Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Koçbulut, Fikret" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    02.03.2017 ve 24.04.2018 Samsat (Adıyaman) Depremleri ve Bölgesel Sismotektonik İçindeki Önemi
    (2019) Tatar, Orhan; Koçbulut, Fikret; Polat, Ali; Demirel, Mehmet
    Bu çalışmada, 2 Mart 2017 tarihinde saat 14.06’da Adıyaman ili Samsat ilçesine 2.5 km uzaklıkta, yerin yaklaşık10 km derinliğinde meydana gelen 5.5 Mw büyüklüğündeki depremin bölgede yüzey deformasyonları oluşturupoluşturmadığı, Yapay Açıklık Radar İnterferometrisi (InSAR) yöntemi ve arazi gözlemleriyle incelenmiştir. Depremöncesi ve deprem sonrasına ait Sentinel-1A uydusunun iki yapay açıklık radarı (SAR) görüntüsü analiz edilerekoluşturulan interferogramdan deformasyon belirlenmeye çalışılmıştır. Interferogramın değerlendirilmesi sonucundabölgede uydu bakış yönünde (LoS) yaklaşık 2.5 cm civarında bir yüzey deformasyonunun meydana geldiğigözlenmiştir. Bu deformasyon daha çok Samsat ilçesi yakın kuzeydoğusunda yoğunlaşmıştır. Bölgede depreminhemen sonrasında yapılan ayrıntılı saha incelemeleri sonucunda ise herhangi bir yüzey kırığının oluşmadığı, bunakarşın bazı alanlarda yersel çatlaklar şeklinde yüzey deformasyonlarının geliştiği saptanmıştır. Depremin, Samsatİlçesinin yaklaşık 5 km kuzeyinden geçen ve TPAO tarafından Samsat Fayı olarak adlandırılan fay üzerinde geliştiğianlaşılmaktadır. Ana şok sonrası bölgede meydana gelen 400’ü aşkın artçı sarsıntının kabaca K40-50B gidişli birçizgisellik üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Sahada yapılan gözlemlerde de hasar dağılımının özellikle bu hatboyunca geliştiği dikkat çekicidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The 2023 Pazarcık (Kahramanmaras?, Türkiye) earthquake (Mw 7.7): implications for surface rupture dynamics along the East Anatolian Fault Zone
    (The Geological Society, 27.04.2023) Koçbulut, Fikret
    Southern Türkiye faced widespread catastrophic destruction by two devastating earthquakes on the same day. As the earthquakes occurred at 04:17 (Mw = 7.7, Pazarcık, Kahramanmaraş) and 12:30 (Mw = 7.6, Elbistan, Kahramanmaraş) on 6 February 2023, neighbouring active fault systems were broken in succession between the Hatay and Malatya provinces in the region. The first earthquake, one of the largest earthquakes in this region during the last century, caused major fatalities and widespread damage to infrastructure and buildings, and produced large-scale seismo-gravitational surface deformation such as landslides, lateral spreading, liquefaction and extensional cracks. Here, we present the surface rupture geometry and coseismic displacement characteristics of the fault systems, determined by field observations immediately after the 6 February 2023 Pazarcık (Kahramanmaraş, Türkiye) earthquake (Mw = 7.7). Preliminary results show that the total rupture length (Lmax) is 270 ± 10 km on the Karasu, Pazarcık and Erkenek segments of the East Anatolian Fault Zone. Left-lateral strike-slip faulting developed with a maximum horizontal displacement (Dmax) of 7.30 m and an average displacement (Davg) of 3.00 m. Although the surface rupture generally exhibits a narrow deformation zone width of 2–5 m, this expands to 50 m in some sections of the faults. The implications for rupture dynamics suggest that fracture development started on a secondary fault (Narlı Fault), transferred to the main fault and triggered the breaking of asperities on the Pazarcık segment, which exhibits a long period of accumulation of stress, to initiate the major rupturing.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri Sonrasında Ecemiş Fayı’nda Meydana Gelen Kabuksal Deformasyonların GNSS Yöntemiyle Belirlenmesi
