Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Mesci, Bekir Levent" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    An Extensional Fracture Acting as Hot Water Source for Travertine Deposition on the North Anatolian Fault Zone, Turkey: the Resadiye Fissure-Ridge
    (Tmmob Jeoloji Muhendisleri Odasi, 2020) Mesci, Bekir Levent; Gursoy, Halil; Ghaleb, Bassam; Tatar, Orhan
    The Resadiye (Tokat) geothermal field is located in the northern part of the right-lateral North Anatolian Fault Zone. Geothermal waters at temperatures between 48-52 degrees C from this geothermal field are currently used mostly in hotels, pools and bathrooms and provide significant tourism potential for the region. The area where the geothermal sites are located includes a similar to NW-SE trending fissure-ridge type travertine with a length of about 600 meters. Approximately 500 meters south of the geothermal field and parallel to the Kelkit River, the active segment of the North Anatolian Fault Zone comprises the Kelkit Valley fault segment extending N72 degrees W. The average strike direction of Resadiye fissure-ridge type travertine is around N33 degrees W. There is an angle of 39 degrees between the master trend of NAFZ and the direction of the Resadiye fissure-ridge travertine. This 39 degrees angle between the extensional cracks in the fissure-ridge travertine and the NAFZ is compatible with extensional fractures developing in well-formed strike-slip faults at an angle of similar to 45 degrees with the master fault. U/Th determination of two samples from banded travertines from the travertine deposits yielded ages of 7,563 and 12,529 years. Combined with other evidence, the samples indicate an opening rate of 0.093 mm/year for the Resadiye geothermal travertine field.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Anatomy of a Landslide: Evaluation of the Importance of Basic Geological Investigations as exemplified in the Kuzulu (Koyulhisar - Sivas, Türkiye) Landslide of 17 March 2005
    (Tmmob Jeoloji Muhendisleri Odasi, 2024) Guersoy, Halil; Tatar, Orhan; Mesci, Bekir Levent; Canbaz, Oktay; Polat, Ali; Akpinar, Zafer
    On 17 March 2005, a large and complex landslide occurred west of Koyulhisar (Sivas, Turkey). This landslide, mostly comprising debris derived from volcanic rocks and mud flow, moved over the Kuzulu settlement area in the valley in a very short time and 15 people were killed. The Kuzulu landslide zone is not a simple mass movement limited to a single movement. Instead, complexities are introduced by the regional topographic structure and location of the crown and heel zone so that at least 4 other large flow movements occurred in this region between 17 March 2005 and August 2007. One of the most important factors initiating and accelerating this landslide has been the influence of surface and groundwater seepage from melting snow. This seepage has followed the dense pattern of discontinuities and normal fault planes observed in and around the crown region. These waters saturated the profoundly altered volcanic bedrocks with water, and as a result, a slip surface developed between the underlying limestone and weathered volcanic rocks. This was responsible for the catastrophic mass movement. To correctly interpret the causes and consequences of mass movements, where the movement speeds and directions can be monitored in detail using the advanced technological tools available today, detailed geological mapping is essential. There are currently differing interpretations of the development and triggering factors responsible for the Kuzulu landslide. This is primarily because the geological and tectonic structure of the landslide zone and its surroundings have not hitherto been investigated in the necessary detail. In this study, a detailed new geological map revealing the basic geological features of the region has been compiled and the characteristics of the landslide re-evaluated for comparison with previous studies. With the help of Digital Elevation Model (DEM) maps created from the satellite images of the Kuzulu Landslide area before and after the landslide, a total volumetric movement of 10.367.766 m 3 is estimated to have occurred. We calculate that a net 9,372,880 m 3 of material flowed from the area within the landslide boundary. Any assessments of ground suitable for settlement with a view to urban development and planning requires a proper understanding of the geomorphological structure of the surrounding region and the engineering geological properties of the ground. The fact that Koyulhisar district centre is located both in the immediate vicinity of an active fault zone such as KAFZ and on an active landslide area emphasises this issue. Detailed geological, geomorphological, landslide susceptibility, hazard and risk maps are of great importance to prevent or mitigate the damaging consequences of earthquakes and the landslides that they may be motivated.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Orta anadolu bindirme kuşağının Çobansaray-Karakaya (Yıldızeli) arasındaki kesiminin jeolojik özellikleri
