| dc.description.abstract | Kronik hastalıklar ya da Bulaşıcı
Olmayan Hastalıklar (BOH), uzun süren, kendiliğinden iyileşmeyen, ilerleyici, hatta sakatlığa
ve ölüme neden olan; genetik, çevresel, psikolojik ve yaşam şartlarından etkilenen, bireyin
sağlığını aşamalı olarak bozup yaşam kalitesini sınırlandıran, tıbbi bakıma ve tedaviye ihtiyaç
oluşturan durumlardır. Deprem gibi büyük felaketlerden sonra kronik hastalığı olan bireylerin
ilaç ve tıbbi tedavisinin kesintiye uğraması hastalığın gidişatını kötüleşmesine, hastalığın
alevlenmesine ve hastanın yaşamını kaybetmesine neden olabilir. Kronik hastalıklar arasında
ölüme neden olan dört ana grup vardır. Bunlar ölüm nedenlerine göre sırasıyla;
kardiyovasküler hastalıkları (kalp krizi ve inme), kanserleri, kronik solunum yolu
hastalıklarını ve diyabeti içermektedir. Örneğin, oksijene bağımlı kronik hastalığa sahip birey,
oksijen ihtiyacını sağlayacak cihaz ya da bir tüp bulamazsa, nefes darlığı yaşayabilir ve
dakikalar içerisinde kötüleşip hayatını kaybedebilir. Benzer şeklinde felç, kalp, hipertansiyon,
diyabet ve böbrek yetmezliği olan hastalar deprem gibi büyük afetlerden sonra ilaç ve tıbbi
cihaza ulaşmakta zorluk yaşandığı için kronik hastalıkları kontrolden çıkıp hastalığın seyrini
değiştirebilmektedir. Ayrıca tıbbi geçmişini bilmediğimiz bir hastaya yapılacak herhangi bir
tıbbi müdahalenin hastaya uygun olarak geliştirilememesi bu nedenle de hastanın tedaviyi
istendik şekilde alamamasına ya da tedavinin gecikmesine sebep olabilir. Depremden
etkilenen kronik hastalığa sahip bireylerin deprem sonrasında yakından izlenip profesyonel
destek alması sağlanmalı ve bu bireylere multidisipliner yaklaşımla hizmet vererek onların
gereksinimleri karşılanmalıdır.
Sonuç olarak; depremden sonra kronik hastalığa sahip bireylerin ilaç ve tıbbi cihaza
ulaşamamaları hem hastalığın prognozunu olumsuz yönde etkileyebilir hem de bireylerde
hastalığın yönetimini zorlaştırabilmektedir. Bu bağlamda çalışmada; depremde kronik
hastalıkların yönetimi ele alınmıştır. | tr |
