Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tuncay, Fatma Özkan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 16 / 16
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    An analysis of relation between sleep quality and academic success
    (2010) Mollao?lu, Mukadder; Şahin, Sevil; Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay Kars
    This diagnostic study has been conducted to analyze the 'Sleep Quality and Academic Success' of the students of the Nursing School at Cumhuriyet University in Turkey. The population of the study includes totally 330 students of Nursing School in 2006-2007 academic year. In collecting the data about the students, Descriptive Identity Form and Pittsburg Sleep Quality Index have been used. Percentage Test, Chi-Square Test and Variance-Analysis Test have been used to evaluate the data statistically. In this study, 70.8 % of the students have been found without sleep quality, and it has been found that those with sleep quality have more academic success. In accordance with the analyzed data, some suggestions have been improved to provide the students primarily with educational knowledge about the basic principles of having restful sleeps. These suggestions also provide for the students' supervising lecturers active evaluation of sleep patterns of the students, coping with sleep disorders and planning.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Fatigue, Depression and Quality of Life in Individuals with Hypothyroidism
    (Ümit Muhammet KOÇYİĞİT, 2025) Kamalak, Ayşegül; Tuncay, Fatma Özkan
    Purpose: This research was conducted to examine fatigue, depression and quality of life levels in individuals with hypothyroidism and the relationship between variables. Material and Methods: The study was conducted with 150 individuals who were treated with a diagnosis of hypothyroidism at the Endocrinology Clinic of a State Hospital located in a province and who met the inclusion criteria for the study. Study data; It was collected by face-to-face interview using the Individual Introduction Form, Beck Depression Scale, Piper Fatigue Scale and ThyDQoL-TR Quality of Life Scale. The data were analyzed in a computer environment using appropriate statistical tests. Results: In the study, it was determined that the fatigue severity of individuals with hypothyroidism was moderate (4.97±1.59), the depression severity was mild (15.43±8.83), and their quality of life was negatively affected (-5.34±8.44) compared to their situation before hypothyroidism was diagnosed. It was determined that there was a moderate positive relationship between the Piper Fatigue Scale subscales and total scale score and the Beck Depression Inventory scores. Conclusion: The study concluded that individuals with hypothyroidism experience fatigue and superficial depression, and their quality of life is negatively affected after being diagnosed with the disease. In this context, it is recommended to evaluate fatigue, depression and quality of life levels in individuals with hypothyroidism, plan appropriate nursing interventions and raise awareness by organizing training/consultancy programs.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Hemşirelik Öğrencilerinin Klinik Değerlendirilmesinde Öz, Akran ve Eğitici Değerlendirme Arasındaki İlişki: Pilot Bir Çalışma
    (2020) Fertelli, Tülay Kars; Tuncay, Fatma Özkan
    Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir lisans hemşirelik programının klinik uygulamasında olan öğrencilerin klinik değerlendirilmesinde öz, akran ve eğitici değerlendirmeler arasındaki ilişkiyi incelemektir.Materyal ve Metod: Çalışmaya ikinci sınıfta okuyan 70 hemşire-lik öğrenci katıldı. Araştırma verileri, Öğrenci Bilgi Formu, Klinik Performans Değerlendirme Ölçeği kullanılarak toplandı. Çalışmada öz, akran ve eğitici değerlendirmeler arasındaki ilişkiyi belirlemek için Pearson Korelasyon testi, öz, akran ve eğitici değerlendirmele-rinin karşılaştırılmasında ise Paired Sample t Testi kullanılmıştır.Bulgular: Öz ve akran değerlendirme puanlarının eğitici değerlen-dirme puanından yüksek olduğu ve aradaki farkın anlamlı olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Tüm değerlendirmeler arasında pozitif korelasyon olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin çoğunluğunun öz ve akran değerlendirmeye ilişkin olumlu düşüncelerinin olduğu belir-lendi (öz değerlendirme % 92,8; akran değerlendirmesi % 97,1).Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin kendilerine ve akranlarına eğiti-ciden daha fazla puan verdikleri, değerlendirmeyi objektif olarak yapamadığı görülmüştür. Bu yöntemlerin öğrencinin klinik değer-lendirmesinde tek başına kullanılması uygun değildir. Fakat eğitici değerlendirme yöntemini desteklemek, öğrencilerin gelişmesini ve değerlendirme sürecinde aktif olmasını sağlamak amacıyla klinik değerlendirmede kullanılabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Huzurevinde Yaşayan Yaşlı Bireylerin Algıladıkları Düşme Risk Faktörleri ve Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi
    (2019) Gürler, Hesna; Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay Kars
    Amaç: Araştırma huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerindüşmelere ilişkin algıladıkları risk faktörleri ve bilgidüzeylerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarakplanlandı.Gereç ve Yöntem: Araştırmaya huzurevinde yaşayan 53yaşlı birey alındı. Veri toplama amacıyla, araştırmacılartarafından literatür taraması sonucu oluşturulan TanıtıcıÖzellikleri Belirleme Formu, Düşme Risk FaktörlerininBelirlenmesi Formu, Düşmelere Yönelik Bilgi BelirlemeFormu kullanıldı. Veriler araştırmacılar tarafından anketyolu ile birey kurumda ziyaret edilerek yüz yüze görüşmetekniği ile toplandı.Bulgular: Yaşlı bireylerin yarıya yakınının (%45,3) dahaönce düşme öyküsü olduğu, düşen bireylerin %33.3?ününhuzurevinde düştüğü, bireylerin düşme risk sayısınınortalama 10,73±4,35, düşmelere ilişkin bilgi skorunun ise7,20±1,74 olduğu belirlendi. Yaşlı bireylerin %67,9?unundüşmelerin önlenebileceğini ifade ettiği ve %20,8?inindüşmelerin nasıl önleneceğini bilmediği saptandı.Sonuç: Yaşlı bireylerin çok sayıda düşme risk faktörüolduğu ve düşmelere ilişkin bilgilerinin yeterli olmadığı,düşmeleri normal ve yaşlanmanın kaçınılmaz bir sonucuolarak gördüğü belirlendi. Çalışmadan elde edilenbulgular doğrultusunda huzurevinde yaşayan bireylerindüzenli aralıklarla düşme risk faktörleri yönündendeğerlendirilmeleri ve düşmelerin önlenmesine ilişkineğitimsel programlar düzenlenerek yaşlılarınfarkındalıklarının artırılması önerilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İnmeli Bireye Bakım Verenlerde Bakım Yükü, Sosyal Destek ve Yaşam Kalitesi Arasındaki ilişki
    (2019) Fertelli, Tülay Kars; Tuncay, Fatma Özkan
    Amaç: Bu araştırma, inmeli bireye bakım veren bireylerdebakım yükü, sosyal destek ve yaşam kalitesi arasındakiilişkiyi incelemek amacıyla tanımlayıcı ve kesitsel arayıcıolarak yapılmıştır.Yöntem: Çalışma örneklemini 216 inmeli hastaya bakımveren bireyler oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasındaTanıtıcı Bilgi Formu, Zarit Bakım Verme Yükü Ölçeği,Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Versiyonuve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği kullanıldı.Verilerin analizinde frekans, yüzdelik hesabı, ortalamahesabı, Kruskal-Wallis T testi ve pearson korelasyon testikullanıldı.Bulgular: İnmeli bireye bakım verenlerin bakım yükü vesosyal destek düzeylerinin orta düzeyde, yaşam kalitelerinin ise düşük düzeyde olduğu bulundu. Yaşam kalitesi vesosyal destek puanları arasında pozitif, bakım yükü ileyaşam kalitesi ve sosyal destek ile bakım yükü arasında isenegatif yönde anlamlı (p<0,05) bir ilişki elde edildi.Sonuç: İnmeli bireye bakım veren bireyler orta düzeydebakım yükü, düşük düzeyde yaşam kalitesi yaşamakta veorta düzeyde sosyal destek algılamaktadır. Bakım yükü,yaşam kalitesi ve sosyal destek arasında ilişki vardır. İlerive aşırı düzey bakım yükü yaşayan bireylerin algıladığısosyal destek düzeyi daha düşüktür.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Investigation of factors effecting women and their sexual dsyfunction in women in internal medicine clinics
    (Istanbul Universitesi, 2012) Mollao?lu, Mukadder; Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay Kars
