Tarih Bölümü Kitap Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Gelenekten Geleceğe 50 Yılın Hikâyesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, 2024) Ömer DEMİREL...[ve diğerleri]; Yekbaş, Hakan; YÜKSEL, Ahmetİç Anadolu’nun kalbinde bulunan güzide şehrimiz Sivas, tarihi boyunca siyasî ve askerî öneminin yanı sıra bir ilim merkezi olmuştur. Kendisine verilen “Daru’l-ulemâ” ismine yakışır şekilde merkezinde bulunan dört medresesinde nice alimler yetiştirmiştir. Yüzyıllar boyunca medreseler şehri olmuş Sivas, Cumhuriyet döneminde de yeniden ilim insanları yetiştirecek bir üniversitenin özlemini duymaktaydı. Bu hayalini gerçeğe dönüştürme yolunda büyük gayretler gösterdi, canla başla çalıştı, çalabileceği bütün kapıları çaldı ve nihayetinde başarılı oldu. Sivas’ın Üniversitesi, Cumhuriyetimizin 50. yıl dönümünün simgesi olarak inkişaf etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet’in temelini burada attık” dediği bu kutlu kentin Üniversitesi de bu tarihi vasfına eşlik eder şekilde kurulmuş ve Cumhuriyet adını almıştır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, kurulduğu günden bugüne adının hakkını verircesine gelişmeye ve büyümeye devam etmiştir. Üniversitemizin kuruluşunda büyük emeği geçen başta Rahmi Karahasanoğlu olmak üzere Üniversite Kurma ve Yaşatma Derneğinin kıymetli üyelerine, kuruluş öncesi ve kuruluş aşamalarında çaba gösteren değerli hemşerilerimize, Üniversitemizin ilk akademik ve idari kadrolarına canı gönülden teşekkür ediyorum. Keza dünden bugüne Üniversitemize emeği geçen tüm personelimize ve bizi tercih eden bütün öğrencilerimize de teşekkürümüz bakidir. 50. yaşını kutlayan Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin çok değerli anılarla, faaliyetlerle ve akademik başarılarla ilerleyen tarihi, birkaç kez girişimde bulunulmasına rağmen bugüne değin kaleme alınmamıştır. Artık bu tarihin yazılmasının vaktinin geldiği düşüncesiyle harekete geçildi ve bu eser ortaya çıktı. Hem bugünün hem de gelecek nesillerin istifadesine sunulan eser bir tarihi anlatmasının ötesinde yolu Cumhuriyet Üniversitesiyle kesişmiş herkesin içinde kendinden bir şeyler bulacağı bir anı kitabı olmuştur aynı zamanda... Bu eser, Üniversitemizin emektarlarıyla yapılan görüşmeler ve arşivlerde sürdürülen çalışmalarla, oldukça meşakkatli bir sürecin ürünü olarak ortaya çıktı. Bu noktada verdikleri bilgilerle yolumuzu aydınlatan kimi emekli kimi halen görevinin başında bulunan tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum. Böylesi bir kitabın eksikliğine işaret ettiğimde onun bir ekip çalışmasıyla ortaya çıkarılabileceğini dile getirmekle kalmayıp hem oluşturdukları çalışma arkadaşlarıyla birlikte yürüttükleri koordineli çalışma hem de titizlikle icra ettikleri editörlük göreviyle fikirden pratiğe eserin oluşturulmasında verdikleri emeği yakinen müşahede ettiğim Prof. Dr. Hakan Yekbaş ve Prof. Dr. Ahmet Yüksel’e teşekkür ediyorum. Sadece bu kitap için birer bölüm kaleme almakla kalmayıp belge ve fotoğraf arşivleriyle ona zenginlik katan Prof. Dr. Yavuz Siliğ ve Doç. Dr. Güney Nair başta olmak üzere diğer yazarlarımız Prof. Dr. Ömer Demirel, Dr. Öğr. Üyesi Buket Çelik, Dr. Okan Güven, Öğr. Gör. Serap Bozpolat Ayan, Arş. Gör. Oğuz Şentürk ile Kütüphane Uzmanımız Nuri Karataş, Tarih Bölümü doktora öğrencilerimiz Canan Yıldırım ve Yusuf İslam Yılmaz’a da özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu kitabı Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin 50. yılına bir armağan olarak sunmaktan gurur duyduğumuzu belirtmek isterim. Üniversitemiz hafızasının diri kalmasına katkı sağlamasını diliyorum.