Yazar "Zabun, Sezgin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1833 YILI SİVAS İLİ MERKEZ KAZASI GAYRİMÜSLİM NÜFUS DEFTERLERİNE GÖRE GAYRİMÜSLİMLERİN CİZYE VERGİSİ VE KONUT MÜLKİYETİ VERİLERİ VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ(Mehmet ŞENTÜRK, 2018) Zabun, SezginBu çalışmada 1833 tarihinde Sivas merkezinde sayımı yapılan Gayrimüslim erkek nüfusunun cizye kayıtları, oturdukları meskenlerin mülkiyet durumları, şayet kira ise bir Müslim’den mi yoksa Gayrimüslimden mi olduğu, bunların ne anlama gelebileceği konuları incelenmiştir. Ayrıca Gayrimüslimlerin fiziksel özelliklerinde de saç, sakal renkleri, boyları ve yaş özellikleri değerlendirilmiştir.Öğe 1838 NÜFUS VE 1844-1845 TEMETTUAT KAYITLARINA GÖRE KİLMİGAT KAZASI VE KÖYLERİ(SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, 2022) Zabun, SezginOsmanlı idari sitemine göre Kilmigad Kazasının büyük çoğunluğu bügünkü idari sistemimizde Sivas İli Yıldızeli ilçesinin batı kısımlarını kapsamaktadır. Ayrıca kazanın kuzeyde kalan birkaç karyesi Tokat İli Artova ilçesinde birkaç köyü de Sivas İli Şarkışla ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlgili yerleşim yerine ilgi duymamın bir nedeni de doğup büyüdüğüm Sivas İli Yıldızeli ilçesine bağlı bulunan Kiremitli köyünün Kilmigad kazasının doğu sınırında bulunmasıdır. Tabiatıyla yaşadığımız coğrafyayla ilgili, büyüklerimizin kanaatlerini içeren ifadeler hala hatırımdadır. Özellikle arazisinin bizim yörenin arazisinden daha verimli ikliminin de daha ılıman olduğu ifadelerini hatırlıyorum. Söze “Germuad’ın adamı” , “Germuad toprağı” veya “ Germuad’ın havası” diye başlayan konuşmalar anımsıyorum. Konuşmalardan edindiğim kanaat “Germuad” ın bizim yaşadığımız yerden daha iyi bir yerleşim yeri olduğu idi. Kilmigad, 1500’lü yıllarda Tokat’a bağlıdır. H. 1266 (M. 1849-1850) Salnamesinde de Sivas Eyaleti’nin Sivas Livasına bağlı bir nahiye olarak yer almıştır ve konumunu yıllar boyu devam ettirmiştir. 1867 düzenlemesi ile kazalar ve bağlı nahiyeleri belirlenince, Tonus’a bağlandı. 1876’da Yıldızeli nahiyesinin kaza konumuna yükseltilmesi üzerine (H. 1287, M. 1870-1871) Yıldızeli kazasının nahiyesi olmuştur. O yıllarda Kilmigad nahiyesinin merkezi bugünkü Belcik karyesidür. (Mutlu, 2011: 85). Osmanlı arşiv belgelerinden 1254 (M. 1838) nüfus defterinde “Sivas sancağında vaki Kilmigad kazası…” ve Kaza’ya ait temettüat defterlerinde ise ”Sivas sancağında kain Kilmigad kazası…” ifadelerinden Kilmigad’ ın daha önce kaza statüsü kazandığı ve Sivas’a tabi olduğu anlaşılmaktadırÖğe 19. YÜZYIL’IN İKİNCİ YARISINDA ÇERKES SÜRGÜNÜ: GÖÇ, İANE VE İSKÂN(Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2023) Zabun, Sezgin19. yüzyılın 2. Yarısında Kafkasya’da Çerkeslere sonuçları itibariyle bir soykırım uygulanmıştır. Gerekçeleri ne olursa olsun haksız ve hukuksuzdur. Telafisi mümkün olmayan bu suçu işleyenler cezasız kalmamalıdır. Suçlu cezasını çeksin ki benzer suçu işleyebilecekler için caydırıcı bir örnek teşkil etsin. Rusya tarafından sürgüne gönderilen Çerkeslerin sayısı yaklaşık olarak 1 milyon 200 bin