Yazar "Karabey, Tuba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hemodiyaliz hastalarına verilen sıvı yönetimi eğitiminin sıvı kontrolü, diyaliz giriş çıkış kuru ağırlıkları ve yaşam kalitesi üzerine etkisi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2017) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeBu çalışma hemodiyaliz hastalarına verilen sıvı yönetimi eğitiminin, sıvı kontrolü diyaliz giriş çıkış kuru ağırlıkları ve yaşam kalitesi üzerine etkisinin değerlendirilmesi amacıyla deneysel ve kesitsel olarak yapılmıştır. Çalışmanın evrenini 15 Haziran-15Aralık 2016 tarihleri arasında, Sivas Numune Hastanesi Hemodiyaliz Ünitesi'nde diyalize giren hastalar oluşturmuştur. Çalışmanın örnekleminde çalışma kriterlerine uyan 80 hasta yer almış,ve basit rastgele örnekleme yöntemi ile bu hastaların 40'ı müdahale grubuna, 40'ı ise kontrol grubuna atanmıştır. Çalışma verilerinin toplanmasında; hastalara ait tanıtıcı bilgileri elde etmek amacıyla Hasta Bilgi Formu, hemodiyaliz hastalarını sıvı kısıtlaması hakkında bilgi, davranış ve tutumlarını ölçmek amacıyla Sıvı Kontrol Ölçeği ve hemodiyaliz sürecinde yaşam kalitelerini belirlemek amacıyla Short Form-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği kullanılmıştır. Veriler SPSS 22.0 paket programına yüklenmiş ve istatistiksel analizde Ki-Kare, Friedman F, Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır. Çalışmamızda müdahale grubundaki hastaların izlem öncesine göre özellikle ardışık son iki izlemde istatistiksel olarak önemli düzeyde sıvı alımlarının azaldığı, diyalize giriş - çıkış kuru ağırlıklarında düşüş olduğu ve sıvı kontrolü attıkça yaşam kalitelerinin yükseldiği saptanmıştır. Elde edilen bulgular doğrultusunda, hemodiyaliz hastalarına verilen sistematik sıvı yönetimi eğitiminin hastaların sıvı kontrolü, diyaliz giriş çıkış kuru ağırlıkları ve yaşam kalitesini pozitif yönde etkilediği söylenebilir. Bu bağlamda hemodiyaliz sürecinin niteliğini artırmada planlı ve sistematik eğitimin önemli olduğu ve hemşirelere de bu alanda büyük sorumlulukların düştüğü ifade edilebilir.Öğe İntramüsküler enjeksiyonda ekstremitelerin internal rotasyonu, lokal soğuk uygulama ve shotblocker kullanımının enjeksiyon ağrısı ve konfor düzeyi üzerine etkisinin karşılaştırılması(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeAmaç: Günümüzde sağlık hizmetlerinde kalite kavramının ön plana çıkması ve kanıt temelli uygulamaların yaygınlaşması hizmetin niteliğini belirlemede hasta memnuniyeti ve konfor kavramlarını önemli ve öncelikli parametreler haline getirmiştir. Bu bağlamda hemşirelik bakımında enjeksiyona bağlı yaşanan ağrı ve anksiyetenin azaltılması önemlidir. Bu araştırma IM (intramüsküler) enjeksiyon uygulamasında, standart enjeksiyon uygulaması, ekstremitelerin internal rotasyonu, lokal soğuk uygulama ve ShotBlocker kullanımının enjeksiyon ağrısı ve konfor düzeyi üzerine olan etkilerinin karşılaştırılması amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırma Sivas İlinde bulunan bir aile sağlığı merkezinde 30 Temmuz 2019- 30 Aralık 2019 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemine İM Siyanokobalamin enjeksiyon tedavisi alan ve araştırmaya alınma kriterlerine uyan 215 birey alınmış, örneklem grubunda yer alan bireyler araştırmanın hem kontrol hem de müdahale gruplarını oluşturmuştur. Araştırmada tüm enjeksiyonlar bireylerin değerlendirmesini etkilememek amacıyla klinik hemşiresi tarafından, ağrıyı azaltmaya yönelik yaklaşımlar ise araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir. Bireylerin ardışık enjeksiyon uygulamalarında sırasıyla, standart enjeksiyon uygulaması, internal rotasyon, lokal soğuk uygulama ve ShotBlocker kullanımının bireylerin enjeksiyona bağlı yaşadıkları ağrı ve konfor düzeyleri üzerine etkisi belirlenmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde Friedman testi, Wilcoxon Testi, Man Whitney U testi ve Sperman Sıra Korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmamızda yer alan bireylerin % 61.9'u kadın, %38.1'i erkek bireylerden oluşmaktadır. Bireylerin IM enjeksiyon uygulamasında ağrı puan ortalamaları; standart enjeksiyon uygulaması sonrası 4.41±2.00, internal rotasyon uygulaması