    (2024) Tiryakioğlu, İbrahim; Koçbulut, Fikret; Gezgin, Cemil; Solak, Halil İbrahim; Eyübagil, Eda Esma; Çakanşimşek, Ece Bengünaz; Aladoğan, Kayhan
    Bu çalışmada, Ecemiş Fayı ve çevresindeki kabuksal deformasyonun belirlenmesi amacıyla kurulan 28 noktalı GNSS ağında 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası meydana gelen kosismik deformasyon incelenmiştir. TÜBİTAK 121Y409 numaralı proje kapsamında kurulan GNSS ağı, bölgede yer alan TUTGA noktaları ve TUSAGA-Aktif istasyonları ile genişletilerek 64 noktalı bir GNSS ağı oluşturulmuştur. Proje ağında kampanya tipi 25 noktada, 2022 Temmuz ayında bir kampanya GNSS ölçümü yapılmıştır. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinden sonra ise 2023 Temmuz ayında bir kampanya daha ölçüm yapılmıştır. Ayrıca ağda yer alan TUTGA noktalarının ve TUSAGA-Aktif istasyonlarının deprem öncesi (presismik) dönemde en az 3 farklı yıla ait GNSS verileri temin edilmiştir. Tüm GNSS verileri GAMIT/GLOBK yazılımı ile değerlendirilmiştir. Ağda yer alan TUTGA ve TUSAGA noktalarının deprem öncesi verileri ile bu noktalara ait Avrasya sabit (ITRF14) hızları elde edilmiştir. Ayrıca TUSAGA Aktif istasyonlarının deprem sonrası (postsismik) 10 aylık verilerinin değerlendirilmesiyle deprem sonrası hızlar elde edilmiştir. Deprem öncesi ve sonrası hızlar kullanılarak kampanya tipi noktaların hızları enterpolasyon yöntemi ile hesaplanmıştır. Kampanya tipi noktalarda depremin neden olduğu atım miktarları, enterpolasyon ile elde edilen hızlar kullanılarak deprem öncesi ve sonrası koordinatların deprem anı epoğuna kaydırılmasıyla hesaplanmıştır. Kampanya tipi noktalarda atım miktarlarının doğu bileşende 10 mm ile 410 mm ve kuzey bileşende ise 18 mm ile 316 mm arasında değiştiği belirlenmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Anadolu Bloğu - Arap levhasının neotektonik dönem çarpışma sürecinde gelişen kabuksal deformasyonun paleomanyetik yöntemlerle analizi
    (2007) Gürsoy, Halil; Tatar, Orhan; Pıper, John D.A.; Koçbulut, Fikret; Mesci, B. Levent
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Anadolu-arap levhaları'nın çarpışma sürecinin paleomanyetik yöntemlerle incelenmesi: Karacadağ volkanikleri (Diyarbakır)
    (2012) Koçbulut, Fikret; Pıper, John D.A.; Tatar, Orhan; Akpınar, Zafer
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bir Çimento Fabrikasında Aydınlatma, Termal Konfor ve Titreşim Maruziyetinin Değerlendirilmesi
    (2024) Delice, Hatice Rumeysa; Koçbulut, Fikret
    Fiziksel çevre, insanın yaşadığı ortamın sıcaklık, soğukluk, titreşim, gürültü, alçaklık, yükseklik ve nem gibi etmenlerin oluşturduğu fiziksel ve kimyasal özellikleri ile iş güvenliği açısından öne çıkar. Hem işçi sağlığı ve güvenliği (İSG) açısından hem de işletmelerde istenen verimliliğin sağlanabilmesi için çalışma ortamı koşullarının önemi çok fazladır. Çalışanlar, kendilerini rahat hissettikleri koşullarda verimli çalışabilir. Kötü çalışma koşulları olan işyerlerindeki yetersiz havalandırma, aydınlatma, ısıtma gibi fiziksel koşulların uygunsuzluğu, iş güvenliğinin olmaması çalışan bireylerin sağlığını olumsuz yönde etkiler ve verimin düşmesine sebep olur. Bu nedenle, çevre koşullarının fiziksel açıdan çalışanların hayat fonksiyonlarını tehdit etmeyen, sıkıntı ve rahatsızlığa yol açmayan, ısı, havalandırma, gürültü, nem, titreşim aydınlatma vb. konularla ilgili sorunlardan arındırılmış olması gerekir. Bu çalışmada bir çimento fabrikasında İş Sağlığı ve Güvenliği açısından önemli bir konu olan fiziksel risk etmenlerinden; aydınlatma, termal konfor ve titreşim parametrelerinin ölçümleri ve değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda fiziksel risk etmenleri için alınabilecek çözüm önerilerine değinilmiştir. Çalışma birinci yazarın Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İş Sağlığı ve Güvenliği anabilim dalında hazırlanan Yüksek Lisans tezinden türetilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Evidence for surface rupture of the 1939 Erzincan earthquake based on field data and paleoseismology on the Ezinepazarı Fault (North Anatolian Fault Zone, Central Anatolia)