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 1998) Mesci, Bekir Levent; Gürsoy, Halil
    İnceleme alanı Sivas'ın 80 km BKB' sında Orta Anadolu Bindirme Kuşağı ile Sivas Tersiyer Havzasının kuzey sınırı üzerinde yaklaşık 180 km2 lik alanı kapsamaktadır. inceleme alanındaki kaya birimleri Tersiyer öncesi temel birimler ve Tersiyer birimleri olarak iki ana bölümde değerlendirilmiştir. Temel birimler Paleozoyik yaşlı kuvarsit, kalkşist ve mermerden oluşan metamorfikler (Akdağmadeni litodemi) ve bunu tektonik olarak üzerleyen genelde tüm Türkiye'de yaygın olarak ilk yerleşimine Üst Kretasede başlayan Alt Kretase öncesi yaşlı bir okyanusal kabuğa ait kayaçlann değişik boy ve türdeki bloklarından oluşan ofiyolitik karışık (Tekelidağı karışığı) oluşturmaktadır. Bu temel üzerinde tektonik yönden duraysız bir ortamda oluşan Paleosen yaşlı Kılıçlı olistostromu yeralmaktadır. Orta Eosen yaşlı Boğazköy formasyonu ve bununla yanal/düşey geçişli Pazarcık volkaniti, Kılıçlı olistostromu üzerinde açısal uyumsuzlukla bulunmaktadır. İnceleme alanı ve dışında da geniş alanlarda yüzeyleyen Neojen yaşlı karasal çökeller (incesu formasyonu) tüm birimleri açısal uyumsuzlukla örtmektedir. Tersiyer öncesi birimlerle Tersiyer birimleri arasında yaklaşık DKD-BGB gidişli kuzeyden güneye doğru gelişmiş 3 ana bindirme ayırtlanmış, bunlar Orta Anadolu Bindirme Kuşağı (OABK) olarak adlandırılmıştır. Neotetisin kuzeykolunun Üst Kretase'de kapanmaya başlamasıyla bölgeye yerleşen ofıyolitik melanj, Neojen sonrasında da devam eden hareketlerle Neojen yaşlı karasal kırıntılı çökelleri de etkileyerek, bunlann sınırlarında büyük açılı ters faylar ve geri bindirmeler oluşturmuştur. Neojen yaşlı birimlerdeki sınırlı fay kinematik verileri, K10°B-G10°D doğrultulu sıkıştırmayı göstermekte ve bu sonuç bölgedeki kıvrım eksenlerinin gidişleri ile Orta Anadolu Bindirme Kuşağını oluşturan sıkıştırma yönü ile uyumluluk sunmaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Primary report of first documentation of mammal footprints from the late Oligocene in the Sivas Basin, Turkey
    (Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2019) Mesci, Bekir Levent; Erkman, Ahmet Cem; Ozkurt, Sakir Onder
    The footprints in this study, which were considered to have been made by ungulates, were discovered on mudstone that was approximately 5 cm thick, near an abundant mud-cracked plane located on the stratigraphic subsurface of the late Oligocene Karayun Formation, which crops out over wide areas in southern Sivas (Turkey) and has terrestrial, fluvial sediment characteristics. These ungulate footprints documented from the late Oligocene of the Karayun Formation in southern Sivas represent the first reported vertebrates in Anatolia. The footprints of three different species of ungulates were identified. The shapes, depth, and widths of the footprints provided some basic ichnotaxonomic and Track Maker information, but based on the poor preservation of the footprints, ichnotaxa identification is difficult. This study aimed to use an ichnotaxonomic approach to contribute to the late Oligocene biochronology in Anatolia due to the small amount of footprint findings in the literature. Ungulate herds left mixed footprints in wetland areas along the banks of flooding rivers. The late Oligocene period was a time characterized by large climate changes in Anatolia; hence, it may have hosted different ecosystems and taxa.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sıcak Çermik ve yakın yöresindeki (Sivas) travertenlerin gelişimi ve aftif tektonikle ilişkisi
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2004) Mesci, Bekir Levent; Gürsoy, Halil
    -I- ÖZET Doktora Tezi Sıcak Çermik ve Yakın Yöresindeki (Sivas) Travertenlerin Gelişimi ve Aktif Tektonikle İlişkisi Bekir Levent MESCİ Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Danışman Prof. Dr. Halil GÜRSOY Bu çalışma ile Sivas Havzasında Sıcak Çermik ve yakın dolayındaki Kuvatemer yaşlı travertenlerin gelişimi ve aktif tektonikle ilişkisini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Sıcak Çermik, Delikkaya ve Sarıkaya Sivas'ın yaklaşık 31 km batısında yer alan önemli sıcak su çıkış merkezleri ve traverten oluşum alanlarıdır. Morfolojik sınıflamaya göre bölgedeki travertenlerin büyük bir kısmını çatlak sırtı tipi travertenler, az oranda aşınmış traverten tabakaları ve birkaç lokasyonda ise küçük yüzlekler biçiminde teras tipi ve kanal