was to evaluate the incidence of dentinal micro-cracks observed after the use of ProTaper Gold (PTG), WaveOne Gold (WOG), OneShape New Generation (OSNG), K3XF nickel-titanium (NiTi) instrumentation systems. Materials and Methods: Sixty extracted human mandibular first molars were randomly assigned to four groups (n = 15). The root canals were instrumented with PTG, WOG, OSNG, and K3XF systems. The cross-sectional images of the roots were screened using high-resolution micro-computed tomography imaging before and after preparation to detect the presence of dentinal cracks. Results: Although there was no statistically significant difference between PTG and WOG systems, WOG caused lesser micro-crack among all groups. K3XF showed statistically fewer cracks than OSNG. K3XF and OSNG systems caused statistically more dentinal micro-cracks than both Gold systems. WOG and PTG systems caused lesser micro-cracks formation among the systems evaluated in present study. Conclusions: All used systems have caused different degrees of crack formations. Furthermore, WOG and PTG systems have shown superior features in terms of creating dentinal cracks according to OSNG, and K3XF systems. Preferring PTG and WOG systems during root canal shaping may minimize microcracks © This work is licensed under Creative Commons Attribution 4.0 International LicenseÖğe Yeni nesil self-etching adeziv sistemlerin mikrogerilim bağlanma dayanımları ve nanosızıntı bakımından etkinliğinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2004) Hubbezoğlu, İhsan; Hürmüzlü, FeridunÖZET Bu çalışmanın amacı, yeni nesil beş self-etching adeziv sistemin dentindeki Mikrogerilim Bağlanma Dayanım (MBD) değerlerini ve Nanosızıntı miktarlarını in-vitro koşullarda karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. 40 adet taze çekilmiş insan üçüncü büyükazı dişlerinde, yüzeyel dentin açığa çıkartılarak, 600 grit silikon karbit zımparayla yüzeyler düzgünleştirildi. Seçilen beş adeziv sistemden üçü iki-aşamalı self-etching adeziv [Clearfıl SE Bond (SE), AdheSE (AS), Tyrian SPE & One Step Plus (TY)] ve ikisi tek-aşamalı self-etching adeziv sistemler [iBond (İB), Xeno 111 (XE)] hazırlanan dentin yüzeylerine rastgele uygulandı. Adeziv sistemler dişlere uygulandıktan sonra üzerine kompozit rezin yerleştirilerek, halojen ışıkla polimerize edildi. Örnekler 24 saat 37°C suda bekletildi Dişlerden, yüzey alanı yaklaşık lmm2'lik çubuk şeklinde kesitler alındı. MBD testinde, örneklere test makinasında 0.5mm/min. hızla çekme kuvveti uygulandı. Kınlan örneklerin kopma yüzeyleri daha sonra Scanning Elektron Mikroskobunda incelendi. Dişler Nanosızıntı testi için 0.7mm kalınlığında dilimlere ayrıldı ve örneklere kum saati formu verildi Örneklerin mezial ve distalindeki kompozit- dentin birleşim yüzeyinin lmm çevresi hariç, tüm yüzeyler tırnak cilası ile kaplandı. 24 saat %50'lik Ag NO3 solüsyonunda daldırıldı. 5 dakika su ile yıkandı. Sonra 12 saat ikinci banyo solüsyonunda bırakıldı. Hibrit tabakası boyunca meydana gelen gümüş sızıntısı Stereomikroskop'ta oküler mikrometresi ile ölçüldüÇalışmamızdan elde ettiğimiz verilerin istatistiksel değerlendirmesinde Kruskal Wallis ve Mann-Whitney-U testleri kullanıldı. SE (41.37±8.26MPa) ve AS'nin (41.23±8.18MPa) MBD değerleri, diğer adeziv sistemlerle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark anlamlı bulundu (p<0.05). Diğer adeziv sistemlerin MBD değerleri (yüksekten düşüğe doğru): TY (32.88±10.89MPa), XE (27.45±4.21MPa), İB (21.77±4.76MPa). TY ve XE'nin MBD değerleri iB'la karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark anlamlı bulundu (p<0.05). En düşük MBD değeri ise İBond 'ta bulundu. Nanosızıntı miktarı ölçümleri: SE 292±60um, AS 395±160um, XE 608±108um, TY 653±176um, İB 570±151um. En az nanosızıntı miktarı SE'de ve daha sonra da AS'de görüldü. SE ve AS'nin nanosızıntı miktarı diğer adeziv sistemlerle karşılaştırıldığında istatistiksel olarak fark anlamlı bulundu (p<0.05). Diğer adeziv sistemler (TY, XE, İB) arasında ise istatistiksel olarak fark bulunamadı (p>0.05).
