Türkiye’de Üniversite Öğrencilerinin Eğitim Türü Tercihlerinin Multinominal Lojistik Regresyon Modeli ile Araştırılması
Abstract
Eğitim, doğum ile başlayan ve ömür boyu devam eden bir süreçtir. En genel tanımı ile eğitim, bireylerin davranışlarında değişiklik meydana getirme sürecidir (Özer & Atik, 2015). Bu süreçte Harvey ve Green’in dönüşümsel kalite anlayışı gereği eğitimin bireylerde değişim meydana getirerek onları her açıdan güçlendirmesi beklenmektedir (Harvey & Green, 1993). Geçmişten günümüze, okulların sınıf ortamında ders vermesi, öğrencilerin dinlemesi, not alması, soru sorması ve bu soruları yanıtlaması geleneksel akademik eğitimin alışılagelmiş halidir (O’Malley & McCraw, 1999). Ancak eğitimin sürekli gelişen canlı bir süreç olması ve insan hayatında önemli bir yeri olması eğitimi insanı etkileyen her türlü alandan etkilenir
hale getirmektedir. Bu bakımdan hayatımızı her yönüyle etkileyen teknoloji ile birlikte bireyler teknolojik araçlarla sürekli yeni bilgilerle karşılaşmaktadır (Arı, 2010). Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesi toplumsal yaşamın her alanında ve tabi ki eğitim alanında da etkili olmuştur. İletişim teknolojileri öğrenme ortamlarına esneklik kazandıran bir özelliğe sahiptir (Göktaş &ark., 2008). Bilgi ve iletişim alanındaki teknolojik gelişmeler, okul ve sınıf gibi fiziksel
ortamlara bağımlı olmayan eğitim sistemlerini mümkün kılmıştır. Bu sistemlerden biri de uzaktan eğitim sistemidir (Tuncer & Taşpınar, 2008). Uzaktan
eğitim, öğrencilerin herhangi bir ortamdan sosyal, eğitimsel veya iş dinamiklerine uygulanabilecek bilgilere ulaşmasını sağlar (Ball & Crook,1997). Uzaktan
eğitim başta okullar ve diğer bütün kuruluşlara, eğitim sistemindeki yüksek maliyeti düşüren, geleneksel eğitim sisteminden daha yüksek verimin alındığı sanal sınıf ortamında mesafeden ve öğrenci sayısından bağımsız bir gruba eğitim
vermeyi sağlayan, yüksek kalitede kurslar düzenleme imkânı vermiştir. Uzaktan
eğitimde öğrenciler, iyi bir teknolojik alt yapı ile geleneksel eğitimde var olan
öğrenci-öğretici etkileşiminin sağladığı avantajlardan yararlanabilmekle beraber değişik medya araçları ile görsel açıdan etkili bir eğitim programından mezun
olma imkânına sahiptir. Bununla beraber, geleneksel eğitim sistemlerinde
yaşanması mümkün başarısız olma korkusu, genellikle uzaktan eğitimde ortadan kalkmaktadır (Odabaş, 2003).
Eğitim kurumlarında artan öğrenci kapasitesi, yetişmiş öğretim elemanı sayısının yeterli olmaması ve hayat boyu öğrenme sürecinde bireylerin farklı zaman ve mekânlarda kendilerine uygun şartlarda eğitim alma istemelerinin yanı
sıra kurumların da personellerine daha hızlı ve ekonomik bir şekilde hizmet içi
eğitimlerini verme isteği insanları farklı eğitim modellerini bulmaya yönlendirmiştir. Uzaktan eğitim, uzaktan öğrenme, online eğitim, Web’den öğrenme,
e-eğitim, e-öğrenme kavramları arayışlar sonucu ortaya çıkmıştır (Karakaya &
Aksoy, 2005).
Geleneksel eğitimde var olan sorunlardan dolayı birçok ülke uzaktan eğitime dair düzenlemeler yapmış ve hayata geçirmiştir. Bununla beraber teknolojik
ilerleme, bilginin hızlı üretilip paylaşılması “hayat boyu öğrenme” kavramını
ortaya çıkarmıştır. Teknolojiye erişebilen herkes öğrenmelerini hayat boyu devam ettirmektedir. Uzaktan eğitim, çocuk, genç, özürlü, çalıştığı için veya coğrafi nedenlerden okula gidemeyen, çeşitli konularda kendini geliştirmek isteyen
herkese uzaktan eğitimden yaralanabilme imkânı vererek, eğitimde fırsat eşitliği sağlar (Yıldız, 2004). Günümüzde farklı teknolojik imkân ve cihazlar kullanılarak coğrafi olarak uzak veya zaman olarak kısıtlı imkânlara sahip bireyler
için uzaktan eğitim modeli önemli bir ihtiyacı giderebilmektedir. Bununla birlikte, günümüzde uzaktan eğitim yüz-yüze eğitime tamamıyla alternatif olamamaktadır (Tuncer & Bahadır, 2017). Bu konuda yüz-yüze eğitimdeki etkileşim
boyutu, uzaktan eğitimin en önemli eksikliği olarak görülmektedir (Huss, Sela
& Eastep, 2015). Bu problem istenen verim ve çıktıların elde edilmesine engel
olabilmektedir (Kaysi, 2020).
Birçok önemli faydalar sağlayan uzaktan eğitimin bazı sınırlılıkları söz konusudur. Bunlar şöyledir:
• Yüz yüze eğitimdeki ilişkilerin sağlanmasının kolay olmaması,
• Öğrencilerin sosyalleşmelerine engel olması, • Yardımsız ve kendi kendine öğrenme alışkanlığı olmayan öğrencilerin
zorlanması,
• Çalışan öğrencilere dinlenmek için zaman bırakmaması,
• Uygulamaya dönük derslerde gereken faydanın sağlanamaması,
• Beceri ve tutuma yönelik davranışların gerçekleştirilmesinde etkili olamaması (Özdil, 1986),
• Ulaşım imkânları ve iletişim teknolojilerine bağımlı olması (Alkan, 1996).
Bunlarla birlikte birçok araştırma göstermiştir ki uzaktan eğitim ihtiyaç sonucu ortaya çıkmıştır. Fiziki ve maddi imkânsızlıklar ülkeleri uzaktan eğitime
yöneltmiştir (Kırık, 2014). Eğitime devam edebilmenin önüne çıkan engeller
neticesinde uzaktan eğitim yöntemleri tercih edilmiştir. Fakat Covid-19 salgınına kadar temel eğitim ve orta öğretimde ciddi manada uzaktan eğitim faaliyeti
görülmemiştir (Karaca &ark., 2021). 2019 yılının sonlarında başlayarak 2020
yılı itibariyle tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını her alanı olduğu
gibi eğitim alanını da çok fazla etkilemiş ve bir alternatif eğitim sistemi olan
uzaktan eğitim, eğitimin her kademesinde zorunlu eğitim sistemi haline gelmiştir (Zorlutuna & Erilli, 2021). Tüm öğrenciler gibi üniversite öğrencileri de
bildikleri geleneksel yüz yüze eğitimden çok farklı olan uzaktan eğitimi uzunca
bir süre deneyimlemişlerdir. Bu bağlamda, hem yüz yüze hem de uzaktan eğitimi
deneyimlemiş üniversite öğrencilerinin hangi eğitim türünü tercih ettikleri,
bu tercihlerine etki eden faktörleri belirleme olanağı bulunmuştur. Bu çalışmanın
sonucunda öğrencilerin tercihleri dikkate alınarak yeni eğitim politikaları
oluşturulabilir.
Source
Sosyal Bilimlerde Güncel Araştırma ve İncelemeler IIIURI
file:///E:/K%C4%B0TAP%20B%C3%96L%C3%9CMLER%C4%B0M/K%C4%B0TAP%20B%C3%96L%C3%9CM%C3%9C4(AKADEM%C4%B0SYEN%20YAYINEV%C4%B0).pdfhttps://hdl.handle.net/20.500.12418/13459