Öğe Reading the Ottoman Mind Prelude(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, 2023) Gündoğdu, Birol; Yıldız, AlimThis book is prepared within the framework of a new project pioneered by Sivas Republican University in 2022-2023. The project mainly aims to analyze Ottoman perceptions of decision-making process by examining the primary and secondary sources of the Ottoman Empire available to historian today. The skeletal framework of the series is to give insights about the analogy of Ottoman way of thinking and mindset regarding their approach to the most significant issues that matter most to them within the larger context of Ottoman historiography. In other words, as Ottoman academicians we would like to “reading the Ottoman mind” by first examining diverse historical subjects and events and then by measuring Ottoman reactions to them.Öğe İradeyi Milliye Gazetesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2008) Keskin, Mevhibe Gül"İradeyi Milliye Gazetesi" adıyla yayımlanan bu kitap, Mevhibe Gül Keskin'in tamamlanmamış yüksek lisans tezinin taslaklarından oluşmaktadır. Yaklaşık on beş yıl önce, 1992 yılında Türkiye'de mevcut bütün iradeyi Milliye sayılarının günümüz harflerine çevrilmesi ve incelenmesi amacıyla başlanan çalışma, yürütücüsünün erken vefatı nedeniyle yarıda kalmıştır. Çalışma taslakları, M. G. Keskin'in ailesi tarafından bilgisayar ortamına aktarılmış ve 2003 yılında genelağa yerleştirilmiştir (http://mevhibegulkeskin.tripod.com/). Taslaklar, bilgisayar ortamına aktarılırken M. G. Keskin'in özgün yazı biçimine ve yazıları sınıflama dizgesine sadık kalınmış, günümüz Türkçesiyle birçok açıklama eklenmiştir. Bu kitap, genelağdaki metnin işlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Kitap metni, yarım kalmış bir çalışmanın olumsuz özelliklerini taşımaktadır. Birçok eksik ve yanlış içerdiği kuşkusuzdur; bu durum metnin işlenmesi ve İradeyi Milliyenin özgün metninin bu yayın çerçevesinde hazırlanması sırasında tarafımızdan saptanmıştır. Ancak, İradeyi Milliye üzerinde yapılan belki ilk ve en kapsamlı çalışmanın eksik ve kusurlarının düzeltilmesi veya metnin özgün gazete yazılarıyla karşılaştırılması yoluna gidilmemiştir; çalışmanın sahibinin adıyla, sahibinin geride bıraktığı şekilde yayımlanması yeğlenmiştir. Bu nedenle kitap, akademik çalışmalar için kaynak eser olma niteliğini taşımamaktadır.Öğe IV. Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu Bildiri Özetleri(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Dellal, Yeşim; Kılıç, Gönül; Tülek, Güzide; Güven, OkanDeğerli Katılımcılar, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “IV. Lisansüstü Öhrenci Sempozyumu” kapsamında sizleri ahırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Üniversitelerin temel misyonlarından biri ehitim-öhretim faaliyetlerini yürütmek, bir diheri ise bilimsel araştırmalarla bilgi üretimine katkı sahlamaktır. Bu dohrultuda, öhrencilerimizin akademik hayata hazırlanmaları, bilimsel süreçleri takip etme becerilerini artırmaları açısından bu tür etkinlikler büyük bir önem taşımaktadır. Bu sürecin onların akademik gelişimleri için önemli bir kazanım olduhunu düşünüyoruz. Bu sempozyum, farklı disiplinlere ait konuların ele alınarak güncel bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına imkân tanımayı ve katılımcılara yeni bakış açıları kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu organizasyonda emehi geçen tüm hocalarımıza, öhrencilerimize ve siz deherli katılımcılarımıza teşekkür eder, etkinlihimizin hepimiz için hayırlı ve ilham verici olmasını temenni ederim. Saygılarımla… Prof. Dr. Vehbi ÜNAL SCÜ Edebiyat Fakültesi DekanıÖğe Osmanlı Tarihinin Temel Kaynaklarından İlk Anonim TEVÂRİH-İ ÂL-İ OSMAN (Edirne Nüshası)(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Yüksel, Hasan; Delice, İbrahim; Karagülle, DahiyeOsmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş devri hâlâ bir muamma. Çözemediğimize hayıflanırız. İlk döneme dair belge kıtlığından yakınırız. Hâlbuki Osmanlı tarihine ait yazma metinler ve mevcut kaynaklar konusunda değil yurt dışındakilerin Türkiye’deki kütüphanelerin bile güvenli ve ciddi bir kataloğu henüz yok. Hâl böyle olunca ilk devir Osmanlı tarihini konu alan bir eser üzerinde ciddi bir çalışma yap-mak kolay olmuyor. Yapılan, mevcut bir yazmayı ele alıp yeni harfle-re aktarmak veya daha önce yeni harflere aktarılanı, yeniden aktar-maktan öteye gidilmiyor. Bu mesele böyle çözülmez. Bunun için acil olarak Türkiye’deki ve yurt dışındaki kütüphaneler taranıp Osmanlı -daha doğrusu, Türk- tarihine az veya çok yer veren bütün yazmaların kataloğunun çıkarılması gerekir. Mesela, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi -IRCICA İslam Tıp Yazmaları Kataloğu (Arapça, Türkçe ve Farsça)’nu üç kişiyle hazırladı. Aynı şekilde Türk tarih yazmalarına dair bir katalog niçin hazırlanmasın?Yurt dışında ve Türkiye’deki kütüphanelerde tespit edilen yazmaların dijital olarak Türk Tarih Kurumu gibi bir müessese bünyesinde araştırmacıların hizmetine açık erişim olarak sunulması, büyük bir masraf gerektirmez ve bunun yapılması elzemdir. Yoksa “Oğlum bina okur; döner, döner yineokur!” darb-ı meselinde olduğu gibi aynı fasit daireden çıkılmaz. Bu çalışmada, böylesi zorluklar ile karşılaşılmıştır. Meçhul yazarımız, “Benden önce hiç kimse muhtasar ve mufassal Osmanlı tarihi yazmamıştır.” demektedir. Bunun için bu İlk Anonim Tevârih-i Âl-i Osman’ı önemsiyor ve okuyucuya ulaşmasının gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut koşullarda yayına hazırladığımız metnin başka nüshalarına ulaşamadık; ancak, Osmanlı’nın beylikten imparatorluğa gidişinin serüvenine ışık tutan temel bir kaynağın okuyucularını bu yolculukta aydınlanacağını umuyoruz. Evet, Avrupa kütüphanelerindeki On Üç Anonim Tevarih-i Âl-i Osman’ı bir araya getirip çalışmasını ortaya koyan F. Gıese’i örnek alarak Türkiye kütüphanelerinde mevcut Anonimleri karşılaştırmak için yola koyulduk. Daha yolun başında ortaya salgın çıktı. Kardeş kardeşten kaçar oldu. Okuyucuya sunulan bu metinde de böylesi me-şum salgın haberleri var: “yine Sultân Murâd Keşürlik Yaylası’na çıkup vebâ-yı ekber olaldan berü sekiz yüz otuz sekizinde” diye kısaca verilen haber, Oruç Beğ (Öztürk, s.56)de “Vebâ-yı ekber oldu. Rum-ili’nde halk şol kadar kırıldı ki, az kalup dükenüyazdı, âlem harâba vardı tamam, hicretün sene 838/1434” şeklinde ve daha ürkütücüdür. Otuzüç sene sonra, “Def’a, Arnavud’a sefer itdi. Yuvan İlleri’n alup vebâ-yı ekber olup gelüp Filibe’de karâr itdi, hicretün -sene 871(1466)- sekiz yüz yetmiş birinde.” yine veba salgını olduğunu görüyoruz. Otuz bir sene sonra bu kez İstanbul’da “Def’a, Sultân Bâyezîd Kostantin’de karâr idüp halk içinde dürlü dürlü haberler zâhir olup ve Kostantin’de vebâ olup ve dahı vezîri Davud Paşaazl olınup yerine Hersek oğlı Ahmet Paşavezîr oldı, şevvâl ayınun on tokuzında şenbe güninde sene 902(1496).” ibareleriyle üçüncü bir veba haberi daha geliyor. İşte, bu melun salgının dehşetinden bir yere çıkılmaz ve gidilmez oldu. Kütüphanelerde istediğimiz nüshaları temin edemedik; bu salgın ortamında çalışma arkadaşlarımızla mukayeseli metin çalışmasını göze alamadık. Geriye bir tek nüshaya dayalı bir metin neşri kaldı. Kitabın üniversitemizce basılmasına imkân sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Alim Yıldız, rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Ünal Kılıç ve Prof. Dr. Hakan Yekbaş ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi matbaasının tüm çalışanlarına ve ayrıca bu nüshanın temininde yardımcı olan Bursa Kütüphane Müdürü Ömer Kuzgun’a teşekkür ederiz. Dr. Hasan Yüksel Dr. İbrahim Delice Dahiye Karagülle 26 Ağustos 2021 / SİVASÖğe Üniversitelerimizin Tarih Bölümleri Ders Programı Çalıştayı (TADEP) Farklılıklar Problemler ve Çözüm Önerileri(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Yüksel, AhmetSivas Cumhuriyet Üniversitesi Tarih Bölümü mensupları olarak bir süredir Fakülte ve Üniversitemizin başta kalite komisyonları olmak üzere eğitim ve öğretimin geliştirilmesini gözeten çeşitli faaliyetleri içerisinde aktif bir şekilde yer alıyoruz. Yaptığımız çalıştayın nüvesi de söz konusu faaliyetler kapsamında başlatılan akreditasyon çalışmaları sırasında oluştu. Bölümümüzün ders programı birçok türdeşi gibi yıllar önce oluşturulmuş, o nedenle hızla değişen koşullar karşısında öğrenci odaklı bir eğitim sunabilmek için gerekli olan kıstasların hayli uzağında kalmıştır. Değişimin gerekçesi böylelikle gün yüzüne çıkarken ne yönde olması gerektiği zihnimizi uzun zaman kurcaladı. Yapılmak istenen son derece ciddi bir işti ve öyle birkaç kişinin toplanıp iş bittiğinde “Yaptım, oldu” demesiyle geçiştirilemeyecek kadar da önemliydi. Kısacası müfredat üzerinde girişilecek değişimin daha geniş bir platformda tartışılması gerekiyordu. Sağlık alanına mensup çoğu akademik birim hep birlikte yürüttükleri çalışmalar neticesinde “ortak” veya “çekirdek” tabir olunur bir ders programı oluşturmuştur. Üstelik sadece bunu başarmakla kalmamış, çeşitli periyotlarla o programları geliştirmekten de geri durmamışlardır. “Öyleyse Tarih bölümleri de ders programlarında belli başlı ortak standartlar oluşturup bunu uygulayamazlar mı?” sorusu zihnimizde belirdi. Bu soruya cevap üretebilmek için ortaya koyduğumuz çaba aynı zamanda çalıştay yolculuğumuzun başladığının habercisi oldu. Sonraki aşama doğal olarak yol hazırlıklarını tamamlamakla geçti. O doğrultuda ilk olarak ismi adeta Türkiye‟de yapılan tarih çalıştaylarıyla özdeşlemiş olan Ahmet Şimşek hocamızın kapısını çaldık. Kapı; sonuna kadar aralandı ve değil çalıştayın tamamlanması, çalıştay kitabının yayına hazır hale geldiğini haber veren şu satırların karalanmasına değin uzanan süreci de içine alacak şekilde bir daha hiç kapanmadı. Hangi başlıklar üzerinde kimlerin söz alması gerektiğine, oturumlara kimlerin müzakereci olarak katkıda bulunabileceğine ilişkin birçok husus Ahmet Şimşek‟in eşsiz tavsiyeleri doğrultusunda şekillendi. Ayrıca kendisi çalıştayda tartışılacak belli başlı konular için güzergâh tayin eder tarzda muazzam bir açış konferansına imza attı. Her bir katkısı münasebetiyle kendisine müteşekkiriz. Hazırlıklar kapsamında bir sonraki aşama nasıl bir tepkiye maruz kalacağımızı kestirememenin oluşturduğu tedirginlik haliyle konuşmacı ve müzakereci olarak belirlenen isimlere yönelmek oldu. Her birinin kapısını yine tek tek çaldık. Bereket, hiçbir kapı yüzümüze kapanmadı, sağlık ve zamanın müsaade etmediği birkaç mecburiyet hali hariç. Aldığımız tepki endişelenmenin yersiz, çalıştayı gerçekleştirmek için öyle uzun uzadıya beklemeninse gereksiz olduğunu gösterdi. Gerçekten de çalıştay tamamıyla bir gönül- lülük esası üzerine inşa edilmişti ve Türkiye‟de tarihçilik eğitiminin geleceği hakkında kaygı taşıyan herkesin ortak bir etkinliğiydi. Dikkat çektiğim benzer gerekçeler bizi benzer kaygılarda buluşturdu kısacası. Hatta yola koyulurken hocalarımızın çalıştaya sahip çıkacakları yönünde beslediğimiz inanç tahminlerimizin çok ötesinde bir karşılık buldu ve etkinlik son derece samimi bir şekilde özümsendi. Çalıştay programının şekillendirilmesinden pratiğe aktarılmasına kadar hemen her bir aşamada aldığımız katkı bunun delilidir. Böylece iki gün boyunca kesintisiz olarak tarih bölümleri ders programlarının çeşitli cephelerden tartışılması mümkün oldu. Osmanlıca ve Metodoloji gibi iki temel dersin yanında diğer alan dersleri ile disiplinler arası derslerin müfredatta bulunmaları gereken yerden ne şekilde ve hangi ölçütlerle verilmeleri gerektiğine kadar birçok mesele “dünyadaki iyi örnekler” ve “ortak standartlar” üzerinden tartışıldı. Dahası Tarih bölümlerinde iş dünyasına yönelik hangi derslere müfredatta yer verilmesi gerektiği de ayrı bir oturumda ele alındı. Üstelik tartışma ve değerlendirmeler süresince sarf edilen tek bir kelime dahi çalıştaydan beklenen faydanın dışında değildi. Çalıştayın gereklilik ve verimliliğine ilişkin olarak almaya devam ettiğimiz geri dönüşler bunun apaçık göstergesidir. Bu münasebetle kıymetli mesailerini bölüp çalıştaya katılım ve katkı sağlayan tüm hocalarımıza teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Belirli standartlara sahip ve değişen koşullara uyumlu ders programları oluşturabilmek amacına hizmet eden çalıştayın gözettiği başlıca gaye elbette o program dahilinde eğitim alan öğrencilerimiz açısından faydayı en üst düzeye çıkarabilmektedir. Çalıştayda ele alınan konuları tek taraflı yahut üst bir bakış açısı yerine öğrenciler başta olmak üzere diğer bütün iç ve dış paydaşlarımızın görüş ve taleplerini de dikkate alarak daha bütüncül bir anlayışla işleyebilmek için bütün oturumlar Üniversitemizin kurumsal sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayımlandı. Çalıştayın duyuru metni ve programı EBYS üzerinden tüm üniversitelerimizin Tarih bölümlerinin dikkat ve ilgilerine sunuldu. Bu şekilde katılımın en üst seviyede olmasına çalışıldı ve dinleyicilerden gelen soruların oturumların sonunda ilgili hocalarımıza yönlendirilerek cevapsız bırakılmamasına özen gösterildi. Sorularının yanında iletmiş oldukları dilekleriyle çalıştaydan beklenen gayelerden birisinin daha gerçekleşmesini mümkün kılan ve çalıştaya zenginlik katan tüm dinleyicilere de teşekkür ediyorum. Hazır söz açılmışken ve çalıştay süresince de “ortak standart” kavramı üzerinden çokça tartışmaya konu olduğundan burada bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Elbette çalıştayın bizzat kendisi yahut onun tabedilmiş hali olan bu kitap, duyuru metninde sıralanan eksiklik yahut farklılıkları, diğer bir deyişle öğrencilerin birbiriyle uyum göstermeyen bir donanım ve yetkinlikle mezun olmalarını büsbütün ortadan kaldırabilmek gibi gerçek ötesi bir amaca hizmet etmek iddiasında değildir. Zaten her öğrencinin aynı donanımla mezun olabilmesi de olanaksızdır. Ama en azından bir tarihçi için gerekli olan temel donanımı edinmek arzusunda olup o yönde çaba göstermek isteyenler açısından kendi içerisinde belirli bir bütünlüğe sahip bir altyapı oluşturabilmek mümkün olabilir kanaatindeyiz. Sonrası elbette öğrencinin ortaya koyacağı iradeyle, çalışma ve öğrenme gayret ve iştahıyla yakından ilgilidir. Dolayısıyla çalıştay sadece dikkat çekilen olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi yolunda küçük, ama önemli olduğunu düşündüğümüz bir adımı hep birlikte atabilme amacına hizmet etmiştir. Bunu gerçekleştirebilmek aynı zamanda yatay geçiş yapacak veya bir üst program için farklı bir üniversiteye müracaat edecek öğrencilerin intibak sürecinde karşılaşacakları zorlukların aşılmasına da yardımcı olacaktır. Ayrıca çalıştay neticesinde varılan umumî uzlaşı doğrultusunda uygulama sahasına yansıtılacak her bir hususun sadece köklü ilimler listesinde kendisine daima en üst sıralarda yer bulmuş ve her zaman da bulacak olan tarih disiplininde değil, sosyal bilimlerin diğer alanlarında da örnek oluşturacağı inancındayız. Çalıştayın gerçekleşmesinde bizler için her türlü imkânı sağlayan Rektör hocamız Prof. Dr. Alim Yıldız‟a, düzenleme kurulunda sadece ismen değil, bu etkinliğin planlanmasından teknik alt yapısının hazırlanıp başarıyla uygulanmasına ve nihayet çalıştay kitabının basımına kadar her bir aşamada cismen yer alarak bizleri yalnız bırakmayan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Hakan Yekbaş‟a müteşekkiriz. Öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere çalış- tayın bütün evrelerinde yer alarak “emek vermek” kavramının karşılık bulmasını sağlayan sevgili asistanlarımız Okan ve Oğuz ile doktora öğrencimiz Yusuf‟a canı gönülden teşekkür ediyorum. Ahmet Şimşek başta olmak üzere çalıştayın kusursuza yakın ve amacına uygun bir şekilde icra edilmesini sağlayan bütün hocalarımıza da bir kez daha saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Daha sağlıklı günlerde daha nice etkinliklerde, ama mutlaka aynı salonlarda bir araya gelebilmek ümidiyle. Prof. Dr. Ahmet Yüksel Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tarih BölümüÖğe Her Yönüyle Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Sivas Uluslararası Sempozyumu 4 : Dil ve Edebiyat(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Yekbaş, Hakan; Yüksel, AhmetSivas şehri kurulduğu devirden itibaren Anadolu'da mayalanmış her bir medeniyetin kültürel ve ekonomik anlamda bir kesişme noktası olmuş, 1071 Malazgirt Zaferi'nden günümüze değinse Türk tarihinin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran tarih camiasının duayen isimlerinden Prof. Dr. Suraiya Faroqhi'nin deyimiyle “Sivas şehri Selçukluyla Osmanlı'yı, Osmanlı ile de Cumhuriyet'i bir kılmış, iç içe geçmiş kültürel ve tarihî bir bütünlüğün timsali olmuştur.” Türk-İslam mührünü taşıyan medreseleri, minareleri, camileri, kümbetleri, hanlar ve hamamları sadece şehrin değil, Anadolu'nun da ezeli ve ebedi meskenimiz olduğunun sarsılmaz anıt-vesikaları olmuşlardır...Öğe Her Yönüyle Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Sivas Uluslararası Sempozyumu 3 : Kültür - Sanat - Toplum(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Yekbaş, Hakan; Yüksel, AhmetSivas şehri kurulduğu devirden itibaren Anadolu'da mayalanmış her bir medeniyetin kültürel ve ekonomik anlamda bir kesişme noktası olmuş, 1071 Malazgirt Zaferi'nden günümüze değinse Türk tarihinin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran tarih camiasının duayen isimlerinden Prof. Dr. Suraiya Faroqhi'nin deyimiyle “Sivas şehri Selçukluyla Osmanlı'yı, Osmanlı ile de Cumhuriyet'i bir kılmış, iç içe geçmiş kültürel ve tarihî bir bütünlüğün timsali olmuştur.” Türk-İslam mührünü taşıyan medreseleri, minareleri, camileri, kümbetleri, hanlar ve hamamları sadece şehrin değil, Anadolu'nun da ezeli ve ebedi meskenimiz olduğunun sarsılmaz anıt-vesikaları olmuşlardır...Öğe Her Yönüyle Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Sivas Uluslararası Sempozyumu 2 : Tarih(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Yekbaş, Hakan; Yüksel, AhmetSivas şehri kurulduğu devirden itibaren Anadolu'da mayalanmış her bir medeniyetin kültürel ve ekonomik anlamda bir kesişme noktası olmuş, 1071 Malazgirt Zaferi'nden günümüze değinse Türk tarihinin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran tarih camiasının duayen isimlerinden Prof. Dr. Suraiya Faroqhi'nin deyimiyle “Sivas şehri Selçukluyla Osmanlı'yı, Osmanlı ile de Cumhuriyet'i bir kılmış, iç içe geçmiş kültürel ve tarihî bir bütünlüğün timsali olmuştur.” Türk-İslam mührünü taşıyan medreseleri, minareleri, camileri, kümbetleri, hanlar ve hamamları sadece şehrin değil, Anadolu'nun da ezeli ve ebedi meskenimiz olduğunun sarsılmaz anıt-vesikaları olmuşlardır...Öğe Her Yönüyle Sivas Kongresi'nin 100. Yılında Sivas Uluslararası Sempozyumu 1 : Tarih(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2019) Yekbaş, Hakan; Yüksel, AhmetSivas şehri kurulduğu devirden itibaren Anadolu'da mayalanmış her bir medeniyetin kültürel ve ekonomik anlamda bir kesişme noktası olmuş, 1071 Malazgirt Zaferi'nden günümüze değinse Türk tarihinin ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Katılımlarıyla bizleri onurlandıran tarih camiasının duayen isimlerinden Prof. Dr. Suraiya Faroqhi'nin deyimiyle “Sivas şehri Selçukluyla Osmanlı'yı, Osmanlı ile de Cumhuriyet'i bir kılmış, iç içe geçmiş kültürel ve tarihî bir bütünlüğün timsali olmuştur.” Türk-İslam mührünü taşıyan medreseleri, minareleri, camileri, kümbetleri, hanlar ve hamamları sadece şehrin değil, Anadolu'nun da ezeli ve ebedi meskenimiz olduğunun sarsılmaz anıt-vesikaları olmuşlardır...