Yazar "Mutlu, Esma Cansu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Closed fontanel due to wormian bone: Case report(AVES, 2011) Mutlu, Esma Cansu; Akin, Leyla; Akin, Mustafa Ali; Kardaş, Fatih; Tuna, Ibrahim Sacit; Alan, Sadik; Kurto?lu, SelimAn assessment of fontanels and monitoring of head cimcumference are important in infants. Early closure of the fontanels and sutures can cause neurological anomalies. Wormian bone, which is anormal variation, should be kept in mind in infants whose fontanel is closed but theincrease of head circumference and physical examination is normal. Herein we report a case of infant presented with closed fontanel due to Wormian bone and want to emphasize the importance of the subject.Öğe Comparison of efficacies of divalent, trivalent irons and divalent iron plus zinc preparations in paediatric patients with iron deficiency anemia(2010) Arabaci, Fatih Ibrahim; Kaya, Ali; Gültekin, Asim; Iça?asio?lu, Füsun Dilara; Mutlu, Esma CansuObjective: In the present study, our aim was to determine the prevalence of iron deficiency (ID) and iron deficiency anaemia (IDA) in children between 6 months-6 years old and to compare efficacy of oral Fe+2 (ferrous sulphate), Fe+3 (ferric polymaltose) and Fe+2 + Zn (ferrous fumarate+zinc sulphate) preparations in the treatment of iron deficiency anaemia. Material and Methods: The present study was conducted on 271 children (aged 6 months to 6 years) applying to our polyclinic. ID was diagnosed if hemoglobine (Hb) concentration was >11 g/dL and ferritin level was <12 ng/mL. Eighty one of the cases included in the study and having Hb <11 g/dL and ferritin <12 ng/mL were diagnosed with IDA. Those having IDA were divided into three groups. Those in the first group (n= 27), second group (n= 28) and third group (n= 26) were randomized to Fe+2, Fe +3 and Fe+2 + Zntreatments respectively. Iron treatment was administered on empty stomach as 3 x 2 mg/kg/day for 12 weeks. Results: The prevalences of ID and IDA were found to be 19.6% and 29.9%. When the groups were compared in terms of post-treatment Hb values, the increase in Hb values of those in Fe+2 group was statistically significantly higher than those observed in other groups. When the increase in Hb values of Fe+3 and Fe+2 + Zn groups were compared, there was no statistically significant difference. When mean corpuscular volume, serum iron, ferritin and reticulocyte response were compared to each other, the difference between Fe+2 and Fe+3 groups was statistically significant whereas no statistically significant difference was found between Fe+2 and Fe+2 + Zn or between Fe+2 + Zn and Fe+3 groups. Conclusion: The prevalences of ID and IDA detected in our study are similar to those reported in previous studies. We believe that oral administration of Fe+2 preparations alone in IDA is more efficient. Copyright © 2010 by Türkiye Klinikleri.Öğe Epileptik hastalarda ghrelin düzeyinin belirlenmesi ve ghrelin düzeyinin nöbet oluşumundaki etkileri(Cumhuriyet Üniversitesi, 2010) Mutlu, Esma Cansu; ıçağasıoğlu, DilaraEpilepsi çocukluk çağının en sık görülen nörolojik hastalıklarından biridir. Epileptik nöbetlerin ve Antiepileptik İlaçların (AEİ) hormon düzeylerinde değişikliklere yol açabileceğini gösteren çalışmalar olduğu gibi, hormonların da nöbet aktivitesi üzerine etkili olabileceğini ileri süren çalışmalar mevcuttur. Ancak, epileptik nöbet ve AEİ ile endokrin sistem arasındaki ilişki henüz tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Ghrelin (GHR), büyüme hormonu salgılatıcı etkisi olan, enerji dengesi, besin alınımı ve uykunun düzenlenmesinde rol oynayan bir hormondur. Hayvan modellerinde, GHR'nin nöropeptid Y (NPY) ve Gama-amino bütürik asit (GABA) sentezini artırarak endojen antiepileptik etkisi olduğu gösterilmiştir. Farklı çalışmalarda ise; potasyum kanallarını etkileyerek, uyku düzenini bozarak ve/veya büyüme hormonu düzeylerini arttırarak, epileptik nöbeti tetiklediği bildirilmiştir.Çalışmamızda; epileptik çocuklarda GHR düzeylerini belirlemeyi, bu düzeylerin epileptik nöbet oluşumuna etkisini, ayrıca valproik asit (VPA) tedavisinin yan etkileri arasında sayılan ağırlık artışının GHR ile ilişkisini araştırmayı amaçladık.Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nörolojisi Polikliniği'ne başvuran ve epilepsi tanısı ile takip edilen 71 hasta çalışma grubunu oluşturdu. Kontrol grubu olarak da benzer yaş grubundan 29 sağlıklı çocuk alındı. Çalışma ve kontrol grubunu oluşturmadan önce yerel etik kurul onayı alınarak, aileler çalışma hakkında bilgilendirildi ve ayrıntılı onam formu dolduruldu. Tüm çocukların boy ve ağırlıkları ölçüldü, Vücut Kitle İndeksleri (VKİ) hesaplandı. Sekiz-on saatlik açlık sonrası alınan serum örneklerinde; lipit profili ve GHR düzeyleri bakıldı.Epileptik çocukların 33'ü kız, 38'i erkek, yaşları ise 6 ay 12 yıl (7,06±4,00) yıl arasında değişiyordu. GHR düzeyi; epileptik çocuklarda 254,06±183,78 pg/ml, kontrol grubunda 139,42±65,54 pg/ml saptandı. Gruplar karşılaştırıldığında, epileptik çocukların GHR düzeyi kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulundu (p<0,05).Hastaların %36'sı VPA tedavisi alıp en az 6 aydır nöbet geçirmeyen, %35'ide yeni tanı almış epileptik olgulardı. VPA tedavisi alan hastalarda GHR düzeyi: 267,30±189,25 pg/ml, tedavi almayan grupta ise, 240,83±179,93 pg/ml idi. İki grup arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).Ayrıca kontrol grubu, VPA tedavisi alanlar ve ilaç kullanmayan hastalar boy, ağırlık, VKİ ve lipit profili açısından değerlendirildiğinde gruplar arasında anlamlı fark gözlenmedi (p>0,05).Çalışmamızın sonuçları; GHR'nin endojen antiepileptik etkisinin olmadığını, aksine nöbet oluşumuna katkısı olabileceğini, ayrıca VPA tedavisi ile ilişkili tartı alımında rolü olmadığını düşündürmektedir. Ancak bu etkilerin değerlendirilmesinde daha uzun süreli, daha fazla hastanın katıldığı kontrollü klinik ve deneysel çalışmalara ihtiyaç vardır.