    Objective: This study was conducted to evaluate sexual dysfunction and related factors in women Method: The sample of the research included 100 inpatients women at clinics of internal medicine of a university hospital. Data were collected by Patients Information Form and Female Sexual Function Index. Descriptive statistics, parametric analyses, and analysis addressing to relationships were used in the evaluation of the data. Results: According to the results of the measurements taken by FSFI, 65% of the women were defined to have sexual dysfunction. The majority of women expressed that the pain during sexual intercourse, orgasm, satisfaction, problems and reluctance to have sex. Older ages, being unemployed, who married than a decade and being in menopause were the factors that were found to significantly Effect sexual dysfunction prevalence (p<0.05). Discussion and Conclusion: In the study, women with chronic disease concluded that sexual function is affected negatively. Chronic disease-related symptoms, experienced changes in the body and psychosocial problems are changing the lives of individuals. Ultimately, these changes also affect sexual activity.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kronik Böbrek Yetmezliği Olan Bireylerde Bakım Bağımlılığı ve İlişkili Faktörler
    (2020) Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay Kars
    GİRİŞ ve AMAÇ: Kronik böbrek yetmezliğinde yaşanansemptomlar ve uygulanan girişimsel tedavi yöntemleri, bireyiniyilik halini, günlük performansını ve günlük yaşamaktivitelerinde bağımsızlık düzeyini etkilemekte; çoğu zamanbireyi bir başkasına bağımlı duruma getirmektedir. Çalışmadakronik böbrek yetmezliği hastalarının bağımlılık düzeyinibelirlemek ve bağımlılığa neden olan faktörleri değerlendirmekamaçlanmıştır.YÖNTEM ve GEREÇLER: Kesitsel tipteki araştırma ŞubatMayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesininnefroloji kliniğinde en az bir yıldır hastalık tanısı almış olan,hemodiyaliz tedavisi uygulanan, 18 yaş ve üzerinde olan,bilişsel anlamda herhangi bir bozukluğu bulunmayan veaçıklama sonrası çalışmaya katılmayı kabul eden 195 birey ileyürütülmüştür. Çalışma verileri; tanıtıcı bilgi formu, BakımBağımlılığı Ölçeği, Yorgunluk Şiddet Ölçeği ve Visual AnalogAğrı Skalası kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatistikselanalizinde; sayı, yüzdelik hesabı, ortalama hesabı, İndependentSamples T-Test ve One Way Anova Testi ve Pearson’skorelasyon analizi kullanılmıştır.BULGULAR: Çalışmada kronik böbrek yetmezliğihastalarının orta düzeyde bakım bağımlılığı yaşadıkları;haraketlilik, giyinme/soyunma, tehlikelerden kaçınma, günlükaktiviteler ve eğlence aktivitelerinde bağımlılık düzeylerinindaha yüksek olduğu görülmektedir. Bununla birlikte yaş, eğitimdurumu, ek bir kronik hastalık varlığı, hastalık süresideğişkenleri ve yorgunluk, ağrı, kas güçsüzlüğü, iştahsızlık vekaşıntı semptomlarının bakım bağımlılık düzeyini anlamlıdüzeyde etkilediği belirlenmiştir.TARTIŞMA ve SONUÇ: Bakım bağımlılığı, kronik böbrekyetmezliği hastalarında değerlendirilmesi gereken önemli birkonudur ve hastaların bağımsızlığını desteklemek için uygunbakım, eğitim, danışmanlık, savunuculuk hizmetlerininkullanılması gerekmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kronik Hastalığı Olan Bireylerde Hasta Aktifliği ve Hastalığa Uyum
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Tuncay, Fatma Özkan; Yapar, Sena
    Giriş: Kronik hastalıklar bireyi fiziksel, sosyal ve psikolojik olmak üzere birçok yönden etkilemektedir. Kronik hastalıkların yönetiminde, bireyin sağlığıyla ilgili sorumluluk alması ve öz yönetimi büyük önem taşımaktadır. Bireyin öz yönetimi ve sağlık davranışlarını etkileyen faktörler arasında hasta aktifliği ve hastalığa uyum yer almaktadır. Amaç: Çalışmada kronik hastalığı olan bireylerin hasta aktifliği ve kronik hastalıklara uyumun düzeyini incelemek amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma araştırmaya dahil edilme kriterlerini sağlayan 216 kronik hastalığı olan bireyle yürütülmüştür. Veriler “Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Hasta Aktiflik Ölçüm Aracı” ve “Kronik Hastalıklara Uyum Ölçeği” ile toplanmış ve uygun istatistiksel testlerle analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen bireylerin Hasta Aktiflik Ölçeği toplam puan ortalaması 41.67±7.34, Kronik Hastalıklara Uyum Ölçeği toplam puan ortalaması 83.38±10.67 olarak belirlenmiştir. Hasta aktifliği ve fiziksel uyum arasında zayıf düzey pozitif ilişki (p