ila 2 milyon arasındadır. Yaşanan trajedinin üstünden yıllar geçmiş olsa da henüz ağıtları yakılmamıştır. Ağır kış şartlarında evinde, yurdunda imha edilenden geriye kalanlar denize sürülmüştür. Ağır doğa koşulları ve salgın hastalıklar, yola çıkan nüfusun üçte birini öldürmüştür. Osmanlı Devleti hangi gerekçeyle olursa olsun Çerkes muhacirleri ülkesine kabul etmiş ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamıştır. Bu çerçevede muhacirlere mesken, beslenme, tarım aletleri destekleri verilmiştir. Bu çalışmadaki arşiv belgelerinden de görüleceği üzere yapılan yardımlar ayrıntılı bir şekilde Osmanlı arşiv kayıtlarında mevcuttur. Çerkesler, bugün bütün dünyada diaspora oluşturmuş bir taraftan yaşananları anlamaya çalışırken bir yandan ağıt yakmakta ve “Çerkes” olarak var olma mücadelesi vermektedir.Öğe 19. Yüzyılda Sivas’ın Sosyo-Ekonomik Durumu(2019) Zabun, SezginSivas 1845 yılı Temettüat Defterleri kayıtlarına göre çoğunlukla Türk, Ermeni, Rum ve Kıptinüfusuna sahiptir. Bu unsurların Müslüman ve Hıristiyan oldukları bilinmektedir. MesleklerindenMüslüman ve Hıristiyan din adamı oldukları anlaşılan kimseler kayıtlıdır. Sivas'ta ikamet edenlerdenyetişkin erkeklerin esnaf, zanaatkâr veya çiftçi oldukları, çocukların ise çıraklığa verildikleri veücretleri olduğu tespit edilmiştir. Gayrimüslimlerin tamamının zanaatkâr veya esnaf oldukları,çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşanların yok denecek kadar az olduğu tespit edilmiştir. Askerliklealakalı olanların tamamı Müslümandır. Ziraat ile uğraşanların çoğu aynı zamanda arabacılıkyapmaktadır. Çiftçilik yapanlar daha çok buğday, arpa, fiğ ekmektedir. Sadece Gökçe BostanMahallesi'nde ikamet eden bazı çiftçilerin bu ürünlerin yanı sıra, tütün, afyon, susam ve börülce deektikleri tespit edilmiştir.Öğe BİMARHANELER HAKKINDA ALAN YAZIN ÇALIŞMASI(Zekai ÖZTÜRK, 2021) Sarı, Ayşe; Zabun, Sezginİnsanlığın var oluşundan bu yana sağlığın, bedensel ve ruhsal olarak bozulması sonucu birtakım çözümler aranmıştır. Sağlığı bozulan kişilere şifa dağıtan kimseler ortaya çıkmış ve zaman içerisinde de onların şifa dağıttıkları mekânlar oluşmuştur. Toplumun özellikleri şifa dağıtılan yer olan şifahanelerin, yerleşimi ve şeklini de etkilemiştir. Selçuklu ve Osmanlılar ’da şifahaneler külliyenin bir parçası olarak inşa edilmiş ve zaman içerisinde şifahane adının yanında; “darüşşifa, bimarhane, bimaristan, maristan” gibi adlar da verilmiştir. Hastane anlamına gelen bu yerlerde genel bir sağlık hizmeti verilirken, zaman içinde “bimarhane” adıyla özelleşen alanlarda akıl hastalarının tedavi edildiği bilinmektedir. Bu çalışmada; “bimarhane” kavramının ne anlama geldiği, tarihi süreçte nasıl şekillendiği, bimarhanelerde kullanılan tedavi yöntemleri ve günümüze nasıl ulaştığı konuları irdelenmiştir.