Yazar "Kaya, Didem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Doğum Yapan Kadınların Anne Sütü Ve Emzirme Mitlerine İnanma Durumlarının Belirlenmesi(Kocaeli Üniversitesi, 2018) Gölbaşı, Zehra; Eroğlu, Kafiye; Kaya, DidemAmaç: Toplumda anne sütü ve emzirme ile ilgili var olan yaygın inanışlar özellikle yaşamın ilk altı ayında tam emzirmenin önündeki engellerden biridir. Bu çalışma doğum yapan kadınların anne sütü ve emzirme ile ilgili mitlere inanma durumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yöntem: Çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesinde doğum yapan 282 kadın oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen “Bireysel Özellikler Formu” ve “Anne Sütü ve Emzirme Mitleri Formu” ile toplanmıştır. Anne Sütü ve Emzirme Mitleri Formu toplumda anne sütü ve emzirme ile ilgili sık karşılaşılan yanlış inanışları ifade eden maddelerden oluşmakta ve her bir madde “katılıyorum”, “kararsızım”, “katılmıyorum” olmak üzere üçlü likert tipinde yanıtlanmaktadır. Formlar doğum yapan kadınlar taburcu olmadan önce uygulanmıştır. Veriler bilgisayarda SPSS (14.0) programında değerlendirilmiş, istatistiksel analizde ki-kare testi kullanılmıştır.Bulgular: Araştırma kapsamında yer alan kadınların yaş ortalaması 29,48±6,11 olup, %26,2’si ortaokul mezunudur, %82,3’ü çalışmamakta ve %53,5’i il merkezinde yaşamaktadır. Kadınların %62,1’inin daha önce emzirme deneyimi vardır. Kadınların %67’si bu gebeliklerinde sağlık personelinden anne sütü ve emzirme ile ilgili bilgi almışlardır. Kadınların en fazla inandıkları mitler “Yetersiz besin ve sıvı alımı süt miktarını azaltır” (%92,9), Bebek sürekli ağlıyorsa anne sütü yetmiyordur” (%65,6), “Emzirmenin iki yıldan uzun süre devam etmesi çocukta anneye bağımlılık geliştirir” (%64,2) “Bazı annelerin sütleri bebeklerine yaramaz” (%64,9), “Bebek sık emmek istiyorsa bu anne sütünün yetersiz olduğunu gösterir” (%60,3), dir. Eğitim durumu ilköğretim ve altı olan kadınların 49 mit ifadesinin 28’ine katılma yüzdesinin, ortaöğretim ve üzeri öğrenime sahip kadınlardan anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,05). Ayrıca emzirme deneyimi olan kadınların 7 mit ifadesine katılma yüzdesinin, emzirme deneyimi olmayan kadınlardan anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur (p<0,05). Kadınların gebeliklerinde sağlık personelinden anne sütü ve emzirmeye yönelik bilgi alma durumuna göre mitlere katılma yüzdeleri arasında dört madde hariç anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir (p>0,05). Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar doğum yapan kadınlar arasında anne sütü ve emzirme ile ilgili mitlerin yaygın olduğunu göstermiştir. Düşük eğitim düzeyine sahip ve emzirme deneyimi olan kadınlar arasında bu mitlere inanma oranı daha yüksektir. Sağlık personelinden bilgi alma durumu ise mitlere katılma düzeyini etkilememiştir. Bu nedenle emzirme eğitimi ve danışmanlığında mitler üzerinde durulmalı ve eğitim içerikleri güncel kanıtlar çerçevesinde şekillendirilmelidir.Öğe Genç Bireylerin Anne Sütü ve Emzirme Algısının Değerlendirilmesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Kaya, Didem; Evcili, FundaGençler, “anne sütü / emzirme” konulu sağlık eğitimi programlarının kilit paydaşlarıdır. Bu çalışma, genç bireylerin anne sütü ve emzirme algısını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı araştırma türünde olan bu çalışma iki şehirde ve bu şehirlerdeki iki farklı üniversitede yürütülmüştür. Belirlenen üniversitelerden ilkinde müfredatları içerisinde “Anne Sütü ve Emzirme” ile ilişkili bir ders bulunan bir bölüm; diğer üniversitede müfredatları içerisinde aynı kapsamda herhangi bir ders bulunmayan bir bölüm randomizasyonla belirlenmiştir. Araştırmanın örneklemini, bu iki bölümde öğrenim gören gönüllü 381 katılımcı oluşturmuştur. Veriler, Kişisel Bilgi Formu ve Anne Sütü Algı Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 20,95±1,60’dur, %50,9’u “Anne Sütü ve Emzirme” ile ilişkili ders / eğitim almış, %49,1’i herhangi bir ders / eğitim almamıştır. Katılımcıların ölçek toplam puanı ortalaması 61,82±15,86(min:30, max:150)’dir. Çalışmamızda müfredatları kapsamında anne sütü ve emzirme ile ilişkili ders / eğitim alan Katılımcıların anne sütü algı puanları yüksek bulunmuştur. Kadın katılımcıların erkek öğrencilere göre, anne eğitim düzeyi ortaokul ve üzerinde olan katılımcıların anne eğitim düzeyi ilkokul ve altında olanlara göre, gelir durumunu “yüksek düzey” olarak tanımlayan katılımcıların gelir durumunu “düşük / orta düzey” olarak tanımlayanlara göre anne sütü algı puanları yüksek bulunmuştur (p0,05). Anne sütü ve emzirme ile ilişkili sağlık eğitimleri ve danışmanlık hizmeti yalnızca kadınlar için değil toplumun her kesiminden ve her yaştan bireyleri içine alacak şekilde genişletilmelidir. Geleceğin ebeveynleri olarak kabul edilen gençlerin konuya ilişkin farkındalıklarının ve bilgi düzeylerinin artırılması için sağlık profesyonelleri çaba göstermelidir.