Arşiv logosu
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • English
  • Türkçe
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tunçbilek, Zuhal" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Allium Polyanthum Schult Ekstraktı ve Dosetakselin Kolorektal Kanser Hücrelerindeki Apoptozla İlgili Genler Üzerindeki Sinerjik Etkisinin Araştırılması
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Tunçbilek, Zuhal; Kabak, Gonca; Siliğ, Yavuz
    Amaç: Kolorektal kanser (CRC), yüksek mortalite ve yaygın metastazlı bir kanser türüdür. CRC'nin erken teşhis edildiği durumlarda kemoterapi ve cerrahi uygulamalar esastır. Docetaxel, taksan grubunda bir antikanser ajandır. Ayrıca, tıbbi aktiviteye sahip bitkilerin CRC üzerinde koruyucu bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Amaç, Allium polyanthum Schult bitki özütü ve bu bitki özütünün dosetaksel ile kombinasyonu ile tedavi edilen kolorektal kanser hücrelerinde apoptozisle ilişkili genlerin ifade düzeylerini belirlemekti. Gereç ve Yöntem: Sadece Allium polyanthum Schult bitki ekstresi ve bu bitki ekstresiyle birlikte docetaxel uygulanan CRC hücre hattı HT-29 ve sağlıklı kolon hücre hattı CCD-18Co'da apoptozda rol oynayan kaspaz-2 (CASP2), nükleer faktör NF-kappa-B1 (NFKB1), apoptoz düzenleyici BAX ve proto-onkogen MYC genlerinin ekspresyon analizleri, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) yöntemi kullanılarak gerçekleştirildi. Çeşitli veritabanları kullanılarak ilgili genlerin biyoinfarmatik analizi gerçekleştirildi. Sonuçlar: CASP2, MYC, NFKB1 ve BAX gen ekspresyonu, Allium polyanthum Schult özütü ve docetaxel kombinasyonu ile tedavi edilen CRC hücrelerinde sağlıklı hücrelere kıyasla önemli ölçüde azaldı. Biyoenformatik analiz sonucunda, CASP2, MYC, NFKB1 ve BAX proteinlerinin birbirleriyle etkileşime girdiği ve genlerinin ekspresyon seviyelerinin hayatta kalma ile ilişkili olduğu bulundu. Ayrıca, CASP2 ve NFKB1'in metilasyon durumu, CRC'de epigenetik mekanizmaları etkileyerek protein seviyelerini değiştirme potansiyeline sahiptir. Tartışma: Literatürdeki bilgilere göre, Allium türlerinin apoptotik yollardaki genleri etkilediği bildirilmiştir. Buna göre, Allium polyanthum Schult'un tek başına ve docetaksel ile kombinasyonu daha fazla çalışma ile desteklenmelidir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Assessment of the antimicrobial and antibiofilm activity of the combination of N-acetyl cysteine and carvacrol against Staphylococcus aureus, the most common orthopedic infectious agent
    (Academic Press, 2024) Pazarci, Özhan; Hümeyra Taşkin Kafa, Ayşe; Taş, Ayça; Keklikcioğlu Çakmak, Neşe; Hasbek, Murşit; Kilinç, Seyran; Tunçbilek, Zuhal
    Background: The increasing prevalence of antibiotic-resistant bacterial infections has led to the search for new approaches. Objective: This study aimed to evaluate the effects of carvacrol and N-acetyl cysteine, both individually and in combination, on the planktonic cells and biofilm formations of Staphylococcus aureus, including methicillin-resistant and methicillin-sensitive strains. Additionally, the study sought to perform cytotoxicity tests and chemical characterization to further understand the properties and potential applications of these substances. Methods: A total of 19 S. aureus strains were included in the study. Minimum inhibitory concentration and minimum bactericidal concentration were determined by assays. Synergy analysis tests were carried out. Cytotoxicity tests were conducted on the fibroblast cell line. Characterization test was performed. Results: While Minimum inhibitory concentration and minimum bactericidal concentration values for carvacrol varied between 250 and 500 ?g/ml, these values were in the range of 32–64 mg/ml for N-acetyl cysteine. Biofilm formation activities were identified. A total of eight strains, including six clinical and two standard strains with the highest biofilm-forming ability, were selected for combination studies. The combination of Carvacrol and N-acetyl cysteine exhibited synergistic and partially synergistic effects on the tested planktonic and biofilm strains, and these effects were dose-dependent. Carvacrol was found to be the most active drug at the end of 24, 48, and 72 h. Regarding the synergistic effect of N-acetyl cysteine + carvacrol, it was revealed to exhibit higher activity than N-acetyl cysteine and lower activity than carvacrol. Conclusion: The combination of carvacrol and N-acetyl cysteine demonstrated synergistic and partially synergistic effects against both planktonic and biofilm forms of Staphylococcus aureus. These results suggest potential for novel approaches in managing orthopedic infections, warranting further research to explore their therapeutic applications. © 2024
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cytotoxic effect, spectroscopy, DFT, enzyme inhibition, and moleculer docking studies of some novel mesitylaminopropanols: Antidiabetic and anticholinergics and anticancer potentials
    (09 October 2021) Tüzün, Burak; Çakmak, Neşe Keklikçioğlu; Tunçbilek, Zuhal; Taş, Ayhan; Taslimi, Parham; Khalilov, Ali N.
    b-Amino alcohols (2–4) used in this study were re-synthesized in accordance with our previous study. All compounds were characterized by the combination of NMR, UV–Vis, IR experimental and theoretical spectral data. Then, the cytotoxic activity studies of the molecules on SH-SY5Y and L-929 cell lines showed that compound 2 has the highest activity on SH-SY5Y cells. Afterwards, the inhibition properties of these derivatives were tested toward acetylcholinesterase (AChE) and a-Glycosidase (a-Gly) enzymes. The studied molecules were optimized on B3LYP, HF, M062X level 3–21 g, 6–31 g, and SDD basis sets. Molecular docking calculations were made to determine the biological activity values of the amino alcohols against the enzymes. Finally, the drug properties of molecules were investigated by ADME/T analysis.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Diyabetik retinopati ile PAX6 geni ilişkisinin araştırılması
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2025) Tunçbilek, Zuhal; Siliğ, Yavuz
    Diabetes mellitus (DM) dünya çapında en sık görülen metabolik bir hastalıktır. Diyabetik retinopati (DR), DM'nin en belirgin mikrovasküler komplikasyonları arasında yer alır. DR'nin kompleks bir hastalık olması, tedavi etkinliğinin kısıtlı olması ve birçok yan etkilerin gelişmesi nedeniyle yeni moleküler yaklaşımlar dahilinde teşhis ve tedavi olanaklarının iyileştirilmesi gerektirmektedir. Bu kapsamda çiftli kutu proteininin (PAX6) gözle ilişkili süreçlerde yer alması sebebiyle DR ile ilişkisinin araştırılması amaçlandı. Bunun için proliferatif diyabetik retinopati (PDR) (n=50), proliferatif olmayan diyabetik retinopati (NPDR) (n=50), DM (n=50) ve sağlıklı kontrol (n=50) grupları oluşturuldu. Çalışma kapsamında PAX6 geni rs3026393 kodlu tekli nükleotid polimorfizmi (SNP) analizi yüksek çözünürlüklü erime (HRM) metoduna göre yürütüldü. PAX6 geni ekspresyonu gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) metodu kullanılarak analiz edildi. Plazma PAX6 protein düzeyleri ise enzim bağlı immünosorbent testi (ELISA) ile belirlendi. Bulgulara göre PAX6 geni rs3026393 polimorfizminin PDR, NDPR, DM ve kontrol grupları arasında genetik farklılığının bulunduğu tespit edildi. PAX6 gen ekspresyonunun sağlıklı kontrol grubuna kıyasla PDR, NPDR ve DM'de azaldığı tespit edildi. Plazma PAX6 protein seviyelerinin ise sağlıklı kontrol grubuna göre PDR ve NPDR gruplarında azaldığı, DM grubunda ise arttığı kaydedilmiştir. Elde edilen verilere göre PAX6'nın DR ilişkili olduğu bulunmuştur.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Investigation of The Effect of Compound B-47/2 Containing Azomethine Group On Angiogenesis