Öğe Osmanlı Devletinde Tütün Ticareti: Aslıoğlu Serahim’e Ait Adana Tütün Fabrikası Örneği(2021) Zabun, SezginTütün dünyaya Amerika'dan yayıldı. Bu nedenle Amerika dışındaki dünyada geçmişi 500 yıl kadardır. Amerikan yerlileri tütünü tedavi edici olarak ve dini ayinlerde kullanmışlardır. Tütün coğrafi keşiflerden sonra İspanya aracılığıyla Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa’da sigara, sarmalık nargile, enfiye, çiğnemelik gibi pek çok farklı formda tüketilmiştir. Baş ağrısı, mide hastalıkları, kadın hastalıkları gibi pek çok hastalığı da iyi geldiği iddia edilmiştir. Günümüzde pek çok hastalığın, özellikle de kanser hastalıklarının sebebi olarak kabul edilse de alışkanlık yapma özelliği nedeniyle pek çok kişi istediği halde vazgeçememektedir. 1500'lü yılların başında Avrupa'ya gelen tütün, kısa süre sonra denizciler aracılığıyla Osmanlıya ulaştı. Tedavi edici olduğu kanaati ile birlikte alışkanlık yapma özelliği tütünü kısa zamanda önemli bir sanayi bitkisi yaptı. Osmanlı'dan alacaklarını tahsil etmeye gelen Düyun- u Umumiye ve bu çerçevede kurulan ve 10 yıllık Tekel elde eden çok uluslu Reji Şirketi, tütün üretimini, tüketimini ve ticaretini kontrol etmiştir. Adana Külahçılar da Tütün Fabrikası da bu çerçevede tütün mamülleri üretimi ve ticareti yapmıştır. Bu çalışmada Adana Külahçılarda bulunan tütün fabrikasının Aslıoğlu Serahim Efendiye devir teslimine ait Osmanlı arşiv belgesi esas alınarak söz konusu fabrikayla ilgili ekonomik veriler ortaya konulmuştur.Öğe SAĞLIK TURİZMİ UYGULAMALARI VE TÜRKİYE’YE GETİRİLERİNE İLİŞKİN BİR DEĞERLENDİRME(2019) Agaoglu, Ferhat Onur; Karagöz, Naim; Zabun, SezginSağlık turizmi; tedavi olmayı amaçlayan hastaların yanı sıra oluşabilecek hastalıkları önlemek isteyenlerin, estetik kaygısı olanların, ruhsal denge arayanların ve hatta bütün bunları kültür gezisi çerçevesinde gerçekleştirmek isteyenlerin talepte bulunduğu bir sektör haline gelmiştir. Seyahat imkanlarının iyileşmesi, rekabetçi fiyat uygulamaları ve destinasyonlar arası kalite farkı da bu talebin artışında yönlendirici olmuştur. Bu çalışmada sağlık turizmi çeşitli uygulamaları açısından tasvir edilirken, Türkiye’nin sağlık turizmi pastasındaki payını artırma hedefi doğrultusunda mevcut durumu ve geleceği açısından değerlendirmelerde bulunulmuştur.Öğe Saray-ı Hümayun Bekçilerinin 1908 Yılı Maaşları ve Günümüzdeki Reel Karşılığı(2021) Zabun, SezginBu çalışmada Saray-ı Hümayun’da bekçi hademesi ve bunlarla ilgili çalışanların maaşları incelenecektir. COA (Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi) Y.PRK.HH 38 54 “saray-ı hümayun bekçi ve hademeleri maaş bordrosu” adlı Hicri 29.12.1325 (M. 2 Şubat 1908) tarihli belgedeki kayıtlar esas alınacaktır. Belge 12 sahifeden ibarettir. İlk sahifede belgenin içeriği ifade edilmiştir. İzleyen sahifelerde ise incelenen konuyla ilgili olarak; şahsın görev yeri, adı, baba adı, işe başlama yılı, aylık maaşı ve kayıt numarası bilgileri yer almaktadır. Ayrıca görev yerlerinden hareketle “Saray-ı Hümayun”un kapsamı hakkında da fikir sahibi olabiliriz. Döneme ait bazı malların fiyatlarına bakarak bu görevlilerin reel ücretlerinin hesaplanmasına çalışılmıştır. Ayrıca günümüzde yine kamuda “bekçi” hizmeti verenlerin ücretleriyle mukayese yapılmıştır.