Klinik örneklerden izole edilen anaerobik bakteriler: Yedi yıllık değerlendirme

Abstract

Amaç. Anaerob bakteriler önemli patolojilere neden olabilen bakteriler olmasına rağmen kültür ve izolasyonda yaşanan zorluklar nedeniyle sıklıkla gözden kaçmaktadırlar. Bu çalışmada 2006-2013 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’na, anaerob infeksiyon ön tanısı ile gönderilen örneklerden izole edilen anaerob bakterilerin, dağılımlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem. Çalışmaya çeşitli kliniklerden anaeob bakterilerin üretimine uygun şekilde alınarak gönderilen 543 örnek dahil edilmiş, örnekler laboratuvar kayıtlarından geriye dönük olarak incelenmiştir. Bulgular. Çalışılan örneklerin 409’unda (%75,3) üreme görülmezken, 134 örnekte (%24,6) çeşitli anaerob bakteriler üretilmiştir. Çalışmamızda izole ettiğimiz anaerob bakteriler arasında da en fazla üreyen bakterinin Bacteroides spp. (%29,9) olduğu görülürken, ikinci sırada Peptopstreptococcus spp. (%23,1), üçüncü sırada Propionibacterium spp. (%20,2) izole edilmiştir. Sonuç. Anaerob bakterilerin üretilmesi güç, zaman alıcı ve daha pahalı olmasına rağmen klinik örneklerden uygun şekilde alınıp gönderildiğinde önemli miktarda anaerob bakteri infeksiyon etkeni olarak izole edilebilmektedir. Anaerop bakterilerin klinik örneklerden tanımlanması ile anaerop etkenli enfeksiyonların daha isabetli bir şekilde tedavi edilebilmesine olanak sağlanacağı kanaatindeyiz. Çalışmamız sonucunda ortaya koyduğumuz yerel verilerin anaerob bakterilere bağlı infeksiyonların takip ve tedavisinde yarar sağlayarak bu konudaki literatüre katkı sunacağını düşünüyoruz.

Aim. Although anaerobic bacteria are a group of bacteria that can cause significant pathological changes, they are are frequently overlooked due to the difficulties in culturing and isolation. This study aims to investigate the distributions of anaerobic bacteria isolated from the specimens sent to the Microbiology Laboratory of the Cumhuriyet University School of Medicine between the years 2006-2013 based on a preliminary diagnosis of anaerobic infection. Methods. This study includes 543 samples properly collected from various clinics, these samples were retrospectively examined using laboratory records. Results. While there was no growth in 409 (75.3%) of the study samples, various anaerobic bacteria were grown on 134 (24.6%) samples. Our study found the highest growth rate (29.9%) to be in Bacteroides spp. among the anaerobic bacteria isolated in our study, followed by Peptopstreptococcus spp. (23.1%), and Propionibacterium spp. (20.2%). Conclusions. As a result, although growing anaerobic bacteria is difficult, time-consuming and more expensive, it is possible to isolate a significant amount of anaerobic bacteria as infectious agents when clinical samples were properly collected and sent. We consider that describing anaerobic bacteria will allow for a more accurate treatment of such infections. We think that the local data obtained with this study will offer benefits in following and treating infections caused by anaerobic bacteria and contribute to the current literature.