    (Tübitak, 19.01.2023) Koçbulut, Fikret
    The Ezinepazarı Fault (EPF) is an active segment that restricts the Niksar Basin in the central part of the North Anatolian Fault Zone and has been the source of the devastating Mw 8.0 earthquake in the last 100 years. Traces of the surface rupture of the EPF, which occurred in AD 1939, can still be observed in the field today as a right-lateral strike-slip character. While paleoseismological studies were mostly focused on the western part of the North Anatolian Fault Zone (NAFZ) in previous studies, the studies on the central and eastern parts of the NAFZ are rarely addressed. In this context, trench-based paleoseismology studies were carried out on the surface rupture traces in order to determine both historical/prehistoric earthquakes caused by the fault and the Quaternary period characteristics of the EPF. According to the data obtained, at least two historical earthquake activities have been detected besides the last 1939 earthquake on the EPF. Accordingly, the first and second events occurred in E1: 5871 ± 2300 BP and E2: 1651 ± 128 BP, respectively. When the determined data are compared with the historical earthquake catalogs, it is concluded that Event 2 (E2) can be correlated with the AD 343 Niksar earthquake; thus, the EPF has an irregular earthquake recurrence interval.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Gediz Grabeninin Doğu Kesimindeki TektonikHareketlerinin GPS ve PS-InSAR Yöntemleri KullanılarakBelirlenmesi
    (2016) Poyraz, Fatih; Gürsoy, Önder; Hastaoğlu, Kemal Özgür; Koçbulut, Fikret
    Birçok uygarlığın üzerinde geliştiği Batı Anadolu, tarihsel dönemlerde de birçok yıkıcı depremlerin etkisinde kalmıştır. Çalışma bölgesini kapsayan alanda tarihsel dönemde oluşmuş 13 dolayında deprem bilinmektedir. Bu tarihsel depremlerin büyük bir çoğunluğu Gediz grabeni çevresinde yoğunlaşmaktadır. Gediz Grabenindeki tarihsel deprem aktivitesi incelendiğinde, Grabenin batı ucundaki bölgede MO?. 17, 1592, 1850, 1862 yıllarında, Grabenin doğu ucunda, Büyük Menderes Grabeni ile kesişim noktasında Denizli bölgesinde ise 60, 494 yıllarında şiddeti VIII?den büyük depremlerin olduğu, belirtilen tarihlerden sonra ise Grabenin doğu ucunda 1969 Alaşehir Depremi?nin olduğu bilinmektedir. Tektonik açıdan önemli olan bu bölgede daha önce ayrıntılı jeodezik çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bu açıdan hazırlanan bu proje çalışma bölgesi için önem arz etmektedir. Gediz Grabenin doğu kesimindeki Alaşehir-Sarıgöl bölgesinin tektonik hareketlerinin belirlenmesi için iki farklı jeodezik yöntem kullanılmıştır. Bunlar GNSS (Küresel Navigasyon Uydu Sistemi) ve InSAR (Yapay Açıklı Radar İnterferometrisi) teknikleridir. GNSS tekniğinin uygulanması için bölgede daha önce farklı amaçlar için pilye tesis edilmiş 10 adet nokta kullanılmıştır. Bu noktalarda elde edilen GNSS ölçüleri GAMIT/GLOBK ve GIPSY-OASIS yazılımları ile değerlendirilerek nokta hızları elde edilmiştir. GNSS noktalarında elde edilen hız değerleri yatay da yaklaşık bileşke değeri 12 mm/yıl ile 27 mm/yıl arasında değişmektedir. Düşey yöndeki hareketler incelendiğinde ise grabenin içeresinde kalan noktalarda en yüksek değerler elde edildiği görülmektedir. TRAZ noktasında yıllık değişim yaklaşık -90 mm/yıl olarak elde edilmiştir. Bu noktayı BGCL -33 mm/yıl ve AKCL -13 mm/yıl olarak takip etmektedir. PS-InSAR sonuçlarından elde edilen değerlendirmelere göre Gediz Grabeninde grabenin bulunduğu kısımda çökmelerin, grabenin kuzeyinde ve güneyinde ise yükselmelerin olduğu anlaşılmaktadır. Grabende elde edilen çökme değerleri yaklaşık -50 mm/yıl olarak elde edilmiştir. Ayrıca, çalışma bölgesinde anlamlı gerilim birikimleri bulunmuş ve bölgenin tektonik yapısıyla uyuşumu ortaya konmuştur. Bölgeye ilişkin ortalama çekme ve sıkışma yönlerini veren maksimum ve minimum asal gerilme parametreleri ile maksimum asal gerilme yönü ; E1= 0.604 ?s/yr , E2=-0.375 ?s/yr ?=11.27 derece olarak elde edilmiştir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Göynücek-Gediksaray kuzeyinde (GB Amasya) Ezinepazarı-Sungurlu fayı’nın neotektonik özellikleri
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 2004) Koçbulut, Fikret; Tatar, Orhan
    ÖZET GOYNUCEK-GEDIKSARAY KUZEYİNDE (GB AMASYA) EZİNEPAZARI- SUNGURLU FAYI'NIN NEOTEKTONİK ÖZELLİKLERİ FİKRET KOÇBULUT Doktora Tezi Cumhuriyet Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Orhan TATAR 2004, 188 sayfa Bu çalışmada, Kuzey Anadolu Fay Zonu'ndan Niksar güneyinde ayrılan kollardan birisi olan ve 1939 Erzincan depremi sonucu oluşan yaklaşık 350 km uzunluğundaki yüzey kırığı içinde yer alan Ezinepazarı-Sungurlu Fay Zonu konu edilmektedir. Öncelikle bölgenin 1/25000 ölçekli jeoloji haritası yapılarak, kaya birimlerinin stratigrafık ve yapısal konumları incelenmiş ve Ezinepazarı-Sungurlu Fayı'nın bu yöredeki kinematik özellikleri ortaya çıkarılmıştır. Çalışma alanında temeli, Permo-Triyas yaşlı Turhal metamorfikleri oluşturmaktadır. Metamorfîk temel üzerinde, açılı uyumsuz olarak Neotetis'in kuzey kolunun ürünleri olan ve alt seviyelerinde kırıntılı birimlerle başlayıp üste doğru platform kireçtaşlarından oluşan Geç Jura-Erken Kretase yaşlı Ferhatkaya ve Carcurum formasyonları görülmektedir. Geç Kretase yaşlı Artova Ofıyolitli Karışığı, Neotetis okyanusu'nun kuzey kolunun kapanımıyla ilişkili olarak söz konusu birimler üzerine bindirmiştir. Lütesiyen yaşlı transgresif Çekerek formasyonu ise bu birimler üzerinde uyumsuz olarak yer almaktadır. Bu serinin üst seviyelerini ise çökelmeyle yaşıt olarak bulunan ve üç ayrı fazda gözlenen Göynücek volkanikleri oluşturur. Lütesiyen yaşlı Çekerek formasyonunu arazideki konumuna göre, Miyo-Pliyosen yaşlı olduğu düşünülen, bazaltik bileşimli Karaçağşaktepe bazaltı keser konumda yeralır. ÇalışmaII alanındaki tüm birimleri uyumsuz olarak Geç Miyosen-Pliyosen yaşlı karasal Çerkeş formasyonu örtmektedir. Bölgede, önemli bir çizgisellik olan Ezinepazarı-Sungurlu Fayı'nın neotektonik özelliklerinin belirlenmesi, bölgenin depremselliğinin daha iyi anlaşılması açısından da önem taşımaktadır. İnceleme alanında görülen faylar çoğunlukla sağ yanal doğrultu atımlı faylar şeklinde gelişmiş ve bunlar, Cayan, Koyuncu ve Gökçeli fay setleri olarak ayrı ayrı incelenmiştir. Bu fayların doğrultu atımlı sağ yönlü ve az miktarda da normal bileşeninin varlığı saptanmıştır. Bölgede, Eosen yaşlı birimlerden elde edilen fay verilerinin Carey (1979)'in sayısal analiz yöntemiyle değerlendirilmesi sonucunda, bu fayların yaklaşık olarak KD-GB doğrultulu en küçük asal gerilme ekseni (c3) yönünde açılma ve KB-GD doğrultulu en büyük asal gerilme ekseni (oı) yönünde sıkışma ekseniyle temsil edildiği görülmektedir. Bu, doğrultu atımlı ve normal fayların, KAFZ ve ESFZ'nun oluşumu sırasında gelişen faylar oldukları ve Neotektonik dönem yapılarıyla uyum sağladıkları görülmektedir. Çalışma alanında ölçülen katman ve eklem düzlemlerinden elde edilen gül ve kontur diyagramlarındaki sonuçlar bölgede, KB-GD yönünde bir sıkışmanın varlığını ortaya koymuştur. Bu sonuçlar fayların