sonrası 3.76±1.67, lokal soğuk uygulama sonrası 1.89±1.13 ve ShotBlocker uygulaması sonrası 0.45±0.77, konfor puan ortalamaları ise sırasıyla; standart uygulama sonrası 6.60±1.53, internal rotasyon uygulaması sonrası 7.28±1.05, lokal soğuk uygulama sonrası 8.17±1.00 ve ShotBlocker uygulaması sonrası 9.16±0.68 olup, bu puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Sonuç olarak, ShotBlocker uygulamasının IM enjeksiyon ağrısını azaltmada enjeksiyon uygulama protokolü doğrultusunda uygulanan standart uygulama, internal rotasyon uygulaması ve lokal soğuk uygulamaya göre daha etkili bir yöntem olduğu, bununla birlikte internal rotasyon uygulaması ve lokal soğuk uygulamanın da IM enjeksiyon ağrısını standart yönteme göre önemli düzeyde azalttığı ve konfor düzeyini ise önemli ölçüde artırdığı saptanmıştır. Bu bağlamda IM enjeksiyona bağlı yaşanan ağrının azaltılması ve bireylerin konfor düzeylerinin artırılmasında öncelikle ShotBlocker uygulaması ve alternatif olarak internal rotasyon uygulaması ve lokal soğuk uygulama önerilmektedir.Öğe Şiddete Duyarsızlaşmada Medya Bir Etken midir?(Türkiye Klinikleri - ADMINISTRATION ADDRESS-PUBLISHER, Kasım 2021) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeLatince Violentia kelimesinden gelen şiddet, tüm ulusların yaşamında var olan, bütün sosyal meslekleri, yaş ve etnik grupları etkileyen, çağımızın en kontrol dışı sosyal olgularından biri olarak görülmektedir. Günümüzde artarak varlığını sürdüren şiddet olgusu, milyonlarca kişiyi fiziksel ve ruhsal yönden olumsuz etkileyen toplumsal sorunlardan biridir. Günümüzde, olumsuz iletişim şekli olarak televizyonda şiddet gösterimi önemli bir toplumsal problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Televizyon yayınlarına bakıldığında müzik programlarından haberlere, filmlerden dizilere kadar tüm yayın türlerinde şiddete yer verildiği ve şiddet içeren televizyon programlarının saldırganlığı arttıran etkenlerin en başında geldiği görülmektedir. Gerçekte şiddetin toplum tarafından benimsenmiş ve gündelik yaşamda hiç yadırganmayan bir olgu olarak algılanışı ve bu olgunun insan davranışlarını etkilediği bilinmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalardaki ortak nokta; televizyon yayınlarındaki şiddet unsurunun toplumun her kesimini etki altına aldığı, davranış bozukluğuna yol açtığı ve şiddet kullanımına özendirdiği yönündedir. Yine bu araştırmalarda medyanın en yıkıcı etkisinin yaşam içerisinde insanları şiddete karşı duyarsızlaştırdığı, şiddeti kanıksattığı ve normalleştirdiği dile getirilmektedir.Öğe Symptom Management and Nursing Care in the Hemodialysis Process(Tokat Gaziosmanpasa University, 2021) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeChronic Renal Failure is a disease with high follow-up morbidity and mortality rates and disrupting life style. Hemodialysis is the process of removing harmful substances such as urea, creatinine and excess water from the body through a membrane, correcting some of the advanced and impaired kidney functions, and is an important treatment method that prolongs the life span of kidney patients. Patients experience many symptoms during or after treatment, depending on the effects of the hemodialysis process. These symptoms, which occur as a result of the disease and treatment, affect the patients negatively in many ways. In this sense, nurses play a primary role in the treatment and care process of hemodialysis patients. Nurses have basic responsibilities before, during and after hemodialysis with a holistic perspective in this process. The education and counseling service given by nurses, who regard the individual as a biopsychosocial entity, to dialysis patients should also include the individual's family. At this point, among the primary responsibilities of nurses for individuals receiving CRF treatment, with a holistic perspective and approach, predicting the problems that the individual may encounter in the home and hospital environment and providing training, counseling and rehabilitation services to solve the problems are included. In this context, nurses have an indispensable role in the treatment and care process of hemodialysis patients and they strengthen their coping by taking an active role in solving all biopsychosocial problems of patients.