Yazar "Saraç, Handan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Could Zingiber officinale plant be effective against Omicron BA.2.75 of SARS-CoV-2?(DergiPark, 2023) Saraç, Handan; Demİrbaş, Ahmet; Tüzün, BurakZingiber officinale plant was examined in this study. The chemicals found in this plant were identified using the GC-MS method. The activities of the determined chemical molecules against the SARS-CoV-2 Omicron variant were compared. We focused to determine whether Zingiber officinale plant would be an inhibitor against Omicron of SARS-CoV-2 in silico. As a result of theoretical calculations, Zingiber officinale plant was found to contain many chemicals as a result of GC-MS analysis. These chemicals were detected one by one and their activity values were calculated for the SARS-CoV-2 virus. As a result, molecules with high activity were detected. ADME/T properties were investigated in order to examine the drug properties of molecules with high activity. According to ADME/T results, these five molecules examined are suitable for use in human metabolism as drug molecules. © (2023). All Rights Reserved.Öğe Evaluation of Bioactivity of Ethanol and Water Extracts and Determination of Nutrient Concentrations of Laurel (Laurus nobilis) Plants Grown in İzmir Province(2024) Daştan, Taner; Saraç, Handan; Daştan, Sevgi Durna; Demirbaş, AhmetThis study was conducted to determination of ethanol and water extracts obtained from the leaves of Laurus nobilis (Laurel) plant of the general content by GC-MS analysis, antimicrobial activities of these extracts on some microorganisms, total antioxidant levels (TAS), total oxidant levels (TOS), oxidative stress index (OSI) values, anti-carcinogenic effects on various cell lines and macro and micronutrient concentrations of Laurel (Laurus nobilis) plants cultivated for decorative purposes in parks and gardens of Izmir province of Turkey. TAS, TOS, and OSI values were determined with the aid of Rel Assay Diagnostics kits. In antimicrobial activity analysis, the minimum inhibition concentration (MIC) of the plant extracts against microorganisms was determined by microdilution broth method. Staphylococcus aureus (ATCC 29213), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853), Escherichia coli (ATCC 25922), Bacillus cereus (ATCC11778), Candida albicans (ATCC 10231) and Candida tropicalis (DSM11953) microorganisms were used in this analysis. Furthermore, cytotoxic activities of plant extracts were determined by XTT method in normal rat fibroblast cell line, HUVEC, and 2 different human cancer cell lines. At the end of the study, it was found that ethanol and water extracts of the Laurel plants had no antimicrobial activity, low oxidative stress index and good antioxidant activity, and moderate cytotoxic activity on experimented cell lines. Nitrogen (N), Phosphorus (P), Potassium (P), Calcium (Ca), Magnesium (Mg), Iron (Fe), Zinc (Zn), Manganese (Mn) and Copper (Cu) concentrations of plant extracts were respectively identified as 1.68% N, 0.72% P, 1.12% K, 2.40% Ca, 0.45% Mg, 147.4 mg/kg Fe, 13.6 mg/kg Zn, 326.3 mg/kg Mn and 27.8 mg/kg Cu.Öğe Farklı Organik ve İnorganik Gübre Uygulamalarının Mısır Bitkisinin Verimine ve Gelişimine Etkileri(2022) Durukan, Hasan; Duran, Zekeriya; Saraç, Handan; Demirbaş, AhmetAraştırmada farklı oranlarda organik ve inorganik gübre uygulamalarının mısır bitkisinin verimine ve gelişimine olan etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma sera koşullarında üç tekerrürlü olarak tesadüf parselleri deneme desenine göre üç kg kapasiteli plastik saksılarda yürütülmüştür. Araştırmada uygulamalar; kontrol, geleneksel gübreleme, jips (%1 ve %2 w/w), anhidrit (%1 ve %2 w/w), kalsit (%1 ve %2 w/w), perlit (%1 ve %2 w/w), vermikompost (%5 ve %10 w/w) ve hayvan gübresi (%5 ve %10 w/w) şeklindedir. Test bitkisi olarak mısır kullanılmıştır. Mısır bitkisi ekimden yaklaşık 60 gün sonra hasat edilmiş ve kuru madde üretimi ile azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, mangan ve bakır analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, en yüksek kuru madde üretimi 15,4 g/saksı ile vermikompost uygulamasının %10’luk dozunda belirlenmiştir. Bu uygulamayı ise geleneksel gübre uygulaması takip etmiştir (13,64 g/saksı). Ayrıca mısır bitkisinin makro ve mikro element konsantrasyonlarında genel olarak vermikompost uygulaması daha yüksek değerlere sahip olmuştur.Öğe Fertigasyon Yöntemiyle Yetiştirilen Demre Sivrisi, Doğal Sarı Sivri Ve Doğal Çarliston (Capsicum annuumm L.) Biber Çeşitlerinin Sera Koşullarında Verim Ve Verim Parametrelerinin Belirlenmesi(2022) Demirbaş, Ahmet; Durukan, Hasan; Öztürk, Mustafa; Saraç, HandanAraştırmada test bitkisi olarak Demre Sivrisi, Doğal Sarı Sivri ve Doğal Çarliston biber (Capsicum annuum L.) türleri kullanılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak toplam 9 parselde yürütülmüştür. Tohumlar hazırlanan torf ve perlit karışımında (1:1 v/v) viyoller içerisinde yaklaşık 60 gün süreyle düzenli olarak sulanarak fide haline getirilmiş ve 3-4 yapraklı olduğunda sera ortamında toprağa dikim işlemi gerçekleştirilmiştir. Araştırmada sulama işlemleri damla sulama yöntemiyle yapılmış olup biber bitkileri dikimden 7 yapraklı oluncaya kadar olan 20 günlük süreçte 3 günde bir sulama işlemi yapılmıştır. Diğer süreçlerde bitkiler hasat edilinceye kadar 2 günde bir sulama işlemi yapılmıştır. Araştırmada toprak analiz sonuçları dikkate alınarak biber için saf olarak 20 kg N/da, 6 kg P2O5/da, 20 kg K2O/da olacak şekilde fertigasyon yöntemiyle (damla sulama ile birlikte gübreleme) gübreleme yapılmıştır. Araştırmada azot (N) amonyum sülfat [(NH4)2SO4], fosfor (P) MKP (monopotasyumfosfat) ve potasyum (K) potasyum nitrat (KNO3) formlarında uygulanmıştır. Biber bitkisinin verim ile meyve büyüklüğünün yarısına ulaştığında alınan yaprak örneklerinde N, P, K, kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), demir (Fe), çinko (Zn), mangan (Mn) ve bakır (Cu) analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, verim bakımından birinci yıl Doğal Çarliston öne çıkarken (2987 kg/da), ikinci yıl Demre Sivrisi (2788 kg/da) en yüksek verimi vermiştir.Öğe Gıda katkı maddelerinin (benzoik asit, sodyum nitrat, allura red, tartrazin, sunset yellow) Caenorhabditis elegans üzerindeki etkilerinin belirlenmesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Saraç, Handan; Sari, MusaGünümüzde gıda sektöründeki kullanımı oldukça yaygın olan gıda katkı maddeleri, gıdalara bazı özellikler kazandırmak için kullanılan ve başlangıçta zararsız gibi görünen maddeler olmasına rağmen, bu maddelerin zamanla insanların vücunda birikim gösterebileceği ve belirli dozların üzerinde bu katkı maddelerine maruz kalan insanlarda hayat kalitesini olumsuz etkileyen veya kanser gibi ölümle sonuçlananabilen hastalıkların ortaya çıkabileceği tespit edilmiştir. Bu nedenle, gıda katkı maddelerinin genotoksik potansiyellerini ve insan sağlığı açısından olumsuz etkilerini ortaya çıkarabilecek çalışmalar gıda güvenliğinin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Caenorhabditis elegans (C. elegans), insanlar için toksik ya da toksik etki gösterebilecek maddelerin sebep olabileceği etkilerin ve toksik dozlarının belirlenmesinde oldukça sık kullanılan önemli bir model organizmadır. Bu çalışmada, insanlarda bazı hastalıklara sebep olduğu bilinen sentetik gıda katkı maddelerinden; benzoik asit, sodyum nitrat, allura red, tartrazin ve sunset yellow'un farklı dozlarının; bir model organizma olan C. elegans'ta yaşam süresi, fertilite ve fiziksel büyüme üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında; C. elegans kültür ortamına her bir katkı maddesinden 5 farklı dozda (0,006 g, 0,01 g, 0,02 g, 