Öğe Hemşirelerin Kanıta Dayalı Hemşireliğe Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Evcili, Funda; Kaya, DidemKanıta dayalı uygulamanın hemşirelik bakımının iyileştirilmesinde önemi kabul edilmektedir. Bu çalışma, hemşirelerin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı araştırma türünde olan bu çalışmanın evrenini, bir devlet hastanesinde görev yapan 708 hemşire; örneklemi araştırmaya katılmayı kabul eden 496 hemşire oluşturmuştur. Veriler, Kişisel Bilgi Formu ve Kanıta Dayalı Hemşireliğe Yönelik Tutum Ölçeği (KDHYTÖ) kullanılarak toplanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 32,18 ± 6,48’dir, %64,9’u mesleğini isteyerek seçtiğini, %94,8’i kanıta dayalı bakım verdiğini, %40,3’ü bilimsel faaliyetlerde bulunduğunu ifade etmiştir. Hemşirelerin KDHYTÖ toplam puan ortalaması 55,12 8,50 (min:15, max:75)’dir. Lisansüstü eğitim düzeyine sahip, çalışma süresi 5 yıldan az olan ve mesleğini isteyerek seçen hemşirelerin KDHYTÖ toplam ve alt boyut puan ortalamaları yüksek bulunmuştur (pÖğe Hemşirelerin Terapötik Mizah Kullanma Durumları Ve Problem Çözme Becerileri Arasındaki İlişki(Dokuz Eylül Üniversitesi, 2017) Tuğut, Nilüfer; Kaya, DidemGiriş: Hasta bakımında kullanılan terapötik mizah hem hasta hem de hemşire açısından faydalı bir uygulamadır. Amaç: Araştırma, hemşirelerin terapötik mizah kullanma durumları ve problem çözme becerileri arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla kesitsel olarak yapıldı. Yöntem: Araştırmanın uygulaması Sivas ilindeki bir üniversite ve devlet hastanesinde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılmayı kabul eden 163 hemşire çalışmaya dahil edildi. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Mizah Tarzlar Ölçeği ve Problem Çözme Envanteri ile toplandı. Değerlendirmede veriler frekans dağılımı, ortalama, standart sapma olarak gösterildi ve Pearson korelasyon testi uygulandı. Bulgular: Hemşirelerin %85.3’ü terapötik mizahı duymadıklarını belirtti. Mizah Tarzlar Ölçeği’nin alt boyutlarından Katılımcı Mizah puan ortalaması 40.54 ± 7.55, Kendini Geliştirici Mizah puan ortalaması 33.04 ± 7.45, Saldırgan Mizah puan ortalaması 21.63 ± 6.73 ve Kendini Yıkıcı Mizah puan ortalaması 23.67 ± 7.33’dür. Hemşirelerin problem çözme envanteri (PÇÖ) puan ortalaması 85.24 ± 19.28’dir. Hemşirelerin katılımcı mizah ile PÇÖ puanları arasında düşük düzeyde, negatif yönde ilişki bulunduğu belirlendi. Saldırgan mizah ve kendini yıkıcı mizah ile PÇÖ puanları arasında orta düzeyde, pozitif yönde ilişki olduğu saptandı. PÇÖ puanları ile kendini geliştirici mizah ölçeği arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görülmektedir. Sonuç: Katılımcı mizah puanı yüksek olan hemşirelerin problem çözme becerisine sahip oldukları, kendini yıkıcı mizah ve saldırgan mizah puanı yüksek alanların problem çözme becerilerinin zayıf olduğu belirlendi.Öğe Smoking Prevalence and Associated Attitudes among High School Students in Turkey(ASIAN PACIFIC ORGANIZATION CANCER PREVENTION, 2011) Golbasi, Zehra; Kaya, Didem; Cetindag, Arzuhan; Capik, Emine; Aydogan, SemraThis is a descriptive study to determine the smoking prevalence and attitudes with smoking among high school students in Sivas, Turkey. This study was carried out in 6 high schools located in Sivas, Turkey. The sample was constituted by 1050 students. The data of the study was obtained by a questionnaire which is developed by researchers. The x2 test was used in the statistical analyses. In this study, the rate of students who did not smoke or stopped smoking was found to be 79.6%, while the rate of occasionaly or daily smokers was 20.4%. Students with male gender, those whose fathers and mothers had a low educational level, and a smoking mother, father or sibling, had a higher frequency of smoking (p<0.05). Students were found to have opposite attitudes to cigarette in general and rates of agreed to some attitude expressions were found to be higher in non-smoking students. The results demonstrated that the smoking prevalence among high school students was high and students with a smoking family member in particular, those with parents having low educational levels and of male gender should be regarded as a risk group for smoking.