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Multiple Sklerozlu Bireylerde Yorgunluk: Yalnızlık Düzeyi Ve Yaşam Doyumu İle İlişkisi
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay
    Giriş: Yorgunluğun hastaların günlük rutinleri, iş performansı, aile yaşamı, sosyal ve çalışma yaşamı üzerinde ciddi olumsuz etkileri bulunmaktadır. Araştırma, multiple skleroz hastalarında yorgunluk düzeyinin yalnızlık ve yaşam doyumu üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırma bir üniversite hastanesi nöroloji polikliniğinde yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini 18-55 yaş arası, bilinci açık, en az bir yıldır multiple skleroz tanısı almış olan, iletişim sorunu olmayan ve çalışmaya katılmaya istekli 94 birey oluşturmuştur. Veriler Tanıtıcı Bilgi Formu, Yorgunluk Etki Ölçeği, California Üniversitesi Los Angeles Yalnızlık Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği ile toplanmıştır. Veriler SPSS (version 22) paket programında değerlendirilmiş ve verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama hesabı ve Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada bireylerin yaşam doyumları yüksek, yalnızlık ve yorgunluk düzeyleri orta düzey olarak belirlenmiştir. Bireylerin genel yorgunluk (r:0.413, r:-0.574), fiziksel yorgunluk (r:0.376, r:-0.559) ve sosyal yorgunluk (r:0.459, r:-0.552) alt boyutu puan ortalamaları ile yalnızlık ve yaşam doyumu puan ortalamaları arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Sonuç ve Öneri: Multiple skleroz hastaları yorgunluk ve yalnızlık yaşamaktadırlar. Hastaların yorgunluk düzeyi yalnızlık ve yaşam doyumunu etkilemektedir. Bu bağlamda multiple skleroz hastalarında yorgunluğun azaltılmasına yönelik planlamaların yapılması, yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin takip edilmesi önerilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Multiple sklerozlu bireylere uygulanan soğutucu giysi (cooling suit) yönteminin yorgunluk ve günlük yaşam aktiviteleri üzerine etkisi
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2013) Tuncay, Fatma Özkan; Mollaoğlu, Mukadder
    Bu araştırma, multiple sklerozlu bireylere uygulanan soğutucu giysi (cooling suit) yönteminin yorgunluk ve günlük yaşam aktiviteleri üzerine etkisini belirlemek amacı ile deneysel olarak yapılmıştır. Araştırma evrenini Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nöroloji Bölümü Multiple Skleroz (MS) polikliniğine kayıtlı 150 birey oluşturmaktadır. Araştırma örneklemine; anketin uygulanabilmesi için bilinci açık olan, sözel iletişim kurabilen, Genişletilmiş Özürlülük Durumu Ölçek (Expanded Disability Status Scale-EDSS) puanı altı puan ve altında olan, Yorgunluk Şiddet Ölçeği'ne göre yorgun olarak (ölçek puanı ?5) tanımlanan, araştırmacı tarafından karar verilen protokole uyum sağlayabilecek olan, araştırmaya katılmak için istekli olan, son bir ay içinde atak geçirmeyen, vücut sıcaklığı normal fizyolojik değerler arasında seyreden, steroid tedavisi almayan, Sivas il sınırları içinde oturan 40'ı çalışma, 40'ı kontrol grubu olmak üzere 80 birey alınmıştır. Rastgele dağılımı sağlamak için örnekleme alınacak olan bireyler listelenmiş ve ilk beş hasta çalışma grubuna, ikinci beş hasta ise kontrol grubuna atanmıştır. Çalışma grubuna alınan bireylerden ikisi atak geçirdiği, üçü uygulamayı sonuna kadar sürdüremediği için araştırma, çalışma grubunda 35, kontrol grubunda 40 olmak üzere toplam 75 birey ile tamamlanmıştır. Araştırma verileri, Tanıtıcı Bilgi Formu (EK 1), Yorgunluk düzeyini belirlemeye yönelik Yorgunluk Etki Ölçeği (EK 2), Yorgunluk Şiddet Ölçeği (EK III) ve Modifiye Barthel Günlük Yaşam Akitiveleri İndeksi (EK IV) ile toplanmıştır. Araştırma verileri toplandıktan sonra, çalışma grubu için soğutucu yelek uygulaması başlatılmıştır. Bireylerden kendi ev ortamlarında sekiz hafta süre ile