0,05 g, 0,1 g /10 mL) ekleme yapılmış ve sonrasında katkı maddelerinin bu dozlarına maruz kalan C. elegans'ta, yaşam süresi, fertilite ve fiziksel büyüme değişiklikleri incelenmiştir. Bulgular kontrol gruplarıyla karşılaştırma yapılarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, benzoik asit'in 0,006 g/10 mL'lik dozu hariç diğer tüm uygulama dozlarının, sodyum nitrat, allura red, tartrazin ve sunset yellow'un ise tüm uygulama dozlarının doz artışı ile birlikte yaşam süresini kısalttığı ve bütün uygulama gruplarının doz artışına bağlı olarak fertiliteyi olumsuz etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca, benzoik asit ve sodyum nitrat dozlarının tamamının, tartrazin dozlarından 0,006 g/10 mL hariç diğerlerinin, sunset yellow'un ise, 0,02 g, 0,05 g ve 0,1 g/10 mL'lik dozlarının büyüme geriliğine yol açtığı belirlenirken, allura red'in 0,1 g/10 mL'lik dozunun fiziksel büyümeyi artırdığı belirlenmiştir.Öğe Önemli Tıbbi Bitkilerden Biri Olan Achillea millefolium L. (Civanperçemi) Bitkisinin Besin Elementi Konsantrasyonları ve Antioksidan Aktivitesi(2021) Saraç, Handan; Durukan, Hasan; Demirbaş, AhmetBu çalışmada, tıbbi nitelik taşıdığı bilinen Achillea millefolium L. (Civanperçemi) bitkisinin besin elementi konsantrasyonlarının ve antioksidan aktivitesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla; Sivas ili Divriği ilçesinden toplandığı bilinen Civanperçemi bitkisinin makro ve mikro besin elementi konsantrasyonları ile su ekstresinin toplam antioksidan seviyesi (TAS), toplam oksidan seviyesi (TOS) ve oksidatif stres indeksi (OSI) değerleri belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; Civanperçemi bitkisinin bazı makro ve mikro besin elementi konsantrasyonları bakımından yeter düzeyde olduğu, makro elementlerden azot (N), fosfor (P), potasyum (K), kalsiyum (Ca) ve magnezyum, mikro elementlerden demir (Fe), çinko (Zn), mangan (Mn) ve bakır (Cu) konsantrasyonlarının sırasıyla %1,01 N, %0,63 P, %2,43 K, %2,22 Ca, %0,70 Mg, 360,4 mg/kg Fe, 47,6 mg/kg Zn, 85,5 mg/kg Mn ve 28,3 mg/kg Cu olduğu tespit edilmiştir. Antioksidan potansiyelinin ise orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, bitkinin oksidan kapasitesi ve oksidatif stres indeksi düşük olarak tespit edilmiştir.Öğe Pseudomonas putida NRRL B-13 suşu tarafından benzoik asidin biyolojik yıkımını sağlayan enzimleri kodlayan plazmitlerin stabilitelerinin belirlenmesi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2013) Saraç, Handan; Sarı, MusaÇağdaş yaşamın bir sonucu olarak ortaya çıkan kirlilik, günümüzde üzerinde en çok durulan ancak, en az çözüm getirilebilen konulardan biridir. Bu çeşit kirlilikten bir tanesi de petrol ve onun rafine ürünleri içinde önemli oranlarda bulunan benzen ve onun alkillenmiş türevleri olan tipik aromatik halkalı bileşiklerdir. Esasen, tüm aromatik hidrokarbonlar birer benzen türevidir. Bu bileşikler her ne kadar yapı olarak halkasal alkanlara benzerlik gösterseler de, daha kararlıdırlar ve alkanların uğradıkları reaksiyonlara uğramazlar. Bu nedenle, daha tehlikeli çevresel kirleticiler olarak görülmektedirler. Canlılar tarafından yapılmayan bu maddeler dolayısı ile hemen hemen bütün canlılar için toksik özellik taşırlar. Bu maddeler ile kirlenmiş çevrelere uygulanan fiziksel ve kimyasal dekontaminasyon metotları tam ve etkili bir çözüm getirmekten uzaktır. Dolayısı ile son yıllarda bu tür işlemler için biyokimyasal metotların potansiyel kullanılabilirliği araştırılmış ve özellikle bu maddeleri daha zararsız bileşiklere yıkmak için gerekli olan gen sistemleri ile donatılmış Pseudomonas bakteri türlerinin alternatif kullanım alanı bulabileceği saptanmıştır. Pseudomonas putida? nın toluen, benzoik asit ve ksilen gibi toksik hidrokarbon gruplarına karşı toleransa sahip olduğu görülmüştür. Bu çalışma, önemli endüstriyel aromatik kirleticilerden birisi olan benzoik asidin biyolojik yıkımını gerçekleştiren mikroorganizmalardan biri olan Pseudomonas putida NRRL B-13 suşunda bulunan plazmitlerin stabilitelerini tespit etmek amacıyla planlanmıştır. Bu çalışma kapsamında, Pseudomonas putida NRRL B-13 suşu önce benzoik asit içeren sıvı besiyerinde üretildi ve bir kısmı alınarak plazmit DNA izolasyonunu takiben agaroz jelde yürütüldü. Daha sonra geriye kalan bakteriler başka bir karbon kaynağı (glukoz) içeren sıvı besiyerinde çoğaltıldı. Her jenerasyon (nesil) sonrasında bu besiyerinden örnekler alındı ve plazmit DNA izolasyonu yapılarak agaroz jelde yürütme yapıldı. Glukoz içeren sıvı besiyerine alınmadan önce yapılan agaroz jel elektroforezindeki bantlar esas alınarak, glukoz içeren sıvı besiyerine alındıktan sonra yapılan agaroz jel elektroforezine ait bantlar karşılaştırıldı. Yapılan karşılaştırmada, band belirginliğinin ve kalınlığının her jenerasyon (nesil) sonrasında giderek azaldığı ve IV. jenerasyonda (nesilde) ise tamamen kaybolduğu tespit edildi. Böylece, benzoik asidin yıkımında rol oynayan plazmitlerin stabilitesini IV. nesile (jenerasyon) kadar koruduğu belirlenmiş oldu.Öğe Sivas İlinde Kültürü Yapılan Kenger (Gundellia tournefortii L.) Bitkisi Tohumlarının Besin Elementlerinin ve Biyolojik Aktivitelerinin Değerlendirilmesi(2019) Saraç, Handan; Demirbaş, Ahmet; Baştan, Sevgi Durna; Ataş, Mehmet; Çevik, Özge; Eruygur, NuraniyeBu çalışmada, Gundellia tournefortii bitkisinin tohumlarından elde edilen su ekstraktının GC/MS (Gaz kromatografisi -Kütle spektrometresi) analizi ile genel olarak içeriğinin değerlendirilmesi, makro ve mikro besin elementi konsantrasyonları, antimikrobiyal aktivitesi, toplam antioksidan seviyesi (TAS), toplam oksidan seviyesi (TOS), oksidatif stres indeksi (OSI) değerlerinin belirlenmesi ve çeşitli hücre hatları üzerindeki anti-kanserojen niteliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. TAS, TOS ve OSI değerlerini tespit etmek için Rel Assay Diagnostics kitler kullanılmıştır. Antimikrobiyal aktivite analizleri, Mikrodilüsyon\rBroth yöntemi ile Minimum inhibisyon konsantrasyon (MIC) değeri belirlenerek, Staphylococcus aureus (ATCC 29213), Enterococcus faecalis (ATCC 29212), Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853), Escherichia coli (ATCC 25922), Bacillus cereus (ATCC11778), Klebsiella pneumonia (ATCC 13883), Candida albicans (ATCC 10231) ve Candida tropicalis (DSM11953) mikroorganizmaları üzerinde\ryapılmıştır. Sitotoksik aktivite ise, normal fare fibroblast hücre hattı, HUVEC ve 3 farklı insan kanser hücre hattında MTT yöntemi ile belirlenmiştir. Sonuç olarak, Gundelia tournefortii bitki ekstraktının S. aureus bakterisi üzerinde orta düzeyde, diğer mikroorganizmalar üzerinde ise zayıf düzeyde antimikrobiyal aktivite,\riyi derecede antioksidan aktivite ve bazı hücrelerde sitotoksik aktivitesinin olduğu tespit edilmiştir. Bitkinin oksidatif stres indeksinin ise, düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, makro ve mikro besin elementi içeriği bakımından Gundellia tournefortii bitkisinin %3,64 N, %0,11 P, %3,78 K, %0,22 Ca, %0,57 Mg, 268,4 mg/kg Fe, 16,7 mg/kg Zn, 19,4 mg/kg Mn ve 8,3 mg/kg Cu konsantrasyonlarına sahip olduğu belirlenmiştirÖğe Sivas ve Tokat İllerinden Toplanan Akasya Bitkisi Yapraklarının (Robinia pseudoacacia L.) Bazı Besin Elementi Konsantrasyonları ve Antioksidan Enzim Aktivitelerinin Belirlenmesi(2022) Saraç, Handan; Durukan, Hasan; Demirbaş, AhmetAmaç: Bu çalışmada, iki farklı ilde farklı noktalardan toplanan akasya (Robinia pseudoacacia L.) bitkisinin yapraklarının bazı makro ve mikro besin elementi konsantrasyonlarının, klorofil miktarlarının, katalaz (CAT), peroksidaz (POD) ve askorbat peroksidaz (APX) gibi bazı antioksidan enzim aktivitelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem: Çalışmada Sivas ve Tokat illerinden toplanan akasya (Robinia pseudoacacia L.) bitkisi örnekleri kullanılmıştır. Besin elementlerinden fosfor (P) konsantrasyonu kolorimetrik olarak spektrofotometrede, potasyum (K), kalsiyum (Ca), Magnezyum (Mg), çinko (Zn), mangan (Mn), demir (Fe) ve bakır (Cu) konsantrasyonları Atomik Absorbsiyon Spektrofotometre cihazında, Azot (N) tayini ise Kjeldahl destilasyon yöntemine göre yapılmıştır. Klorofil miktarları ve antioksidan enzim aktiviteleri spektrofometre cihazında ölçülerek literatürdeki formüller ile tespit edilmiştir. Araştırma Bulguları: Sivas ilinden toplanan akasya bitkisi yapraklarının ortalama N, P, K, Ca, Mg, Fe, Zn, Mn ve Cu konsantrasyonları sırası ile %2.41, %0.077, %2.23, %1.23, %1.29, 161.2 mg kg-1, 41.1 mg kg-1, 57.0 mg kg-1, 19.2 mg kg-1 iken, Tokat ilinden toplanan akasya bitkisi yapraklarının ise N %3.15, P %0.371, K %3.83, Ca %0.88, Mg %0.76, Fe 315.8 mg kg-1, Zn 60.2 mg kg-1, Mn 43.9 mg kg-1, Cu 39.7 mg kg-1 olduğu görülmüştür. Sivas ilinden toplanan akasya bitkisi yaprağının klorofil a konsantrasyonu 0.22 mg g-1, klorofil b 0.08 mg g-1 ve toplam klorofil ise 0.30 mg g-1 iken, Tokat’da bu durum klorofil a konsantrasyonu 0.22 mg g-1, klorofil b 0.07 mg g-1ve toplam klorofilin ise 0.29 mg g-1 olduğu görülmüştür. Sivas ilinden toplanan akasya bitkisinin katalaz (CAT) enzim aktivitesi 139.2 EU g yaprak-1, peroksidaz (POD) enzim aktivitesi 0.06 EU g yaprak-1, askorbat peroksidaz (APX) enzim aktivitesi 4.31 EU g yaprak-1, Tokat ilinde ise katalaz (CAT) enzim aktivitesi 31.94 EU g yaprak-1, peroksidaz (POD) enzim aktivitesi 0.07 EU g yaprak-1, askorbat peroksidaz (APX) enzim aktivitesi 23.43 EU g yaprak-1 olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, akasya bitkisinin her iki ilde de besin elementleri açısından Wilkaniec ve ark., (2021)’e göre yeter düzeyde olduğu fakat Tokat ilinde genel olarak besin elementi konsantrasyonlarının daha yüksek değerlere sahip olduğu belirlenmiştir. Klolofil a, klorofil b ve toplam klorofil miktarları her iki il örneğinde de benzer değerlere sahiptir. Ayrıca antioksidan enzimlerden CAT aktivitesinin Sivas ili örneğinde, APX aktivitesinin Tokat ili örneğinde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. POD aktivitesi ise, her iki il örneğinde de bibirine yakın bir aktivite değerine sahiptir.Öğe The Effect of Different Doses of Vermicompost Application on Yield and Nutrient Uptake of Maize Plant(Isparta University of Applied Sciences, 2020) Durukan, Hasan; Saraç, Handan; Demirbaş, AhmetIn this study, the effects of different doses of vermicompost on maize yield and nutrient uptake were investigated. The research was conducted with three replications according to the experimental pattern of randomized plots under the greenhouse conditions Department of Plant and Animal Production, Sivas Cumhuriyet University. In this study; vermicompost doses were used as 0%, 10%, 20%, 30%, 40% and 50%. Shoot dry matter production and nitrogen (N), phosphorus (P), potassium (K), calcium (Ca), magnesium (Mg), iron (Fe), zinc (Zn), manganese (Mn) and copper (Cu) concentrations were determined of maize plant. According to the results, it was determined that shoot dry matter production increased with increasing vermicompost doses and the highest shoot dry matter was determined with 3.98 g plant-1 in 40% vermicompost application. In the study, the highest P concentration was determined with 0.80% P and highest K concentration was determined with 5.75% K respectively 30% vermicompost and 40% vermicompost application (5.75% K). Also, the highest concentration of N was found to be 4.24% in 40% vermicompost application. Generally, increasing vermicompost applications increased the concentration of macro elements and decreased the concentration of micro elements. The results of the research showed that vermicompost can be used in terms of sustainable agricultural production in general.