Öğe The affecting factors of childbirth fear for pregnant women admitted to a health center and university hospital in Turkey(Coll Public Health Sciences, Chulalongkorn Univ, 2020) Kaya, Didem; Evcili, FundaPurpose - Fear of birth may cause perinatal complication, increased risk of intervention and need for analgesia, delayed mother-infant attachment process and deterioration of spouse relationship. The purpose of this study was to determine the affecting factors and childbirth fears of Turkish pregnant women. Design/methodology/approach - This is a descriptive research type. The sample of this study consisted of 78 pregnant women who met the inclusion criteria and agreed to participate in this study. This study was carried out in a family health center and university hospital in a city in Turkey. Data were collected with Personal Information Form and Wijma Expectancy/Experience Scale-A Version (W-DEQ A). Findings - The mean scores of pregnant women from W-DEQ A version were 75.60 +/- 9.48. In 65.4% of pregnant women, fear of severe birth, 20.5% fear of clinical birth and 14.1% of children had a fear of moderate birth. W-DEQ A version, the third trimester, unplanned pregnancies, lack of knowledge of the level of inadequate birth and more than eight pregnancies in pregnancy, the total score of pregnant women was found to be higher (p < 0.05). Research limitations/implications - The limitation of this study is its small sample size. Further studies with larger sample sizes are needed. Practical implications - It was determined that one-fifth of the sample group experienced birth fear at the clinical level and childbirth fear level is associated with unplanned pregnancies, lack of knowledge. In antenatal period, the pregnant woman should be encouraged to express her feelings and thoughts about the labor and give information about the labor. Social implications - Cognitive and behavioral education programs can be structured to cope with fear of birth for pregnant women at risk. Originality/value - This research is original. This study presents data on Turkish women. The data can also be used to evaluate intercultural differences.Öğe The effect of postpartum afterpain on breastfeeding self-efficacy(Cukurova Univ, Fac Medicine, 2019) Evcili, Funda; Kaya, DidemPurpose: This study was carried out to identify the effect of postpartum afterpain on breastfeeding self-efficacy. Materials and Methods: This was a descriptive study. The sample consisted of 376 postnatal women who met the criteria for participation in the study. The participants were administered the Personal Information Form, The Short-Form McGill Pain Questionnaire, The Short-Form Breastfeeding Self-Efficacy Scale. Results: The mean total score received from the breastfeeding self-efficacy by the postpartum women was found to be 36.88 +/- 8.54 (min:14, max:70). The mean scores of the sensory and affective pain, total pain intensity, and visual analoque scale were found to be 33.53 +/- 4.18 (min:0, max:45), 2.60 +/- 1.39 (min:0, max:5), 6.23 +/- 1.91 (min:0, max:10), respectively. In this study, the breastfeeding self-efficacy was found to be higher in the women who were 35 years and over, found their social support adequate, planned their current pregnancy, received prenatal care, expressed their willingness to breastfeed, had no breastfeeding problem. The self-efficacy of breastfeeding is low for women who experienced postpartum abdominal pain, who described the frequency of pain as 'continuous, continuous and constant', and who stated that they needed analgesia. A statistically significant negative correlation was determined between the postpartum women's breastfeeding selfefficacy scores and their postpartum afterpain scores. The postpartum women with afterpain were found to have low levels of breastfeeding self-efficacy. Conclusion: Postpartum pain negatively affects breastfeeding self-efficacy. Controlling pain contributes to the effective implementation of the breastfeeding process.