Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Bildiri / Sunu / Poster Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe EVALUATION OF PUBLIC RELATIONS STUDIES IN THE HEALTH INSTITUTIONS IN THE CONTEXT OF COMMUNICATION EFFECTIVENESS(5. INTERNATIONAL "COMMUNICATION IN THE NEW WORLD" CONGRESS, HAZİRAN 2021) TAMER GENCER, ZEKİYEİnsanlık tarihi boyunca yaşanan sayısız felaketlerden biri de hastalık salgınlarıdır ve insan var olduğu günden bugüne dek sayısı ve şiddeti çok fazla salgın hastalıklar yaşamış ve bu hastalıklara karşı savaş vermek zorunda kalmıştır. 2020 yılına damga vuran ve insanlığın mücadele ettiği salgın tarihinde yerini alan Covid-19 pandemisi de hali hazırda gündemde etkisini sürdürmekte ve milyonlarca insanın enfekte olmasına sebep olmaktadır. 2019 yılı Aralık ayında, Çin’de görülen ve hızla tün dünyaya yayılan bu virüsün ülkeler nezdinde yarattığı ekonomik buhranlarla birlikte, sosyal, siyasal hayatta yaşanan sorunlar ve pazarlama, sağlık, reklam ve iletişim sektöründe neden olduğu birçok değişiklik söz konusudur. Elbette hastalıktan korunmak adına insanların evde kalma zorunlulukları, maske-mesafe- hijyen gibi kuralların uygulanması, çalışma sistemlerinde yaşanan değişiklikler ve bunlara bağlı bir çok gelişme tüm ezberleri bozmuş, dijital ortamların kullanımının normal şartlara oranla çok daha hızlı yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Bu çalışma yaşanan bu dijitalleşme sürecinin reklam sektörüne yansıma biçimlerini ve yarattığı etkileri analiz etmeyi amaçlamaktadır. Yapılan bu analizle, Covid-19 pandemisinin dijital reklam sektörü üzerinde oluşturduğu itici güce ve değişikliklere ışık tutmaya çalışılmaktadır. Geleneksel reklamcılığa kıyasla, dijital platformlarda yer alan reklamlar içeriklerinin yaratıcı bağlamında yaşanan viral dönüşümler ve hastalığa yapılan atıflarla zenginleştirilen içerikler analiz edilerek, kullanılan mecralara ilişkin bir çerçeve çizilmektedir. Yapılan içerik analizi neticesinde, dijital reklam sektörünün Covid19 pandemisinden yüksek oranda etkilendiği, reklam içerikleri ve mecra seçimi gibi konularda geleneksel reklamcılığa kıyasla farklılıklar oluştuğu ve markaların gelecekte yeni normale geçişte karşılaşacakları farklı kriz etkilerine karşı edindikleri tecrübelere ilişkin çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. Pandemi sonrasında yaşanacak yeni normal düzende, markaların ve reklam verenlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, insanların değişen alış veriş alışkanlıklarına uyum noktasında olacağı düşünülmektedir. Yaşanan bu tecrübelerin ardından yeni önemli bir argümanı olacağı düşünülen “güven” kavramı tüketiciler açısından da önem arz etmektedir. Bu çalışmada yeni normal ve pandemi sürecinde yaşanan değişimlere ilişkin kavramsal bir çerçeve çizilmektedir.Öğe The War On Knowledge: Being A Social Media Literate(5th International Conference on Research in Humanities and Social Sciences, 19 DECEMBER 2021) TAMER GENCER, ZEKİYEWith the widespread use of social media environments, the information pollution experienced at the global level has increased dramatically. The most important feature of these environments, which have user groups from different ages, professions, income and education groups, is that they allow users to produce content. At this point, a number of problems arise. The fact that all account owners produce content freely and unlimitedly, regardless of their age and educational levels, creates information confusion. The absence of any control mechanism as to who shares true or false information also requires individual responsibilities. Among these responsibilities of individuals, the awareness of being a media literate comes first. In addition, being citizens with high social sensitivity is an important part of this process. Having the ability to correctly read and interpret social media environments is as important as understanding and interpreting traditional media correctly. This is an educational process. This education will be possible with the initiatives of relevant institutions, especially schools. The main purpose of this study is to draw attention to the sensitivity of evaluating the information in social media environments and adding individual information to these environments.Öğe PANDEMİ KRİZİNİ FISRATA ÇEVİREN SANAL FUARLAR ÜZERİNE BİR İNCELEME(8. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda Kriz İletişimi Sempozyumu, MAYIS 2021) TAMER GENCER, ZEKİYEİş dünyasının önemli bir buluşma aracı olan fuarlar, çok uzun yıllardır hem ulusal hem de uluslararası düzeyde organize edilmektedir. Bütünleşik pazarlama iletişiminde tutundurma unsurlarının vazgeçilmez bir tamamlayıcısı olan fuarların hedef kitlesi, iş dünyasındaki diğer aktörlerdir. Reklam, halkla ilişkiler ve diğer tutundurma unsurlarından farklı olarak nihai tüketiciyi değil, daha spesifik kitleleri hedef alan bir tanıtım faaliyetidir. Gıdadan tarıma, turizme, kozmetiğe, giyime kadar her sektörde ve her alanda yer alan işletmecilerin, ürettikleri ürün ya da sundukları hizmetleri tanıtmak, endüstriyel anlamda anlaşmalar yapmak, yeni iş bağlantıları kurmak gibi birçok farklı amaca hizmet eden fuarlar, hep mekânsal ortamlarda ve görkemli organizasyonlar ile yapılmaktaydı. Ancak yaşanan Covid-19 pandemisinin ardından sokağa çıkma yasakları ve sosyal mesafe gibi bir takım önlemlerle birlikte kalabalık, kapalı mekânlarda toplantıların, bir araya gelmenin yasaklanması fuarcılık açısından da olumsuz bir duruma yol açmıştır. Yaşanan pandemi kriziyle birlikte eski popülerliğini yitiren ve tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan fuar organizasyonları, bu durumu fırsata çevirerek “sanal fuar” uygulamalarını hayata geçirmiştir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği de dâhil dünyanın birçok ülkesinde yapılan sanal fuarların incelenmesini amaçlayan bu çalışma, fuarların nicel olarak tespitine dayanmaktadır. Bunun yanı sıra TOBB tarafından organize edilen fuarın da içerik incelemesi yapılarak, fuarların iş dünyasında inşa ettiği yeni normal anlatılmıştır. Ayrıca krizin fırsata çevrilmesinin önemli bir örneği olan sanal fuar uygulamalarının marka değerine katkısı da bu çalışmada ifade edilmektedir.Öğe The Role of Covid-19 in Early Childhood Education: Evaluation of Children’s Participation in Digital Environments(4th International Conference on Research in Humanities and Social Sciences, 7-9 MAYIS 2021) TAMER GENCER, ZEKİYE; Diker, ErsinHuman is born, lives, grows and dies. Yet, immorality is not a possible life process in the World. In that case, a person is part of an active learning and teaching process throughout this finite life. We can say that early childhood is the period when the most basic building blocks of learning are formed. It is a process that starts from the first years of development, from the moment we were born and continues until the school ages when we received our first education. The most basic definition of this period is that the child’s mind is constantly recording in a video/voice recorder format. It is period that the most basic physical and mental developments and the basic habits that are held until the moment of death. The debate on whether internet-based technologies, which entered human life with the new millennium, should be used in the early childhood period has been on the agenda for many years. Many experts suggest that child should be kept away from technological devices as mush as possible in early childhood. In order to create an effective learning process, transferring the right contents to the child as much as possible and the possible negative effects of digital device screens on the brain are known by everyone. However, 2020 has been the year of the most important pandemic outbreak of the new century. Due to the Covid-19 pandemic, some changes have been experienced in early childhood education in every area. Although attemps are made to keep them away, mobile screens and digital time, which children are actively exposed to, sometimes for educational purposes and sometimes for spending time, have increased during the pandemic period. The negative effects (curfews, prolonged staying at home, deprivation of social space etc) of the pandemic on human life have increased the rate of chilren’s participation in digital environments. In this study, the reasons and consequences of children’s exposure to digital platforms during the pandemic process are described descriptively.Öğe DİJİTAL ÇOCUK OYUNLARINDA KULLANILAN REKLAMLARIN, TÜKETİM ARACI OLARAK KULLANILMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(the18th International Symposium: Communication in the Millennium (CIM 2021), 26.10.2021) TAMER GENCER, ZEKİYEYeni bin yılın teknolojik aygıtları, yetişkin olarak bizlerin yaşam tarzlarımızı değiştirdiği gibi, bizleri görerek hayatı öğrenen çocukların da tüm yetişme ve büyüme süreçlerini yakinen etkilemiştir. Yapılan birçok çalışmada, araştırmada teknoloji çağının insanlar üzerindeki bu etkilerine dikkat çekilmektedir, bu çalışmada ise daha önce yapılan araştırmalar ışığında dijital oyunların çocuk oyunlarında bir reklam aracı olarak kullanılma biçimleri teorik olarak tartışılmaktadır. Dijital çağın biz insanlara kazandırdığı ve kaybettirdiği birçok unsur bu çalışmada açıklanmaktadır. Yetişkinler ve çocukların eğitimden siyasete, alışverişten oyuna kadar hayatın her alanında aktif bir şekilde kullandıkları aygıtlar ve dijital platformlar üzerinden geliştirilen ve son derece cazibeli bir biçimde sunulan oyun kavramının, bir reklam mecrası olarak kullanılması giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada reklamın çocuklar ve yetişkinler açısından nasıl bir tüketim aracı haline geldiği açıklanmaktadır. Toplumların kültürel, ekonomik, sosyal ve teknolojik imkanlara erişim düzeyi ne olursa olsun çocukluk dönemi her türlü oyuna erişim özgürlüğünün en yüksek olması gereken dönemdir. Ancak bu oyun türü sokak ve akran oyunları yerine dijital oyunlar haline dönüştüğünde ticari pazarlama sürecinin devreye girdiğini görmekteyiz ve bir tüketim aracı haline gelen bu oyunların bağımlılık düzeyinde davranışlar şeklinde sonuçlandığına rastlamaktayız. Bu durumun nedenleri ve sonuçları bağlamında sürecin detaylı bir biçimde anlatıldığı bu çalışmada, dijital oyunlar, bağımlılık ve bu durumun ticari bir tüketim aracına dönüşmesinden bahsedilmektedir. Özellikle çocukluk döneminde aktif öğrenme süreci devam eden yetişkin adayı çocukların, bağımlılık düzeyinde oynadıkları dijital oyunların içerisinde yerleştirilen ve kimi zaman ebeveyn denetimi olmadan da maruz kalınan tanıtıcı içeriklerle oluşturulmaya çalışılan tüketim, değer, inanç ve tutum değişiklikleri bağlamında yapılacak uygulamalı alan araştırmaları desteklenmesi beklenen bu çalışma, betimsel bir düzeyde alana katkı sağlamaktadır.Öğe Türkiye’de Yapılan Sağlık Kampanyalarına İlişkin Bir Analiz: Akılcı Antibiyotik Kullanımı Kampanyasının İçerik Çözümlemesi(VII. Sağlık İletişimi Sempozyumu (SİS 2021), 11-12 KASIM 2021) TAMER GENCER, ZEKİYEÜlkemizde yapılan ve hali hazırda devam eden 5 sağlık kampanyası (“Her gün 10 bin adım”, “Yaşama yol ver”, “Akılcı antibiyotik kullanımı”, “Aile hekiminizi erken tanıyın” ve “Çemberin dışında kal”), ilgili bakanlığın resmi internet hesabında yer almaktadır. Bu kampanyaların, bir iletişim kampanyası şeklinde dizayn edilmesinin önemine değinmek amacıyla içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Hali hazırda devam eden bu beş kampanyanın içerisinden seçilen akılcı antibiyotik kullanımını teşvik etmek amacıyla yapılan kampanya üzerinden bir içerik çözümlemesi yapılarak konunun önemine dikkat çekilmektedir. 2018 yılından beri devam eden bu kampanyanın örneklem olarak seçilmesinin sebebi ise, diğer kampanyalara nazaran daha kitlesel olması ile kullanılan materyal ve kitle iletişim aracı çeşitliliğinin fazla olmasıdır. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenerek farklı ülkelerde de yürütülen ilacın akılcı kullanımı meselesi önemli bir insan davranışı sorunu olarak kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Bu sebeple seçilen ve nerdeyse 3 yıldır sürdürülen bu kampanyanın içerik çözümlemesi ile sağlık iletişiminde kitle iletişim araçları tarafından iletilen mesajların etkileyici gücü tespit edilmiştir. Daha zenginleştirilmiş sağlık kampanyalarının daha fazla bilinç oluşturması ve davranışı yönlendirmesi açısından daha itekleyici olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Güvenli ve doğru ilaç kullanımının ekonomiye ve insan sağlığına sağlayacağı katkının büyüklüğü göz önüne alındığında konunun uluslararası bir önem sahip olduğu ortadadır. Dünya Sağlık Örgütü ve ülkelerin ilgili bakanlıkları ya da resmi organları, sağlık kampanyalarına verdikleri önemle halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi konusunda büyük başarılar elde etme şansına sahiptir.