tipi travertenler oluşturmaktadır. Travertenleri oluşturan sıcak su, kalsiyum magnezyum bikarbonatlı (karışık) tip sudur. Travertenler büyük oranda kalsit minerali içermekte olup, demir bileşenli mineraller nedeniyle kırmızımsı sarı renkte görünmektedirler. Paleomanyetik analizler, çatlak sırtı tipi travertenlerin simetrik açılma gelişim mekanizmalarını belirlemede kullanılabilecek önemli bir yöntem olduğu anlaşılmıştır. Travertenler için temel kaya niteliğinde bulunan İncesu Formasyonu kayaçlarında ve sırt tipi travertenler içerisinde gelişmiş çatlak, fay gibi yapısal unsurlar birlikte değerlendirilmiş, içerisinde sırt tipi travertenlerin geliştiği açılmaları sağlayan tektonik deformasyonun, Orta Anadolu Bindirme Kuşağı ile Sivas Geri Bindirmesinden kaynaklanan KB-GD doğrultulu sıkışmaya bağlı KD- GB yönlü açılma biçimde geliştiği sonucuna varılmıştır. Sismik yansıma kesitlerinde Sıcak Çermikte bulunan sırt tipi travertenlerin çatlak dolgu kalınlıklarının, derinlikle arttığı ve travertenlerin oluşumlarına neden-II- olan hidrotermal etkinliğin çatlak sistemleri aracılığıyla yüzeye taşındığı gözlenmiştir. U/Th yaşlandırma bulguları, bu bölgedeki traverten oluşumunun yaklaşık 400.000 yıl önce başladığını ortaya koymuştur. Uranyum serisi yaş analizleri sonucunda inceleme alanlarında yer alan sırt tipi travertenlerin yaşlarının 364.000 (+201 000/.76.ooo) »e 11.400 (±500) yıl arasında değiştiği belirlenmiştir. Sırt tipi travertenlerin genişliklerini ve yaş sonuçlarını kullanarak Sivas Havzası içinde sıkışmaya bağlı açılma hızı 0.0633 mm/yıl olarak belirlenmiştir. Sırt tipi travertenlerdeki hidrotermal etkinliğin 56.000 yıllık bir periyotta aktifleşme ve pasifleşme dönemi geçirdiği gözlenmiştir. Bu bulgulara göre, Sivas ve yakın çevresindeki hidrotermal etkinliği tetikleyen büyük bir sismotektonik etkinliğin, 56.000 yıllık tekrarlanma periyodunda yaklaşık 7.4 büyüklüğünde bir depremin oluşmasını gerektirmektedir. önceki çalışmalarda Ege Graben Sistemi içerisinde bulunan ve aktif tektonik ile ilişkisi incelenen Pamukkale (Denizli) travertenlerinin, genişlemeli tektonik rejim sonucunda oluştuğu araştırıcılar tarafından belirlenmiştir. Sivas havzasında gözlenen traverten morfolojileri ile Pamukkale'deki traverten morfolojileri büyük benzerlikler sunmaktadır. Pamukkale'deki ve Sivas havzasındaki tektonik rejimin birbirinden farklı olmasına rağmen, farklı tektonik rejimlerin denetiminde oluşan travertenlerin, tektonik açıdan incelendiği takdirde aktif tektonik çalışmalara önemli katkılar sağlayacağı görülmektedir. Aktif tektonik ile yakından ilişkisi, doğal güzelliği ve turistik çekiciliği nedeni ile Pamukkale'deki travertenler koruma altına alınmıştır. Ancak içerisinde gelişen yapıların özelliği gereği doğal jeolojik miras niteliğindeki Sıcak Çermik ve çevresindeki travertenlerin de koruma altına alınması gereklidir. Anahtar Kelimeler: Traverten, U/Th yaş yöntemi, Aktif Tektonik, Deprem, Traverten Tektoniği, Sivas Havzası, Sıcak Çermik,
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Topikal nitrofurazon uygulamasının kısmi kalınlıkta yara iyileşmesine etkisi
    (Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, 2015) Özkaya, Neşe Kurt; Gümüş, Nazım; Yılmaz, Sarper; Mesci, Bekir Levent; Çınar, Ziynet
    Giriş: Bu deneysel çalışmada; klinikte sık kullanılan bir topikal antibakteriyel olan nitrofurazonun, kısmi kalınlıkta yara iyileşmesi üzerindeki etkisi araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Deneyde toplam 40 adet erkek wistar ratı, sekizerli 5 gruba ayrılarak kullanıldı. Hidrocerrahi cihazı ile ratların sırtında 4x4cm² lik kısmi kalınlıkta yara oluşturulup, topikal olarak her gün I. gruba nitrofurazon, II. gruba rifampisin, III. gruba nitrofurazon-rifampisin, IV. gruba (I. kontrol grubu) basitrasin-neomisin kombinasyonu ve V. gruba (II. kontrol grubu) serum fizyolojik kullanılarak pansuman yapıldı. Yaraların yüzey alanları 3, 6, 9, 12. günlerde ölçüldü. Ayrıca yaraların iyileşme süresi gün olarak belirlendi. Bulgular: Ortalama iyileşme süresi, I. grupta 12,75 ± 0,88 gün, II. grupta 11,75 ± 1,03 gün, III. grupta 11,37 ± 1,18 gün, IV. grupta 11,62 ± 0,91 gün ve V. grupta ise 12,12 ± 0,83 olarak bulundu. İyileşme süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Gruplar arasında yara yüzey alanı kıyaslandığında tüm ölçüm günlerinde anlamlı fark bulundu. Sonuç: Nitrofurazon kısmi kalınlıktaki rat yaralarında iyileşmeyi geciktirmemiş, ancak iyileşme sürecinde yara yüzeyini diğer ajanlarla karşılaştırdığında daha geniş bırakmıştır. Rifampisin ile karıştırıldığında bu etki yok olmuştur. Buna göre, günlük klinik pratikte nitrofurazon tek başına dikkatle, rifampisin ile karıştırılarak daha güvenli ve etkili olarak kullanılabilir.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim