Simgesel Bir Form Olarak Perspektiften Dinin Seküler İnşasına Mekânın Poetikası
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
15. yüzyılda, Alberti ve Brunelleschi’nin ortak çabalarıyla ressama özgü perspektifin keşfi, modern mekân kavramında ve onu hayata geçirmede uygulanan modern yöntemlere giden uzunyolda belirleyici bir adım ve gerçek bir dönüm noktası olmuştur. İki boyutlu bir tuval üzerindederinlik yaratmak suretiyle mekânı ele geçirmeye matuf perspektif fikri, kolektif ve bireyselgerçeklikler içine iyice yerleşmiş mekân görüşü ile mekânın takip eden modern çağdaki yerinden çıkmışlığı arasında durmakta ve mekânın örgütlenmesinde insan algısının belirleyici rolünü tartışmasız kabul etmektedir.Aristo’nun Poetika’sında ortaya koyduğu dram birliği Batı edebiyatı ve yazın dünyasını şekillendiren kurucu öge olurken, perspektif ve Öklidci geometri de Batılı kent mimarisinin mekânadair poetikasında belirleyici olmuştur. Her şeyi standardize etmeye yönelik böylesi bir çaba Batıdüşüncesinin Antik Yunan’dan bu yana karakteristik özelliği olmuştur. Batı düşüncesinin kendisine kesinlik, zorunluluk ve oradan da evrensel olana ulaşmayı şiar edinmiş olması hâkim olmadüşüncesiyle de tutarlılık arz etmektedir. Dolayısıyla düzeni ve kontrolü salık veren böylesi birdüşüncede mekâna dair bir poetika; garnizon tarzı, etrafı surlarla çevrili ve hiyerarşik dizgeüzerine kentlerin kurulmasını mümkün hale getirmiştir.Makale, simgesel bir form olarak perspektif üzerinden kentsel mekân poetikasını inceleme konusu yapmaktadır. Bunu yaparken görme ile perspektif, perspektif ile mekân, mekân ile modern din anlayışı arasında bağlantılar kurulmuştur. Bu maksatla çalışmanın birinci bölümünde,perspektif konusu, toplumsal hayat ile formlar arasındaki gergin ilişki çerçevesinde ele alınmıştır. İkinci bölümde ise, perspektifin bir form olarak içinden çıkmış olmasına rağmen hayatınfarklı alanlarını düzenleme iradesi tartışmaya açılmıştır. Son bölümde ise, düzenleme pratiğinin neticesinde parsellenen kent mekânında sınırları çizilen dine dair seküler bakış eleştiri konusu yapılmıştır. Dolayısıyla perspektif, çizimde ve resimde sadece bir teknik olmanın çok dahaötesinde düşüncede, görmede, kentin toplumsal ve dinî mekânında modern epistemenin düzenleme pratiği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, son tahlilde günümüz modern hayatın üzerine bina edildiği modern epistemenin temel parametrelerinin neler olduğunu ve hangisaiklerle oluştuğunu anlama çabasının bir ürünüdür. Bu doğrultuda modern dönem Batılı kentve mimarinin mekân anlayışını belirleyen birer görme rejimleri olarak perspektif, camera obscuraile bir model olarak modern toplumu şekillendiren panoptik sistem arasındaki bağlantıların izisürülmektedir. Araştırma konusu mimari ve kent yapılanması olunca makalenin tarzı ve yönteminin yapıbozum olması kaçınılmazdır.