her gün, günde 40 dakika yeleği uygulamaları istenmiştir. Uygulamayı takip eden, dördüncü ve sekizinci haftada yapılan ev ziyaretlerinde belirtilen ölçekler tekrar uygulanmıştır. Kontrol grubunu oluşturan bireyler ise; ilk ziyaretten dört hafta ve sekiz hafta sonra ölçeklerin tekrar uygulanması ile değerlendirilmiştir. Verilerin analizinde; ortalama, standart sapma, yüzdelik hesabı, Khi Kare testi, bağımsız gruplarda t testi (Independent-Samples t Test), tekrarlı ölçümlerde varyans analizi (Repeated Measures Anova) ve Bonferroni testi kullanılmıştır. Yapılan değerlendirmede, soğutucu giysi uygulaması ile çalışma grubunda yeralan bireylerin yorgunluk şiddet düzeyinde azalma olduğu, Yorgunluk Etki Ölçeği alt parametreleri olan bilişsel, fiziksel ve sosyal yorgunluk düzeylerinin ve Yorgunluk Etki Ölçeği toplam puanının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azalma gösterdiği saptanmıştır. Buna karşılık kontrol grubundaki bireylerin yorgunluk şiddeti, fiziksel, sosyal yorgunluk düzeyi, Yorgunluk Etki Ölçeği toplam puanı yönünden anlamlı bir değişim yaşanmadığı, bilişsel yorgunluk puanında anlamlı düzeyde bir artış olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde çalışma ve kontrol grubundaki bireylerin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık puanları ilk izlem, ara izlem ve son izlem sonuçlarına göre değerlendirildiğinde; çalışma grubundaki bireylerin bağımsızlık düzeylerinde artma olduğu, diğer taraftan bağımsızlık düzeyi yönünde kontrol grubunda anlamlı bir değişim olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, MS'li bireylere uygulanan soğutucu giysi yönteminin bireylerin yorgunluk düzeyi ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık düzeyi üzerinde olumlu ve istendik düzeyde değişim yarattığı belirlenmiştir. Bu bulgular doğrultusunda, MS'li bireylerin yorgunluk ve bağımsızlık düzeylerinin belirlenmesi ve gereksinim duyan bireyler için soğutucu giysi uygulamasının poliklinik düzeyinde ve ev ortamında sürdürülmesi önerilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Nursing Care of an Individual with Chronic Renal Failure Based on Neuman Systems Model: Case Report
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Tuncay, Fatma Özkan
    Chronic Renal Failure is considered as an important health problem due to permanent kidney damage, symptomatic treatment and continuity of treatment protocols, and requires a holistic perspective when planning care. In this process, nurses have important roles in the treatment, follow-up and care of the disease together with all healthcare professionals. It is important to develop approaches that ensure standardization of care for successful service delivery of nurses in chronic disease management. The use of nursing models for care approaches is known to be guiding. Many important nursing theories and models are recommended to be used in nursing practice both in the nursing management of chronic diseases and for the development and advancement of professional nursing. In this article, the nursing process of a patient with chronic renal failure was created using the Neuman Systems Model. Data were collected with a diagnostic form in accordance with the model, and a care plan including primary, secondary and tertiary prevention levels was created for the patient in line with the formulation of the problem. This case showed that the use of Neuman's Systems Model was useful and effective in the implementation of the nursing process of an individual with chronic renal failure.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Öz bakım eğitim programının serebrovasküler hastalığı olan bireylerin günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkisi
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2004) Tuncay, Fatma Özkan; Mollaoğlu, Mukadder