Öğe The Effect of Helfer Skin Tap Technique and ShotBlocker Application on Pain in Deltoid Muscle Injection(Marmara Univ, Inst Health Sciences, 2021) Karabey, Tuba; Karagozoglu, SerifeObjective: This study was performed experimentally and single-blind randomized controlled trial to compare the effects of Helfer Skin Tap technique and Shot Blocker application on pain in the intramuscular injection application to the deltoid muscle. Methods: The study was designed as a prospective, single-blind randomized controlled trial. The research was conducted in accordance with the Consolidated Standards of Reporting Trials (CONSORT) Checklist guide. The study was conducted in a family health center in Sivas Province between 05.10.2020-30.12.2020. Individuals who received Hepatitis B vaccine injection were included in the sample of the study. All intramuscular injections were made by the same nurse, and the approaches to reducing pain were made by the researcher. A total of 120 patients including the Helfer Skin Tap Technique (n=40), the standard application (n=40) and the ShotBlocker technique (n=40) were included. Mann Whitney U and Kruskal Wallis tests were used to evaluate the data. Results: In our study, 75% (n=30) of the Helfer Skin Tap group, 82.50% (n=33) of the standard administration group and 75% (n=30) of the ShotBlocker group reported that they had no fear of injection. When the distribution of post-injection pain scores of the individuals according to different injection methods was examined, the difference between the average pain scores of the different methods used to provide pain control was found to be significant and statistically significant (p=0.001). Conclusion: In line with the findings of our study, it was concluded that the use of ShotBlocker in intramuscular injection application of individuals was more effective in reducing pain due to injection compared to Helfer Skin Tap and standard application, and the Helfer Skin Tap technique was more successful in pain control than standard practice. All health professionals', especially nurses', awareness of the effectiveness of different methods in reducing pain during IM injection should be raised. To ensure pain control during IM injection, Shotblocker and Helfer Skin Tap Technique should be preferred since they are easy to apply and cost effective,Öğe The effect of lavender oil use on pain and comfort level in intramuscular injection administration: A single blind randomized controlled study(Tissue Viability Society, 2024) Karabey, Tuba; Karagozoglu, Serife; Sümer, ZeynepContext: The fact that the concept of quality in health care services has come to the fore and that evidence-based practices have become widespread made such concepts as patient satisfaction and comfort important and priority parameters in determining the quality of health services. Objectives: The aim of the study is to determine the effects of using lavender oil in intramuscular injection on injection pain, comfort level, blood pressure, pulse rate and respiratory rate. Methods: The study was designed as a prospective, single-blind randomized controlled trial. The research was conducted in accordance with the CONSORT Checklist guide. In our study, a total of 160 individuals were included in the sample, 80 of whom were control and 80 were intervention. Structured Information Form, Visual Analog Scale and Comfort Scale were used to collect the data of the research. Mann Whitney U, Kruskal Wallis test and Wilcoxon test were used to evaluate the data. Results: It was determined that the mean pain scores of the individuals who received intramuscular injection by applying lavender oil were statistically significantly lower than the individuals in the control group. Again, the comfort score averages of the individuals who were applied lavender oil were found to be statistically significantly higher than the control group. It was determined that the blood pressure, pulse rate and respiratory rate before the injection of the individuals in the control group increased statistically significantly according to the