Yazar "Koyun, Görkem Berna" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İnoperabl kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon hastalarında mortalite ile biyokimyasal ve elektrokardiyografik parametrelerin ilişkisi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Koyun, Görkem Berna; Doğan, Ömer TamerKronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon mortalite ve morbiditesi yüksek bir hastalıktır. Bu yüzden bu hastalarda mortalite belirteçlerine ihtiyaç vardır. Biz de bu çalışmamızda kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon hastalığında mortalite ile elektrokardiyografik ve biyokimyasal parametreler arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Bu çalışma retrospektif kohort bir çalışma olarak dizayn edildi. Çalışmaya Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda 2012-2024 yılları arasında sağ kalp kateterizasyonu yapılmış, kronik pulmoner tromboemboli tanısı konulup takip edilmiş ve hala takip edilmekte olan hastalar içerisinde inoperabl kabul edilen hastalar alınmıştır. Bu hastaların tanı anındaki elektrokardiyografik parametreleri ve biyokimyasal değerleri incelendi. Hastaların ölü ya da sağ olup olmadığı hastane kayıtlarından veya telefon ile iletişime geçilerek öğrenildi. Hastalar ölenler ve sağ olanlar şeklinde iki gruba ayrılarak bu parametreler karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda yaptığımız ROC curve analizde FIB-4'ün mortaliteyi %82 sensitivite ve %80 spesifite ile tespit ettiği bulundu. APRİ'nin mortaliteyi %79 sensitivite ve %80 spesifite ile tespit ettiği bulundu. RWPT'nin mortaliteyi %76 sensitive ve %79 spesifite ile tespit ettiği bulundu. Yapılan kaplan-meier analizinde ise KTEPH hastalarında FİB-4, APRİ ve RWPT'nin yaşam süresi ile anlamlı ilişkisi olduğu bulundu (p<0,001). KTEPH hastalarının tanı ve takibinde rutin risk parametrelerine ek olarak prognozu ön gördürecek ek parametreler kullanılabilir. Çalışmamızda R dalga pik zamanı, Fibrozis-4 (FİB-4) skoru ve aspartat aminotransferaz- trombosit oranı (APRİ) indeksinin kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon hastalarında mortalite ile ilişkili olabileceği ve takipte risk tayininde kullanılabileceği düşünülmektedir.Öğe Kist Hidatik Hastalığına Sekonder Olarak Gelişen Pulmoner Hipertansiyon Olgusu(2023) Koyun, Görkem Berna; Doğan, Ömer Tamer; Koyun, EminKist hidatik hastalığı endemik bir hastalıktır ve ciddi komplikasyonlara yol açarak fatal sonuçlar doğurabilir. Kist hidatik hastalığının ciddi komplikasyonları arasında intra- kardiyak kitleler ve pulmoner emboli de olabilir. Pulmoner emboliye bağlı olarak pul- moner arter basıncı artabilir ve tekrarlayan emboliler sonucunda pulmoner arteryel hipertansiyona yol açabilir. Burada, kist hidatik hastalığı olan bir hastanın kist hidatiğe bağlı olarak pulmoner emboli geçirmesi ve kronik süreçte buna bağlı olarak kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyona yol açtığı bir olgu sunuldu.Öğe Toksik Gaz İnhalasyonuna Bağlı ARDS’de NIMV Tedavisi: Bir Olgu ve Literatürün Gözden Geçirilmesi(2023) Koyun, Görkem Berna; Berk, Serdar49 yaşında erkek hasta, su deposunun kimyasal maddelerle temizliği esnasında toksik maddenin inhalasyonu ile gelişen nefes darlığı ve öksürük yakınmaları ile acil servise başvurmuştur. Kimyasal temizleyicinin hidrojen peroksit, deiyonize su, nitrik asit, hidrok- lorik asit içerdiği öğrenilmiştir. Acil serviste dispneik, taşipneik ve siyanoz görünümde olan hastanın nazal oksijen tedavisine rağmen saturasyonu %73 olarak ölçülmüştür. Oskültasyonda yaygın ronküsler duyulan hastanın radyolojik tetkiklerinde orta alt zon- larda konsolidasyona giden yaygın infiltrasyonlar izlenmiştir. Solunum sayısı 36/dk olan hasta ciddi hipoksemi nedeniyle akut respiratuvar distres sendromu (ARDS) ön tanısıyla göğüs hastalıkları yoğun bakım ünitesine yatırılmıştır. Hastaya intravenöz metilpredni- zolon, seftriakson, bronkodilatör tedavi ile rezervuarlı maske ve non-invaziv mekanik ventilasyon ile dönüşümlü oksijen destek tedavisi uygulanmıştır. Tedavinin 7. gününde klinik, radyolojik ve laboratuvar olarak tama yakın iyileşen hasta taburcu edilerek ayak- tan takibe alınmıştır. Bu vaka, çoklu iritan madde inhalasyonu sonrası ARDS gelişen bir hastanın erken uygulanan non-invaziv mekanik ventilasyon ile başarılı şekilde tedavi edilmesi ve bu konudaki literatürün gözden geçirilmesi amacıyla sunulmuştur.