Öğe Seçmen tercihini etkileyen faktörler -Sivas il merkezindeki öğretmenler üzerinde bir alan araştırması-(Cumhuriyet Üniversitesi, 1997) Zabun, Sezgin; Acar, AliÖZET Bu araştırmada; birinci bölümde siyasal katılmayla ilgili bazı temel kavramlar tanımlandı Türk siyasi hayatındaki partiler kısaca tanıtıldı. İkinci bölümde seçmen tercihinde etkili olan sosyo-ekonomik, psikolojik, kültürel, çevresel ve kişisel etkenler incelendi. Üçüncü bölümde ise Sivas evrenin de 257 kişiden oluşan örneklem grubuna uygulanan anket çalışmasından elde edilen bulgular ortaya kondu. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler toplumun her katmanına yayılmış aydın bir kesimdir. Öğretmenler bilinçli seçmen tanımlamasına uygun olarak hareket etmektedir. Sürekli gazete ve kitap okumakta, gündemi yakından takip etmektedirler. Öğretmenler ülke sorunlarım bilmekte her yerde ve herkesle bu sorunları tartışmaktadır. Bu çerçevede öğretmenler toplumun siyasal katilinim da rehber rolü oynamaktadır. Öğretmenler yetiştirdikleri öğrencilere verdikleri mesajların yanı sıra, halkada sadece seçim dönemlerinde değil, seçim dönemleri dışında da bilgi ve birikimlerini aktarmaktadır. Araştırma bulgularına göre öğretmenler politikacılığı iyi bir meslek olarak tanımlamalarına karşın, politikacıları ve siyasetin kurumlarını ve işleyişlerini beğenmediklerini ortaya koymaktadır. Öğretmenler devlet memurlarına getirilen siyaset yapma yasağına uygun olarak aktif siyasal katılmaya uzak olduklarım belirtmişlerdir. Yaptığımız araştırmada gerek haber kaynaklarından yararlanmada gerekse parti tercihlerinde objektif olmaya özen gösterdikleri seçmen, taraftar olmadıkları ortaya çıkmıştır.Öğe Tobacco Trade In The Ottoman State: Example Of Adana Tobacco Factory Owned By Aslıoğlu Serahim(Selcuk University, 2021) Zabun, SezginTobacco spread to the world from America. Therefore, it has a lifespan of 500 years in the world outside of America. Native Americans also used tobacco in therapeutic and religious rituals. After geographical discoveries, tobacco came to Europe via Spain was consumed in many different forms (cigarette, coiled tobacco, pipe, cigar, hookah tobacco, snuff, chewing tobacco). It has also been suitable for many diseases (cough, asthma, headache, stomach ailments, gynecological diseases, etc.). Although it is accepted as the cause of many diseases, especially cancer, many people cannot give up even if they want to because of its habit-making feature. Arriving in Europe in the early 1500s, tobacco soon reached the Ottoman Empire through sailors. With the belief that it is therapeutic, its habit-forming feature made tobacco an essential industrial plant quickly. The Duyunu Umumiye, which came to collect its receivables from the Ottoman Empire and the multinational Reji Company, established within this framework and achieved a 10-year Monopoly, controlled tobacco production, consumption and trade. Both Adana Külahçılar and Tobacco Factory were engaged in producing and trading tobacco products within this framework. In this study, it is tried to present the economic data about the tobacco factory in Adana Külahçılar that was handed over to Aslıoğlu Serahim Efendi.