    IX. ÖZET Bu çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nöroloji Kliniği'nde Serebrovasküler Hastalık (SVH) tanısı almış bireylere verilen öz bakım eğitim programının, bireylerin günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık düzeyine etkisini incelemek amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Çalışma örneklemini Mart 2003- Eylül 2003 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nöroloji Kliniği'nde Serebrovasküler Hastalık (SVH) tanısı ile yatan ve araştırma sınırlılıkları içinde olan 20 deney, 20 kontrol olmak üzere 40 birey oluşturmuştur. SVH geçiren 20 deney, 20 kontrol grubu birey çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma ömeUemini oluşturan tüm bireylere, sosyo-demografik özelliklerini ve bireylerin bağımsızlıklarım etkileyen durumları belirlemek amacıyla araştırmacı tararından literatürden yararlanılarak hazırlanmış tanıtıcı bilgi formu, bireylerin bağımsızlık durumunu belirlemek için Barthel Günlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde; ki-kare testi, Mann-Whitney U testi ve Wilcoxon testi kullanılmıştır. Deney grubunda yer alan bireylere ve yakınlarına hastaneden taburcu olmadan önce hastane ortamında ve taburcu olduktan bir ay sonra ev ortamında araştırmacı tarafından planlı öğretim yapılmıştır. Kontrol grubundaki bireyler ise öğretim programına alınmamış, bu bireyler servis rutinlerindeki bakım ve hizmeti almışlardır. Eğitimin etkinliğini belirlemek amacıyla elde edilen bulgular yönünden her iki grup karşılaştınlmıştır. Bireylerin taburcu olmadan günlük yaşam aktiviteleri toplam puan ortalamaları deney grubunda 30.75, kontrol grubunun 30.50 olarak bulunmuştur. Yapılan analiz sonucunda iki grup toplam puan ortalamaları arasında fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Taburcu olduktan bir ay sonra (birinci eğitim sonrası) deney grubu toplam puan ortalaması 60.00'a, kontrol grubu ise 39.50'ye yükselmiştir. Son ölçümde (ikinci eğitim sonrası) ise deney grubu puan ortalaması 82.25, kontrol grubu puan ortalaması 47.00'a yükselerek SVH'Iı bireylerde tekrarlı eğitimlerin Günlük 83Yaşam Aktiviteleri üzerine olan olumlu etkisi belirlenmiştir. Son iki ölçümde bireylerin toplam puan ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu araştırmada öz bakım eğitim programı almış olan bireylerin günlük yaşam aktiviteleri bağımsızlık düzeylerindeki artış olduğu ve bu artışta uygulanan eğitim programının etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, SVH geçiren bireylere öz bakım aktivitelerini artırmaya yönelik eğitim programlan düzenlenmesi, eğitime ailenin katılımının da sağlanması ve bu araştırmanın daha fazla birey ile tekrarlanmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar kelimeler: Serebrovasküler hastalık, öz bakım, günlük yaşam aktiviteleri, hasta ve aile eğitimi. 84
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Effect of the Symptom Level on the Illness Perception in Individuals Undergoing Hemodialysis
    (Ümit Muhammet KOÇYİĞİT, 2024) Tuncay, Fatma Özkan; Aybek, Nesligül
    Purpose: This research was conducted to identify the effect of the symptom level on the illness perception in individuals undergoing hemodialysis. Material and Methods: The study was performed with 240 participants who had the hemodialysis procedure in dialysis units of hospitals and one private dialysis center in a province and satisfied the criteria to be included in the research. Results: In the study, it was found that nearly all patients experienced symptoms such as itching, numbness/tingling in the feet, feeling tired and dry skin. In the sample group that had a negative illness perception, it was found that the symptoms experienced alongside the hemodialysis procedure affected the illness perception, and there was a moderately positive relationship between these two variables. Conclusions: In this context, it was recommended that the frequency and the severity of symptoms of patients undergoing hemodialysis be regularly followed and these patients’ illness perception levels be evaluated. Key words: Illness perception, hemodialysis, symptom
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Relation Between Self-Evaluation, Peer-Evaluation and Teacher Evaluation in Clinic Evaluation of Nursing Students: A Pilot Study Abstract
    (Oğuz KARABAY, 2020) Fertelli, Tülay Kars; Tuncay, Fatma Özkan