post-injection measurements, while the blood pressure, pulse rate and respiratory rate in the lavender oil group decreased significantly after the injection and remained within their normal values. Conclusion: As a result, it was determined that the application of lavender oil in intramuscular injection had a positive and significant effect on the blood pressure, pulse rate and respiratory rate of the individuals on the injection pain and comfort level. © 2024Öğe The Effect of Local Cold Application and Autogenic Relaxation Exercise on Injection Pain in Intramuscular Injection(2021) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeObjective: This study was conducted as an experimental trial to compare the effects of local cold application and autogenic relaxation exercise on pain in intramuscular (IM) injection application. Material and Methods: The research was carried out in Sivas Kılavuz Toki Family Health Center between 15 July and 15 November 2018. The population and sample of the study consisted of 150 individuals who received IM antibiotic (ceftriaxone) injection treatment between the specified dates and who met the inclusion criteria. The individuals in the sample group constituted both the control and intervention groups of the study. Approaches to reduce pain were performed by the investigator, and all injections were performed by the same clinical nurse in line with the injection administration protocol. “Personal Information Form” and “Visual Analogue Scale” were used for data collection. The data obtained from our study were evaluated in SPSS 22.0 for Windows program. All results were considered significant at p<0.05 and 95% confidence intervals. Friedman test was used to evaluate the data. Results: In the study, the mean pain score of the individuals after IM injection administered with the local cold application was 1.00 (0.00, 9.00) whereas their mean pain score following a standard injection administered based on the injection application protocol was 4.00 (1.00, 10.00). Also, individuals’ mean post-IM injection pain score was determined to be 3.00 (0.00, 9.00). Accordingly, a statistically significant difference was found between these mean scores (p=0.001). Conclusion: In conclusion, the local cold application was found to be a more effective method in relieving IM injection-related pain compared to the autogenic relaxation exercises and the standard application administered in accordance with the injection application protocol. Besides, the autogenic relaxation exercise was determined to relieve IM injection pain considerably more than the standard method. The local cold application, alternatively autogenic relaxation exercises are recommended to relieve pain occurring due to IM injection.Öğe The effect of manual pressure after subcutaneous injection on pain and comfort levels(Elsevier Inc., 2021) Karabey, Tuba; karagözoğlu, ŞerifeBackground: The pain experienced after subcutaneous injections can also disturb the comfort of the individual. An individual who experiences pain may refuse treatment by experiencing anxiety for subsequent injections. Objective: This experimental study was conducted to compare the effects of standard injection application and manual pressure application use on injection pain and comfort level of having an subcutaneous injection. Methods: This study was carried out on a single sample group with pre-post design. The individuals in the sample group constituted both the control and intervention groups of the study. In the sample group, subcutaneous injection was applied to the upper outer side of the right and left arms by the same nurse by applying standard application and manual pressure, and then the pain and comfort levels were determined using the VAS and Comfort Scale. Results: It was determined that the mean pain scores of the SC injection application performed by applying manual pressure were statistically significantly lower than the SC injection application using the standard method. Again, it was determined that the mean comfort score of SC injection applied by applying manual pressure was statistically higher (p<0.05). Conclusion: It has been determined that manual