Türk Dili Bölümü Kitap Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Âsım’ın Nazire Mecmuası(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Taş, Mehtap Erdoğan; Yekbaş, HakanNazirecilik geleneği divan şiirinin varlığını sürdürdüğü bütün asırlar boyunca devam etmiş ve buna paralel olarak edebiyat tarihimizin önemli kaynakları arasında yer alan, çeşitli dönemlerde rağbet gören şairler ve onların tesir sahalarıyla, dönemin sanat anlayışları ve şiir zevkleri hakkında bilgi veren nazire mecmuaları meydana getirilmiştir. Anadolu’da yazılmış, derleyicisi belli ve elde mevcut bilinen beş nazire mecmuası vardır. Bunlar, Ömer b. Mezîd’in Mecmû’atü’n-nezâ’ir’i, Eğridirli Hacı Kemal’in Câmi’u’n-Nezâ’ir’i, Edirneli Nazmî’nin Mecma’u’n-Nezâ’ir’i, Pervane Bey Mecmuası ve Budinli Hisâlî’nin Metâli’u’n-Nezâ’ir’idir. Bilindiği gibi derleyeni belli son nazire mecmuası 17. yüzyılda hazırlanmış olan Budinli Hisâlî’nin nazire mecmuasıdır. Bunun yanı sıra derleyicisi belli olmayan nazire mecmuaları da mevcuttur. Fatih Köksal, Divan Şiirinde Nazire adlı çalışmasında bunlardan altı tanesi hakkında bilgi vermektedir. Bu altı nazire mecmuasının dışında Prof. Dr. Hüseyin Akkaya’nın özel kütüphanesinde 96 varaklık el yazması bir nazire mecmuası bulunmaktadır. Eserin başında derleyene dair herhangi bir bilgi yoktur. Ancak mecmua içerisinde bulunan ‚Nazîre-i ‘Âsımü’l-muharrir‛ başlıklı üç gazelden hareketle mecmuanın derleyicinin Âsım adlı bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Âsım’ın mecmua içerisinde bulunan gazellerinin Âsım mahlaslı şairlerin divanlarında yer alan gazellerle ve tezkirelerdeki örneklerle karşılaştırılması neticesinde mecmuanın sahibinin hangi Âsım olduğu bilgisine maalesef ulaşılamamıştır. Bu çalışmada söz konusu mecmua transkripsiyonlu olarak yeni yazıya aktarılmıştır ve yapılan incelemeler bu sayfalara göre hazırlanmıştır. Buna göre eserde 77 şairin toplam 333 manzumesi bulunmaktadır. Bunlardan 330’u gazeldir. Ayrıca kime ait olduğu bilinmeyen 1 rubâ'î ile yine kime ait olduğu bilinmeyen 1 beyit ve Abdullah Vassâf’a ait 2 beyit vardır. Aşağıda önce mecmuanın düzenleyicisi Âsım’ın mecmuada yer alan nazireleri değerlendirilmiş, daha sonra mecmuada gazelleri bulunan şairlerin hayatları kısaca anlatılmıştır. Mecmuanın bir fihristi oluşturulduktan sonra eserde yer alış sıralarına göre gazeller ve onlara söylenen nazireler, bu nazirelerin redifleri, ‚Kafiye ve Redif Tablosu‛ adıyla bir tablo hâlinde verilmiştir. Bunun ardına ‚Nazire Söyleyen ve Kendisine Nazire Söylenen Şairler Tablosu‛ ile ‚En Çok Nazire Söyleyen ve Kendisine En Çok Nazire Söylenen Şairler Tablosu‛ eklenmiştir. Çalışmanın sonunda transkripsiyonlu olarak hazırlanmış mecmua metni bulunmaktadır. Mecmua içerisinde yer alan gazeller; basılmış kitaplarda ve tez olarak hazırlanmış metinlerde yer alan şekilleriyle ve tezkirelerde yer alan örnek şiirlerle karşılaştırılmış ve elde edilen veriler ile mecmua hakkındaki diğer bilgiler ‚Sonuç‛ bölümünde maddeler hâlinde sunulmuştur. Üzerinde çalıştığımız yazma eserin sahibi Prof. Dr. Orhan Bilgin’dir. Kendisi bu yazmayı Prof. Dr. Hüseyin Akkaya’ya hediye etmiş, hocamız da üzerinde çalışmamız için bize vermiştir. Eseri yayımlama izni verdikleri için her iki hocamıza ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunarız. Eseri hazırlarken karşılaştığımız sorunların çözülmesi noktasında her daim görüşlerini aldığımız Prof. Dr. Mehmet Arslan’a da ayrıca teşekkür ederiz. Bugüne kadar kaynaklarda varlığından haberdar olunmayan bu nazire mecmuasının alanına katkı sağlaması en büyük temennimizdir. Kasım, 2018 Mehtap Erdoğan Taş Hakan YekbaşÖğe İLAÇ VE BİTKİ ADLARI SÖZLÜĞÜ(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2014) Paçacıoğlu, BurhanTürklerin gerek edebî ve gerekse ilmî konularda yüzyıllar boyunca sayısız eserler bıraktıklarını biliyoruz. Bu eserler üzerinde yerli ve yabancı pek çok bilim adamı çalışmalar yapmış ve bu eserleri kitap veya makaleler şeklinde değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Ne var ki kütüphanelerimizde tıp alanında yazılmış çok değerli sayısız yazma eser bulunmasına rağmen, bu eserlerin incelendiği çalışmaların yeterli düzeye ulaştığını söylememiz mümkün değildir. Aslında tıp alanında yazılmış olan bu eserlerin incelenmesinin, hem alternatif tıp alanına hem de Türk dilinin zenginleşmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Araştırmacıların bu alana fazla yönelmemelerinin en önemli sebeplerinden biri, araştırmacıların bu tür tıp metinlerinde geçen pek çok hastalık isimlerine ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç ve bitki adlarına yabancı kalmaları ve bu konuda yeterli kaynağa sahip olamamalarıdır. Biz bu noktadan haraketle, halk hekimliği konusunda yazılmış eski eserler üzerinde çalışan araştırmacılarımıza yardımcı olmak amacıyla, bu konuda yapılmış olan yayınları inceleyerek bir sözlük çalışması yapmayı uygun bulduk. Hazırladığımız bu çalışmada; konuyla ilgili ulaşabildiğimiz pek çok kaynağı tarayarak o metinlerde geçen kelimelerin büyük bir çoğunluğunun Latince karşılıklarını yanlarında belirttik. Kaynaklarda geçen kelimeler alınırken bu kelimelerin yazımına müdahalede bulunmadık. Kelimeleri sıralarken, Türkçe olmayan kelimelerin hangi dile ait olduğunu da kısaltmalarla gösterdik. Çalışmamızda geçen bitki adlarının hangi eserlerden alındığını, yanlarında kısaltmalarla vermek suretiyle, bu bilgilerin kaynağını okuyuculara iletmeyi amaçladık. Çalışmamızda karşılaştığımız en büyük zorluk, bir bitkinin değişik isimlerle karşılanmış olmasıydı. Bu durumu ortadan kaldırmak için, sık sık göndermeler yapmak zorunda kaldığımızı belirtmek isterim. Ayrıca çalışmamızın sonuna, incelediğimiz eserlerde geçen hastalık ve organ adlarının bir dizinini ekleme lüzumu hissettik Çünkü bu isimlerin büyük bir kısmı, eski halk hekimliği alanında kullanılmış olan, bugün ise kullanılmayan kelimeleri içermektedir. Çalışmamızın 'Kaynakça' bölümünde, sadece incelediğimiz eserlerle ilgili bibliyografik bilgiler ve bizim yaptığımız kısaltmalar yer almaktadır. Çalışmamızda bazı hatalarımızın olabileceği tıpçı olmamamız sebebiyle ihtimal dâhilindedir. Bu tür hatalarımızın hoş karşılanacağını ümit ediyoruz. Yaptığımız bu çalışmanın, halk hekimliğine ilgi duyan okuyuculara, 'Deontoloji ve Türkoloji' alanlarında uğraş veren uzmanlara ve araştırmacılarımıza, en önemlisi de bu konuda yazılmış olan eski eserler üzerinde lisans, yüksek lisans ve doktora yapacak öğrencilerimize katkıda bulunacağına inanıyoruz. Bu amaçla hazırlanan çalışmamızdan yararlanılması bizleri mutlu edecektir. Bu çalışmamızın kitap hâline gelmesinde hiç şüphesiz ki pek çok değerli dost ve akademisyenlerimizin görüş ve bilgileri bizleri aydınlatıp yönlendirme hususunda yol gösterici olmuştur. Bu vesile ile çalışmamızı inceleme ve değerlendirme hususunda emeklerini esirgemeyen sayın raportörler Prof. Dr. Recep Toparlı‘ya, Prof. Dr. Hanifi Vural‘a ve Prof Dr. Nevzat Özkan‘a şükranlarımı sunarım. Kıymetli vakitlerini ayırarak kitabın sayfa düzenlemesini titizlikle yapan değerli dostum Prof. Dr. Şeref Boyraz‘a da teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca kitabın yayımlanmasına imkân sağlayan başta sayın rektörümüz Prof. Dr. Faruk Kocacık olmak üzere Cumhuriyet Üniversitesi Yayın Kurulunun sayın üyelerine ve emeği geçen bütün personeline şükranlarımı arz ederim. Bana hayatım boyunca her zaman destek olan çalışmam süresince büyük bir sabır ve anlayış gösteren eşim Nebahat Hanım’a ve diğer aile fertlerime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Dr. Burhan Paçacıoğlu•