Besin - Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Kitap Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Farklı Hayvan Türlerine Ait Et ve Yüzey Örneklerinden İzole Edilen Staphylococcus aureus Suşlarında Virülens Genlerinin Belirlenmesi(Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2023) Karahan, Murat, Şahin, Seyda, Moğulkoç, Mahmut Niyazi, Kalın, RecepStaphylococcus aureus (S. aureus) insanlarda ve hayvanlarda patojen bir tür olup, dünyadaki gıda kaynaklı zehirlenmelerin en önemli nedenlerinden biridir. Bu çalışmada farklı hayvan türlerine (sığır, koyun, keçi ve tavuk) ait etlerde ve gıdaların temas ettiği yüzeylerden elde edilen örneklerde S. aureus’un koagülaz (coa), clumping faktör (clfA) ve protein A (spa-IgG; spa-X) gibi önemli virülens genlerinin moleküler yöntemlerle karakterize edilmesi amaçlandı. Bu amaçla Sivas ilindeki çeşitli işletmelerden et (n=400) ve yüzey svap (n=50) örnekleri toplandı. Örnekler fenotipik yöntemlerle koagülaz pozitif S. aureus olarak identifiye edildi. Koagülaz pozitif olarak doğrulanan izolatlara ait virülens genleri tekli ve mültipleks Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile incelendi. Toplamda 450 örneğin 110’unda (%24,4) S. aureus belirlendi. Bu izolatların %29, %24, %14, %32 ve %22 oranlarında sığır, koyun, keçi ve tavuk et örneklerinin yanı sıra yüzey örneklerinde de bulundu. S. aureus izolatlarının tamamında coa, clfA, spa’nın IgG bağlayan bölgesi ve X bölgesini kodlayan genler tespit edildi. Bu dört gen bölgesinin ikisinde polimorfizmler gözlendi. Coa-PZR’da, izolatların tamamında beş farklı moleküler uzunluğa sahip ve 500-1400 bç arasında değişen tek bir bant oluşumu bulundu. spa-X-PZR’da ise izolatların tamamında yedi farklı moleküler uzunluğa sahip ve 190-350 bç arasında değişen tek bir bant oluşumu belirlendi. Sonuç olarak, et ve yüzey orijinli S. aureus izolatlarında coa-PZR ile spa gen polimorfizmleri tespitinin geleneksel yöntemlere karşı iyi bir alternatif olarak kullanılabileceği, dolayısıyla stafilokokal enfeksiyonlara karşı etkili kontrol stratejilerinin geliştirilmesi ve halk sağlığının korunmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Kanatlı Eti ve Et Ürünleri İle İnsana Geçen Kimyasallar ve Patojenler(Türkiye Klinikleri, 2023) Şahin, SeydaKanatlı eti ve ürünleri sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmede vazgeçilmez öneme sahiptir. Tüm dünyada sağlıklı beslenmede önemli bir yere sahip bulunan kanatlı eti ve ürünlerinin tüketimi artmaktadır. Bunun yanı sıra kanatlı eti ve ürünlerinde gıda güvenliği ve halk sağlığı yönünde karşılaşılabilecek risklerin başında kalıntı, kontaminant ve patojen mikroorganizmaların varlığı gelmektedir. Kimyasal kalıntılar ve mikrobiyel kontaminasyonlar istenmemekle birlikte kaçınılmazdır. Bu bağlamda tüketicilerin gıda güvenliği ve halk sağlığı konularındaki endişelerinin giderilmesi için başta kontrol ve denetimlerin yasaların öngördüğü düzeylerde yapılması gerekmektedir.Öğe Chemical Substances in Food That Threaten Human Health(CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ, 2022) Demir, Tuğba; Ağaoğlu, SemaGıdalardan kaynaklanan riskler gıdanın üretiminden tüketimine kadar geçirdiği proses aşamalarında ayrı ayrı değerlendirilmekte ve biyolojik, kimyasal ve fiziksel riskler olarak gruplandırılmaktadır. Birçok tehlike gıda güvenliğini olumsuz yönde etkilemekte ve gıdaların sağlığı bozucu unsurlar haline gelmesine neden olmaktadır. Gıdalardaki katkı maddelerinin miktarına yönelik olarak mutlaka tüketim aşamasında analizler yapılmalıdır. Kimyasal bulaşmalara yönelik sürekli kalıntı analizleri özellikle satış noktalarında tespit edilerek izlenmeli ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Tarladan çatala gıda güvenliği sistemi, zincirin tüm paydaşlarınca garanti edilmesi ve uygulamaların takibi sağlanmalıdır. Üreticilere gıda üretiminde kullandıkları katkı maddelerinin halk sağlığı üzerindeki etkileri konusunda eğitimler verilmelidir.Öğe Diet in Stomach Cancer Treatment(SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ, 2022) Demir, TuğbaMide kanseri, dünya çapında hem erkeklerde hem de kadınlarda kansere bağlı ölümlerin dördüncü önde gelen nedenidir. Araştırmalarda diyette yüksek oranda yer alan gıda katkı maddeleri, tuz ve tuzlanmış gıdaların mide kanseri riskini artırdığı, bununla birlikte meyve, sebze, karoten, C vitamini, sarımsak, turunçgiller, probiyotik süt ve süt ürünlerinin mide kanserini önlediği bildirilmektedir. Kanserden korunmanın en etkili yolu kansere neden olan gıdalardan uzak durmak ve antikanser özelliklere sahip gıdaların tüketimini artırmaktır. Mide kanseri ile beslenme alışkanlıkları arasında güçlü bir ilişki vardır. Mide kanserine neden olan ve önleyen faktörlerin bilinmesi mide kanseri insidansını azaltmada yardımcı olacaktır. Kanser oluşum ve gelişim riskini azaltıcı potansiyel etkide bulunan fonksiyonel gıdaların biyo-aktivitelerinden faydalanmak mide kanseri tedavisinde büyük öneme sahiptir.Öğe Aflatoxin Hazard in Dairy and Dairy Products(CUMHURİYET ÜİVERSİTESİ, 2022) Ağaoğlu, Sema; Demir, TuğbaAflatoksinler; başta Aspergillus flavus ve Aspergillus paraciticus olmak üzere, bazı Aspergillus, Penicillium ve Rhizopus türü küfler tarafından sentezlenen toksik sekonder metabolitlerdir. Aflatoksinler yemlerde oldukça sık rastlanan maddelerdir. Bu yemlerin yedirilmesi ile hayvanlarda ortaya çıkan hastalık tablosu “aflatoksikozis” olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde süt ve süt ürünlerinde aflatoksin tehlikesi incelenecektir.Öğe Ette Mikrobiyolojik Analizler(Akademisyen Kitabevi, 2022) Şahin, SeydaGıda kaynaklı enfeksiyonların ve intoksikasyonların küresel çapta halk sağlığını tehdit eden bir sorun haline gelmesi nedeniyle gıda güvenliğinin sağlanmasında gıda üretim zincirinin çiftlikten sofraya kadar olan her aşamasında kontrol etmek gerekir. Gıda güvenliğinin sağlanmasında gıda kaynaklı enfeksiyon ve intoksikasyonların oluşumunu en aza indirmek için et ve et ürünlerinin de patojen bakteriler yönünden analiz edilmesi esastır. Gıda analizlerinde gıda kaynaklı patojen mikroorganizmaları tespit etmek için kullanılan kültür temelli geleneksel yöntemlerin yanı sıra son yıllarda geliştirilen hızlı ve yeni analiz yöntemlerinin uygulanması ile ilerlemeler sağlanmıştır. Bu yöntemler arasında moleküler, immünolojik ve biyosensör temelli teknikler yaygın olarak kullanılmaktadır. Genel olarak bu yöntemler hızlı, hassas ve özgül olmalarından dolayı et ve et ürünleri analizlerinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla yararlanılmaktadır.Öğe Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH): Gıdalarda Oluşumu ve Sağlık Açısından Önemi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, 2022) Şahin, SeydaPolisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), gıda ve çevre kontaminantları arasında yer alan, iki veya daha fazla aromatik halka içeren organik bileşikler olarak tanımlanmaktadır. PAH bileşikleri gıdaların yüksek sıcaklıklarda pişirilmesiyle oluşabilmektedir. PAH’lar, çevrede oldukça yaygın olarak bulunurlar ve bazılarının toksik, karsinojenik ve mutajenik özellikleri kanıtlanmıştır. Bu bileşiklerden Benzo[a]piren (BaP) en iyi bilinen PAH bileşiği olup, gıdalarda varlığı ile Benzo[b]fluoranthen (BbF), Benzo[a]anthrasen (BaA) ve Krisen (CHR) karsinojenik PAH seviyeleri açısından iyi bir belirteç olarak kabul edilmektedir. Gıda yoluyla en önemli PAH bileşiklerinin alım kaynağı et ve et ürünleri olup bu ürünlerin PAH bileşikleri içeriği temel olarak ürünün yağ içeriğine, uygulanan ısıl işlem yöntem (ızgara, kızartma ve kavurma) ve süresine göre değişebilmektedir. Bu bölümde PAH bileşiklerinin genel özellikleri, gıdalarda ve özellikle et ve et ürünlerinde bu bileşiklerin oluşumunu etkileyen faktörler ve PAH bileşiklerinin insan sağlığı üzerine etkilerinden bahsedilmiştir.Öğe Fonksiyonel Gıda Olarak Arı Ürünleri: Özellikleri ve Sağlık Üzerindeki Etkileri(GECE AKADEMİ, 17.12.2021) Ağaoğlu, Sema; Şahin, Seyda; Demir, Tuğba-Öğe Fonksiyonel Gıda Olarak Arı Ürünleri: Özellikleri ve Sağlık Üzerindeki Etkileri(GECE AKADEMİ, 17.12.2021) Ağaoğlu, Sema; Şahin, Seyda; Demir, TuğbaArıcılık, dünyada ve Türkiye’de yaygın olarak yapılan, ekonomik yönden getirisi olan tarımsal bir faaliyettir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2019 yılı dünya bal üretimi 1.852.598 ton, kovan sayısı 90.116 (bin adet) olup, kovan başına verim 20.7 kg olarak belirlenmiştir. Kovan varlığı yönünden Hindistan ilk sırada (12.247), Çin ikinci (9.088), Türkiye üçüncü (8.128), İran dördüncü (7.517) ve Etiyopya beşinci (6.220) sırada yer almaktadır. 2019 yılında bal üretimi Çin’de 444.100 ton, Kanada’da 80.345 ton, İran’da 75.463 ton ve Hindistan’da 67.141 ton olarak gerçekleşmiştir. Kovan başına bal verimi Çin’de 48.9 kg, Kanada’da 56.6 kg, Hindistan’da 5.5 kg, Portekiz’de 56.3 kg, Uruguay’da 42.4 kg ve Brezilya’da 41.1 kg olarak bildirilmiştir (TEPGE, 2020).Öğe Fonksiyonel Gıda Olarak Arı Ürünleri: Özellikleri ve Sağlık Üzerindeki Etkileri(Gece Kitaplığı, 17.12.2021) Ağaoğlu, Sema; Şahin, Seyda; Demir, Tuğba-