pressure application is a more effective method in reducing pain due to subcutaneous injection compared to the standard application. It was determined that as the pain experienced by the individuals due to subcutaneous injection application decreased, their comfort level increased. In line with these results, it is recommended that health professionals, especially nurses, use non-pharmacological methods with proven efficacy more frequently to relieve pain in SC injection, follow the developments in this field and put them into practice. © 2021Öğe The Enhancing of Nurses' and Midwives' Competence in Providing Spiritual Care through Innovative Education and Compassionate Care using the Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool: Turkish Version(Springer, 2024) Karabey, Tuba; Ozveren, Husna; Gulnar, Emel; Gulturk, EsraSpiritual care is an important part of holistic care and is at the center of nursing/midwifery care. Nurses/midwives are expected to graduate by receiving adequate training in spiritual care and gaining spiritual care competence during their student days. It is important to evaluate the spiritual care competencies of nursing/midwifery students and to correct the deficiencies, if any. Therefore, a self-assessment tool is needed to increase awareness and knowledge and improve skills and attitudes in the field of spirituality and pastoral care. One of these tools is EPICC (Enhancing Nurses' and Midwives' Competence in Providing Spiritual Care through Innovative Education and Compassionate Care). This EPICC Spiritual Care Education Standard describes the spiritual care competencies expected from undergraduate nursing and midwifery students. For every competence, the learning outcomes are described in aspects of knowledge, skills, and attitudes. This research was conducted with a methodological design to ensure that the Turkish version of the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool can be used as a reliable and valid measurement tool in nursing research in Turkey. Methodological and cross-sectional research design was used in the research method. The research was carried out with 300 nursing and midwifery students in Turkey. Data were collected using the personal information form and the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool. The results of exploratory factor analysis and confirmatory factor analysis confirmed the four-factor structure of the scale. Cronbach's alpha, item-total correlation, test-retest analysis, and equivalent form analysis showed high reliability. EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool For Student Nurses And Midwives: Turkish Validity And Reliability Study consists of 24 items on a five-point Likert-type scale. The Turkish version of the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool is a valid and reliable tool for assessing the Spiritual Care Competencies of nursing and midwifery students. Evaluating the Spiritual Care Competencies of nursing and midwifery students is an important issue, it is now possible in Turkey with this scale given its validity and reliability.Öğe The Enhancing of Nurses’ and Midwives’ Competence in Providing Spiritual Care through Innovative Education and Compassionate Care using the Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool: Turkish Version(Springer, 2025) Karabey, Tuba; Özveren, Hüsna; Gülnar, Emel; Gültürk, EsraSpiritual care is an important part of holistic care and is at the center of nursing/midwifery care. Nurses/midwives are expected to graduate by receiving adequate training in spiritual care and gaining spiritual care competence during their student days. It is important to evaluate the spiritual care competencies of nursing/midwifery students and to correct the deficiencies, if any. Therefore, a self-assessment tool is needed to increase awareness and knowledge and improve skills and attitudes in the field of spirituality and pastoral care. One of these tools is EPICC (Enhancing Nurses’ and Midwives’ Competence in Providing Spiritual Care through Innovative Education and Compassionate Care). This EPICC Spiritual Care Education Standard describes the spiritual care competencies