    Objective: The objective of this study is to examine the relation between self-evaluation, peer-evaluation and teacher evaluations in clinic evaluation of students who attend clinic application of a bachelor degree nursing education program. Materials and Meyhods: 70 sophomore nursing students partici-pated in the study. The study data were collected using the Student Information Form, Clinic Performance Evaluation Scale for Nur-sing Students. In the study, Pearson’s correlation test was used to compare self-evaluation, peer-evaluation and teacher evaluation, and Paired Sample t test was used to compare self-evaluation, peer-evaluation and teacher evaluation. Results: It was determined that the self and peer evaluation scores were higher than the teacher evaluation score and the difference was significant (p <0.05). A positive correlation was found between all evaluations (p<0.05). It was determined that the majo-rity of the students had positive opinions about self and peer eva-luations (self-evaluation: 92.8%, peer-evaluation; 97.1%).Conclusion: Self-evaluation and peer-evaluation methods are not appropriate to be used solely for clinic evaluations of students. However, they can be used in clinic evaluation to support teacher evaluation method and to contribute to students’ development and to enable them to be active in the evaluation process.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Tip 2 Diyabetli Bireylerde Diyabet Belirtileri ve Hastalığı Kabul Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi
    (2024) Tuncay, Fatma Özkan; Kılıç, Ayşe Nur
    Amaç: Araştırma, Tip 2 diyabet tanılı bireylerin diyabet belirtileri ve hastalık kabul düzeylerini incelemek ve iki değişken arasındaki ilişkiyi belirlemek için tanımlayıcı ve kesitsel olarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırma bir üniversite hastanesinde tedavi görmekte olan ve araştırma dahil edilme kriterlerini sağlayan 225 Tip 2 diyabet tanılı birey ile yürütülmüştür. Veriler, Tanıtıcı Bilgi Formu, Diyabet Belirtileri Kontrol Listesi Ölçeği, Hastalığı Kabul Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Veri analizi için SPSS 22.0 yazılım programı kullanılmış ve uygun istatistiksel analizler yapılmıştır. Bulgular: Çalışmada diyabetli bireylerin hastalığa ilişkin hafif düzey belirti yaşadığı, hastalığı kabul düzeylerinin iyi olduğu ve belirti düzeyi ile hastalığı kabul düzeyi arasında orta düzey negatif yönde anlamlı ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte hastaların yaş, cinsiyet, eğitim durumu, hastalık süresi ve hastalığa ilişkin komplikasyon gelişme durumunun hastalığa ilişkin yaşanan belirti yükünü ve hastalığı kabul düzeyini etkilediği belirlenmiştir. Sonuç: Diyabetli bireylerde kardiyolojik, nörolojik, psikolojik ve kan şeker regülasyon bozukluğuna ilişkin belirtiler yaşanmakta ve bu belirtiler hastalığı kabul düzeyini etkilemektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Yaşlılarda bilişsel işlevlerin günlük yaşam aktiviteleri ve yaşam doyumu ile ilişkisi
    (2018) Tuncay, Fatma Özkan; Fertelli, Tülay Kars
    Amaç: Yaşlılık döneminde bilişsel alanda yaşanan değişimler; bireysel vetoplumsal işlevsellikte bozulmaya neden olabilmekte ve bireyin belirli yaşamalanlarını etkilemektedir. Çalışmada yaşlı bireylerde bilişsel durumun fizikselbağımlılık düzeyi ve yaşam doyumu ile ilişkisini değerlendirmek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Araştırma, huzurevinde bulunan 64 yaşlı ile yürütülmüştür.Araştırmanın verileri Tanıtıcı Bilgi Formu; Mini Mental Durum Ölçeği, BarthelGünlük Yaşam Aktiviteleri İndeksi ve Yaşam Doyum Ölçeği ile elde edilmiştir.Verilerin istatistiksel analizinde; sayı, yüzdelik hesabı, Khi Kare Testi, MannWhitney U testi ve Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Araştırmadaistatistiksel anlamlılık düzeyi <0.05 olarak kabul edilmiştir.Bulgular: MMDÖ’ne göre bilişsel bozukluğu olan yaşlıların istatistiksel olarakanlamlı düzeyde yaşam doyumlarının kötü olduğu ve günlük yaşamaktivitelerinde bağımlı oldukları belirlenmiştir. Bilişsel durum ile fizikselbağımsızlık düzeyi ve yaşam doyumu arasında anlamlı bir ilişki ve pozitif birkorelasyon elde edilmiştir.Sonuç: Bilişsel işlevlerde bozulma, yaşlıların günlük yaşamları ve yaşamdoyumları ile ilişkilidir.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim