Yazar "Kalieva, Kenjegul" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe KIRGIZ TÜRKÇESİNDEKİ MOĞOLCA ALINTI KELİMELER (-A- Maddesi)(Hayrettin İVGİN, 2021) Kalieva, KenjegulTarih boyunca Kırgızlar bulundukları coğrafyalardaki farklı kavimlerle siyasî, ekonomik, kültürel ve dilsel olarak etkileşim içinde olmuşlardır. Bu tür etkileşimler, Kırgız Türkçesinin sözvarlığının zenginleşmesini sağlamıştır. Kırgız Türkçesinin söz varlığında Çinceden, Sanskritçeden, Moğolcadan, Arapçadan, Farsçadan ve Rusçadan çok sayıda alıntı sözcükler bulunmaktadır. Günümüze dek bu alıntılarla ilgili genel bir tanıtım çerçevesinde makaleler, sözlükler, kitap bölümleri yazılmıştır. Ancak Kırgız Türkçesinde Moğolcadan alıntı sözcükler üzerine yapılan araştırmalar azdır. Tarihî kaynaklara bakıldığında Kırgız Türkleri ile Moğolların münasebeti farklı asırlarda gerçekleşmiştir ve bundan dolayı Moğolca alıntı sözcükler, Kırgız Türkçesinin ağızlarında aynı şekilde kullanılmamaktadır. 20.yüzyılda gerçekleştirilen Kırgız Türkçesinin ağızlarına yönelik çalışmalar incelendiğinde, Kuzey ağızlarında Moğolca alıntı sözcüklere daha sık rastlandığını görülmektedir. Bazı Moğolca alıntı sözcüklerin aslına yakın biçimi Güney ağızlarında da tespit edilmiştir. Kırgız Türkçesinde Moğolcadan alıntı sözcükleri şu şekilde sınıflandırmak mümkündür: akrabalık adları, beden ile ilgili terimler, hayvanların yaşlarına, dış görüntülerine göre verilen adlar, tıbbî terimler, sıfatlar, eylemler vs. Moğolcadan alıntılarla ilgili yer-su adları üzerinde yapılan araştırmalar daha yaygındır. Bundan dolayı Kırgız Türkçesindeki Moğolca alıntı kelimeler üzerinde bir çalışma amaçlanmıştır. Bu makalede, Kırgız Türkçesindeki –A- harfiyle başlayan Moğolca alıntı kelimeler üzerinde durulacaktır. Bu Moğolca alıntı kelimeler Yudahin’in 1965 yılında yayınladığı Kırgızca-Rusça sözlüğünden ve Kırgız Türkçesinin ağız çalışmalarından taranmıştır. Tespit edilen alıntı kelimeler komşu Türk dilleriyle (Kazakça, Özbekçe ve Yeni Uygurca) ve bazı durumlarda da diğer Türk dilleriyle karşılaştırılmıştır.Öğe KIRGIZ TÜRKÇESİNDEKİ “ZOO“ SÖZCÜĞÜ VE BAZI YER ADLARI ÜZERİNE ETİMOLOJİK BİR İNCELEME(Ahmet BURAN, 2020) Kalieva, KenjegulKırgız Türkçesinde, Çağdaş Türk dillerinin çoğunda bilinmeyen zoo “dik uçurum“ sözcüğü vardır. Eski Türkçedeki kaya sözcüğü anlam bakımından zoo sözcüğü ile aynıdır. Bazı bilim adamlarına göre Eski Türkçedeki kaya sözcüğü ile Kırgız Türkçesindeki kıya sözcüğü köken olarak aynıdır. Bugüne değin kaya sözcüğünün etimolojisi üzerine durulmuştur, fakat zoo sözcüğünün etimolojisi üzerine bir inceleme yapılmamıştır. Bu sözcüğe bağlı olarak bir diğer önemli konu Kırgız Türklerinde kullanılan yer-su adlarıdır. Kırgızcada yer-su adları üzerine yapılan çalışmaların sayısı sınırlıdır. Boom Kapçıgay, Narın, Kökömeren, Alamüdün, Ulakol, Darkan gibi bazı yer adlarının etimolojisine bakıldığında bu sözcüklerin Moğolcadan alıntı olduğunu ve anlamlarına da ağaç, su, kıyı anlamlarına geldiğini görmekteyiz. Bu çalışmada, zoo sözcüğü ile Kırgız Türkçesindeki yer-su adlarından olan Boom Kapçıgay, Narın, Kökömeren, Alamüdün, Ulakol, Darkan üzerinde durulmaktadır. Çalışmada her bir sözcük bir madde başlığı altında ele alınmakta ve bu sözcükler bazı çağdaş Türk lehçeleri ile karşılaştırılmaktadır.Öğe Kırgız Türkçesinde Küçükbaş ve Büyükbaş Hayvanlara Yaşlarına Göre Verilen Adların Etimolojisi Üzerine Bir İnceleme(2020) Kalieva, KenjegulHayvancılık geleneği günümüzde Kırgızlarda devam etmektedir. Bu gelenek,Kırgızlar için hem gelir kaynağını hem de hayvancılık kültürünün devam ettirilmesini beraberinde getirmiştir. Kırgızlar küçükbaş ve büyükbaş hayvanları yaşlarına göre adlandırırlar. Bu adlandırma hayvanın fiziksel yapısına, diş sayısına, dişi veya erkek olmasına bağlıdır. Bu çalışmada küçükbaş hayvan olarak koyun, büyükbaş hayvan olarak inek ve at (cılkı) ele alınmaktadır. Kırgız Türkçesinin ağızlarında hayvanların yaşlarına göre verilen adlar aynı değildir, bu da hayvancılığın Kırgızistan’ın her yerinde aynı şekilde gelişmediğini ve Kırgızların komşu halklarla olan kültürel ilişkilerini göstermektedir.Bu çalışmada Kırgız Türkçesinde küçükbaş ve büyükbaş hayvanların yaşlarına göre adlandırmaları ve bu adlandırmalar etimolojik yönden incelenecektir. Bunun yanı sıra adlandırmalar coğrafi bakımdan komşu olan Kıpçak grubundan Kazak Türkçesiyle ve Güney Doğu Türk dilleriyle (Yeni Uygur ve Özbek) ve Oğuz grubundan Türkiye Türkçesiyle karşılaştırılacaktır. Çalışmaya, Türkiye Türkçesinin dâhil edilmesinin nedeni Türkiye’de hayvancılık geleneğinin azalmasının sonucu olarak hayvanlarla ilgili adlandırmalarda değişimleri tespit etmektir. Bu çalışmanın yapılmasınınönemli olan bir diğer sebebi de, Türk dünyasının yeni neslinin eski Türk hayvancılık geleneğini ve gelenekle ilgili terimlerini unutmaya başlamasıdır. Bu amaçla, Türkiye’de hayvancılıkla uğraşan çobanların bilgilerine başvurulmuş ve elde edilen veriler Derleme Sözlüğü’yle ve etimoloji sözlükleriyle karşılaştırılmıştırÖğe Kırgız Türkçesinin Ağızlarında Sebze Adları Üzerine Bir İnceleme(Gökçe Yükselen PELER, 2022) Kalieva, KenjegulTürk tarihinin bilinen en eski kavimlerinden biri olan Kırgız Türklerinden en eski Çin kaynaklarında söz edilmektedir. Bütün tarihî kaynaklarda genellikle Kırgız Türklerinin dış görünüşleri hakkında bilgi verilmektedir ancak yaşam tarzı, geçim kaynağı ile ilgili yazılı bir metin bulunmamaktadır. Sözlü kaynaklardan hareketle Kırgız Türklerinin geçim kaynağının eskiden beri hayvancılık olduğu düşünülmektedir. Rus istilasından sonra Kırgız Türkleri yerleşik hayata geçmeye başlamıştır. Bu yeni hayat, hayvancılık geleneğinin yanı sıra tarımcılık geleneğini de beraberinde getirmiştir. Diğer bir önemli husus ise Güney ve Kuzey Kırgız Türklerinin yerleşik hayata geçme sürecinin farklı olduğudur. Kırgızistan’ın güneyinde, daha doğrusu Fergana bölgesinde yaşayan Kırgızlar kuzeye göre daha erken yerleşik hayata geçmişlerdir. Rus Çarlığı’nın istilasından önce Kokon Hanlığı’nın Fergana bölgesine hâkimiyeti söz konusudur. Bu siyasî ilişkiler dışında güneyde yerleşen Kırgızlar ile komşu halklar (Özbek, Tacik, Afgan) arasında kültürel ve ticari alışverişler de gerçekleşmiştir. Dolaysıyla tarımcılık geleneği Kırgızistan’ın kuzeyine göre güneyinde daha iyi gelişmiştir. Tarihî, siyasî, kültürel ve ticarî ilişkiler dışında diğer bir sebep iklimin uygun ve toprağın verimli olmasıdır. Kırgızistan’ın ılımlı iklimi olan bölgelerde yetişen salatalık, patlıcan, havuç, soğan, sarımsak gibi sebzelerin adlandırmaları genel olarak aynı olsa da bazen farklılık göstermektedir. Sebze adlarının çoğunluğu Farsça-Arapça, ve Rusçadan ödünçlemedir. Bu çalışmada, Kırgız Türkçesinin ağızlarında yer alan badıraŋ, baklacan, buurçak, cügörü, kabak, kızılca, piyaz, pomidor, sarımsak, şalgam sebze adları komşu Türk dilleriyle (Kazak, Özbek ve Yeni Uygur Türkçeleri) karşılaştırılmıştır. Ayrıca bu sebze adlarının etimolojisi üzerine de kısa bir inceleme verilmiştir.