Turizm İşletmeciliği Bölümü Bildiri / Sunu / Poster Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 11 / 11
  • Öğe
    ITEC’24 International Congress Tourism, Economy and Culture 8-10 MAY 2024 SKOPJE, NORTH MACEDONIA
    (Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2024) KOÇ, Hakan; Suleymani, Liza Alili
    In the last 20 years, tourism has become one of the sectors that many countries prioritize and develop policies around. This growing sector has a significant impact on the economy and culture. A review of the literature reveals that scientific events (conferences, panels, symposiums, etc.) investigating this impact are quite limited. To examine this effect, the "Tourism, Economy, and Culture Congress" was organized in collaboration with Sivas Cumhuriyet University and International Balkan University, hosted by International Balkan University from May 8-10, 2024. Through this congress, it was aimed to conduct studies on the relationship between tourism, which holds an important place for the economies of countries, and economy and culture, thereby producing ideas that will lead to development in this field. During the congress, it is planned to create a platform to bring together academics and researchers from the fields of tourism, economy, and culture. This congress is abbreviated as ITEC 2024, meaning the International Tourism Economy Congress. It is planned to continue in the following years as ITEC 2025 and 2026. In its first year, the congress attracted great interest with 189 papers and 301 participants from 23 countries. Scientists have made academic contributions to the literature with their specific and in depth studies on the effects of tourism on the economy and culture. These studies have provided a portfolio from the field to entrepreneurial business people and politicians. We extend our gratitude to the institutions supporting the congress financially and morally (TİKA, Sivas Cumhuriyet University, International Balkan University, Kilis 7 Aralık University) and the scientists. We look forward to seeing you again at ITEC 2025 and greet you all with respect.
  • Öğe
    Turistlerin Gıda İsrafı ve Gıda Kaybı Davranışına İlişkin Çalışmaların İncelenmesi
    (2023) Bölükbaş, Rabia; Karaca, Şükran
    Bu çalışma turizmde turistlerin gıda israfı ve kaybına ilişkin çalışmaların incelenmesini amaçlamıştır. Ayrıca karar vericilerin ve diğer paydaşların, gıda israfını ve kayıplarını azaltmaya yönelik mevcut uygulamalara ve yöntemlere başvurmasını kolaylaştırma amacı da taşımaktadır. İncelenen çalışmalar genel olarak değerlendirildiğinde konu ile ilgili ilk yayının 2017 yılında yapıldığı görülmektedir. Bu durumda turizmde turist davranışlarının gıda israfı ve kaybı kapsamında son dönemlerde ilgi gördüğü ve çalışılmaya başlandığı söylenebilir. Çalışmalar yöntem açısından ele alındığında ise konu ile ilgili en çok nitel (10) çalışmaların tercih edildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra birçok çalışmanın hedeflenen davranış, yöntem, uygulandığı yerler gibi birçok açıdan farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Aşırı Turizme Karşı Akıllı Turizm: Sosyal Paylaşım Sitelerinin Sürdürülebilir ve Sorumlu Turist Davranışlarını Geliştirmelerine Katkısı
    (2023) Karaca, Şükran; Akın, Mehmet Halit
    Destinasyonlar, küresel turizm evriminde önemli bir sorun olan ve aşırı turizm olarak adlandırılan baskılara neden olan bir turist istilası ile karşı karşıyadır. Turistlerin ziyaret edilen destinasyonlara yoğun bir şekilde gelmesi hem çevreyi hem de o destinasyonlarda yaşayan halkı olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Özellikle turizmin olumsuz etkilerinin çoğu, çevre dostu bir şekilde davranmayan turistlerin uygunsuz davranışlarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle aşırı turizmle mücadele, turizmin sürdürülebilir kalkınması ve yönetiminin stratejik amaçları ile mümkün olabilmektedir. Şehirlerde etkili turizm yönetimi, büyük veri setlerinin