Nietzsche's will to power in George Bernard Shaw's Plays Man and Superman and Heartbreak House

dc.contributor.advisorBay, Sedat
dc.contributor.authorİmirhan, Şamil
dc.date.accessioned2025-05-04T16:37:41Z
dc.date.available2025-05-04T16:37:41Z
dc.date.issued2025
dc.departmentEnstitüler, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
dc.description.abstractBu yüksek lisans tezi, George Bernard Shaw'un İnsan, Üstün İnsan (1903) ve Kırgınlar Evi (1919) adlı oyunları ile Friedrich Nietzsche'nin 'güç istenci' felsefesi arasındaki paralellikleri vurgulamayı amaçlamaktadır. Birincil ve ikincil kaynakların analizi yoluyla, İnsan, Üstün İnsan'ın baş karakteri John Tanner'ın, evlilik, toplumsal normlar ve geleneksel değerler hakkındaki eleştirileri ile, 'güç istenci' kavramını temsil ettiği gözlemlenmiştir; Kırgınlar Evi'ndeki karakterlerin ise, Nietzsche'nin 'çürüme' kavramını yansıtarak, güç istencinin çarpık bir biçimini temsil ettiği gözlemlenmiştir. Bu tez, bu iki oyunun Nietzsche'nin fikirleriyle nasıl etkileşime girdiğini inceleyecektir. John Tanner, süper fikirler ve Süper Adam kavramlarıyla tanışık olmayan Edward dönemi toplumuna aykırı olağanüstü davranışlar ve düşünceler sergilemektedir. İnsan, Üstün İnsan oyunundaki karakterlerin hiçbirinin hoş karşılamadığı evlilik konusundaki görüşleri ve Hristiyanlık gibi yaygın toplumsal normlara yönelik eleştirileri, onu Nietzsche'nin sözcüsü yapar. Tanner'ın duygusal ustalığa ve rasyonel düşünceye yaptığı savunuculuğuyla, tez, Shaw'un çağdaş Britanya toplumunun yaygın köle ahlakını eleştirdiğini, bazı inançların bireysel özerkliği ve 'kendini gerçekleştirme' kavramını nasıl engellediğini göstermektedir. Buna karşılık, Kırgınlar Evi'nde yer alan Kaptan Shotover, Shaw'un toplumsal kayıtsızlık ve Birinci Dünya Savaşı sonrası hayal kırıklığına dair eleştirilerinin bir sesi olarak hizmet etmektedir. Shotover'ın yorumları, savaş sonrası Britanya üst sınıfının tepkisini karakterize eden ahlaki değerlerin çöküşünü ve yüzeyselliği açığa çıkararak, nihilizmle damgalanmış daha geniş bir kültürel bozukluğu ortaya koymaktadır. Bu ise, Kırgınlar Evi'ndeki karakterleri, yaşam gücünün, iradenin ve bireyi güçlü iradeli kılan özelliklerin baskılandığı bir bozulma durumu olan Nietzsche'nin 'çürüme' kavramının yansımaları yapar. Bu tez, Kırgınlar Evi'nin (İngiltere) ahlaki iflas ve varoluşsal umutsuzlukla boğuşan bir ulusu simgelediğini öne sürmekte ve bunun sonucunda Shaw'un savaş sonrası toplumsal manzaraya dair keskin farkındalığını yansıtmaktadır. Ayrıca, tez, 20. yüzyılın sıradanlıkla dolu demokratik sistemlerin, insanda doğal olarak var olan anlam ve irade arzusundaki devrimci ruhu bastırdığını savunarak, Kırgınlar Evi'ndeki çürümüş modernizmin politik sonuçlarını ele alır. Bireysel ve kolektif iradeler arasındaki etkileşim incelenerek, toplumsal çürüme ortasında bile devrim ve dönüşüm potansiyelinin görülür olduğu gözlemlenmiştir. Shaw'un Nietzscheci felsefe ile olan bu etkileşiminin incelenmesi, bu fikirlerin özerklik, ahlaki sorumluluk ve hızla değişen bir dünyada anlam arayışı konularındaki çağdaş tartışmalarda süregelen önemini aydınlatmaktadır. Sonuç olarak, bu yüksek lisans tezi, Shaw'un modern tiyatrosunun nasıl toplumsal normları ve tabuları sorgulamak için bir araç olarak hizmet ettiğini ve bunun sonucunda eski inanç sistemlerinin reddedilmesinin gerekliliği üzerine dönüştürücü bir diyalog sağladığını incelemektedir. Yapılan araştırmalar, nihayetinde Shaw'un eserlerini, yozlaşmış bir dünyada kendini aşmanın gerekliliğine dair eleştirel yansımalar olarak konumlandırmaktadır.
dc.description.abstractThis master's thesis aims to highlight the parallels between Shaw's plays Man and Superman (1903) and Heartbreak House (1919) and Nietzsche's philosophy of 'will to power.' Through an analysis of primary and secondary sources, it is observed that John Tanner, the protagonist of Man and Superman, embodies the concept of will to power in his critiques of marriage, societal norms, and conventional values, while the characters in Heartbreak House reflect Nietzsche's concept of decadence, a distorted form of will to power. This thesis will explore the ways in which these two plays engage with Nietzsche's ideas. John Tanner exhibits extraordinary attitudes and thoughts that do not align with Edwardian society, a society unfamiliar with super ideas and the concept of Superman. His views on marriage and his critique of widely accepted societal norms such as Christianity, which are not well-received by any other character in Man and Superman, position him as a spokesperson for Nietzsche. Through Tanner's advocacy for emotional mastery and rational thought, the thesis argues that Shaw critiques the pervasive slave morality of contemporary British society, illustrating how certain beliefs hinder individual autonomy and the concept of self-realization. In contrast, Captain Shotover from Heartbreak House serves as a voice for Shaw's critiques of societal indifference and the disillusionment following World War I. Shotover's commentary exposes the decay of moral values and the superficiality that characterized the British upper class's response to the war, illustrating a broader cultural malaise marked by nihilism, making the characters in Heartbreak House reflections of Nietzsche's concept of decadence, a state of decline where vitality, power, and the traits that make a person strong-willed are suppressed. This thesis posits that Heartbreak House (England) symbolizes a nation grappling with moral bankruptcy and existential despair, reflecting Shaw's keen awareness of the post-war societal landscape. Furthermore, the thesis addresses the political implications of decadent modernism in Heartbreak House, arguing that the democratic systems of the 20th century, steeped in mediocrity, stifled the revolutionary spirit inherent in the human desire for meaning and agency. By examining the interplay between individual and collective wills, it is observed that the potential for upheaval and transformation, even amidst societal decay is conspicuous. This investigation of Shaw's engagement with Nietzschean philosophy illuminates the enduring relevance of these ideas in contemporary discussions about autonomy, moral responsibility, and the quest for significance in a rapidly changing world. In conclusion, this master's thesis explores how Shaw's modern theatre serves as a vehicle for challenging societal norms and taboos, allowing for a transformative dialogue on the necessity of rejecting outdated belief systems. The research conducted ultimately positions Shaw's works as critical reflections of the necessity for self-overcoming in a world rife with decadence.
dc.identifier.endpage115
dc.identifier.startpage1
dc.identifier.urihttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=P3dtmmHrq-mzEcmCLi1CqQzllAmPQsYYgr73PbNLqOFd9R8twJ-zDF5Cjkj4tYXV
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12418/34672
dc.identifier.yoktezid927428
dc.institutionauthorİmirhan, Şamil
dc.language.isoen
dc.publisherSivas Cumhuriyet Üniversitesi
dc.relation.publicationcategoryTez
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.snmzKA_TEZ_20250504
dc.subjectİngiliz Dili ve Edebiyatı
dc.subjectEnglish Language and Literature
dc.subjectGüç İstenci
dc.subjectÇürüme
dc.subjectFriedrich Nietzsche
dc.subjectGeorge Bernard Shaw
dc.subjectİnsan
dc.subjectÜstün İnsan
dc.subjectKırgınlar Evi
dc.subjectWill to power
dc.subjectDecadence
dc.subjectFriedrich Nietzsche
dc.subjectGeorge Bernard Shaw
dc.subjectMan and Superman
dc.subjectHeartbreak House
dc.titleNietzsche's will to power in George Bernard Shaw's Plays Man and Superman and Heartbreak House
dc.title.alternativeGeorge Bernard Shaw'un İnsan, Üstün İnsan ve Kırgınlar Evi oyunlarında Nietzsche'nin güç istenci
dc.typeMaster Thesis

Dosyalar