MAĞRİB’DE TASAVVUF 2
Abstract
ÖNSÖZ
Tasavvuf ilmi, İslâm düşünce sisteminin önemli disiplinlerden biridir.
Ayrıca tasavvuf, ahlâkî, irfanî, felsefî ve tarihi boyutları ile İslâm kültür ve
medeniyetinin bir zenginliğidir. İslâmî kaynaklara sadakat gösteren özgünlüğü,
toplum kesimlerinin tümünde temsil edilişi, İslâm coğrafyasının her
köşesinde yayılışı ve İslâm tarihinin tüm dönemlerinde varlık gösterişi ile
tasavvuf, daima gündemden düşmeyen bir kültür mirasımızdır. Müslümanların
sanat dünyasında, edebiyat birikiminde, kültür zenginliklerinde, toplum
deneyimlerinde, uygarlık yarışında, siyaset sahnesinde, dinin yaşanması
ve yaşatılması çabasında, gündelik hayatın içinde, hem bireysel hem de
toplumsal sorunların çözümünde tasavvuf, artı bir değer olarak sürekli katkıda
bulunmuştur.
Tasavvuf kültürünün belirleyici ve baskın konumda olduğu coğrafyaların
başında Mağrib gelmektedir. Mağrib-i Aksa ifadesi ile Anadolu insanı
olarak bizlere her ne kadar uzak bir coğrafya olarak gözükse de Mağrib coğrafyası,
ortak deneyimler, ortak hisler ve zengin birikimler nedeniyle hiç de
bizlere ırak değildir. Müslümanların batı dünyasında gerçekleştirdiği güçlü
bir medeniyet örneği olarak Endülüs, Mağrib kültürünün temel taşını oluşturmaktadır.
Endülüs medeniyetinin gerçekleştirdiği dil, kültür, edebiyat,
sanat, ilim, irfan, düşünce, felsefe ve mimarlık sahasındaki zenginlik, takip
eden nesiller için hep güzellik muştusu, başarı tutkusu ve medeniyet inşacısı
bir kitle olmalarına imkân hazırlamıştır.
Müslümanların ilk dönem fetih hareketlerinden sonra gerçekleşen kitlesel
göçler, uygulanan bilinçli iskân politikaları, dinî ve ahlâkî değerlerin
transferi, ilim ve maneviyat önderlerinin gayretkeş çalışmaları, farklı etnik
ve dinsel kitlelerle ortak bilincin geliştirilmesi Mağrib ve Endülüs’ün bir
İslâm kültür havzası hâline gelmesini sağlamıştır. İlmiye sınıfı ilim ve irfanı
toplumun her kesiminde işlevsel kılarken, bölgenin yetiştirdiği tasavvuf önderleri
de maneviyat, ahlâk ve İslâmî değerleri ikame etmenin çabasını
gütmüşlerdir. Kurulan ribat ve zaviyeler çok yönlü işlev görmek suretiyle
sosyal hayatın merkezliğini gerçekleştirmiştir. Tekke-medrese birlikteliği ortak
bilincin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Mağrib sûfîlerinin karizmatik
ve saygın kişilikleri siyasîlerle halk arasında köprü işlevi görmüştür. Endülüs
ve Mağrib’de yetişen tasavvuf önderleri sadece kendi coğrafyalarının geleceğini
şekillendirmekle kalmamış, İslâm Dünyasının doğusunda da tesir
halkaları vücuda getirmiştir. Endülüs’ün bağrından çıkıp İslâm Dünyasının
bir değeri olarak görülen Muhyiddin İbnü’l-Arabî eserleri, fikirleri ve takipçileri
ile Anadolu tasavvuf kültür ve medeniyetinin önemli sacayaklarından
birini oluşturmuştur. Anadolu tasavvuf önderlerinin pek çoğu benimsedikleri
vahdet-i vücûd düşüncesi ile İbnü’l-Arabî’nin düşünce dünyasını içselleştirmişlerdir.
Mağrib tasavvuf tarihi ve düşüncesini kapsamlı bir şekilde ele aldığım
bu çalışma, yedi bölümden oluşmaktadır. Eserin “Giriş” kısmında Mağrib tarihine
genel bir bakış sergilenmiş, Mağrib’de gerçekleşen fetih hareketleri,
Mağrib’de yaygınlaşan İslâm kültürü ve kurulan Mağrib Emirlikleri ele
alınmıştır.
Birinci bölümde Mağrib tasavvufunun ortaya çıkış süreci, Mağrib tasavvufunun
etkilendiği kaynaklar, Mağrib tasavvufunun temel hususiyetleri
ile dönüm noktaları, ilk dönem Mağrib’inde kurulan ribat ve zaviyeler üzerinde
durulmuştur.
Eserin takip eden bölümlerinde, Mağrib coğrafyasının tarihî serüveni
içerisinde gelişen tasavvuf geleneği ve birikimine, yetişen sûfî şahsiyetlere,
oraya konan tasavvufî eserlere, gerçekleştirilen tasavvufî hizmetlere, içtimaî,
siyasî, iktisadî, askerî ve ilmî sahalarda önemli rol oynayan tarikat erbabına
yönelik incelemelerimizi gerçekleştirdik. Buna göre ikinci bölümde
Murabıtlar, üçüncü bölümde Muvahhidler, dördüncü bölümde Merînîler,
beşinci bölümde Vattâsîler, altıncı bölümde Sa’dîler ve yedinci bölümde
Filâlîler/Alevîler dönemi üzerinde durduk. İlgili bölümlerde bahse konu
edindiğimiz Hanedanlıklar hakkında kısa bir değerlendirme yaptıktan sonra,
o dönemdeki tasavvuf erbabının siyasîlerle, Hanedanlıkla, yaşadığı bölgeyle
ve güncel sorunlarla olan irtibatına dikkat çektik. İlgili dönemlerde yetişen
tasavvuf ve tarikat erbabının genel hususiyetleri ile tanıtımına gayret
ettik. Gelişen tarihî süreç içerisinde benimsenen tasavvufî eğilimleri, gerçekleştirilen
manevî hizmetleri, ortaya konan tasavvufî eserleri ve kurulan tarikatları
sistematik olarak ele almaya çalıştık.
Çalışmamızın sonuç kısmında ise eserin genel bir değerlendirmesi yanında
vardığımız sonuçları ortaya koymaya, Mağrib tasavvuf geleneğinin
temel hususiyetlerini özetlemeye ve çalışmamızın katkılarını ortaya koymaya
çalıştık.
Kitabımızın en önemli kısmı “Ekler” bölümüdür. İnceleme ve değerlendirmemizi
daha çok ekler kısmında tasnif ettiğimiz sıralama ve kronolojiyi
esas alarak gerçekleştirdik. Ülkemizde yeterince bilinmeyen ama güçlü bir
kültürel birikimi yansıtan Mağrib sûfîlerinin başta tasavvuf ilmi olmak üzere,
tefsir, hadis, kıraat, fıkıh, kelam, siyer, mantık, felsefe, astronomi, matematik,
dil ve edebiyat sahalarına ait kaleme alınmış eserleri ve müellifleri
tasnif etmeye çalıştık. Mağrib tasavvufunda mensur eserler kadar manzum
çalışmalar da yekûn tutmaktadır. Şairleri ile birlikte sunduğumuz bu manMağrib’de
zumelerden her biri ulaşılması ve üzerinde çalışmalar gerçekleştirilmesi
açısından oldukça önemlidir. Çalışmamıza temel teşkil eden kısım ise Mağrib
sûfîlerini vefat ettikleri ve metfun bulundukları şehirlere göre tasnif ettiğimiz
Mağrib kentleri kronolojisidir.
Ortaya çıkan bu eseri, yıllardır devam eden çalışmalarıma sabreden ve
hayır duaları ile teşvikte bulunan muhterem anne ve babama, kıymetli eşime,
sevgili kızlarım Ahsen Şeyma ve Afra Sena’ya, oğlum Ahmet Kemal’e ithaf
ediyorum.
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE
Sivas 2023