kinematik analiz sonuçlarıyla uyumluluk göstermektedir. İnceleme alanında geniş alanlarda yüzeyleyen Eosen yaşlı bazaltik lav akıntılarında paleomanyetik çalışma yapılarak, bölgedeki kabuksal defoımasyonun davranış biçimi ve tektonik rotasyon miktarı ile ilgili veriler elde edilmiştir. KAFZ'nun orta kesiminin güneyinde, splay faylarla birbirinden ayrılan bloklarda saatin tersi yönde bir rotasyonun varlığı sözkonusudur. Bu rotasyon Şengör ve Barka 1992'nin fishbone modeli ile açıklanabilir. Çalışma alanının da içerisinde bulunduğu GB-Amasya bloğu içerisindeki Eosen yaşlı volkanik kayaçlarda saatin tersi yönünde 14°'lik bir rotasyon ortaya çıkarılmıştır. GB-Amasya bloğunda ve B-Çorum bloğunda da saatin tersi yöndeki rotasyonlar olduğu bilinmektedir (Kaymakçı ve diğerleri 2003, Piper ve diğerleri 1996). Eosen yaşlı volkanik kayaçlarda ölçülen saatin tersi yöndeki rotasyon değeri bu çalışmalarda elde edilen değerler ile uyumluluk göstermektedir. Çalışma alanını da içerisine alan Landsat TM görüntüsü incelendiğinde, jeolojik açıdan en yararlı bilgiyi sağlayabilecek bantlar Crippen (1989)' a göre 7, 4 ve 1. bantlar olarak seçilmiştir. Bölgedeki jeolojik birimleri ayırtlanmasına yönelik spektral oranlama yöntemleriyle kil, karbonat ve demir oksit içeren bölgeler ortaya çıkarılmıştır. Görsel yorumlama ve görüntü işlem yöntemleri ayrı ayrı kullanılarak gerçekleştirilen çizgisellik analizi çalışmasında bölgede genel gidişlerin K50°-70°D yönlü olduğu görülmüştür.III SRTM-3 verilerinden yararlanarak bölgenin varolan tektono-morfolojik yapıları gölgelendirilmiş, yükseklik haritası ve üç boyutlu perspektif görünümleriyle değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ), Ezinepazarı-Sungurlu Fay Zonu (ESFZ), neotektonik, tektonostratigrafı, doğrultu atımlı fay, ayrılma fayı, fay kinematik analizi, paleomanyetizma, uzaktan algılama.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    More evidence of tropical conditions in the Middle Eocene Climatic Optimum (MECO) with new fossil woods from North-Central Türkiye
    (Tübitak, 17.11.2023) Koçbulut, Fikret
    Fossil wood descriptions are among the most important indicators in understanding forest structures across geological ages. This study was carried out to obtain new findings about the Middle Eocene Climate Optimum (MECO) period of Anatolia with new samples collected from the Middle Eocene-aged fossil area near Amasya-Göynücek. The fossil area falls into the Göynücek Volcanics in the region. Transverse, radial, and tangential microscopic sections were taken from three new fossil wood samples, and all identifications were performed on these microscopic sections. As a result, the fossil species were identified as Pinuxylon cf. P. tarnocziense, cf. Dichrostachyoxylon zirkelii, and Laurinoxylon perseamimatus based on their wood anatomical features. In all three fossil woods, the growth rings are quite wide and their boundaries are indistinct. This indicates the existence of warm tropical conditions in the MECO period. On the other hand, the extant representatives of the angiosperm genera identified here are found in tropical-subtropical forests. Overall, more information was obtained about the forest structure and climate of tropical conditions in the MECO period of Anatolia.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Orta Anadolu bindirme kuşağının Alicik-Kızıllı (Akdağmadeni-Yıldızeli) yöresindeki jeolojik özellikleri
    (Cumhuriyet Üniversitesi, 1998) Koçbulut, Fikret; Tatar, Orhan
    Üst Kretase yaşlı ofiyolitli karışık ve örtü kayalarından oluşan tektonik dilimlerin güneye doğru yerleşimini yansıtan Orta Anadolu Bindirme Kuşağı'mn çalışma alanındaki stratigrafisi, otokton ve allokton konumlu kaya birimleri ile temsil edilmektedir. Otokton konumlu birimlerin temelini Üst Kretase öncesi metamorfizmaya uğramış başlıca şist, kalkşist, mikaşist, kuvarsit ve mermerlerden yapılı Akdağmadeni Litodemi oluşturur. Bu temel üzerinde Eosen yaşlı kaim bir tortul-volkanotortul istif yer alır. Tabanda yer alan epiklastik istif Tokuş Formasyonu olarak, üstte yer alan volkanik- volkanotortul istif ise Kaletepe Volkanikleri olarak ayırtlanmıştr. Alt-Orta Eosen yaşlı Tokuş Formasyonu üç üyeden oluşmaktadır. Bu üyeler tabandan tavana doğru, konglomeralardan oluşan Susuzdağ, bol makro fosilli resifal kireçtaşlanndan oluşan Asar, kumtaşı-kiltaşı ardalanmasından oluşan Banaz üyeleridir. Tokuş Formasyonu üzerinde uyumlu olarak Orta-Üst Eosen yaşlı Kaletepe Volkanikleri gelmektedir. Kaletepe Volkanikleri'nin bazaltik-andezitik lav akıntılarından oluşan kısmı Taştepe Üyesi, tüf, aglomera ve volkanik kumtaşlanndan oluşan kısmı ise Alıçhsekitepe Üyesi olarak ayırtlanmıştır. Taştepe Üyesi'ne ait volkanik kayaçlarda yapılan optik mineralojikyöntemlere dayalı mineralojik-petrografîk çalışmalar ile tüm kayaç ve eser element analizleri yapılmış ve bunların orta-yüksek potasyumlu kalkalkalen karakterli, andezit- bazalt olduğu saptanmıştır. Eosen yaşlı istif, Üst Kretase yaşlı Tekelidağı Karışığı tarafından tektonik dokanakla üzerlenmektedir. Allokton konumlu Tekelidağı Kanşığı pembe, kırmızı renkli pelajik kireçtaşlanndan oluşan Şeyhhalil Formasyonu, volkanik ve volkanosedimanterlerden oluşan Alicik Formasyonu ve ofiyolitlerden oluşmaktadır. Bütün bu birimler üzerinde açılı uyumsuzlukla Pliyosen yaşlı çakıltaşı, kumtaşı ardalanmasından oluşan incesu Formasyonu ve alüvyonlar yer almaktadır. Çalışma alanının tektonik deformasyon biçimi, temel ve örtü kayalarını içeren bindirme sistemleri ile kontrol edilmektedir. Üst Kretase yaşlı Tekelidağı Kanşığı'na ait kaim tektonik dilimlerin kuzeyden güneye doğru Eosen yaşlı havza istifi üzerine ilerlemesi ile taban blokta yer alan kayaçlarda yoğun kısalma gelişmiştir. Bu deformasyon, DKD-BGB doğrultum kıvrımlar, bindirme fayları ve doğrultu atımlı faylarla karakterize edilmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sivas- Koyulhisar Orman (Fagus Orientalis Lipsky.) Toprakları ile TarımTopraklarının Karbon Mineralizasyonu Yönünden Karşılaştırılması
    (2021) Kutlay, Ahu; Koçbulut, Fikret; Karaköy, Tolga; Demirbaş, Ahmet
    Bu çalışmada, Türkiye ormancılığı için çok önemli bir tür olan Fagus orientalis Lipsky (Doğu kayını,\rFagaceae) bulunduğu alanlar ile tarım alanları topraklarının arasında ekolojik açıdan farklılıklar\rbelirlenerek orman alanlarının dinamikliği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sivas ili Koyulhisar\rilçesinde doğal olarak oluşan Doğu kayını ormanları toprakları ve tarım alanları topraklarının % kireç,\r% total tuz, pH, tekstür, % tarla kapasitesi %C, %N, C/N oranları, 30 günlük karbon\rmineralizasyonları kontrollü koşullarda (28°C, %80 nem) respirasyon metodu ile belirlenerek, iki\rfarklı ekosistem içindeki iki alanın karşılaştırılması yapılmıştır. Doğu kayını topraklarının karbon\rmineralizasyonları mevsimsel olarak incelendiğinde ilkbahar>sonbahar>yaz>kış mevsimlerinde\rsırasıyla 19,54>18,23>17,87>17,18 mg C(CO2)/100g KT/30 gün iken, tarım topraklarında\rsonbahar>yaz>ilkbahar>kış mevsimlerinde sırasıyla 14,46>13,87>13,68>13,65 mg C (CO2)/100g\rKT/30 gün olarak belirlenmiştir. Her iki alan arasında topraklarının %C, %N, 30 günlük kümülatif\rkarbon mineralizasyon değerleri ve % karbon mineralleşme oranları arasında anlamlı ilişkiler\rbulunmuştur.\r
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Surface deformations of 24 January 2020 Sivrice (Elazığ)–Doğanyol (Malatya) earthquake (Mw = 6.8) along the Pütürge segment of the East Anatolian Fault Zone and its comparison with Turkey’s 100-year-surface ruptures
    (Springer Science and Business Media B.V., 2020) Tatar, Orhan; Sözbilir, Hasan; Koçbulut, Fikret; Bozkurt, Erdin; Aksoy, Ercan; Eski, Semih; Özmen, Bülent
    On Friday, January 24, 2020 at 20.55:11 local time (17:55 UTC), an earthquake with a magnitude of Mw = 6.8 has occurred in Sivrice district of Elazığ (Eastern Turkey). Focal mechanism solution is consistent with pure left-lateral strike-slip faulting; the location of the epicenter and fault mechanism suggest deformation along the Pütürge segment of the East Anatolian Fault Zone. A 10-day fieldwork was carried out along the Pütürge segment to study surface deformation; the geometry of the surface rupture and other seismic geomorphological structures were mapped and studied in detail. The field data are also correlated with satellite images. This paper, therefore, presents classification of seismic geomorphological structures and discuss intimate relationship between fault geometry and stress field in the region. Seismic geomorphological deformation and related features of the Sivrice (Elazığ) earthquake are observed in the area between Gezin (Elazığ) and Ormaniçi (Pütürge) villages; they are classified into two as seismotectonic and seismo-gravitational features. Field observations confirm that seismo-gravitational structures develop along both Gezin-Sivrice–Doğanbağı and Doğanbağı–Çevrimtaş–Ilıncak–Koldere–Ormaniçi sections of the Pütürge segment, while surface rupture is mapped as seismotectonic structure only along the Doğanbağı–Çevrimtaş–Ilıncak–Koldere–Ormaniçi section. Small-scale landslides, rock falls, feather cracks along asphaltic roads, and laterally discontinues ground failure-related features are common seismo-gravitational structures that developed along the fault zone. In addition, small-scale lateral spreading and liquefaction structures are common especially in areas where fault-perpendicular streams meet the Karakaya Dam reservoir. The surface rupture is mapped as stepping and overlapping en échelon fractures along elongated pressure ridges between Çevrimtaş and Doğanbağ villages, to northwest of Ilıncak village, along 1.5-km-long pressure ridge between Topaluşağı and Doğanyol, across the elongated hill that developed on an alluvial fan to the northwest of Doğanyol and in the area between Koldere and Ormaniçi villages. Surface fractures deforming the pressure ridges are all aligned parallel to the long axes of the ridges and display reverse components that give rise to small-scale pop-up structures. Interferometric SAR (DInSAR) studies indicate a 10-cm uplift in the northwestern block of the fault and a 6-cm subsidence in the southeast block. The difference in vertical movements between two blocks of the fault is interpreted to suggest that at least 30-km-long section of the Pütürge segment in the area between southwest of Sivrice and Pütürge is broken during the main shock. Although the focal mechanism solution of the main shock gives pure left-lateral strike-slip faulting, there is no significant left-lateral displacement observed during the fieldwork. This can be explained by the following: (1) left-lateral strike-slip displacement was not able to reach the surface; (2) left-lateral torque movement of the fault around a vertical axis during the earthquake, (3) restraining bend nature of the Pütürge segment, or (4) the presence of Pütürge metamorphics along the fault strike. It is also important to note that along most part of the Pütürge segment where surface rupture is observed, talus, colluvial or alluvial fan sediments are exposed; unconsolidated and/or poorly consolidated nature of these sediments may also be counted as one of the main reason for not observing horizontal displacement on the surface. When we compare these surface deformations with the surface ruptures that occurred in the last 100 years in Turkey, we suggest that the formation of the surface deformations is variable depending on: (1) the fault type and the state of regional stress, (2) the magnitude of the earthquake, (3) the duration time of the earthquake and (4) the geomorphologic feature of landscape in relation to the lithologic and structural features of the rock units along the active fault zone. © 2020, Springer Nature Switzerland AG.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Kinematics of Active Crustal Deformation in the Erkenek Segment of the Eastern Anatolian Fault Zone Using Comprehensive Surface Rupture Analysis from the February 6, 2023 Earthquake (Mw 7.7)
    (TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, 2025) Akgün, Elif; Softa, Mustafa; Erol, Serap Çolak; Aksoy, Ercan; Gürgöze, Serkan; Koçbulut, Fikret; Sözbilir, Hasan
    The Eastern Anatolian Fault Zone (EAFZ) is a significant neotectonic feature in Anatolia, characterized as an active intra-continental left-lateral strike-slip fault. The EAFZ comprises two distinct parts: the southern branch, referred to as the main branch, and the northern branch. This study examines the surface rupture near Çelikhan (Adıyaman) on the Erkenek Segment, which developed during the February 6, 2023 Pazarcık earthquake (Mw 7.7), occurring along the southern branch of the EAFZ. The primary emphasis of this study centers on preliminary findings derived from thorough geological investigations conducted on the surface fault rupture. Additionally, novel insights into seismic activity associated with the Erkenek Segment were revealed for the first time through meticulous field studies. In the studies, the maximum left-lateral displacement measured in the Çelikhan section of the surface fracture was 3.25 meters, accompanied by a vertical slip of 50 centimeters. The magnitude of left-lateral displacement decreased and attenuated moving northeastward from Çelikhan. Based on kinematic analysis of slip data obtained from fault planes along the Erkenek segment, the deformation aligned with the segment's geometry and occurred within a strike-slip tectonic regime influenced by compressional stress predominantly oriented in NE-SW and NNW-SSE directions.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Wood and leaf remains of palms with affinities to Sabal Adans., from the middle Eocene of Turkey
    (Tübitak, 16.01.2023) Koçbulut, Fikret
    Two new fossil species based on the study of wood remains and leaf imprints from the middle Eocene Çekerek Formation (central-northern part of Turkey) are assigned to the palm family Arecaceae. Standard thin sections from the two samples of fossil wood were investigated and identified as Palmoxylon sabaloides Greguss 1969, with close xylotomical affinities to the modern genus Sabal Adans. The leaf imprints are weakly costapalmate and correspond to the genus Sabal as well. Based on the short petiole extension (costa), the leaves resemble the fossil-species Sabal lamanonis (Brongn.) Heer, 1855. This fossil-species was abundant in Paleogene strata of western and southwestern Europe but has only rarely been described from Cenozoic strata of the Eastern Mediterranean region. The presence of this species, in combination with previously reported pollen records of mangrove palms, indicate warm (sub)tropical conditions in the middle Eocene of north-central Turkey and may reflect the Middle Eocene Climate Optimum (MECO).

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim