Eğitim Bilimleri Bölümü Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe 13. ULUSLARARASI EĞİTİM YÖNETİMİ KONGRESİ 10-12 Mayıs / May 2018 Sivas, TÜRKİYE / TURKEY(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Uğurlu, Celal TeyyarGenel tanımıyla iletişim; belirli duyguların, düşüncelerin, bilgilerin iki ya da daha çok kişi arasında paylaşılması, anlamların ortaklaştırılması süreci olarak tanımlanabilir (Memişoğlu, 2013). İnsanlar arasındaki iletişim çeşitli biçimlerde gerçekleşmektedir. Bu anlamda iletişim, sınırları belirlenmiş ve belirli kurallar doğrultusunda yapılandırılmış formal (resmi, biçimsel) iletişim kanalları ve kişilerarası ilişkilerden doğan ve herhangi bir yapılandırmaya dâhil olmayan informal (doğal, resmi olmayan, biçimsel olmayan) iletişim kanalları aracılığıyla gerçekleşir (Eşkin-Bacaksız ve Yıldırım, 2013). Formal iletişim, kurum içindeki en üst hiyerarşi ile diğer üyeler ya da kurumun dışındaki insanlar ile (içsel notlar, raporlar, toplantılar, yazılı öneri raporları, sözlü sunumlar, görüşme, söylev, basın bültenleri, basın konferansları vb.) sağlanır. İnformal iletişim ise kurumun hiyerarşik yapısı dışında dedikodu, söylenti vb. ile gerçekleşir (Solmaz, 2004). Dünyadaki en eski medya aracı olarak adlandırılan söylenti ve dedikodu, iletişim sürecinin biçimsel olmayan boyutunu oluşturmaktadır (Kniffin ve Wilson, 2005). İnsanlar arasında gerçekleşen söylenti ve dedikodular insanlar arası iletişimin büyük bir kısmını oluşturduğu için örgütsel araştırmalarda oldukça önemli görülmektedir.Öğe 13. ULUSLARARASI EĞİTİM YÖNETİMİ KONGRESİ Eğitim Yönetimi Araştırmaları(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Uğurlu, Celal Teyyar; Beycioğlu, Kadir; Koşar, Serkan; Kahraman, Hilal; Şemin, Fatma KöybaşıDünya ölçeğinde üniversite kavramı, küreselleşme, üniversite sıralamaları, ve uluslararasılaşma ile beraber ülkelerin gündeminde yükseköğretim politikalarına yön verirken yerini almıştır. Bu kavram, YÖK tarafından yürütülen Araştırma Üniversitesi Girişimi ile 2016 yılı itibarıyla Türkiye yükseköğretiminde de kendine zemin bulmuş ve üniversite sınıflandırması kapsamında araştırma üniversitelerini belirlemeyi hedeflemiştir. Türkiye yükseköğretimi son 20 yılda yaşadığı gelişmelerle 90’lı yıllara kıyasla nicel olarak iki katı büyümüş, ancak araş-tırma, eğitim ve topluma hizmet için niteliksel gelişmeye ihtiyaç duyan bir sistemdir. Bu girişim, yükseköğretim kurumlarında ihtiyaç duyulan niceliksel gelişmeye öncülük edebilir mi? Bu çalışmanın amacı, çeşitli ülkelerin dünya sınıfı üniversite uygulamalarının karşılaştırmalı bir analizini yaparak, Türkiye’deki araştırma üniversitesi girişimini yükseköğretim politikalarını göz önünde bulundurarak değerlendirmektir. Hem dünyadaki örnekler hem de Salmi’nin (2009) dünya ölçeğinde üniversite çerçevesi kullanılarak yapılan değerlendirmede, Araştırma Üniversitesi Girişiminden sonra gerçekleşen eğitim politikalarının öğretim üyelerinin kalitesini artırmak, yete-nekli öğrencileri belirlenen araştırma üniversitelerine yerleştirilmesi, zengin bir öğrenme ve araştırma ortamı için ayrılan kaynaklar, akademik özgürlük ve özerklik, ve yasal düzenlemeler konularında dünya ölçeğinde üni-versite yaratmayı destekleyici olmadıkları görülmüştür.Öğe ULUSLARARASI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU BİLDİRİ KİTABI 27-28 Kasım 2017, Sivas, Turkey(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2017) Bakla, Arif; Demiröz, Hakan; Çekiç, AhmetBu araştırma, Fatih Projesi kapsamında hazırlanan Etkileşimli Sınıf Yönetimi Kursunu alan ortaöğretim öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanımlarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada öğretmenlerin etkileşimli tahtayı kullanma sıklığı, düzeyi ve öz yeterliliklerinin (cinsiyet, branş, okul türü, hizmet yılı) çeşitli değişkenler açısından bir farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Betimsel tarama yöntemine göre yapılan araştırmanın veri toplama sürecinde beşli likert tipinde hazırlanmış olan “Etkileşimli Tahtayı Kullanma Sıklık Ölçeği”, “Etkileşimli Tahtayı Kullanma Düzeyi Ölçeği” ve “Etkileşimli Tahtayı Kullanma Öz Yeterlik Ölçek”i kullanılmıştır. Toplanan veriler SPSS 20.0 istatistik paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. Verilerin analizinde frekans (f), yüzde (%), t- testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Ankara İli, Keçiören ve Yenimahalle İlçesi’nde sınıflarında akıllı tahta bulunan ve Etkileşimli Sınıf Yönetimi Kursunu almış, 6 devlet ortaöğretim kurumunda görev yapmakta olan öğretmenler oluşturmaktadır. Çalışma grubuna alınan öğretmenlerin sayısı 119’ u kadın, 81’ i erkek olmak üzere 200’dür. Katılımcıların 96’sı Anadolu lisesi, 83’ü Anadolu Teknik ve Meslek lisesi, 21’i ise Anadolu İmam Hatip lisesinde görev yapmaktadır. Öğretmenlerin yarısından çoğu 21 ve üstü hizmet yılı grubunda yer almaktadır. Elde edilen bulgulara göre çalışma grubunda yer alan öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanım sıklığı düşük, düzeyi orta, öz yeterliliklerinin ise iyi derecede olduğu belirlenmiştir. Etkileşimli tahtayı kullanmayanların oranı düşüktür. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu etkileşimli tahta kullanmayı tavsiye etmektedirler. Ancak eğitim aldığı halde derslerde etkileşimli tahta kullanmayı tavsiye etmeyenler de vardır. Öğretmenlerin etkileşimli tahtayı kullanım sıklığı, düzeyi ve öz yeterliliklerinin okul türü ve hizmet yılına göre anlamlı bir farklılık gösterdiği belirlenmiştir. İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinin ve 1-10 yıl hizmet süresi aralığında bulunan öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanım sıklığı, düzeyi ve öz yeterliliğinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe INTERNATIONAL EDUCATIONAL TECHNOLOGY SYMPOSIUM 27-28 October 2017, Sivas, Turkey BOOK OF ABSTRACTS(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2017) Bakla, Arif; Demiröz, Hakan; Çekiç, AhmetÖğrenme, doğal bir süreç olduğu kadar sistematik süreçlerle müdahaleye açık ve yönlendirilebilen bir yaşantıdır. Bu süreci yönetebilmek için işe koştuğumuz kaynaklardan birisi de Bilgisayar teknolojileridir. Sürekli değişen teknolojiler, oldukça farklılık gösteren bireylerle sınırlı ve planlı bir öğretim ortamlarında anlamlı öğrenmeler oluşturmak amacı ile bir araya getirilmeye çalışılmakta, çoğunlukla da bu yük öğretmenlerin omuzlarına yüklenmektedir. Şüphesiz, bireysel farklılıklara göre eğitim ortamlarının düzenlenmesi önemlidir ancak bunun nasıl olması gerektiği konusunda pek bir görüş birliği olduğundan söz etmek zordur. Bu konuyu ele alan modellerden birisi olan Evrensel Tasarım Modeli, bireysel farklılıkların sınıf içerisinde bilgisayar teknolojileriyle nasıl kullanılması gerektiğini bazı ilkelere göre düzenlemiştir. Bu sunuda, öğrenme sürecinin bireysel farklılıkları ele alarak nasıl tasarlanabileceği konusunda sinirbilim bulgularından yola çıkarak ortaya konulan bir model olan Evrensel Tasarım Modeli ve ilgili teknolojilerin nasıl işe koşulduğu örneklerle ve bazı araştırma bulguları ile tartışılarak aktarılacaktırÖğe 10. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu : bildiri özetleri(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2011)21. yüzyıl Türkiye' sinin çağdaşlaşma ve aydınlanma yönünden liderliğini üstlenen üniversitelerimizdeki eğitim fakültelerinin hedefi eğitim alanında nitelikli ve dünya çapında bilim insanları yetiştirmek, bilimsel araştırmaların yapılmasına öncülük etmek ve toplumun geleceğini yönlendiren nitelikli öğretmenlerin yetişmesi için kaliteli ortamlar hazırlamaktır. Her geçen gün kendini büyük bir hızla yenileyen bilim ve teknolojideki gelişmeler eğitim alanındaki araştırmalara ve uygulamalara yansımaktadır. Fakültemiz tarafından düzenlenen 10. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyurnu'nda sınıf öğretmenliği eğitimi alanına yansıyan bu yenilikleri paylaşarak ve sınıf öğretmenliği eğitimine ilişkin politikaların ve uygulamaların daha nitelikli duruma gelmesini sağlayıcı çalışmaların yapılacağı bir ulusal toplanma ve karar verme sürecini sizlerle beraber yaşayarak çalışmalarımızın etki alanını yaygınlaştırmayı amaçladık. Sempozyumumuza 284 sözlü bildiri ve 23 poster bildiri ile alanda çalışan çok sayıda bilim insanı ve öğretmen de katılarak katkıda bulunmuştur. Katkıda bulunarak sempozyumumuzu zenginleştiren herkese teşekkürlerimizi sunuyorum. Sempozyumumuza desteklerini esirgemeyen Sivas Valisi Sayın Ali KOLAT'a, Sivas Belediye Başkanı Sayın Doğan ÜRGÜP'e, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İlyas DÖKMETAŞ'a, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Sayın Ömer BALIBEY'e, Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Ayhan ÖZTÜRK'e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca sempozyuma maddi ve manevi katkıları bulunan, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimine, Sivas MÜSİAD Yönetimine, Coca-Cola Satış ve Dağıtım A.Ş.'ye, Pegem Akadeı:nı'ye, Vize Yayıncılık'a, Anı Yayıncılık'a, Uğur Kollektif Şirketi'ne, Marka Alışveriş Merkezi'ne, Kurukahveci Mehmet Efendi ve Murat Su firmalarına da teşekkür ederim. Sempozyumun hazırlık başlangıç tarihi olan 201 O Haziran ayından itibaren şuana kadar çalışan Sempozyum Düzenleme Kurulu Üyelerine de teşekkür ederim. Farklı mekanlarda ve yeni sempozyumlarda buluşmak dileğiyle.Öğe Eğitim bilimine giriş : Türk eğitim sisteminin gelişim özellikleri(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2006)Bilindiği gibi Yüksek Öğretim Kurulu 2006 yılında Eğilim Fakültelerinin Öğretmen Yetiştirme ile ilgili programlarında değişikliğe gitti. Bu değişiklik doğrultusunda öğretmenlik meslek bilgisi kapsamında verilmekle olan Öğretmenlik Mesleğine Giriş dersinin ismi Eğilim Bilimlerine Giriş oldu. Ders tanımına bakıldığında bu ders kapsamında eğilim-öğretim ile ilgili temel kavramların yanı sıra, eğilimin felsefi, psikolojik, toplumsal, kültürel, hukuki ve ekonomik dayanakları; eğilim bilimlerinde yöntem, eğilimin dünyada ve Osmanlı-Türk toplumsallaşma süreci içindeki tarihsel gelişimi; Türk Eğilim Sistemi, okul ve sınıf yaşamı ve öğretmenlik mesleğinin özellikleri gibi temel konuların yer aldığı görülür. Bu kitap başlangıcı 1998 yılına kadar giden görece uzun bir hazırlık döneminin ürünüdür. Yeni düzenlenen Eğilim Bilimlerine Giriş dersi kapsamında toplumsal değişim süreci içinde eğilimin nasıl şekillendiği ve bu süreç içinde eğilimin nasıl bir rol oynadığına daha fazla önem verilmesi, 1998 yılından beri kitap yazarının sürdürdüğü çalışma ile örtüşmüştür.Öğe ÖZEL EĞİTİM OKULLARINDA GÖREV YAPAN ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ YETERLİKLERİNİN BELİRLENMESİ(Sivas Cumhuriyet University, 2023) Özcan, Hüseyin; Arslan, Aysel; Kimsesiz, SongülÖzel eğitime ihtiyacı olan çocukların ihtiyaçlarının karşılanması ve sosyal hayata katılmalarının sağlanması diğer çocuklara göre daha zor olabilir. Özel eğitime ihtiyacı olan çocukların bilişsel, duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması için bu alanda hizmet veren öğretmenlerin yeterliklerinin istenilen düzeyde olması zorunludur. Okul dışı ortamlarda özel eğitime ihtiyacı olan çocukların olumsuz deneyimler yaşamaları okul içi eğitim süreçlerinde de kaygılı olmalarına neden olabilmektedir. Öğretmenlerin çocukları takip etmeleri ve onların yapılan etkinliklere istekli olmalarını sağlamaları önemlidir. Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar bedensel etkinliklere katılmak için istekli olsalar bile bu konuda cesaretlendirilmeleri gerekmektedir. Özel eğitim alanı uzmanlık gerektiren ve bu konuda yeterliklerin üst düzeyde olması zorunlu olan bir eğitim alanıdır. Ancak özel eğitim kurumlarında görev yapan ücretli öğretmenlerin yeterli olup olmadıkları önemli bir konudur. Bu bağlamda da bunun belirlenmesinin gerekli olduğu kabul edilmiş ve bu çalışmanın yapılması planlanmıştır. Bu çalışmanın amacı özel eğitimde görev yapan ücretli öğretmenlerin mesleki yeterliklerinin belirlenmesidir. Araştırmaya 2022-2023 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Sivas il merkezinde özel eğitim okullarında görev yapan 20 (16 kadın 4 erkek) ücretli öğretmen katılmıştır. Betimsel tarama araştırma modelinin kullanıldığı bu çalışmada katılımcılara Yılmaz, Akşit ve Arslan (2022) tarafından geliştirilen “Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenleri için Özel Gereksinimli Öğrencilerle İlgili Mesleki Yeterlik Ölçeği” uygulanmıştır. Ölçek tek boyutlu bir yapıya sahip olup 27 maddeden oluşmaktadır. Ölçek güvenirliği .97 olarak bu çalışmada .95 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen verilere normallik analizi uygulanmış ve normalliğin karşılandığı belirlenmiştir. Sonrasında bağımsız t testi, ANOVA kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; ücretli öğretmenlerin ölçekten aldıkları puan ortalamalarının yüksek düzeyde olduğu, cinsiyet, yaş ve özel eğitimle ilgili eğitim alıp almama durumları açısından anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir (p>.05).Öğe ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİJİTAL OKUMA ÖZYETERLİKLERİ(ACADEMY GLOBAL PUBLISHING, 15.03.2023) Arslan, AyselÖrgün eğitimle birlikte edinilen beceriler arasında yer alan okuma, bireyin gelişiminde anahtar rolüne sahip beceriler arasındadır. Okuma sadece belirli sembollerle yazılanları keşfetmek ve anlamak değildir. Aynı zamanda okunulanları zihinde yapılandırma ve yazılanlara gönüllü olarak katkı sağlamaktır. Okuyucu, yazılı metinleri anlamanın yanı sıra önemini ve değerini ölçme ve yorumlamaktır. Metinden yola çıkarak yeni bilgiler türetmektir. Farklı sorular sorarak, araştırarak bildiklerini ve dünyayı sorgulamaktır. Okuyucu hayal gücünü kullanarak düşüncesini geliştirmektedir. Birey okurken zihinsel, dilsel, sosyal ve duygusal becerilerini üst düzeye çıkarmaktadır. Okuma bilişüstü becerilerin kullanıldığı bir alan olup okumaya ilişkin öz-yeterliğin gelişmiş olması da istenilen sonucun alınmasında önem arz etmektedir. Günümüzde özellikle dijital alanda yapılan okumalarda da başarı buna bağlıdır. Bu çalışmada öğretmen adaylarının okuma öz-yeterliklerinin cinsiyet, sınıf düzeyi, ikamet yeri, anne ve baba eğitim durumu, mezun oldukları lise türü, branş değişkenlerine göre incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada tarama modelleri içinde yer alan betimsel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu 2022-2023 akademik yılı güz döneminde İç Anadolu Bölgesinde yer alan Eğitim Fakültesine öğrenimlerini sürdüren 361 kadın, 106 erkek olmak üzere toplamda 467 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri Akkaya ve Çıvgın’ın (2020) geliştirdiği “Dijital Okuma Öz-Yeterlilik Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. 18 maddeden oluşan ölçeğin iç tutarlığı .815 bu çalışmada ise .755 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde betimleyici istatistikler, Kolmogorov-Smirnov normallik testi, bağımsız gruplar t testi, tek yönlü varyans analizi (Oneway ANOVA), Tukey analizi kullanılmıştır. Elde edilen bulgularda öğrencilerin puan ortalamalarının cinsiyet, sınıf düzeyi, ikamet yeri, anne ve baba eğitim düzeyi, mezun olunan lise türü, branş değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği (p<.05) saptanmıştır.Öğe ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN DEĞERLERE YÖNELİK DURUMLARININ BELİRLENMESİ(Academy Global, 25.05.2023) Kaya, Merve; Arslan, Aysel; Gencer, TamerToplumsal yaşamın var olduğu ve insanların iletişim içinde olduğu günden bu güne birçok olgu, kavram ve davranış için değer algıları ortaya çıkmıştır. Bu değerlerin bir kısmı evrensel olarak kabul edilen özelliklere sahipken bir kısmı ise toplumlara özgü özelliklere sahip bulunmaktadır. Değerler bir insanın hayatını anlamlı kılan yaşam biçimi, inançları, algılarının yöneliş biçimi, ilişki ve iletişimlerini belirleyen kalıp vb. birçok alanda etkiye sahiptir. Bir toplumun sahip olduğu değerler onun geçmişten günümüze uzanan hikâyesinin yansımasıdır. Kendi içinde şekillenerek nesilden nesile geçmektedir. Zaman içinde bir takım değişimlere uğrasa da ana hatlarıyla her zaman toplumun özüne ilişkin bilgi taşıyıcısıdır. Bir toplumun üyeleri ortak değerlere sahip olduğu için yaşanılan olayları aynı şekilde algılama ve değerlendirme becerisine sahiptir. Değerler toplumsal bütünleşmeyi, birlik ve beraberlik duygusunu toplumsal sürekliliği sağlamaktadır. Bu anlamda toplumsal bütünleştiriciliği bulunmaktadır. Eğitim sistemlerinde de toplumun sahip olduğu değerler yeni yetişen nesillere aktarılmaktadır. Bunun için farklı derslerde doğrudan değer konu olarak veya bir konunun içine yedirilmiş ögeler olarak verilmektedir. Bu çalışmada ortaokul öğrencilerinin değerlere sahip olma düzeylerinin tespiti ve farklı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu 5, 6, 7 ve 8. sınıfa devam eden ortaokul öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma verileri Çetin ve Coşkun (2017) tarafından geliştirilen “Ortaokul Öğrencileri İçin Değerler Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. 30 maddeden oluşan ölçek üç faktörlü bir yapıdadır. Ölçek geliştirme çalışmasında güvenirlik .85 bu çalışmada ise .79 olarak hesaplanmıştır. Veriler gönüllü katılıma riayet edilerek toplanmıştır. Verilerin analizinde betimleyici istatistikler, Kolmogorov-Smirnov normallik testi, bağımsız gruplar t testi, tek yönlü varyans analizi (Oneway ANOVA), Tukey analizi ve Pearson Korelasyon analizi kullanılmıştır. Araştırma bulgularında öğrencilerin değerlere ilişkin puan ortalamalarının sınıf düzeyi, anne ve baba eğitim düzeyi değişkenlerine göre anlamlı olarak farklılaştığı (p<.05); cinsiyet değişkenine göre ise farklılaşmadığı belirlenmiştir (p>.05).Öğe İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİNİN DİJİTAL DERS MATERYALİ KULLANIMLARINA YÖNELİK YETERLİLİKLERİNİN İNCELENMESİ(Academy Global, 2023) Kimsesiz, Songül; Arslan, Aysel; Özcan, Hüseyin21. yüzyıl insanının temel ihtiyaçlarından biri de küresel bağlamda bilgiye ulaşmak ve etkin iletişim kurmaktır. Bu açıdan, hem yabancı dil olarak İngilizce bilgisi hem de bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin kullanımı artan bir öneme sahiptir. İçinde bulunulan çağ, bilginin hızla artışı ve öğrenci sayısındaki artış eğitim anlayışında farklılıkları da beraberinde getirmiştir. Bunun sonucu olarak teknolojinin eğitim ortamlarında kullanılması literatürde giderek kabul görmekte ve teknolojideki yenilikler eğitim programlarına entegre edilmektedir. Yabancı dil eğitiminde “okuma”, “yazma”, “dinleme” ve “konuşma” olarak dört temel beceri üzerine çalışılmaktadır. Bu dört temel becerinin edinilmesine yönelik çalışmalarda da teknoloji ile paralel artış görülmektedir. Bu durumda yabancı dil öğretmenlerinin kendilerini teknolojik ağ içerisinde bulmaları kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı, İngilizce öğretmenlerinin dijital materyal kullanımlarına yönelik yeterliliklerinin incelenmesi ve çağa adapte olma süreçlerini ele almaktır. Bu araştırma kapsamında betimsel tarama modeli olan hem nicel hem de nitel araştırma desenleri kullanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmında kullanılan anket, çeşitli kademelerde çalışan İngilizce öğretmenlerine uygulanmıştır. Örneklem 12 kadın (N:12) 8 erkek (N:8) katılımcıdan oluşmaktadır. Yine bu öğretmenler arasından 5 İngilizce öğretmeni ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Çalışmada kullanılan anket 14 sorudan oluşmaktadır. Bu sorulardan 3 tane çoklu cevap seçenekli sorudan ve bir tane de açık uçlu cevap içeren sorudan oluşmaktadır. Görüşme formunda katılımcılara sorulmak üzere 5 soru oluşturulmuştur. Soruların hepsi açık uçlu cevap içeren sorulardır. Araştırmanın nicel verilerinde SPSS analiz programı, nitel verilerinde ise içerik analizi yapılmıştır. Dijital ders materyalini dersinde kullanan öğretmenlerin, derslerinin verimli geçtiği, öğrencilerin daha ilgili oldukları, dijital materyallerin öğrenmeye katkı sağladığı yönünde düşünceleri bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak yapılan ankette öğretmenlerin dijital materyale bakış açıları olumlu yönde olduğu görülmektedir. Çoğu çalışmada öğretmenlerin de öğrencilerin de derslerde dijital teknolojilerinin kullanılmasını verimli buldukları ifade edilmiş; öğrencilere göre öğretmenlerin derslerinde dijital teknolojilerden faydalandığını belirtilmiştir.Öğe ÖĞRETMENLERİN METAVERSE KULLANIMINA YÖNELİK TUTUMLARI(Academy Global, 2023) Özcan, Hüseyin; Arslan, Aysel; Kimsesiz, SongülMetaverse kavramı meta ve universe kelimelerinden türetilmiştir. Bu kavramın Türkçe karşılığı için bir uzlaşma bulunmamasına karşın öte evren olarak tanımlanabilir. Metaverse, bireylerin sanal dünyada oluşturdukları kendi avatarları ile etkileşime girebilecekleri dijital ortamlar olarak ifade edilmektedir. Gerçek dünyanın bir yansıması olarak oluşturulmuş olan bu ortamlarda sosyo-ekonomik etkinliklerden iletişime birçok alanda faaliyet yapılmaktadır. Metaverse internetin bir adım sonrası olarak da ifade edilebilir. Metaverse kullanıcıların büyük çoğunluğunu 1995’ten sonra dünyaya gelen ve Z kuşağı olarak adlandırılan bireyler oluşturmaktadır. Her yeni gelen nesil bir öncekinden daha fazla ve etkin bir şekilde metaverse dünyasında yerini almaktadır. Genç neslin odağında olması dünyadaki farklı etkinlikleri bu dünyaya taşıma konusunda zorlamaktadır. Bu alanlardan biri de eğitimdir. Ancak ülkeler açısından bakıldığında teknolojinin bu kadar hızlı bir gelişim göstermesi aynı hızda eğitim ortamına adapte edilmesinde sıkıntı oluşturmaktadır. Metaverse ile eğitim çalışmaları yapılsa bile bunlar çoğunlukla yoğun bir hazırlık süreci olmadan yapılmaktadır. Hem eğitim içeriklerinin hem de öğretmenlerin bu konuda yeterli olduklarını söylemek mümkün değildir. Ayrıca eğitim süreçlerinde öğretmenlerin tutumları da önemlidir. Bu çalışmada öğretmenlerin metaverse kullanımına yönelik tutumlarının belirlenmesi farklı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu araştırma kapsamında betimsel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya Sivas il merkezinde görev yapmakta olan 80 Öğretmen (52 kadın-28 erkek) katılmıştır. Verilerin elde edilmesinde Çengel ve Yıldız (2022) tarafından geliştirilen “Öğretmenlerin Metaverse Kullanımına İlişkin Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. 3 alt boyut ve 17 maddeden oluşan ölçeğin güvenirliği .88, bu çalışmada ise .86 olarak belirlenmiştir. Araştırmanın nicel verilerinde SPSS analiz programı kullanılmış, tanımlayıcı analizler, bağımsız gruplar t test, ANOVA ve Tukey testi, Pearson Korelasyon testi uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara bakıldığında; cinsiyet, kıdem, görev yapılan okul türü, derslerde dijital materyal kullanma durumu ve branş değişkenlerine anlamlı farklılık bulunduğu (p<.05), bilgisayar eğitimi alma durumu vederslerde dijital materyal geliştirme durumu değişkenlerine göre ise bulunmadığı tespit edilmiştir. Ölçeğin toplam puanı ile algılanan fayda boyutu arasında pozitif yönde yüksek düzeyde (r=.809), hazırbulunuşluk (r=.694) ve memnuniyet (r=.579) alt boyutları ile pozitif yönde orta düzeyde bir korelasyonun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe ÖĞRETMEN ADAYLARININ YAŞAM BOYU ÖĞRENME DÜZEYLERİ(Academy Global Publishing House, 30.06.2023) Ersoy, Mustafa; Arslan, Aysel; Kuzu, HasibeYaşan boyu öğrenme dünyanın hızla ve biraz da yaşadığı teknolojik değişim ve gelişimler neticesinde ortaya çıkan ve geçtiğimiz yüzyıldan itibaren oldukça önem verilen eğitim faaliyetlerinden biridir. Çaın gereği olarak bireyden beklenen performansın ve becerinin sürekli değişmesi ve gelişmesi bireylerin ek eğitim alma zorunluluklarını da beraberinde getirmiştir. Bu konuda sadece bireyler değil devletlerin de farkındalığı üst düzeydedir. Çünkü vatandaşını çağın gereklerine gire yetiştiremeyen toplumların diğer toplumlardan geri kaldığı ve gelişmenin de çok hızlı olmasından dolayı toplumlar arasındaki farkın çok hızlı bir şekilde açıldığı görülmektedir. Devletler yaşam boyu öğrenme ile ilgili toplantılar, planlamalar yapmakta ve etkin öğretim programları hazırlamaktadır. Yaşam boyu öğrenme çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Her yaştan, düzeyden, ırktan, ülkeden ve kültürden bireyler bu çerçevede verilen eğitimleri alabilmektedir. Yaşam boyu öğrenme için özellikle dijital eğitim platformlarının da pozitif bir etkisi olduğu belirtilmektedir. Çünkü çalışan bireylerde zaman ve mekân sıkıntısı ortaya çıkmaktadır. Dijital platformlar bu baskının ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Bu gerçekliklerden hareketle yapılan bu çalışmada üniversite düzeyinde eğitim alan öğrencilerin ve formasyon eğitimi alan mezun öğrencilerin yaşam boyu öğrenme seviyelerinin incelenmesi hedeflenmiştir. Nicel araştırmalarda sıklıkla kullanılan tarama modelinin tercih edildiği bu çalışmanın örneklemini 2022-2023 akademik yılı bahar döneminde İç Anadolu’da yer alan bir üniversitenin Eğitim Fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem grubunun sayısı 408’dir (330 kadın-78 erkek). Araştırmada tercih edilen ölçeği Wielkiewicz ve Meuwissen (2014) geliştirmiş Engin, Kör ve Erbay (2017) Türkçeye uyarlamıştır. Yaşam Boyu Öğrenme Ölçeği 15 maddelik bir ölçek olup tek boyutlu bir yapıya sahiptir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri .93, bu çalışmada .94 şeklinde saptanmıştır. Veriler Google Forms uygulaması kullanılarak online toplanmıştır. SPSS’e aktarılan veriler normallik varsayımını karşıladığı için parametrik testler kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler neticesinde katılımcıların yaşam boyu öğrenme düzeylerinin yaş ve sınıf düzeylerine anlamlı farklılaştığı (p<.05), diğer araştırma değişkenleri açısından farklılaşmadığı neticesine ulaşılmıştır.Öğe ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ İLE İLGİLİ DEĞER ALGILARI(İKSAD YAYINCILIK, 14.07.2023) Önder, Mustafa; Arslan, Aysel; Ersoy, MustafaMesleki değerler, bir mesleğin üyeleri tarafından benimsenen, ilke-kural olarak kabul edilen, korunan genel niteliklerdir. Bir mesleğin temelinde yer alan ve mesleği tanımlayan profesyonel değerler, bireysel değerlerin yansıması ve genişlemesiyle oluşmaktadır. Mesleğe yeni başlayanlar var olan mesleki değerler üzerinden hareket ederler. Var olan durumu değiştirmeye çalışmazlar. Ancak mesleki deneyimleri ilerledikçe yaşadıkları farklı durum ve olaylar, bireysel deneyimleriyle mesleki değerler arasında ilişki kurmalarını sağlayabilir. Bu sayede kendilerine özgü değerler sistemi geliştirebilirler. Öğretmenlik mesleği en eski meslekler arasında yer almaktadır. Öğretmenlik mesleğinin evrensel ve toplumsal olarak sahip olduğu değerlere tüm toplumlarda önem verilmektedir. Bu değerlerin taşıyıcısı olmak durumunda olan öğretmen adayları bu değerleri içselleştirdikleri ölçüde mesleğe bağlılıkları artmaktadır. Yapılan bu çalışmada öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleği ile ilgili değer algılarının cinsiyet, sınıf düzeyi, yaş, branş, anne ve baba eğitim durumu, algılanan sosyo-ekonomik düzey ve ailenin yaşadığı yer değişkenlerine göre incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma verilerinin toplanma süreci devam etmektedir. Araştırmanın çalışma grubunu bir devlet üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğretmen adayı ve formasyon öğrencileri oluşturmaktadır. Kolayda örnekleme yönteminin kullanılacağı bu çalışmada Demir (2018) tarafından geliştirilen “Öğretmenlik Mesleği ile İlgili Değer Algıları Ölçeği”nin kullanılması uygun bulunmuştur. Ölçek 8 alt boyut ve toplamda 40 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin güvenirliğinin uyarlama çalışmasında alt boyutlarda .71 ila .91 arasında değiştiği saptanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS programında uygun olan istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edilecektir. Elde edilen bulgular, daha kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla tablolaştırılarak verilecektir.Öğe ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI(Academy Global, 25.05.2023) Gencer, Tamer; Arslan, Aysel; Kaya, MerveMatematik insanoğlunun dünyayı anlaması, anlamlandırması, onun ilkelerini keşfederek kendi hayatını kullanmasını sağlayan en önemli araçlardan biridir. Matematiği insanoğlu var olduğu günden bugüne bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde hayatında kullanmaktadır. Matematik eğitimi ise farkında olunarak ve daha üst düzeyde bir matematiğin hayatın içine alınmasını sağlamaktadır. Matematik eğitiminin önemi ve gerekçeleri herkes tarafından kabul edilmekle birlikte istenilen düzeyde gerçekleştirildiğini söylemek oldukça zordur. Bunun birçok sebebi bulunmakla birlikte başlıcaları; matematiğin öğrenilmesinin zor olması, öğrencilerin derse karşı önyargıları, derste kullanılan yöntem ve tekniklerin uygun olmaması, öğretim programlarındaki yetersizlikler, öğretmenlerden kaynaklanan hatalardır. Öğrenciler farklı nedenlerden kaynaklı olarak derse karşı olumlu ya da olumsuz tutum sergilemektedir. Bu çalışmada ortaokul öğrencilerinin matematik dersine yönelik tutumlarının farklı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmanın örneklem grubunu 6, 7 ve 8. sınıfa devam eden 208 (96 kız- 112 erkek) ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma verileri Baykul (1990) tarafından geliştirilen “Matematik Tutum Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. 30 maddeden oluşan ölçek tek faktörlü bir yapıdadır. Ölçek geliştirme çalışmasında güvenirlik .96 bu çalışmada ise .91 olarak hesaplanmıştır. Araştırma verileri SPSS paket programında normallik varsayımı karşılandığı için parametrik testler kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularında öğrencilerin matematik tutumlarının cinsiyet, sınıf düzeyi, anne ve baba düzeyi değişkenlerine göre anlamlı olarak farklılaştığı belirlenmiştir (p<.05).Öğe ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEKİ GELİŞİM ÖZ YETERLİKLERİNİN BELİRLENMESİ(Academy Global Publishing House, 9.11.2023) Arslan, Aysel; Ersoy, Mustafa; Kuzu, HasibeEğitimin her çağda farklı işlevleri olmakla birlikte günümüzde ihtiyaç duyulan işgücünü temin etmek, toplumların ve bireylerin çağın gereklerine uygun bir şekilde ilerlemesini sağlamaktadır. Siyasetten sağlığa, ekonomiden sosyalleşmeye, edebiyattan tarihe, çevreden eğitime kadar yaşamın tüm alanlarında eğitimin niceliği ve niteliği çok önemlidir. Bu eğitimi sunan öğretmenlerin de hem nicel olarak hem de nitel olarak gerekli donanımda olması gerekmektedir. Öğretmenlerin mesleki donanımlarının istenen niteliğe sahip olmasında ise gerekli eğitimleri alarak bunları içselleştirmiş olmaları önemlidir. Eğitime ilişkin olarak ortaya çıkan güncel değişimler, yeterlikler ve beklentileri karşılayabilecek öğretmenlerin öncelikle mesleki öz-yeterlikleri üst düzeyde olmalıdır. Kendilerini geliştirebilen öğretmenler eğitimdeki farklılaşmaları, teknolojinin getirdiği yenilikleri, yaşanan çağın eğitimsel becerilerini ve birçok farklı yeni paradigmaları anlayabilir ve uygulayabilir. Mesleki gelişimini gerçekleştirebilen öğretmenler kendi yeterliklerinin ve eksikliklerinin farkında oldukları için daha başarılı olmaktadır. Eğitim sürecinde öğrenci, idareci, veli vb. eğitimin her türlü paydaşıyla ilişki içinde olmaktadır. Öğretmenlerin mesleki gelişimlerini atandıktan sonra da devam ettirebilmeleri için ihtiyaç duydukları yeterlik algısını aday öğretmen oldukları dönemden itibaren edinmeleri gerekmektedir. Bu gerçekliklerden hareketle yapılan bu çalışmada üniversite düzeyinde eğitim alan öğrencilerin ve formasyon eğitimi alan mezun öğrencilerin mesleki gelişim özyeterliklerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Nicel araştırmalarda sıklıkla kullanılan tarama modelinin tercih edildiği bu çalışmanın örneklemini 2022-2023 akademik yılı bahar döneminde İç Anadolu’da yer alan bir üniversitenin Eğitim Fakültesi öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem grubunun sayısı 408’dir (330 kadın-78 erkek). Araştırmada tercih edilen ölçeği Yenen ve Kılınç (2021) geliştirmiştir. Öğretmenlerin Mesleki Gelişim Öz Yeterlikleri Ölçeği20 maddelik bir ölçek olup üç boyutlu bir yapıya sahiptir. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri .91, bu çalışmada .94 şeklinde saptanmıştır. Veriler Google Forms uygulaması kullanılarak online toplanmıştır. SPSS’e aktarılan veriler normallik varsayımını karşıladığı için parametrik testler kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler neticesinde katılımcıların Öğretmenlerin ölçek puanlarının yaş, sınıf düzeyi, algılanan ekonomik durum ve medeni durum değişkenlerinde anlamlı farklılaştığı (p<.05), diğer araştırma değişkenleri açısından farklılaşmadığı neticesine ulaşılmıştır (p>.05). Ölçeğin toplam puanı ile alt boyutları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde bir korelasyonun olduğu belirlenmiştir.Öğe The Study of Thesis Made on Lifelong Learning in Turkey by Document Analysis(Tamer KUTLUCA, 2023) Arslan, Aysel; Tuna-Gündoğdu, RümeysaThe aim of this study is to analysee the content of postgraduate theses on lifelong learning in Turkey between the years 2007-2022. Only the thesis studies that are in the national thesis center database and that are open to the access of other researchers by the researchers who carried out the thesis studies were included in this study. A total of 212 theses related to lifelong learning were identified in the detailed search conducted in the national thesis data center. However, one of these theses was not included in the scope of the study because there was no access permission and 7 of them were out of the field, and the remaining 204 theses were examined. Content and frequency analysis methods were used. Data on the year of publication, subject area, working group, method and findings of the examined theses were created. According to the results of the research, it was seen that the postgraduate thesis studies were mostly in the field of competence development and gaining proficiency between the years 2007-2022, the quantitative research method was mainly used, and the teachers were mostly preferred as the sample group.Öğe Ortaokul Öğrencilerinin Okuma Alışkanlıkları ve STEM Tutumlarının İncelenmesi(ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ, 2023) Arslan, AyselBu çalışmanın amacı; ortaokul öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıkları ve STEM tutumlarının cinsiyet, sınıf düzeyi, anne ve baba eğitim durumu değişkenleri açısından incelenmesidir. Ayrıca araştırmada, her iki ölçeğin aralarındaki ilişki düzeyinin belirlenmesi ve kitap okuma alışkanlıklarının STEM tutumlarını yordama düzeylerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 2020–2021 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılında Sivas ili merkez ilçede yer alan beş farklı ortaokula devam eden 866 (382 kız-484 erkek) öğrenci oluşturmaktadır. Araştıramnın örneklemi, uygun örneklem yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Verilerin toplanmasında “Ortaokul Kitap Okuma Alışkanlığı Ölçeği” ve “STEM’e Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde tanımlayıcı ve normallik analizleri yapılmıştır. Normallik varsayımın karşılandığı varsayımı elde edildiği için parametrik testler arasında yer alan bağımsız örneklemler t testi, tek yönlü ANOVA, Tukey testi, Pearson Korelasyon analizi ve Basit Doğrusal Regresyon analizi kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; öğrencilerin her iki ölçekten aldıkları puan ortalamalarının cinsiyet, sınıf düzey, anne ve baba eğitim durumu değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılık gösterdiği belirlenmiştir (p < ,05). Öğrencilerin ölçeklerden aldıkları toplam puan ortalamaları arasında pozitif yönde orta düzeyde bir korelasyonun olduğu saptanmıştır (r = ,574). Ayrıca öğrencilerin kitap okuma alışkanlıklarının STEM’e ilişkin tutumlarının %33,00’lük kısmını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Ortaokul Öğrencilerinin Motivasyon Düzeylerinin Okuma Stratejileri Bilişüstü Farkındalıkları Üzerindeki Etkisi(Milli Eğitim Bakanlığı, 2023) Arslan, AyselBu araştırmada; ortaokul öğrencilerinin Türkçe dersine yönelik motivasyon düzeylerinin okuma stratejileri bilişüstü farkındalıkları üzerindeki etkisinin belirlenmesi, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim- öğretim yılı bahar yarı döneminde Sivas il merkezindeki beş farklı ortaokulda öğrenimine devam eden 603 (94 kız-309 erkek) öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada genel tarama modelleri içinde bulunan olasılığa dayalı seçkisiz örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Veriler, “Türkçe Dersine Yönelik Motivasyon Ölçeği” ile “Okuma Stratejileri Bilişsel Farkındalık Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde; normallik testleri, bağımsız gruplar t testi, ANOVA, Tukey, YEM ve DFA istatistiksel yöntemleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularında; öğrencilerin cinsiyet ve sınıf düzeylerinin Türkçe dersine yönelik motivasyonları ve okuma stratejileri bilişsel farkındalık düzeyleri üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Yapılan yol analizi sonucunda ise öğrencilerin Türkçe dersine yönelik motivasyonlarının okuma stratejileri bilişsel farkındalıkları üzerinde tüm faktörler açısından etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Determining the Effect of University Students' Technology Usage Levels on Digital Reading Self-Efficacy(Bartın Üniversitesi, 2023) Arslan, AyselThis study aimed to determine the effect of technology use of university students studying in the field of health on their digital reading self-efficacy according to different variables, in this study. The survey model was determined to be suitable for the research and the data were obtained by convenience sampling method. The sample group consists of 461 (372 female-89 male) students studying at Sivas Cumhuriyet University. The research data were obtained by applying the "Reliability of the Technology Usage Scale" and the "Digital Reading Self-Efficacy Scale". Descriptive statistics, independent groups t-test, ANOVA, Tukey, CFA, and SEM techniques were used in the analysis of the data obtained. It was determined that students' technology use levels differed significantly in terms of internet usage time, digital reading self-efficacy in terms of grade level, and branch according to the research findings. In addition, it was determined that students' technology use levels had a positive effect on their digital reading self-efficacy levels and predicted all their factors.Öğe Müzeye dönüştürülen Sivas sanayi mektebinin Sivas eğitimine ve şehir kimliğine etkileri(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, 2023) Arslan, AyselAvrupa’da 18. yüzyılda gerçekleşen Reform ve Rönesans hareketlerinin sonucunda ortaya çıkan sanayi devriminin etkileri belirli bir sürecin sonunda Osmanlı İmparatorlu-ğu’nda da hissedilmeye başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu girdiği savaşları kaybetmiş ve teknolojik anlamdaki yetersizliği ortaya çıkmıştır. Dünyada yaşanan ekonomik ve tek-noloji alanındaki gelişmelerin yansıması gecikmeli olarak kabul görmeye başlamıştır. An-cak Osmanlı İmparatorluğu’nun mesleki kuruluşları olan loncalarda yüzyıllardır süre giden usta-çırak eğitim ilişkisinin temele alındığı üretim anlayışının değişmesi kolay olmamıştır. Lonca sisteminde yetişen ve el emeği ile üretim yapan çalışanların bu değişim karşısında korunması ihtiyacı hissedilmiştir. Lakin tüm bu koruma çabalarına karşın bir süre sonra değişen teknolojinin gerisinde kalınması nedeniyle dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki sanayi alanındaki gelişmeleri takip etmek için yeni sanayi kuruluşlarını kurma ve bu kuruluşlarda çalışacak nitelikli teknik eleman ihtiya-cını karşılamak için çaba gösterilmeye başlanmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »