Yıkılan Bir Geleneksel Konutun Ardından Kalanlar: Parça Ölçeğinde Koruma
Abstract
Kültürel miras, bir yandan toplumsal kimliğin oluşumunda rol
oynarken, öte yandan bu kavramın ötesine çıkarak evrensel boyut kazanan
bir anlam da taşımaktadır. Bu bağlamda kültürel mirasın korunması,
hepimizin ortak misyonu olarak kabul edilmelidir. Buna rağmen, zaman
zaman koruma problemleriyle karşılaşıldığı bilinmektedir.
Bu çalışma kapsamında ise Sivas ili Çarşıbaşı Mahallesi, Hamamardı
Sokak’ta yer alan ve imar faaliyetleri sebebiyle yıkılan bir geleneksel konut
ele alınmış olup yöntem olarak literatür taramasından faydalanılmıştır.
Çalışmanın amacı, yıkılan bu kültürel mirasın ardından kalanların korunma
çabasını anlatarak aslında yapı ölçeğinde korumanın parça ölçeğinde
korumadan daha öncelikli olduğuna değinmek ve beşeri kaynaklı koruma
problemlerine yönelik farkındalık oluşturmaktır.
Sonuç olarak, 1970’lerde yol açma çalışmaları kapsamında yıkım kararı
alınan geleneksel konutun, Sivas ilinde benzerlerinin olması, bu kültür
varlığının değersiz ya da önemsiz olduğu anlamına gelmediği, yapının
ICOMOS’un da benimsediği özgünlük, bütünlük, tarihsel değeri, belge
değeri, sanatsal değer, teknik değeri, folklorik değeri, kullanım değeri
taşıdığı ve çevresel değerli yapıların tekil değerlerinin yanı sıra bir arada,
çokça ve hatta homojen bir yoğunlukla varlık göstermeleri durumunda
kentsel ölçekte de çokluk ya da homojenlik değeri taşımaları söz konusu
olabileceği düşünülerek bunların bütüncül olarak, hepsinin korunmasının
önemli olduğu söylenebilir.
İmar çalışmalarının başlatılıp uygulamaya geçilmiş olması, geleneksel
konutun yıkım kararı alınmasında baskı oluşturabilir. Bu sebeple, imar
planlarının kültürel mirası odağına alarak hazırlanması gerektiği
vurgulanmalıdır. Bu çalışmanın örneklemini oluşturan yapının yıkım öncesi
bezemeli tavanı, parça parça kesilerek Sivas Kongre Müzesi’ne
sergilenmek üzere taşınmıştır. Yerinde korunamayan bazı yapı öğeleri için
parça ölçeğinde koruma önerilmektedir; ancak uluslararası koruma ilkeleri
gereği öncelikle yapıyla bütüncül