expected from undergraduate nursing and midwifery students. For every competence, the learning outcomes are described in aspects of knowledge, skills, and attitudes. This research was conducted with a methodological design to ensure that the Turkish version of the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool can be used as a reliable and valid measurement tool in nursing research in Turkey. Methodological and cross-sectional research design was used in the research method. The research was carried out with 300 nursing and midwifery students in Turkey. Data were collected using the personal information form and the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool. The results of exploratory factor analysis and confirmatory factor analysis confirmed the four-factor structure of the scale. Cronbach’s α, item-total correlation, test–retest analysis, and equivalent form analysis showed high reliability. EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool For Student Nurses And Midwives: Turkish Validity And Reliability Study consists of 24 items on a five-point Likert-type scale. The Turkish version of the EPICC Spiritual Care Competency Self-Assessment Tool is a valid and reliable tool for assessing the Spiritual Care Competencies of nursing and midwifery students. Evaluating the Spiritual Care Competencies of nursing and midwifery students is an important issue, it is now possible in Turkey with this scale given its validity and reliability. © The Author(s), under exclusive licence to Springer Science+Business Media, LLC, part of Springer Nature 2024.Öğe Türkiye’de İntramüsküler Enjeksiyon Uygulaması ile İlgili Yapılmış Lisansüstü Hemşirelik Tezlerinin İncelenmesi(Sivas Cumhuriyet University, 2021) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeAmaç: Bu araştırma, Türkiye’de intramüsküler enjeksiyon uygulamalarını içeren lisansüstü hemşirelik tezlerinin yayın yılı, türü, amaç, yöntem ve elde edilen sonuçlarını incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmada verilerin toplanması Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi Veri Tabanı ‘‘Hemşirelik, İntramüsküler, İntramüsküler Enjeksiyon’’, anahtar kelimeleri ile taranmıştır. Tarama sonunda 1997-2020 yılları arasında Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik alanında konu ile ilgili yapılmış 27 tez belirlenmiştir. Bulgular: Veriler incelediğinde lisansüstü tezlerden 20’sinin yüksek lisans, 7’inin ise doktora düzeyinde yapıldığı görülmüştür. İntramüsküler enjeksiyon uygulaması ile ilgili ilk tezin 1997 yılında yapıldığı tespit edilmiştir. Tezler araştırma türlerine göre incelendiklerinde deneysel (n=14), yarı deneysel (n=10) ve tanımlayıcı (n=3) türde olduğu saptanmıştır. Lisansüstü tezlerin sistematik incelemesinde, tanımlayıcı türde yapılan çalışmaların tamamının yüksek lisans tezlerinden oluştuğu, son yıllarda yapılan doktora tezlerinin daha çok randomize kontrollü olarak deneysel türde yapıldığı saptanmıştır. Yine son yıllarda yapılan tezlerin intramüsküler enjeksiyon ağrısını azaltmaya yönelik non-farmakolojik yöntem kullanımın etkisini ortaya koyduğu belirlenmiştir Sonuç: İntramüsküler enjeksiyon uygulamasını konu alan tezlerin sayıca yetersiz olduğu; konuya ilişkin akademik çalışmaların sayısının artmasının diğer araştırmalara ışık tutacağı düşünülmektedir.Öğe Türkiye’deki Ulusal Hemşirelik Derneklerinin Etkinliklerine Bir Bakış(2020) Karabey, Tuba; Gülsoy, Zuhal; Yıldırım, GülayAmaç: Mesleki örgütler ortak idealleri olan meslek üyelerini temsil eden, mesleki amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterenorganizasyonlardır. Örgütlenme sürecinde dernekler, amaçlarına ulaşabilmek, mesleki özgürlüklerini kazanmak, günceli yakından izlemek,çözüm odaklı yaklaşımlar benimsemek, sosyal bir güç olmak, mesleki vizyon ve misyonunun devamlılığını sağlamak için oldukça önemlidir.Çalışmamızın amacı var olan ulusal hemşirelik derneklerinin kuruluş amaçları ile planladıkları etkinliklerinin bugüne kadar ne kadarınıngerçekleştirildiği konusunda bir değerlendirme yapmaktır.Yöntem: Tanımlayıcı tipteki bu çalışmanın verileri, ‘‘ulusal dernek, hemşireler derneği’’ anahtar kelimeleri ile araştırmacılar tarafındanŞubat- Mart 2018 tarihleri arasında toplanmıştır. Türkiye’de ki ulusal hemşirelik derneklerinin web sayfalarından, derneklerin tarihçeleri,dernek tanıtımı, yayınları, düzenledikleri eğitim-kongre kurs programları, projeleri, tüzükleri, vizyon ve misyon açıklamaları, yönetim kuruluile ilgili bilgileri, web sayfanın en son güncellenme tarihi, derneğin iletişim adresi, derneğin amaçları incelenmiştir.Bulgular: Türkiye’deki 33 Ulusal Hemşirelik Dernekleri’nin adı, kuruluş tarihi, kuruluş amacı, faaliyetleri ve amaçlarını incelendiğinde,derneklerin %75.76’sının kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlerde bulunduğu, %12.12’sinin kuruluş amaçlarına uygun sınırlı faaliyetlerdebulunduğu ve %12.12’sinin kuruluş amaçlarına uygun faaliyette bulunmadığı saptanmıştır.Sonuç: Ülkemizde hemşirelik alanında genel ve özel amaçlı birçok dernek kurulmasına karşın yapılan literatür incelemesinde, ülkemizdehemşirelerin derneklere üye olma düzeylerinin oldukça düşük olduğu ortaya konulmuştur. Kurulan mesleki örgütlerin ilgili kitleler üzerindeetki oluşturabilmesi için üyeleri ile arasında dinamik, çok yönlü bir ilişki kurması, irdeleyen, sorgulayan ve savunan bir örgüt yapısının olmasıgerekmektedir. Başka bir deyişle dernekler, kuruluş hedeflerine yönelik faaliyetlerini sürdürmelidirler.Öğe Using Beeswax, Olive Oil and Centaury Oil for Pressure Ulcers(2019) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeWhen soft tissues are exposed to pressure, ischemia occurs. If the pressure becomescontinuous, necrosis starts in the subcutaneous tissue and gradually progresses to the surface andfinally the skin is affected. Different methods are used in the treatment of pressure ulcers. As in allthe other fields of health, observation is very important in the care and monitoring of a wound. Inthis case report, the effect of beeswax, olive oil and centaury oil on wound healing is presented in a24-year old patient with hypoxic brain with a 3rd degree pressure.Öğe Ventrogluteal Bölgeye Yapılan İntramusküler Enjeksiyonda Aspirasyon İşleminin Enjeksiyona Bağlı Ağrı ve Konfor Düzeyi Üzerine Etkisi(2021) Karabey, Tuba; Karagözoğlu, ŞerifeAmaç: Bu araştırma, ventrogluteal bölgeye yapılan intramusküler (IM) enjeksiyonda aspirasyon işleminin enjeksiyona bağlı ağrı ve konfor düzeyi üzerine etkisini belirlemek amacıyla deneysel nitelikte tek kör randomize kontrollü bir klinik çalışmadır. Gereç ve Yöntemler: Araştırma Sivas İlinde bulunan Sivas Merkez TOKİ Aile Sağlığı Merkezi’nde 15 Temmuz 2019-15 Aralık 2019 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemine, Siyanokobalamin enjeksiyon tedavisi alan, araştırmaya alınma kriterlerine uyan 200 hasta alınmış ve örneklem grubunda yer alan hastalar araştırmanın hem kontrol hem de müdahale grubunu oluşturmuştur. Hastaların ardışık IM enjeksiyon uygulamalarının birincisinde aspirasyon işlemi yapılmış olup, ikinci enjeksiyon uygulamasında aspirasyon işlemi uygulanmamıştır. Tüm enjeksiyon uygulamalarının sonrasında vizüel analog skala (VAS) ve konfor skalası uygulanmıştır. Bulgular: Araştırma bulgularına göre hastaların aspirasyon uygulaması yapılmadan uygulanan IM enjeksiyon sonrası ağrı puanları 3,00 (1,00, 7,00) ve konfor puanları 8,00 (4,00, 10,00) iken aspirasyon uygulaması yapılarak uygulanan IM enjeksiyon sonrası ağrı puanları 5,00 (0,00, 9,00) ve konfor puanları 6,00 (3,00, 9,00) olarak saptanmıştır. Ağrı ve konfor puanları arasındaki korelasyon incelendiğinde, aspirasyon uygulanan grupta (r=-0,682 p=0,001), aspirasyon uygulanmayan grupta (r=-0,669, p=0,001) ilişki saptanmış olup, ilişkinin istatistiksel olarak önemli ve kuvvetli olduğu saptanmıştır. Hastaların IM enjeksiyona bağlı yaşadıkları ağrı azaldıkça, konfor düzeyinin arttığı belirlenmiştir. Sonuç: Sonuç olarak, hastaların IM enjeksiyona bağlı ağrısı azaldıkça konfor düzeyinin arttığı, IM enjeksiyon uygulamalarında ventrogluteal bölge enjeksiyon bölgesi olarak seçildiğinde, yapılan aspirasyon işleminin hastanın enjeksiyona bağlı yaşadığı ağrıyı artırdığı ve buna bağlı olarak hastanın konfor düzeyini düşürdüğü söylenebilir. Bu bağlamda ventrogluteal alana yapılan enjeksiyon uygulamalarında, aspirasyon işleminin yapılmaması önerilmektedir.
