İşyeri Devrinde Kıdem Tazminatından Sorumluluk
Abstract
İşçinin çalıştığı işyerinin ya da bir bölümünün devri iş sözleşmesinin devamlılığı bakımından
önem arz etmekle birlikte işçinin kıdemi esas alınarak belirlenen haklarının nasıl
değerlendirileceği de üzerinde ayrıca durulması gereken bir konudur. Özellikle devir işlemi
gerçekleşmiş olan işyerinde çalışan bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanması ve tazminat
miktarının belirlenmesininde hizmet süresinin nasıl ele alınacağı ve işverenlerin kıdem
tazminatından sorumluluğu konuyu daha önemli bir hale getirmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu 6. maddesinin 1. fıkrasında bir işyerinin ya da işyerinin bir bölümünün
hukuki bir işlem gereğince bir başkasına devredildilmesi durumunda, devrin gerçekleştiği
tarihte ilgili işyerinde mevcut bulunan iş sözleşmelerinin tüm hak ve borçlarını içermek
suretiyle devralana geçeceğini düzenlemektedir. İlgili hüküm işyeri devrinin işçinin iş
sözleşmesinin sona ermesi anlamına gelmeyeceğini belirtmektedir. Maddenin 2. fıkrasında ise
işçinin hizmet süresi esas alınarak tespit edilecek haklarında devreden işverenin nezdinde işe
başladığı tarihe göre işleme tabi tutulacağı yer almaktadır.
Kıdem tazminatı ise 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14. maddesinde hükme
bağlanmaktadır. Maddenin ilk fıkrası kıdem tazminatına hak kazanılması için gereken genel
şartları belirtmektedir. Devamında işyerinin devri durumunda işçinin kıdeminin iş
sözleşmesine ilişkin tüm süre üzerinden hesaplanacağı ve kıdem tazminatından her iki
işverenin sorumlu olacağı yer almaktadır (md. 14/2). Ancak Kanunda devreden işverenin
kıdem tazminatından sorumluluğu işçinin devir sırasında aldığı ücret üzerinden olmak
kaydıyla işçinin devreden işverenin yanında çalıştırıldığı süreyle sınırlı tutulmaktadır. Bu
noktada, çalışmamızda amacımız işyeri devrinde işverenlerin kıdem tazminatından
sorumluluğunu 4857 sayılı İş Kanunu md. 6 ile 1475 sayılı İş Kanunu md. 14 kapsamında
birlikte değerlendirerek, yargı kararlarında konunun nasıl ele alındığını incelemektir.