    (Sivas Cumhuriyet University, 2022) Bucak, Efe Taha; Tunçbilek, Zuhal; Huseynzada, Alakbar; Aghayev, Mirjavid; Hasanova, Ulviyya; Taş, Ayça; Siliğ, Yavuz
    Objective: Lung cancer is one of the most common cancers in the world. It is known that angiogenesis plays a role in the development and metastasis of lung cancer. Azomethine derivatives known as Schiff bases have many biological activities. In this study, we aimed to determine the anticancer activity of the newly synthesized azomethine derivative compound B-47/2 on lung cancer and to determine the effect of this component on vascular endothelial growth factor B (VEGFB) gene expression. Material and Method: Compound B-47/2 was synthesized for the first time. B-47/2 compound was applied to lung cancer cell line (A549) at varying concentrations (1-100 µg/mL) and its anticancer activity was found after 24, 48 and 72 hours incubations using the 3-
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Prostat kanseri tedavisine yönelik paklitaksel ve doksorubisin ile modifiye edilmiş nanotaşıyıcı ilaç sistemlerinin DUSP genlerin ekspresyon düzeyleri üzerine etkisi
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Tunçbilek, Zuhal; Siliğ, Yavuz
    Prostat kanseri, erkeklerde yaygın olarak görülen malign bir tümördür. Prostat kanser tedavisinde Doksorubisin (DOX) ve Paklitaksel (PTX) ilaçları yaygın olarak kullanılmaktır. Ancak bu ilaçlar tüm vücut sistemi etkilediği için istenmeyen birçok yan etkisi mevcuttur. Ayrıca dolaşımda kalma süresi kısadır. İlaçların bu gibi dezavantajlarının üstesinden gelmek ve tedavi etkinliği artırmak amacıyla, bu çalışmada ilk olarak titanyum dioksit (TiO2) nanopartiküllerini sentezlendi. Daha sonra TiO2 toksitesini azaltmak ve biyouyumlu hale getirmek için polietilen glikol (PEG) ile modifiye edildi. Son olarak sentezlenen PEG-TiO2 nano taşıyıcı sisteme DOX ve PTX ilaçlarını başarılı bir şekilde yüklendi. Sentez sonrası elde ettiğimiz PEG-TiO2-DOX ve PEG-TiO2-PTX ilaçlarına ek olarak, PEG-TiO2, TiO2, DOX ve PTX ilaçlarını prostat kanser hücre hattına (DU-145) uygulayıp sitotoksik doz MTT yöntemiyle belirlendi. DU-145 hücreleri 24, 48 ve 72 saat boyunca PEG-TiO2-DOX, PEG-TiO2-PTX, PEG-TiO2, TiO2, DOX ve PTX ilaçlarının farklı konsantrasyonlarıyla (0,5-50µg/ml) ile muamele edildi ve IC50 değerleri belirlendi. Bu moleküller arasında en aktif 72 saat sonrası PEG-TiO2-PTX nanotaşıyıcı temelli ilacın olduğu tespit edildi. Daha sonra DU-145 hücrelerine her bir molekülün IC50 dozları uygulandı, 48 saat inkübasyon sonrasında hücrelerden RNA izolasyonu yapıldı. RNA örneklerinden cDNA sentezi yapıldı ve bu örneklerde DUSP1, DUSP2, DUSP4, DUSP6 ve DUSP10 genlerinin ekspresyon düzeyleri RT-PCR analiz yöntemiyle belirlendi. Sonuç olarak TiO2 nanopartikülünün DUSP1 geni hariç diğer tüm genlerin ekspresyonunu artırdığı ancak, PEG-TiO2-DOX, PEG-TiO2-PTX, PEG-TiO2, DOX ve PTX ilaçlarının DUSP1, DUSP2, DUSP4, DUSP6 ve DUSP10 genlerinin ekspresyon düzeylerini azalttığı bulundu.

| Sivas Cumhuriyet Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Sivas, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim