Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Video konferans sistemlerinin uzaktan eğitim/çalışma süreçleri bağlamında incelenmesi ve değerlendirilmesi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2023) Güller, Gökhan; Arslan, HalilBu tezin temel amacı, video konferans sistemler hakkında sistematik literatür taraması yapmak, erişilebilir video konferans sistemlerinin belirlenen özellik setleri, performans metrikleri üzerinden değerlendirilerek farklarının ortaya konulmasını sağlamak ve uzaktan çalışma/eğitim çerçevesinde analizlerinin gerçekleştirilmesidir. Bu amaca ulaşmak için tez çalışması beş ana bölümden oluşturulmuştur. Birinci bölümde araştırmanın konusu ve kapsamı, ikinci bölümde video konferans sistemler, uzaktan eğitim, uzaktan çalışma konuları, kavramsal ve kuramsal temellerde açıklanmış, alanda yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Üçüncü bölümde video konferans sistemler alanındaki araştırma, araştırmacılar, yayın ve kaynaklar üzerinden sistematik literatür incelemesi yapılarak konunun ana hatları belirlenmiştir. Dördüncü bölümde araştırma verilerinin nasıl analiz edildiği, değerlendirme ve deney sonuçları verilmiştir. Çalışmamız araştırma sonuçlarının ve geleceğe ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı sonuç bölümü ile tamamlanmıştır. Bu tez çalışması ile şu sonuçlara ulaşılmıştır; ülkemizde video konferans sistemlerine olan yaklaşımın Covid-19 pandemisinden etkilendiği, video konferans sistem kullanımının öngörülemeyen bir trendle arttığı ama buna rağmen ülkemizde video konferans sistemler alanında yapılan çalışmaların yeterli seviyede olmadığı tespit edilmiştir. Çalışmamız sonucunda gelecekteki video konferans sistemlerinin, yapay zeka, nesnelerin interneti ve yenilikçi teknolojiler ile bütünleşerek kullanım oranının daha da artacağı için bu artışa yönelik çalışmaların yapılmasının desteklenmesi ve yönetilmesinin gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca insan duygu etkileşimi açısından video konferans sistemlerin detaylı incelemelerinin yapılmasının gerekliliği saptanmıştır.Öğe Platform ekonomilerinin gelecek perspektifi ve kullanıcı yorumlarının metin madenciliği ile analizi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2022) Çakmak, Celal; ınce, Ali RızaGünümüzde teknolojinin gelişmesi ile günlük yaşamın da önemli faaliyetlerinden biri olan ticaret de şekil değiştirmiştir. Küresel ve yerel anlamda belirli dijital süper güçler çevresinde şekillenen bu yeni ticaret biçimi, birkaç firmanın önü alınmaz bir biçimde güçlenmelerine sebep olmuştur. Platform ve paylaşım ekonomileri adı verilen bu yeni ticaret ortamları, firmaların en üst düzeyde fayda elde etmesini sağlarken tüketicinin faydasını minimize etmektedir. Piyasada gücü elinde bulunduran bu platformların sebep oldukları bir diğer durum ise dijital mecralarda satış yapmak isteyen girişimcileri, platformların sahip oldukları pazar payının büyüklüğü sebebiyle kendilerine mahkûm etmeleridir. Platform ekonomilerinin şuanda bulunduğu ve gelecekte ulaşacağı noktada, piyasalar, üreticiler ve tüketiciler üzerinde oluşturacakları etkilerin tespit edilmesi, bu etkilere yönelik düzenlemelerin geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bu önem doğrultusunda bu çalışmada; platform ekonomilerinin oluşturacağı yeni ekonomik çevrenin anlaşılması için metin madenciliği tekniği kullanılarak, sosyal medyada platform ekonomisi kullanıcı yorumlarının analiz edilmesi ve bu analizler sayesinde yeni ekonomik çevrenin etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın yönteminin üzerine inşa edildiği metin madenciliği süreci için öncelikle araştırma amacına uygun on adet konu etiketi belirlenmiştir. Araştırmada kullanılan veriler erişmek isteyen herkese açık olan sosyal medya ağı Twitter?dan gerekli izinler ile alınmıştır. Twitter Developer API ile SMR Foundation adlı kuruluştan ve "TAGS" programından çekilerek sınıflandırılmıştır. Araştırmacı tarafından belirlenmiş olan e-ticaret, indirim, online alışveriş, fırsat, blackfriday, novemberdeals, karacuma, muhteşemcuma, efsanekasım, kasımindirim konu etiketlerini içeren tweetler 14 Kasım - 5 Aralık 2021 ve 01-20 Ekim 2022 tarihleri aralığını kapsamaktadır. Yapılan analizler sonucunda atılan tweetlerde belirli firmaların isimlerinin öne çıktığı ve bireylerin platformlar konusunda belirli konularda sürekli sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir. Elde edilen bulgularla ilgili çıkarımlar sonuç bölümünde tartışmalı bir biçimde ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Platform Ekonomisi, Paylaşım Ekonomisi, Twitter, Metin Madenciliği, WekaÖğe Makine öğrenmesi yöntemleriyle çoklu etiketli verilerin sınıflandırılması(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Baran, Mikail; Alan, Mehmet AliGünümüzde internetin gelişmesiyle beraber teknolojik altyapının sağlanması ve erişimin kısalması pek çok sektörde yeni alanların doğmasına olanak sağlamıştır. Artan ve bilgi içeren bu alanların birer kaynak haline gelmesi yenilik ve çeşitlilik açısından büyük fırsatlar doğurmaktadır. Veri olarak adlandırılan bu kaynakların hızla artması makine öğrenmesi alanındaki çalışmalara çeşitlilik ve önem kazandırmaktadır. Yaygın olarak kullanılan verinin tasnif edilmesi, işe yarar bir duruma getirilmesi ve yeni bilgiler üretebilmesi adına bir sınıflandırmaya tabi tutulması gerekmektedir. Çoklu etiket sınıflandırması, sınıfların birbirini dışlamadığı geleneksel tek etiketli sınıflandırmanın bir uzantısıdır ve her örnek aynı anda birkaç sınıfa atanabilir. Haberlerin sınıflandırılması ve görüntülerin sınıflandırılması gibi çeşitli modern uygulamalarda görülür. Bu tezde ilk olarak teknolojinin gelişmesiyle artan verinin tasnifinde kullanılan çok etiketli sınıflandırma tanıtılmış, daha sonra makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak çok etiketli sınıflandırma bir film veri seti üzerinde modellenerek optimum başarının sağlanmasına yönelik testler yapılmıştırÖğe Yeni kamu yönetimi anlayışının hesapverebilirlik bağlamında iç güvenlik yönetimine yansımaları(Cumhuriyet Üniversitesi, 2006) Öksüz, Harun; Öncül, Mehmet SadıkSoguk savas döneminin bitmesi, küresellesme ve ekonomide liberal egilimlerin güçlenmesi ile birlikte dünyada kamu yönetimi alanında ciddi degisimler yasanmıs ve yasanmaya da devam etmektedir. Bu degisim, daha çok yönetimde demokratiklesme, kamu hizmetlerinde saydamlık, hesapverebilirlik, verimlilik, etkinlik, kalite, halka yakınlık ve vatandas odaklılık gibi ilkelere vurgu yapmaktadır. Bu gelismelerin ana hedefi ise isletmecilik anlayısının kamu sektörüne uyarlanması olmustur. Türkiye'nin de bu gelismelerden az çok etkilendigini, 1980 sonrası gelismeler ve gündemdeki kamu yönetimi reform çalısmaları dogrulamaktadır. Kamu yönetimi alanında yasanan bu gelismeler güvenlik kavramının kapsam ve içerigini de degistirerek askeri güvenlikten insani güvenlige geçisi saglamıstır. Yeni anlayısta devlet güvenligi bir amaç olarak degil bireylerin güvenligini saglayacak bir araç olarak görülmüstür. Dolayısıyla liberal demokratik ülkelerde iç güvenlik hizmetlerinin sivil bir hizmet alanı olarak degerlendirilmesi sonucunda güvenlik bürokrasisi militer yapıdan uzaklastırılarak sivillesmesi saglanmıstır. Öte yandan iç güvenlik teskilatları üzerinde sivil denetim ve gözetim mekanizmaları olusturarak bu kurumların sivil siyasi otoritelere hesap vermelerinin yolu açılmıstır. Türkiye'de yasalar iç güvenlik hizmetlerinin sunulması görev ve sorumlulugunu çisleri Bakanlıgı'na vermistir. Bakanlık bu görevi kendisine baglı olan polis, jandarma ve sahil güvenlik teskilatı marifetiyle yerine getirmektedir. Bu kurumlardan polis sivil bir görünüm arz ederken, jandarma ve sahil güvenlik yarı askeri yarı sivil bir görünüm arzetmektedir. Ayrıca bu iki kurumun asayis ve güvenlik hizmetleri dısında diger yönlerden Genelkurmay Baskanlıgı'na baglı olması iç güvenlik yönetiminde çok baslılıgı dogurmaktadır. Bu durum ise iç güvenlik hizmetlerinin sunumunda kimi olumsuz sonuçları beraberinde getirmektedir. Öte yandan Türkiye'nin yönetim yapısının merkeziyetçi bir görünüme sahip olması, siyasi kültürünün militarizme dayanması, güvenlik bürokrasisinin kendini devletin tek sahibi olarak görmesi ve bunların mesleki sosyallesme süreçleri makro anlamda kamu yönetimi mikro alanda ise güvenlik yönetiminde hükümetlerce gerçeklestirilmesi düsünülen düzenlemelerin önündeki engeller olarak degerlendirilmektedir. Ayrıca, bu sivil iktidar üzerindeki militer vesayetçi görüntü Türkiye'nin hem AB sürecinde hem de uluslar arası iliskilerinde oldukça basını agrıtmaktadır. Bu çalısma dört bölümden olusmaktadır. Çalısmanın birinci bölümünde kamu yönetiminde yeni gelismeler baslıgı altında yeni kamu yönetimi anlayısının ortaya çıkıs ve yükselis nedenleri anlatılmıstır. kinci bölümde güvenlik kavramına bu yeni süreçte yüklenen anlam ve içerik tahlil edilerek Türkiye'de iç güvenlik yönetimi modeli incelenmistir. Üçüncü bölümde yeni kamu yönetimi anlayısı ile ortaya atılan hesapverebilirlik kavramına genis bir sekilde yer verilmistir. Son bölümde ise iç güvenlik kurumlarının hesapverebilirligi ile son dönemde Türkiye'de bu konuda atılan ve atılamayan adımlar üzerinde durulmustur.Öğe Sayısal derslerde kazanımlara erişim düzeylerinin veri madenciliği ile analizi ve ortaokul öğrencileri üzerine bir uygulama(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Karataşcı, Mustafa; Alan, Mehmet AliEğitimde veri madenciliği yöntemleri kullanılarak elde edilen veriler ve bu veriler ışığında elde edilen bilgiler ile eğitim sisteminin eksik yanlarının tespit edilmesi, eğitim sistemi ve müfredat hakkında gerekli önlemlerin alınması ve gelecek dönemler için isabetli planlamalar hazırlanması ve kararlar alınması sağlanır. Bu araştırmada; ortaokul öğrencilerinin ders yılı sonunda sayısal dersler olan Matematik ve Fen Bilimleri dersleri için ulaşması beklenilen genel amaçlar doğrultusunda edinmesi hedeflenen bilgi, beceri ve tutumları ifade eden kazanımları elde edip edemedikleri, eksik kazanımlar ve kazanımlar arasındaki anlamlı ilişkiler araştırılmış ve iki dersin kendi aralarında ve birbirileri ile olan ilişkileri veri madenciliği yöntemleriyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Ortaokul öğrencilerinin sayısal derslerde kazanımlara erişim düzeylerini belirlemek, Matematik ve Fen Bilimleri dersleri kazanımlarının hem kendi içinde hem de birbiriyle olan ilişkilerini veri madenciliği yöntemi ile ortaya koymak araştırmanın temel amacıdır. Araştırma, 2019-2020 eğitim öğretim yılında Sivas ili genelinde olmak üzere daha çok Şarkışla ilçesinde öğrenim gören 619 beşinci sınıf, 669 altıncı sınıf, 593 yedinci sınıf ve 580 sekizinci sınıf olmak üzere toplam 2.461 ortaokul öğrencisi üzerinde yapılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kazanımlar ile ilişkili başarı testleri hazırlanmıştır. Başarı testleri her sınıf düzeyinde Matematik ve Fen Bilimleri testi olarak uygulanmış ve elde edilen veriler veri madenciliği yöntemiyle WEKA programı kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen araştırma bulgularına göre her sınıf düzeyi ve derse göre kazanımlara erişim yüzdeleri genel olarak aşağıdaki gibi oluşmuştur. Ders Adı 5. Sınıf 6. Sınıf 7. Sınıf 8. Sınıf Matematik % 58,09 51,92 58,16 50,57 Fen Bilimleri% 54,84 53,17 46,1 57,71 Ancak Mart 2020'de Covid-19 salgını nedeniyle eğitim öğretim faaliyetlerinde zorunlu olarak uzaktan eğitim sürecine geçilmesi eğitim öğretim faaliyetlerinde ve kazanımlara erişim düzeylerinde olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Elde edilen araştırma bulgularına göre; uzaktan eğitim faaliyetleri sonucu öğrencilerin kazanımlara erişim düzeyleri ve başarı yüzdelerinin yüz yüze eğitim faaliyetlerine göre daha düşük olduğu gözlenmiştir. Ayrıca araştırma sonucunda; Beşinci sınıf düzeyinde matematik dersi için "Üçgen ve Dörtgenlerin Temel Elemanları" konusu ve Fen Bilimleri dersi için "Madde ve Doğası" konusunda, Altıncı sınıf düzeyinde matematik dersi için "Alan Ölçme ve Birimleri" konusu ve Fen Bilimleri dersi için "Ses ve Özellikleri" konusunda, Yedinci sınıf düzeyinde matematik dersi için "Çokgenler" konusu ve Fen Bilimleri dersi için "Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme" konusunda, Sekizinci sınıf düzeyinde matematik dersi için "Basit Olayların Olma Olasılığı" konusu ve Fen Bilimleri dersi için "Enerji Dönüşümleri ve Çevre Bilimi" konusunda, kazanımlara erişim düzeyleri düşük olduğundan, bu konular ile ilgili öğrenme alanına ait kazanımların öğrencilerin üst sınıfa ait kazanımlardan önce tekrar etmesinin öğrencinin başarısına katkı sağlayacağı söylenebilir. Anahtar kelimeler: Ortaokul, Fen Bilimleri, Matematik, Ders kazanımları, Veri madenciliği, Apriori, Kümeleme Analizi, EM(expectation maximisation)Öğe Makine öğrenmesi yaklaşımı ile iç mekân konum tespit sisteminin tasarımı(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Yüksek, Emre; Yüksek, Ahmet GürkanGünümüzde dış mekân konumlandırma sistemleri hastaneler, havaalanları, fabrikalar ve alışveriş merkezleri gibi birçok iç mekânda da kullanılmaktadır. Ancak GPS gibi dış mekânda oldukça başarılı olabilen konumlandırma sistemleri, uydu görüş açısının sürekli sağlanamaması veya düşük çekim kalitesi sebebiyle iç mekânlarda aynı şekilde başarı sağlamamaktadır. Bu bakımdan iç mekânda en az masraf ile en hassas konumlandırmanın sağlanabilmesi için birçok yöntem geliştirilmektedir. Bu yöntemlerden birisi olan parmak izi ile konumlandırma, kullanımı yaygın mobil cihazlar gibi donanımlar ile çevrede bulunan sinyalleri kullanarak başarılı konumlandırma yapabilmesi sayesinde diğer iç mekân konumlandırma yöntemlerinden ayrılmaktadır. Bu tez çalışmasında nesnelerin interneti çerçevesinde makine öğrenmesi yaklaşımı kullanarak daha başarılı bir iç mekân konumlandırma sisteminin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında nesnelerin interneti kullanılarak iç mekândan toplanan veriler ile referans bir parmak izi veri tabanı oluşturulmuştur. İkinci aşamada ise makine öğrenmesi modelleri kurularak, ilk aşamada oluşturulan parmak izi veri tabanı ile eğitilmiş ve anlık sinyal değerleri kullanılarak konum tespiti yapılmaya çalışılmıştır.Öğe Hastanelerde iş gücü planlaması için karar destek sistemi yazılımı geliştirme ve model önerisi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Keklikci, Şerife; Taştan, SerkanHastane nöbet çizelgelerindeki görevlendirmeler için birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen bugüne kadar Karar Destek Sistemlerini kullanarak çok az sayıda çalışma yapılmıştır. Bu yüzden yeni bir model önerisi sunmak amacıyla bilgisayar yazılımları kullanılarak bu çalışma hazırlanacaktır. Bununla birlikte hâlihazırda meydana gelen çizelgeleme sorunlarına yönelik yeni bir model önerisi sunarak sorunları en aza indirgeyecek bir KDS (Karar Destek Sistemi) yazılımı geliştirmek amaçlanmaktadır. Günümüzde birçok sağlık kurumunda nöbet çizelgeleri manuel hazırlanmaktadır. Bu çok zahmetli bir iştir ve uzun zaman almaktadır. İncelenen çalışmalara göre akıllı programların nöbet çizelgelerini saniyeler içinde çözdüğü gözlemlenmiştir. Bu tezdeki Nöbet Çizelgesi Matematiksel Problemi"nin çözümünde Karışık Tam sayılı Doğrusal Programlama (MILP) kullanılmıştır. Verilerin çok fazla sayıda olması nedeniyle ve kullanım kolaylığı sağlaması açısından probleme yönelik bütün veriler Microsoft Excel Elektronik tablosunda saklanmıştır. "Sağlık Personeli Karar Destek Sistemi" uygulaması ile nöbet çizelgelerini düzenleyen personele ergonomik bir ara yüz sunulmuş ve iş yükü azaltılmıştır. Tüm verilerin ve parametrelerin tek bir uygulamadan ulaşılabilir olması sayesinde vakit tasarrufu da sağlanmıştır. Sağlık personellerinin nöbet çizelgesi hazırlanırken İl Ambulans Servisi Başhekimliği Komuta Kontrol Merkezi ve Merkez İstasyonlarında bulunan 20 kişilik ATT (Acil) ve AABT (Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri) sağlık personellerinin gece ve gündüz vardiyalarına yönelik çözüm süreçlerine odaklanılmıştır. İl Ambulans Servisi Başhekimliği Komuta Kontrol Merkezi ve Merkez İstasyonundan alınan Nisan ayına ait iki haftalık nöbet çizelgesi değerlendirilerek, Mayıs ayına ait 31 günlük nöbet çizelgesini çözen bir karar destek sistemi yazılımı gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen bu yazılım sayesinde verilerin eş zamanlı olarak aktarılması ve dinamik yapıda olması sayesinde diğer aylara da kolaylıkla uygulanabilecek ve böylelikle çalışmanın devamlılığı sağlanabilecektir.Öğe Derin öğrenme yöntemleriyle Parkinson hastalığı teşhisi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Göktuğ, Cem; Kaynar, OğuzParkinson hastalığı, sinir sistemindeki dejeneratif bir bozukluk olarak bilinir ve hareket kontrolünde zorluklara, titremelere, kas sertliklerine ve denge kayıplarına yol açmaktadır. Bu hastalık, teşhis ve tedavi açısından büyük bir zorluk oluşturmaktadır. Hastalığın kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak, hastalığın erken teşhisi, tedaviye verilecek mücadele ve yaşam kalitesinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Son yıllarda, yapay zeka ve derin öğrenme teknikleri, kompleks nörolojik durumların teşhis ve tahmini için önemli bir araç haline gelmiştir. Hastalıklara ilişkin verilerin artması ve erişimin kolaylaşması, yapay zekanın hastalıkların tahmin ve tanısında etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Bu bağlamda, Parkinson hastalığının erken teşhisinde derin öğrenme ve makine öğrenmesi teknikleri büyük önem arz etmektedir. Çalışma, bu doğrultuda, Parkinson hastalığının sadece MR görüntülerinden tahmin edilemeyeceği gerçeğinden yola çıkarak, destekleyici bir veri kaynağı olarak El çizimleri veri seti de kullanılmıştır. Çalışmada, ResNet50, VGG-16, Mobilenet, DenseNet201 ve İnceptionv3 gibi Derin Öğrenme modelleri, Transfer öğrenme yöntemi kullanarak entegre edilmiştir. Ayrıca, K en Yakın Komşu, Destek Vektör Makineleri ve Lojistik Regresyon gibi makine öğrenmesi algoritmaları da kullanılmıştır. Oluşturulan modeller, her iki veri setine de uygulanmıştır. Sonuç olarak, derin öğrenme ve geleneksel makine öğrenmesi algoritmalarının kullanılmasıyla Parkinson hastalığının erken teşhisinde yüksek doğruluk oranlarına ulaşılmıştır. Bu çalışma, yapay zekâ sistemlerinin ve sınıflandırma yöntemlerin hastalık teşhisinde başarılı bir şekilde kullanılabileceğini doğrulamaktadır. Özellikle MobileNet modelinin yüksek doğruluk oranı ile öne çıktığı görüntü tabanlı teşhis yönteminin etkili bir şekilde kullanılabileceği görülmüştür. Gelecekte, daha fazla hasta verisiyle gerçekleştirilecek çalışmalar, bu hastalığı yaşayan kişiler için umut olacaktır.Öğe Türkiye’de il genel yönetimi: Sorunlar, yaklaşımlar ve öneriler(Cumhuriyet Üniversitesi, 1998) Parlak, Bekir; Eryılmaz, BilalÖZET r Bu doktora tezi, Türkiye'deki "il genel yönetimi" ni ve merkezi idarenin taşra örgütlenmesini, anayasal ve yasal gelişimi ve çerçevesi, kurumsal tarihçesi, bugünkü yapısal ve işlevsel durumu ile sorunlarını incelemeyi ve çözüm yolları önermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada ülkemizdeki il sistemi betimlenirken, ayrıca çağdaş dünyadan seçilen bazı gelişmiş ülkelerin il sistemleri de incelenmiş ve bu ülkelerdeki taşra yönetim sistemi ile Türkiye'deki taşra yönetsel düzeni ve il örgütlenmesi karşılaştırılmıştır. Kavramsal nitelikteki bu bilgi ve açıklamalardan sonra ülkemiz genelinde, 80 vilayet ve bunların bir kısım ilçeleri ile İçişleri Bakanlığı merkez örgütünde gerçekleştirilen uygulamalı araştırma ortaya konmuştur. Araştırmayla ilgili açıklamalara geçilmeden önce, bu konuda yapılan çalışma ve araştırmalar ayrı ayrı ele alınarak analiz edilmiştir. Anket, gözlem ve görüşme yöntemlerinin kullanıldığı uygulamalı araştırma; hazırlık, uygulama, bulguların dökümü ve istatistiki analizler kullanılarak elde edilen bilgi ve sonuçların değerlendirilmesi aşamaları halinde açıklanmıştır. Ardından varsayımların geçerlilikleri sorgulanmıştır. Böylelikle tüm bu kavramsal ve uygulama içerikli analizlerden sonra, ulaşılan sonuçlar ve genellemeler yardımıyla bir senteze gidilebilmiştir. Çalışmanın ortaya çıkardığı sonuca göre, Türkiye'deki il genel yönetimi ve mülki idare amirliği sistemi, ülkenin mevcut ortam ve koşulları ile halkın gereksinimleri ve beklentileri karşısında yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliğe neden olan/veya bunu besleyen çok önemli yapısal ve işlevsel sorunlar ve aksaklıklar söz konusudur. İl sistemi, bu yetersiz ve etkisiz görünümüyle bir yemden yapılanma gereksinimi içindedir. İl genel yönetiminin sorunlarını çözmeye ve sistemi etkin kılmaya yönelik olarak gerçekleştirilecek yeniden yapılanmada, çağdaş dünyadaki gelişmeler ve evrensel normlar yadsınmadan, ama öncelikle ülkenin yönetsel, siyasal, toplumsal ve ekonomik koşullan ve gereklilikleri dikkate alınmalıdır. Bu çerçevede yapılacak yönetsel reform "insan" merkezli olmalı ve yönetim halk bütünleşmesini sağlamalıdır. Bugünkü koşullar içinde, yöresel gelişmeyi hızlandıracak, ülke kalkınmasına ivme kazandıracak, yerel kaynaklan harekete geçirecek ve en optimalbiçimde hizmet sunumunu sağlayacak bir il sistemine gereksinim vardır. İl genel yönetimi, ülkedeki genel ve yerel düzeydeki yönetsel sistemler ile ekonomik sistemi de kapsayacak gerçekçi, disiplinli ve köklü bir yeniden yapılanma yoluyla halkın beklentilerine ve gereksinimlerine yanıt verebilen, etkin bir yapı ve işleyişe kavuşturulabilir. Ülkenin yönetsel, toplumsal ve ekonomik sorunlarının önemli bir kısmı etkin ve dinamik bir il sisteminin kurulması, yerel yönetimlerinin güçlendirilmesi ve halkın yönetime daha üst düzeyde katkı ve katılımının sağlanması ile çözüme ulaşacaktır. Bunun için vakit geçirmeden gerekli siyasi irade ortaya konulmalı ve konunun takipçisi olunarak, Türkiye'nin ve Türk toplumunun koşullarına ve gereksinimlerine uygun bir il genel yönetimi yapılandırılması gerçekleştirilmelidir.Öğe 17. Asrın ikinci yarısında Osmanlı savaş tekniği ve Tımarlı Sipahiler(Cumhuriyet Üniversitesi, 2010) Arıç, Murat Hilmi; Gürbüz, Adnan17. asır ateşli silahların gelişmesi ve yaygınlaşması neticesinde dünyadakisavaş mantığının kökünden değişmeye başladığı bir dönemdir. Yaşanan askerîdeğişim dünyanın büyük imparatorluklarını yaklaşık iki asır sonra birbirini tüketmenoktasına getirecek ölçüdedir.Yeniçağ Avrupa'sında en kuvvetli iki imparatorluk, Osmanlı ve Habsburgimparatorlukları arasındaki çekişme ve rekabet askerî değişimin hararetli gelişmesinesahne olmuştur. Her iki hanedan kendi kültür kodlarından tevarüs ettikleri motifleriçağın getirdiği yeniliklerle mezcetmede büyük bir hüner göstermişlerdir.Özellikle yüzyılın sonunda Habsburgların kendi aleyhlerinde olan dengelerimuvazeneye getirmekteki maharetleri takdire şayandır. Kurulan denge rakibi olanOsmanlıyı inceleyenlerin çeşitli sorular sormalarına sebep olmuştur. Acaba Osmanlıartık duraklamaya ve hatta gerilemeye mi başlamıştı? Tuğralarında ?el-muzafferü'ddâimâ?sıfatını bi-hakkın taşıyan padişahlar 16. asırda mı kalmıştı? Yoksa batılırakipleri yüzlerce yıldır mücadele içinde oldukları doğulu komşularıyla baş etmeyimi öğrenmişlerdi? Yapılan çalışmalar, tasnifler, tartışmalar ekseri bu minval üzereşekillenmektedir.Bu tartışmalı dönemde ne olup bittiğini anlamak için Osmanlı ordusunun vesavaş yapısının incelenmesi gerekmektedir. Son yıllarda bu konudaki yayınlarda daartış görülmektedir. Fakat genel itibariyle askerî değişimin merkezinde olan ateşlisilahları ve bunları kullanmakla mümtaz bulunan kapıkulu askerleri ve özelde iseyeniçeriler daha çok ilgi çekmekte ve tedkik edilmektedir.Osmanlı ordusunun, kökeni çok eskilere dayanan süvari ordularına ve bunlariçerisinde farklı bir yeri bulunan timarlı sipahilere bu dönem içinde ışık tutanmüstakil bir çalışma maalesef yapılmamıştır.Bu çalışma timarlı sipahilerin askerî yönü ile ilgili araştırmaların eksikliğinedikkat çekmek ve konuyla ilgili yapılacak çalışmalara bir girizgâh olmakgayesindedir.17. asır boyunca timarlı sipahiyi bütün Osmanlı coğrafyasında takip etmek vehakkıyla tedkik etmek kabil olamayacaktır. Dolayısıyla konuyu yüzyılın ikinciyarısıyla sınırlandırmak ve Osmanlı Avrupa'sı içinde tutmak daha net bir görüntüyakalamak için tercih edilmiştir. Özellikle bu dönem galibiyetlerle mağlubiyetlerinbir arada görüldüğü ve Osmanlı'nın askerî kabiliyetinin artık sorgulanmaya başladığıbir döneme tekabül etmektedir.Çalışmanın birinci bölümü 17. Asırda Timarlı Sipahinin Vaziyeti başlığıylaverilmiştir. Burada sipahinin cephe gerisindeki vaziyeti ele alınmaya çalışılmıştır.Burada da temel konu timarlı sipahinin kim olduğu ve sipahilerin genelkarakteristiğine dair dönem içerisindeki özelliklerinin neler olduğu yer almaktadır.İkinci bölüm ise 17. Asırda Değişen Savaş Mantığı başlığı altında yaşananaskerî değişimin Osmanlı ordusu üzerinde meydana getirdiği değişim ve sipahilereakseden yönlerinin neler olduğu üzerine şekillenmektedir. Bu bölümde ayrıcasipahinin genel bir tasviri de oluşturulmak istenmiştir.Üçüncü bölüm, 17. Asır Savaşlarında Sipahiler başlığı altında sipahinindönem savaşlarında farklı şartlar altında nasıl rol aldıkları ve ne gibi vazifelerüstlendikleri tesbit edilmeye çalışılmıştır.Araştırma boyunca Başbakanlık Osmanlı Arşivinden elde edilmiş arşivvesikaları (defterler ve müstakil belgeler), seyahatnameler, kronikler, müzemalzemeleri, ana kaynaklar olarak kullanılmıştır. Ayrıca konuyla ilgili bağımsızmuhtelif dillerde (Türkçe ve İngilizce) araştırma ve inceleme eserleri kullanılmıştır.Anahtar kelimeler: Osmanlı, sipahi, timar, savaş. 17. asırÖğe Uluslararası şirketlerde atık ve tersine lojistik; Sivas üzerine bir uygulama(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Bozkurt, Tuba; Karaköy, Çağatayİnsanlığın her geçen gün hayatı kolaylaştırmak ve daha konforlu hale getirmek üzere bilimin her alanında çalışmalar yapması ve bilimin her alanında ilerlemeler kaydetmesi kaçınılmazdır. Bu ilerleyişe paralel olarak gelişen üretimdeki artış ve bitmek bilmeyen tüketim bir dizi problemlere neden olmaktadır. Bu üretim ve tüketim çılgınlığı içerisinde eriyen doğal kaynaklarımız küresel ısınmayı tetiklemektedir. Açığa çıkan atıklara olan bilinçsiz yaklaşım ise doğanın ve canlıların sağlığını tehdit etmektedir. Atıklar yakılacak ve ya gömülecek bir çöp olarak görülmemelidir. Öncelikle geri dönüştürmek, hazır kaynak olarak algılamak ve ya imha edilecekse uygun ve gelişmiş yöntemlerle bertaraf etmek en doğru olanıdır. Bu davranış şekli sağlık ve ekonomi açısından pozitif sonuçlar doğuracaktır. Atıklara değer kazandıracak olan süreç atık lojistiği ve tersine lojistik faaliyetleri ile başlar. Tüketiciden ve ya üreticiden kaynaklı her atığın dönüşümü ve bertaraf edilmesi için gerekli hareketi tersine lojistik faaliyetleri başlatır ve nihai sonuca kadar devam ettirir. Bu çalışma, Sivas Organize Sanayii Bölgesinde uluslararası ticaret yapan şirketlerde atık lojistiği ve tersine lojistik faaliyetlerinin değerlendirilmesine yönelik yapılmış bir çalışmadır. Anahtar Kelimeler: Atık, Atık Lojistiği, Tersine Lojistik, Geri Dönüşüm, BertarafÖğe Üniversitelerde halkla ilişkiler faaliyetleri ve bir uygulama(Cumhuriyet Üniversitesi, 2007) Uğur, Uğur; Gülmez, MustafaHalkla iliskiler, belirlenmis hedef kitleleri etkilemek, kurulusu onlara sevdirmek için yapılan, planlı iletisim çabalarıdır. Üniversiteler, içinde bulundukları toplumla iyi iliskiler kurmak ve yaptıkları arastırmaların sonuçlarını topluma ulastırıp, toplumla bütünlesmek için halkla iliskiler çalısmalarından yararlanmak zorundadırlar. Bu çalısmada Üniversitelerin halkla iliskiler uygulamaları, halkla iliskiler birimlerinin yapısı, birimlerde görevli halkla iliskiler personelinin sayısı ve eğitim durumları, teknolojik cihazların durumu ve kullanım sıklığı, birimlerin iletisim araçlarından yararlanma dereceleri ve bu birimlerin gerek üniversite içindeki diğer birimlerle, gerekse diğer kamu kurumları ve özel kuruluslarla iletisim dereceleri arastırılmıstır. Çalısmada veri toplama tekniği olarak anket yöntemi kullanılmıstır. Anketler 40'ı Devlet Üniversitesi ve 15'i Özel Üniversite olmak üzere toplam 55 üniversitenin halkla iliskiler birimleri sorumlularına uygulanmıstır. Değerlendirilen anket sonuçlarına göre, üniversitelerin halkla iliskiler birimlerinin personel sayısı ve eğitim durumu, kullanılan teknolojik cihazlar ve çevreleriyle iletisim derecelerinin, etkili ve verimli halkla iliskiler çalısmaları için yeterli olmadığı görülmüstür.Öğe Osmanlı sefer organizasyonlarına taşradan bakış: Sivas şehrinde sefer hazırlıkları (1787-1850)(Cumhuriyet Üniversitesi, 2009) Yüksel, Ahmet; Gürbüz, AdnanOsmanlı Devleti'nin en önemli güç odağı olan ve sayıları zaman zaman yüz binlerle ifade edilen ordusunun seferler öncesinde ne şekilde organize edildiğini ve bu ordunun ihtiyaçlarının hangi sayı ve miktarlarda tedarik edildiğini anlayabilmek devletin kuruluş ve yükselişindeki başlıca amîllerin yanı sıra yıkılışının sebeplerinin de daha iyi anlaşılması açısından önemli bir konuyu oluşturmaktadır. Bu doğrultuda sefer hazırlıklarının işleyişinin nasıl olduğu Sivas şehrinden hareketle incelenmeye çalışılacaktır. Özellikle de bu hazırlık sürecinde bugüne kadar pek de açık olarak vurgulanmamış olan, Anadolu insanın üstlenmiş olduğu daha doğru bir ifadeyle üstlenmek zorunda bırakıldığı sorumluluğa dikkat çekilecektir. Aynı şekilde bu organizasyonda devlet ile halk arasında her türlü bağlantıyı sağlamakla yükümlü olan merkezî ve yerel memurların sorumluluklarına ve sefer organizasyonlarındaki tüm faaliyetlerine elden geldiğince değinilmeye çalışılacaktır. Ayrıca gücünü bu organizasyonların eksiksiz ve kusursuz bir şekilde gerçekleştirilebilmesinden ve başarıya ulaştırılmasından alan devletin tüm bu etkinlikler sırasında nasıl bir tavır takınmış olduğuna ve ne gibi hassasiyetleri olduğuna da değinilecektir. Bu bağlamda devletin en telaşlı ve sancılı dönemleri olarak kabul edilen sefer hazırlıkları sürecinde merkez-taşra ilişkilerinin nasıl geliştiğine de temas edilecektir.Daha önce herhangi bir seferden hareketle Osmanlı Devleti'nde sefer organizasyonlarının ne şekilde gerçekleştiği ele alınmışken bu seferlerin halk için nasıl ağır bir yük oluşturduğu hususuna pek de dikkat çekilmemiştir. Yine aynı şekilde söz konusu organizasyonların eksiksiz ve mükemmel bir şekilde gerçekleştiği konusunda mevcut çalışmalar hemfikirken bu organizasyonlardaki eksik ve hatalı noktalara çok da açık olarak işaret edilmemiştir. İşte bu çalışmada söz konusu eksikliklere de yeri geldiğince temas edilmek suretiyle Osmanlı Devleti'nde sefer organizasyonlarının işleyişinin daha iyi bir şekilde anlaşılmasına çalışılacaktır.Son olarak yine bu çalışma sayesinde Osmanlı döneminde Sivas şehrinin ekonomik ve sosyal düzenine ilişkin yeni verilere ulaşılacağından şehir tarihinin aydınlatılmasına da imkânlar dâhilinde katkıda bulunulacağına inanılmaktadır.Bu araştırmada temel olarak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Arşivi'ndeki Maliyeden Müdevver Defterler ile çeşitli tasnifler ve Ankara Milli Kütüphane'deki Sivas Şeriyye Sicilleri birinci elden kaynaklar olarak kullanılmıştır. Ayrıca incelenen döneme ve konuya ait olan ikinci elden kaynaklardan ve araştırma- inceleme eserlerinden de yararlanılmıştır.Öğe Osmanlı sosyo- kültürel hayatında istinsah faaliyetleri ve müstensihler(Cumhuriyet Üniversitesi, 2013) Akbulut, Emine; Yüksel, HasanBu çalışmada Dünya tarihi içerisinde kitap ele alındıktan sonra esas konu olan Osmanlı?da Matbaa öncesi kitap yazımı ve müstensihler ele alınmıştır. İstinsah faaliyetleri tüm yönleriyle detaylı bir şekilde incelendikten sonra üçüncü bölümde ise matbaanın Osmanlı toplumuna girişi ile kitap yazım ve çoğaltma işlemi olan istinsah?ın durumu irdelemiştir. Anahtar Sözcükler: Kitap, Müstensih, İstinsah, Kâtib-i Kütüb, Hatat,Müzehib, Mücelit, Tezhip, Cilt, Kâğıt vsÖğe Üretim işletmelerinin yeşil lojistik ve yeşil pazarlama faaliyetlerini belirlemeye yönelik nitel bir çalışma: Sivas ili uygulaması(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Öniz, Aslıhan; Akçadağ, MuallaDoğal çevrenin insan ve diğer canlılar üzerindeki stratejik önemi, sürekli artan çevre bilinci ve farkındalık sayesinde işletmelerin lojistik uygulamalarını olumlu yönde etkilemektedir. Yeşil lojistiğin bu konuda ön plana çıktığı ve insanların sorunlarını çözme ve bunu etkin şekilde kullanma çabaları görülmektedir. Genel olarak bakıldığında yeşil lojistik faaliyetleri işletmelerin birçok konudaki gücünü ortaya koymada ve sürdürülebilirliklerini sağlamada belirleyici rol oynamaktadır. Bunun sebebi işletmelerin çevreye karşı hassas olmasının tüketici memnuniyetini, piyasadaki rakiplerine karşı üst seviyede olmasını sağlamaktadır. Örgütsel, çevresel ve teknolojik faktörler yeşil lojistik uygulamalarına etki etmektedirler. Dünyada doğal kaynakların git gide azalmasının nedeni geçmişte doğal kaynakların bilinçsiz şekilde tüketilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yeşil pazarlama başta olmak üzere yeşil lojistik, yeşil tedarik zinciri, tersine lojistik gibi faaliyetlerle bu durumun önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Yeşil lojistiğin amacı işletmelerin faaliyetlerini sürdürürken çevreye verdikleri zararı minimum seviyede tutmaktır. Türkiye' de bu konuda araştırmalar son zamanda hız kazansa da yine de yeteri kadar veri ve çalışma bulunmamaktadır. Bu tez içinde bulunduğumuz dönemde üretim işletmelerinin yeşil lojistik ile ilgili uyguladıkları faaliyetleri belirtmek için hazırlanmıştır. Araştırmanın sonucunda Sivas ilinde bulunan üretim işletmelerinin yeşil lojistik alanında düzenli ve matematiksel yöntemler kullanıldığı ayrıca tüketilen yakıt miktarından karbon emisyonunun kullanımına kadar planlanarak ilerlendiği gözlemlenmiştir. İşletmelerin mevcut durumları ile yeşil lojistiğin bilişim ve iletişim faaliyetleri konusunda bilinçli olduğu görülmüştür. Önem sıralamasına göre bakıldığında temel kaygılarının ekonomik olmasına rağmen yeşil lojistik uygulamalarını eyleme döktüklerinde bunun daha ekonomik ve sosyal açıdan avantajlı olduğu ayrıca hayatın sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahip olduğu bilincine varıldığı söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Lojistik, Yeşil Lojistik, Yeşil Pazarlama, Tedarik Zinciri YönetimiÖğe Bütünleşik pazarlama iletişimi unsuru olarak televizyon reklâmları ve tüketicilerin televizyon reklâmlarına bakışının tespitine yönelik bir uygulama(Cumhuriyet Üniversitesi, 2008) Akın, Eyup; Akdoğan, ŞükrüBu tezde televizyon (TV) reklâmları bütünleşik pazarlama iletişimi yaklaşımıyla ele alınarak, tüketicilerin reklâma karşı tutumları üzerinde durulmuştur. Çalışma temel üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde teorik çerçevenin oluşturulması, ikinci bölümde TV reklâmlarının bütünleşik yaklaşımla ele alınması ve üçüncü bölümde tüketici odaklılık perspektifi ile tüketicilerin TV reklâmlarına bakış açılarının belirlenmesi amaçlanmıştır.İlk bölümde, temel iletişim modeli ile pazarlama iletişimi modeli, süreçleri ve araçları ele alınmıştır. Daha sonra detaylı olarak bütünleşik pazarlama iletişimi felsefesi ve modelleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, reklâm ve TV reklâmları detaylı olarak ele alınmıştır. Sonra TV reklâmlarında bütünleşik yaklaşımın neden gerekli olduğu, bütünleşme yaklaşımının hangi boyutlarda ele alınması ve ne şekilde uygulanması gerektiği yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. TV reklâmındaki bütünleşme için tüketici tutumunun belirlenmesinin önemine vurgu yapılarak bölüm tamamlanmıştır.Üçüncü ve son bölümde ise tüketicilerin TV reklâmlarına bakış açılarını belirlemeye yönelik araştırmaya yer verilmiştir. Araştırma 460 tüketici üzerinde gerçekleştirilmiş olup elde edilen verilerin analizinde kümele, varyans, ki-kare analizleri ile tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmıştır. Analizlerle tüketicilerin TV reklâmlarına karşı genel tutumları ve reklâmdan kaçınma eğilimleri tespit edilmiştir. Bu tespit doğrultusunda tüketiciler dört grup olarak ele alınmıştır. Çalışmada ayrıca tüketicilerin TV reklâmı türleri ve içerik öğelerine göre reklâma bakış açıları belirlenmiştir. Farklı demografik özellikler, medya takip alışkanlıkları ve oluşturulan dört yeni grup itibariyle içeriğe ve reklâm türüne göre tüketicilerin tutumları belirlenmeye çalışılmıştır.Araştırma sonunda tüketicilerin TV reklâmlarına olumsuz bakış açılarının olduğu ve reklâmdan kaçınma eğilimlerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Ulaşılan sonuçlar çerçevesinde reklâmcılara, pazarlama iletişimcilerine, iletişim çabasında olacak firma yöneticilerine ve gelecekteki benzer araştırmalara yönelik olarak bütünleşik yaklaşımı temel alan farklı öneriler geliştirilmiştir.Öğe Endüstri 4.0 olgunluk düzeylerinin tespitine yönelik bir araştırma: Sivas ili örneği(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Şimşek, Mehmet Zahid; ınce, Ali RızaYakın zamanda meydana gelen ve günümüzde de etkisi halen devam etmekte olan Endüstri 4.0 kendi bünyesinde barındırdıklarıyla birlikte hayati bir öneme sahiptir. Endüstri 4.0 siber fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim gibi bileşenlerden oluşan önemli bir kavramdır. Bu yeni ve önemli kavram ilerleyen süreçlerde geçici bir sanayi trendi veya modası olmaktan öte birçok iş kolunu, mesleği ve ekonomik gelişimi etkileyecek ve hayati bir öneme sahip olduğunu ilgili her alanda gözler önüne serecektir. Bu çalışmanın birinci bölümünde; sanayi devrimleri, Endüstri 4.0 kavramının tanımı, sunduğu fırsat ve tehditler ve Türkiye'nin Endüstri 4.0 politikası ikinci bölümünde; Endüstri 4.0 bileşenleri, üçüncü bölümde; literatürde bulunan genel kabul görmüş Endüstri 4.0 olgunluk modelleri, dördüncü bölümünde ise; "Bir Endüstri 4.0 Hazırlık Değerlendirme Aracı" isimli olgunluk modelinin Sivas ili örneği uygulaması ve uygulamaya ilişkin araştırmanın sonuçları sunulmuştur. Türkiye sanayi devrimleri değerlendirilmesi yönünden çeşitli akademik ve özel araştırmalara göre genel olarak ikinci ve üçüncü sanayi devrimi aşamasında olduğu belirtilmektedir. İlerleyen teknolojiler ve değişimler sonucunda Türkiye üretim anlamında, ticari olarak bulunduğu konum itibariyle ve çeşitli faktörler açısından elinde bulundurduğu rekabet üstünlüğü fırsatlarını kaybetmemesi için Endüstri 4.0 anlamında önemli adımlar atması gerekmektedir. Sivas ilindeki firmalar geleneksel üretim süreçlerinin devam ettirilmesinde ısrarlı oldukları ve Endüstri 4.0 kavramını gereklilikten ziyade geçici bir trend, maliyetli ve kâr getirmeyen uzun bir süreç olduğunu düşündükleri tespit edilmiştir. Bu firmaların rekabet üstünlüklerini kaybetmemeleri ve bunu sürdürebilmeleri için yaptığımız çalışmaya göre Endüstri 4.0 anlamında ciddi bir farkındalığa, bu konuda önemli çalışmalara ve yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi halde ilerleyen süreçlerde bu konu işletmelerde geri dönüşü olmayan eksiklikleri meydana getirerek kendi sonlarını hazırlamalarına yol açacaktır.Öğe Uluslararası pazarlamada fiyat stratejilerinin işletme performansı üzerine etkisi; Sivas mobilya sektörü uygulaması(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) Işıksal, Zerrin; Akçadağ, MuallaUluslararası pazarlama, işletmelere kârlarını maksimize etme, pazar paylarını arttırma, fiyat istikrarı sağlama ve ürün konumlandırma gibi imkânlar sunmaktadır. İşletmelerin uluslararası pazarda bu imkânlardan yararlanmaları, devamlılıklarını sağlamaları ve rekabet avantajı edebilmeleri için güçlü bir pazarlama stratejisi geliştirmesi gerekmektedir. Bu noktada işletmelerin fiyatlandırma stratejisi oldukça önemlidir. Fiyat, pazarlama karmasının tek gelir getiren unsuru olup, işletmenin kârlılığını yani işletme performansını doğrudan etkilemektedir. İşletme performansı işletmenin amaçlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulmasını sağlar. Ayrıca işletmeler performans ölçümü ile rekabet avantajı elde eder. Buradan hareketle bu çalışmada mobilya sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin fiyat stratejilerinin işletme performansı üzerindeki etkisinin belirlenmesi ve fiyat stratejileri ile işletme performansı arasında bir ilişki olup olmadığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada elde edilen veriler SPSS 23 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ankette kullanılan fiyat stratejilerinin işletme performansı üzerindeki etkisi ölçeklerinin güvenilirliklerini tespit etmek için Cronbach Alpha Testi analizine tabi tutulmuştur. Ayrıca korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden "yüz yüze anket" yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda fiyat stratejilerinin işletme performansı üzerinde etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Uluslararası Pazarlama, Fiyat Stratejileri, İşletme PerformansıÖğe Gıda sektöründe çok kriterli karar verme yöntemleri ile tedarikçi seçimi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2020) Tufan, Didem; Ulutaş, AlptekinGıda sektörünün içerisinde yer alan işletmeler için, üretimde kullandıkları ana girdinin önemi çok fazladır. Bu ana girdinin istenilen zamanda ve yerde bulundurulması gerekmektedir. Çünkü gıda sektöründe yer alan işletmeler, gıdanın üretim ve tüketim ömrü nedeni dolayısıyla zaman ile yarışmaktadırlar. İşletmeler eğer ana girdilerini kendi bünyelerinde üretmiyorlarsa mutlaka bir tedarikçi ile çalışmaktadırlar. Yani üretim için gerekli girdiyi dış kaynaktan temin etmektedirler. Üretim için gerekli olan hammadde, yarı mamul ya da mamul tedarik eden firmaya tedarikçi denmektedir. İşletmeler kendileri için en uygun maliyete ve en yüksek performansa sahip tedarikçi ile çalışmak isterler. Çoğu zaman işletme için fayda sağlayacak tedarikçiyi belirlemek zor olabilmektedir. Bu aşamada ise Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemlerinden faydalanılmaktadır. ÇKKV yöntemleri birden çok kriteri değerlendirerek alternatifler arasından seçim yapmak için kullanılan ve sadece tedarikçi seçimi için değil, birçok alanda kullanılan yöntemlerdir. Bu çalışmada da ÇKKV yöntemleri kullanılarak gıda sektöründeki bir tedarikçi seçim problemi çözülmüştür. Çalışmada AHP,nalitik Hiyerarşi Prosesi (AHP), ARAS, COPRAS, EDAS, OCRA, MOORA-Oran, MOOSRA yöntemleri kullanılmıştır. Öncelikle tedarikçi seçiminde kullanılacak kriterler, süt tedarikçisi bulunan bir firma ile görüşülerek belirlenmiştir. Ardından bu firmadaki yöneticilerden kriterleri ve alternatifleri değerlendirmeleri istenmiştir. AHP ile kriter ağırlıkları belirlenirken, diğer ÇKKV yöntemleri ile tedarikçiler sıralanmıştır ve en iyi tedarikçi belirlenmiştir. Sıralamalar yapıldıktan sonra Spearman Korelasyon yöntemi kullanılarak sıralamalar arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışmanın temel amacı gıda sektöründe bulunan bir firma için performansı en yüksek olan tedarikçisini belirlemektir. Bunun için birden fazla alternatif ve sıralama yöntemi kullanılacaktır. Yöntemlerin sonuçları Spearman Korelasyon analizi ile karşılaştırılacaktır. Ayrıca bu yöntemlerin sonuçları Borda Sayım yöntemi ile birleştirilecektir. Literatürde gıda sektöründe tedarikçi seçimi ile ilgili fazla çalışma olmadığı için bu çalışma araştırma boşluğunu doldurarak literatüre katkı sunmaya çalışmaktadır. Anahtar kelimeler: Tedarikçi seçimi, Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV), Gıda Sektöründe Tedarikçi SeçimiÖğe Türkiye’nin zeytinyağı sektörünün uluslararası rekabetçilik analizi(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2021) Baran, Ahmet Zafer; Arıç, Kıvanç HalilKüreselleşme sürecinde rekabet kavramı rekabet gücü, ulusal rekabet ve uluslararası rekabet gibi farklı başlıklar altında ele alınmaya başlanmıştır. Zira küreselleşmenin beraberinde getirdiği yenilikler doğrultusunda ülkelerin rekabetçilik dinamizmlerinin ayrıntılı bir şekilde ele alınması ve rekabet dinamiğinin sürdürülebilirliğinin sağlanması gibi konular önemli başlıklar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Zeytinyağı dünyada yaygın olarak kullanılan bir gıda ürünü olması ve zeytinyağı üreten ülkeler açısından önemli bir gelir kaynağı olması bakımından üzerinde incelemesi yapılması gereken bir konu olduğu söylenebilir. Dünya'da zeytinyağı ihracatında ilk sıralarda yer alan ülkeler İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye'dir. Bu ülkelere bakıldığında zeytinyağı ihracatında Avrupa Birliği ülkelerinin ön plana çıktığı görülmektedir. Zeytinyağı ithalatında önemli yere sahip ülkeler ise ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Brezilya ve Japonya'dır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de gerek üretim potansiyeli gerekse ihracat potansiyeli bakımından dikkate alınması gereken bir sektör olan zeytinyağı sektörünün 2009-2018 dönemindeki uluslararası rekabetçiliğinin analiz edilmesidir. Analiz yöntemi olarak Balassa ve Vollrath başta olmak üzere diğer rekabetçilik analiz yöntemleri kullanılmıştır. Ulaşılan analiz sonuçlarına göre Türkiye'nin zeytinyağı sektörü 2009-2018 döneminde uluslararası rekabetçiliğe sahiptir. Ayrıca Türkiye'nin ilgili sektördeki uluslararası rekabetçilik seviyesinin oldukça yüksek olduğu ve bu seviyenin yıllar içerisinde yükselme eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Rekabetçilik, Türkiye, Zeytinyağı Sektörü, Balassa, Vollrath