toplanması ve akıllı şehir çözümlerinin uygulanması ile gerçekleşmektedir. Akıllı turizm paradigması içinde turizm destinasyonlarının temel stratejik amacı, turizm kaynaklarının verimli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde kullanımını sağlamaktır. Akıllı turizm, belirli ihtiyaçları çözmeye yönelik duyarlı bir yönelim için ziyaretçi ve destinasyon arasında bir arayüz sağlamaktadır. Akıllı turizm teknolojileri, turistlerin daha sorumlu olmasına ve aşırı turizmin bazı etkilerinin ele alınmasına katkıda bulunmaktadır. Dolayısıyla destinasyonların iyileştirilmesi ve turistlerin davranışları hakkında bilgi sağlanması açısından görüşleri önemli olan turistlerin sosyal medya kullanımlarının araştırılması önem arz etmektedir. Sosyal medyayı turistler sadece belli bir turizm bölgesi ile ilgili bilgi aramak için değil aynı zamanda yaptıkları yorumlar ve paylaştıkları fotoğraflar sayesinde tatilleriyle ilgili deneyimlerini paylaşmak amacıyla da kullanmaktadır. Sosyal paylaşım siteleri, sorumlu ve sürdürülebilir turist davranışlarını şekillendirmek ve geliştirmek için uygun platformlardır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, aşırı turizmi önlemek için sosyal paylaşım sitelerinin sürdürülebilir ve sorumlu turist davranışlarını geliştirmelerine katkısının teorik bir çerçevede ele alınmasıdır. Çalışma sonucunda aşırı turizmi önlemek, turistlerin sürdürülebilir ve sorumlu davranışlarını şekillendirmek ve artırmak için akıllı turizm kapsamında neler yapılması gerektiğine dair turizm paydaşlarına çeşitli öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Sürdürülebilir Turizm Destinasyon İmajı Oluşumunda Sosyal Medya Etkileyicilerinin Rolü
    (2023) Karaca, Şükran; Bölükbaş, Rabia
    İnsanların son yıllarda sosyal medyayı günlük hayatta çok fazla kullanmasıyla birlikte tüketici davranışlarında değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişiklikler, müşterilerin alışveriş yapma ve ne satın alacakları konusunda bilgi arama biçiminde kendini göstermiştir. Bu durum, pazarlamanın gerçekleştirilme şeklini değiştirme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Dijital pazarlarda geleneksel dijital pazarlamanın arzu edilen sonuçları elde etmesi için etkileyici pazarlama ile güçlendirilmesi gerekmektedir. Sosyal medyanın hızlı yükselişi fotoğraf ve düşünce paylaşımlarının yapıldığı platformları etkileyiciler (influencerlar) tarafından yönetilen bir alana dönüştürmüş ve sosyal medyayı kullanan kişi sayısı arttıkça etkileyicilerin sayısı da artmıştır. Sosyal medya etkileyicileri (influenceri) sundukları içerik, görüş ve düşünceler aracılığıyla sosyal medyada kullanıcılarını etkileri altına alabilmektedirler. Sosyal medya kullanıcıları etkileyicileri daha samimi, güvenilir bilgi ve tavsiye kaynakları olarak kabul etmektedirler. Çevrimiçi içeriklerin sosyal medya platformlarında paylaşılması, turizm dahil birçok alanda pazarlama iletişiminde yeni bir çağın kapısını açmıştır. Sosyal medya etkileyicileri, davranışları ve sosyal medyadaki hikaye paylaşımlarıyla bir destinasyonun tanıtılmasına ve sürdürülebilir tutulmasına katkıda bulunmaktadırlar. Sosyal medya etkileyicileri, sürdürülebilir turizm destinasyonlarının sosyal medya platformlarında aktif olarak tanıtılmasını, destinasyonların görünürlüğünü ve ziyaretçiler için erişilebilirliğini artırmaktadır. Aynı zamanda etkileyiciler, turistlerin tercihlerini yönlendirme ve bir destinasyonun imajını güçlendirme konusunda kilit bir role sahiptir. Etkileyiciler yoluyla sürdürülebilir turizmin geliştirilmesi ve destinasyon imajı geliştirme yoluyla farkındalığın artırılması da çok önemlidir. Bu nedenle turizm paydaşları (destinasyon pazarlamacıları, seyahat şirketleri ve yerel satıcılar) sürdürülebilir turizm destinasyonlarının imajlarının oluşumunda sosyal medya etkileyicilerinden yararlanmaktadırlar. Bu bağlamda çalışmada, sürdürülebilir turizm destinasyon imajı oluşumunda sosyal medya etkileyicilerinin rolü kavramsal olarak ele alınmıştır.
  • Öğe
    ChatGPT’nin Turizm Sektöründe Kullanımına Genel Bir Bakış.
    (2023) Karaca, Şükran; Özkan Önem, Esra
    Yapay zekâ teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, son yıllarda turizm dâhil birçok sektörde önemli değişikliklere yol açmıştır. ChatGPT gibi yapay zekâ tabanlı sohbet robotları, gelişmiş algoritmalarla çevrimiçi kaynaklardan gelen verileri işleyerek, kullanıcılarla etkileşimde bulunabilir hale gelmiştir. ChatGPT, insan dilini anlama ve insan benzeri bir şekilde etkileşim kurma yeteneği sayesinde büyük ilgi görmektedir. Bu teknoloji, turizm sektörü için çeşitli avantajlar sunmaktadır. Öncelikle, turistlerin bireysel ihtiyaçlarını hızlı ve doğru bir şekilde karşılayabilme yeteneğiyle, seyahat deneyimlerini kişiselleştirmek mümkün olmaktadır. Ayrıca, ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamaları, seyahat planlaması, otel rezervasyonları ve yerel rehberlik gibi konularda da yardımcı olabilmektedir. ChatGPT'nin turizm sektöründeki etkileri sadece turistlerle sınırlı değildir. Aynı zamanda otel ve seyahat şirketleri için de büyük bir öneme sahiptir. Bu teknoloji, müşteri hizmetlerini geliştirmek, rezervasyon süreçlerini kolaylaştırmak ve müşteri memnuniyetini artırmak için kullanılabilmektedir. Ayrıca, ChatGPT'nin kullanılmasıyla birlikte sektördeki iş süreçlerinde verimlilik artışı ve maliyet tasarrufu da sağlanabilmektedir. Ancak, bu teknolojiyle ilgili bazı sakıncalar da bulunmaktadır. Veri güvenliği, etik sorumluluklar ve kullanıcı mahremiyeti gibi konular, yapay zekâ tabanlı turizm uygulamalarının gelişiminde dikkate alınması gereken önemli faktörlerdir. ChatGPT gibi yapay zekâ uygulamaları, turizm sektöründe yeni bir çağı başlatmıştır. Bu teknoloji, seyahat deneyimlerini zenginleştirmek, müşteri memnuniyetini artırmak ve sektöre değer katmak için kullanılabilecek önemli bir araçtır. Ancak, doğru kullanım ve düzenlemelerle birlikte, bu teknolojinin potansiyelinden tam anlamıyla faydalanmak mümkündür. Bu çalışma, ChatGPT'nin turizm sektöründeki potansiyel kullanımına odaklanmakta ve bu teknolojinin konaklama ve turizm endüstrisinin geleceğini nasıl etkileyebileceğini araştırmaktadır. Ayrıca çalışmada, bu teknolojiyi kullanmanın olası riskleri ve zorlukları da ele alınmaktadır. Araştırma sonucunda, ChatGPT'nin sektördeki etkileri hakkında turizm paydaşlarına bilgiler sunulmuştur.
  • Öğe
    Sağlık Turizminde Kent Rekabetçiliğinin Öncüllerini Belirlemeye Yönelik Bir Çalışma
    (2023) Öcel, Yusuf; Karaca, Şükran
    Son yıllarda Türkiye’de sağlık turizmi pazarı hızlı bir şekilde büyüyerek olgunluk seviyesine ulaşmıştır. Bu durum işletmeler arasında rekabetin yaşanmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de sağlık turizmi yetki belgesi almış sağlık kurumlarının kent rekabetçiliği seviyelerinin incelenmesi önem arz etmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, sağlık turizminde kent rekabetçiliğinin öncüllerini belirlemeye yönelik bir inceleme yapmaktır. İkincil verilerin kullanıldığı bu çalışmada Türkiye’de iller arasında sağlık turizmi açısından kent rekabetçiliğinin öncülleri belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan araştırmada 55 ilde toplam 627 hastanenin sağlık turizmi yetki belgesi aldığı (22.08.2023 tarihi itibariyle) anlaşılmıştır. Ayrıca sağlık turizmi yetki belgesi almış tıp merkezi, muayenehaneler ve diğer sağlık tesisleri de bulunmaktadır. Porter’ın elmas modeli temel alınarak yapılan çalışmada, sağlık turizminde faktör koşullarında Marmara, İç Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgelerinin avantajlı konumda olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak sağlık turizminde kent rekabetçiliğinde avantaj elde etmek için faktör koşullarında ulaşım altyapısı, doktor sayısı, kaplıca ve içmelerin sayısı ile doğal güzellikler; talep koşullarında turist sayısı ve alternatif turizm çeşitliliği; ilgili ve destekleyici kuruluşlar incelendiğinde hastane, muayenehane, özel tıp merkezi, yetkilendirilmiş aracı kuruluş ve diğer sağlık tesisler; firma yapısı stratejisi ve rekabet konusunda yetkilendirilmiş aracı kuruluş sayısı, hastane yatak kapasite oranı ile jenerik rekabet stratejileri uygulamaları; devlet destekleri incelendiğinde ise bölgesel teşvik uygulama düzeyinin önemli olduğu söylenebilir.
  • Öğe
    Turizm İşletmelerindeki Yeşil Bilişim Uygulamalarının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kapsamında Değerlendirilmesi
    (2023) Akın, Mehmet Halit
    Turizm sektörünün kaynak yoğun bir yapıya sahip olmasından dolayı doğal, sosyal ve kültürel kaynakların sürdürülebilir kullanımı, sektörel devamlılığın sağlanabilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Diğer yandan küresel rekabet ortamında faaliyet gösteren turizm işletmelerinin pazarlama ve operasyonel süreçler dâhil olmak üzere bütün iş süreçlerinde emek yoğun yapısına rağmen teknoloji kullanımının oldukça yaygın olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla turizm işletmelerinde kullanılan teknolojik unsurların kaynaklar üzerindeki etkisinin önemi ortaya çıkmakta ve özellikle doğal kaynaklar üzerindeki bu etkilerin azaltılması veya ortadan kaldırılması amacıyla turizm işletmelerinin yeşil bilişim uygulamalarına yönelimi artmaktadır. Teknolojik unsurların doğal kaynaklar üzerindeki etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılmasına odaklanılan yeşil bilişim, çevre dostu ürün, sanallaştırma, cisimsizleştirme, bulut bilişim uygulamaları ile sürdürülebilirlik doğrultusunda turizm işletmelerinde yararlanılan en temel yaklaşımlardan birisi haline gelmektedir. Yeşil bilişim uygulamalarının doğal kaynaklar üzerinde oluşturduğu etkinin yanı sıra sürdürülebilir kalkınmanın açlığa ve yoksulluğa son, gıda israfını önleme, eşitsizliklerin azaltılması, temiz enerji, iklim eylemi, temizlik ve sanitasyon gibi amaçlarına ulaşılabilmesinde önemli bir etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda, araştırmada yeşil bilişim uygulamalarının Birleşmiş Milletler’in kaynakların korunmasına yönelik evrensel bir eylem çağrısı olan sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşılmasında sahip olduğu rolün ortaya konması amaçlanmıştır. Kavramsal çerçeve de ele alınan bu araştırmada, turizm işletmelerinde e-rehber, tasarruflu cihazlar, sanallaştırılmış veri merkezleri, uzaktan çalışmaya imkân sunan altyapılar, arıtma sistemleri, sensörlü aletler, elektrikli otonomlar, e-fatura gibi birçok farklı yeşil bilişim uygulamalarının yürütüldüğü ortaya konmuştur. Ayrıca bu uygulamaların sürdürülebilir kalkınmanın amaç ve hedeflerine ulaşılmasında önemli bir role sahip olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Sivas’ın Gastronomi Kenti Kriterleri Açısından Değerlendirilmesi
    (2023) Özkan Önem, Esra; Karaca, Şükran
    Şehirlerin tarihi ve kültürel mirasına dikkat çekmek üzere 2004 yılında UNESCO tarafından gündeme getirilen Yaratıcı Şehirler Ağı programı kapsamında şehirlerin sahip olduğu karakteristik özellik temalarından birisi de gastronomidir. Gastronomi temasıyla bu ağa dâhil olan şehirler, gastronomi alanında sürdürülebilir kalkınma stratejileri geliştirmekte ve ağ içindeki diğer şehirlerle işbirliği yaparak deneyimlerini paylaşmaktadırlar. Bu ağ, kültürel çeşitliliği, yaratıcılığı ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla şehirlerarasında bir platform sağlamaktadır. Aynı zamanda, bu şehirler uluslararası düzeyde daha fazla tanınırlık elde ederek turizm ve kültürel değişim alanlarında da önemli bir role sahip olurlar. Türkiye’de gastronomi şehri unvanı alan Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar bu alanda önemli gelişmeler kat etmiştir. Bu unvanlar, şehirlerin sadece geçmişlerine değil, aynı zamanda geleceklerine yönelik taahhütlerini de vurgulamaktadır. Bu sayede şehirler, kendi kimliklerini koruyarak uluslararası bir platformda daha geniş bir kitleye hitap edebilmektedirler. Sonuçta şehirlerin bilinirliliği artmakta ve özellikle gastronomi turizminde söz sahibi destinasyonlar haline gelmektedirler. UNESCO şehirlerin bu tema altında değerlendirilebilmesi için bazı kriterler belirlemiştir. Bu kriterler arasında gastronomik zenginlik ve çeşitlilik ilk sırayı almaktadır. Şehrin yerel gıda ürünlerinin, yemeklerinin, geleneksel tariflerinin ve gastronomik özelliklerinin belirgin olması beklenmektedir. Yöresel yemek kültürünün, ulusal ve uluslararası boyutta çeşitlilik ve zenginlik sunması istenmektedir. Sürdürülebilir gıda üretimi, gastronomi kentlerinden beklenen bir diğer özelliktir. Gıda üretiminde çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik önemli bir rol oynamaktadır. Yerel üreticilerin ekonomik olarak güçlenmesine katkı sağlamak üzere yerel gıda zincirinin desteklenmesi gastronomi kentlerinden beklenen bir diğer özelliktir. Tanıtım açısından önemli yeri olan gastronomi etkinlikleri ve festivallerin düzenlenmesi, gıda mirasının korunması, şehrin gastronomik çeşitliliğini artırmak üzere yaratıcı mutfak uygulamaları, modern gastronomi trendleri ve geleneksel tariflerin yeniden yorumlanması çalışmaları, yerel halkın katılımının sağlandığı projeler ve etkinliklerin yapılması ve gastronominin şehir turizmine entegre edilmesi gibi kriterlerin hali hazırda karşılanıyor olması gerekmektedir. Bu araştırma geniş bir gastronomik çeşitliliğe sahip olan, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı Sivas ilinin gastronomi kenti kriterleri açısından değerlendirilebilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla şehrin hali hazırda sahip olduğu gastronomik unsurların ortaya konulması için valilik, belediye, il kültür müdürlüğü, yerel gazete ve kuruluşların (sanayi odası, lokantacılar birliği vb.) internet siteleri üzerinden veri taraması yapılmıştır. Aynı zamanda Türkiye’deki gastronomi şehri unvanı almış olan şehirler ile karşılaştırmalar yapılmıştır. Elde edilen veriler niteliksel veri analizi ile kategorize edilmiştir. Bu veriler ışığında gastronomi kenti kriterlerinin ne kadarının karşılanabildiği konusu değerlendirilerek ilgililere önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Gastronomik Trendler Bağlamında Gıda Güvencesi ve Toplumsal Eşitsizlik
    (2023) Özkan Önem, Esra; Karaca, Şükran
    Dünya genelindeki nüfus artışı, son yıllarda yaşanan Covid-19 pandemisi, bölgesel savaşlar, doğal afetler gibi etmenler, gıda güvencesizliği ve sosyal eşitsizlik sorunlarını derinleştirerek, bu sorunların daha geniş bir kesime yayılmasına neden olmuştur. Gıda güvencesi, sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenme imkânına erişim sağlama durumunu ifade ederken, sosyal eşitsizlik ise toplum içindeki farklı sosyo-ekonomik gruplar arasındaki adaletsizlikler için kullanılmaktadır. Araştırmada, bu iki kavram özellikle gastronomik akımlar çerçevesinde ele alınmıştır. Küreselleşen dünyada gittikçe yaygınlaşan sosyal eşitsizlik ve gıda güvencesi sorunlarıyla mücadelede kültürel, ekonomik ve sosyal bir fenomen olarak gastronomik yaklaşımların etkisi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın kapsamını aşırı genişletmemek amacıyla, çevreci bir perspektife sahip olan gastronomi trendlerinin ele alınmasına karar verilmiştir. Bu kararın temel sebeplerinden biri de gıda güvencesi ve sosyal eşitlik bağlamında olumlu etkileri olabilecek yaklaşımların tercih edilmesidir. Araştırmada yerel tarımı desteklemek, sürdürülebilir gıda üretim yöntemlerini teşvik etmek ve aşırı tüketimi azaltmak gibi amaçları olan gastronomik yaklaşımların, gıda güvencesi sorununa ve sosyal eşitsizliğin önlenmesi üzerine etkileri incelenmiştir. Düşük gelirli grupların genellikle sağlıklı ve dengeli beslenme imkânlarından yoksun olduğu, düşük maliyetli ve sağlıksız gıdaları tercih etmek zorunda kalmalarının sosyal eşitsizliği derinleştirdiği, kanser ve obezite gibi sağlık sorunlarını tetiklediği bilinmektedir. Bu araştırma, gıda güvencesi ile sosyal eşitsizlik arasındaki karmaşık ilişkileri ve bu sorunların gastronomik yaklaşımlarla nasıl ele alınabileceğini teorik bir perspektifle incelemeyi amaçlamaktadır. Gıda güvencesi eksikliğinin nedenlerini ve sonuçlarını inceleyerek, gelir eşitsizliği, yoksulluk ve toplumsal sorunlarla olan ilişkileri ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Ayrıca, gastronomik yaklaşımların bu sorunlarla başa çıkmada etkili bir şekilde nasıl kullanılabileceğine ve toplumların daha sürdürülebilir ve adil bir gıda sistemine doğru ilerlemesine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
  • Öğe
    Turizmde Dijital İkiz Teknolojisi
    (2023) Karaca, Şükran; Özkan Önem, Esra
    Bilgi teknolojileri günümüzde sosyal ve ekonomik kalkınmanın ana itici gücü haline gelmiştir. Özellikle turizm sektörü, dijital teknoloji deneyiminin ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle hızla gelişmektedir. Akıllı turizmin temel bileşenlerinden biri, fiziksel yerlerin, ürünlerin ve süreçlerin dijital kopyaları olan dijital ikizlerin kullanılmasıdır. Dijital ikiz teknolojisi, hem akademi hem de endüstride artan bir şekilde ilgi çekmekte ve son yıllarda önem kazanmaktadır. Dijital ikiz kavramı, gerçek dünyadaki nesnelerin ve süreçlerin sanal modellerinin geliştirilmesini ve desteklenmesini sağlamaktadır. Dijital ikiz teknolojisi için önde gelen önemli kullanım alanları arasında sağlık, yaşam bilimleri, havacılık, savunma, otomotiv, taşımacılık, üretim, enerji ve kamu hizmetleri öne çıkmaktadır. Bu teknolojiyle verimliliği artırmak, düşük maliyetli işlemleri sağlamak ve süreçleri kolaylaştırmak mümkün olmaktadır. Turizm alanında ise dijital ikiz, gezginlere daha kişiselleştirilmiş ve etkileşimli bir deneyim sağlamak için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bu teknoloji; bir şehrin ortamını simüle ederek insanların bir şehrin sokaklarını, parklarını, turistik yerlerini ve olanaklarını sanal bir ortamda deneyimlemelerini sağlamaktadır. Sanal turlardan etkileşimli oyunlara ve simülasyonlara kadar ziyaretçiler için daha ilgi çekici deneyimler yaratmak amacıyla kullanılabilir. Aynı zamanda dijital ikiz teknolojisi; destinasyon farkındalığı, konumlandırma, markalaşma, planlama, koordinasyon, altyapı yönetimi ve afet yönetimi de dahil olmak üzere çeşitli amaçlar için kullanılabilecek kentsel çevrenin kapsamlı bir görünümünü sağlayabilir. Dolayısıyla dijital ikizler hem şehirlere hem de turizm endüstrisindeki işletmelere fayda sağlamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı turizmde dijital ikiz teknolojisi kullanımına yönelik teorik bir çerçeve sunmaktır.
  • Öğe
    Sağlık İnancı İle Sağlıkta Giyilebilir Teknolojileri Benimseme Niyeti Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
    (2023) Karaca, Şükran; Öcel, Yusuf
    Giyilebilir teknolojiler, kullanıcıların vücuduna takılabilen aksesuarlara dahil edilen elektronik teknolojilerdir. Teknolojik özellikleri sağlık özellikleriyle birleştiren sağlık hizmetleri giyilebilir teknoloji ürünleri, kullanıcıların sağlığına ilişkin bilgilerin gerçek zamanlı olarak izlenmesinde önemlidir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, sağlık inancı ile sağlıkta giyilebilir teknolojileri benimseme niyeti arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışmanın bir diğer amacı ise, sağlık inancı ve sağlıkta giyilebilir teknolojileri benimseme niyetinin katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediğini tespit edilmesidir. Bu doğrultuda daha önce giyilebilir teknolojik ürünleri kullanmamış 247 kişiden çevrimiçi anket tekniği ile veriler toplanmıştır. Veriler SPSS programı aracılığıyla analizlere tabi tutulmuştur. Yapılan analizler sonucunda; sağlık inancının giyilebilir teknolojileri benimseme niyeti ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda sağlık inancının cinsiyet, yaş, eğitim ve mesleklere; sağlıkta giyilebilir teknolojileri benimseme niyetinin ise katılımcıların yaş ve eğitimlerine göre farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda sağlıkta giyilebilir teknolojileri kullanım niyetini arttırmaya yönelik çeşitli öneriler sunulmuştur.