Yazar "Demir, Halis" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 22
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 5N 2K' VERİMLİ OKUMA YÖNTEMİ(2014) Demir, HalisOkumak hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Daha verimli okumak içinbir yöntem olarak 5N 2Kele alınabilir. Bugün 5N 2Kbir yöntem olarakders kitaplarında yer almaktadır. Yöntem, Türkçe, sosyal bilgiler, hadis, ta- rih ve coğrafya metinlerinde kullanılabilir. 5N 2Kya yakın yöntemlerdenbirisi buldurma yöntemidir. Buldurma yöntemi kavramların, ilkelerin, ge- nellemelerin öğretimine uygundur. Ancak, tarihi olayların, olguların öğre- timinde, uygulanması oldukça sınırlıdır. 5N 2Kya yakın diger bir yöntemise soru-cevap yöntemidir. Bu yöntem, ögrencilerin belli soruların karşılığıolan kalıplaşmış cevapları ezberlemeleri ve o sorular sorul-duğunda cevap- ları olduğu gibi söylemeleri esaslarına dayanır. 5N 2Kverimli okuma yöntemiyle öğrenciler Türkçe dersi için cümleninöğelerini öğrenirler. Okuduklarını soru ve cevapla dikkatlerini topladıklarıiçin daha iyi anlarlar. Tarih vb. dersler için yer, zaman ve kişi üzerinde yo- ğunlaştıkları için olayları daha sağlıklı bir şekilde tahlil ederler. Sebep so- nuç ilişkilerini daha rahat kurabilirler: Öğretmen sınıf listesini kullandığıiçin, kısa sürede, daha çok öğrenciyi isim olarak tanır, onlara isimleriyle hi- tap edebilir. 5N 2K buldurma ve soru-cevap tekniğine benzemektedir. Fa- kat metin ve okuma merkezli olması onu Bu ikisindenayırmaktadır. u yön- temin uygulaması için seçilen örnek bir hadistir.Öğe AMASYA İL HALK KÜTÜPHANESİNDE BULUNAN NADİR FIKIH ESERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Bitlis Eren University, 2024) Doğan, Fatih; Demir, HalisAmasya İl Halk Halk Kütüphanesinde yer alan fıkıh alanındaki eserler usûl ve fürû alanında incelenmiştir. Başka kütüphanelerde bulunmayan fıkıh usûlü ve furû-ı fıkıh alanında 67 eser bulunmaktadır. Fıkıh usulü alanında 5 tane metin, 6 tane de şerh bulunmaktadır. Fürû-ı fıkıh alanında 37 tane metin, 16 tane şerh ve 3 tane de hâşiye yer almaktadır. Eserlerin istinsah tarihleri, müstensihlerin mezhebi ve eserin teknik özelliklerinden bahsedilmiştir. Nüshaların tamamlanması ve çalışmaya konu olması itibariyle değerlendirme yapılmıştır. Eserler tanıtıldıktan sonra müelliflerin hayatı, eserleri veya hakkında çalışma varsa bunlar da zikredilmiştir. Hakkında çalışma bulunmayan eserler, akademik çalışma yapmak isteyenlerin önüne kapı aralayacaktır. Literatürümüzde bulunup ama varlığı bilinmeyen eserler anlatılmaya çalışılmıştır.Öğe Antonio Literature in Denomination of Hanafi(CUMHURIYET UNIV, FAC THEOLOGY, 2015) Demir, HalisWith the assembly of works of Canon Law, it took center stage the difference of opinion between the teachers of Canon Law. There was an increase in works about defence of denomination or difference of opinion because of fanaticism that occured after formation of denomination. The books which were wrote about this subject were named as 'ihtilaf (dispute), mesail, mesail al-hilaf, muftelef, to'lik, to'lika, tarika, nuket'. Knowledge of Antonio that is about difference of opinion is the most written area in Canon Law. Some of works in this subject evaluated disputes in all areas in Canon Law and between the most of wises of Islam, some of works include limited wise of Islam and subject. Certain parts of works cite only opinions, some of them make opinions public with evidence, uphold the member of the denomination's opinions with generality of author. There is an information about Knowledge of Antonio's description, importance, nature, connection with similar knowledges and literature in this subject. Our aim is (generally) ingender the literature of Hanafi Works of Canon Law about which Knowledge of Antonio was written and describe the ones we reached.Öğe DİN EĞİTİMİ AÇISINDAN BİR HADİS-İ ŞERİFİN GÖSTERGEBİLİM YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ(İsmail ŞİMŞEK, 2017) Demir, Halis; Gedikli, Recep Tayyip; Şeker, MikailÖzet Bu çalışmada bir hadis, dil ile ilgili içeriği, göstergebilimsel okuma yöntemiyle söylem, anlatı ve mantık-anlam yönlerinden çözümlenmiştir. Kur’an-ı Kerim’den sonra ikinci temel kaynak kabul edilen hadislerin günümüzde bazı çevreler tarafından olumsuz bir değerlendirmeye tabi tutulması ve hadislere olan güveni sarsıcı çabalar içinde olunması bu çalışmayı önemli hale getirmektedir. Bu ve benzeri çalışmalarla hadislerin ayetlerden sonra ikinci temel kaynak olduğu düşüncesi ve onlara olan güven, her türlü karalama ve olumsuz değerlendirmeye rağmen kıyamete kadar önemini ve varlığını sürdürecektir. Din Eğitimi alanında hadislerin kolay ve derinlemesine anlaşılması ve anlatılması amacıyla güncel bilim dalı olan göstergebilimden faydalanarak ortaya çıkan bu çalışmada, bir hadis merkeze alınmış ve üzerinde çalışılmıştır. Hadis-i şerifin farklı rivayetleri ile birlikte hadiste ismi geçen Hz. Peygamber (s.a.s) ve kullandığı beden dili, Abdullah b. Mes’ûd, Akra’ b. Hâbis ve Uyeyn b. Hısn, hadiste kullanılan kavramlardan “ganimet”, yine hadiste geçen yer isimleri olan Huneyn Gazvesi ve Ci'râne mevkii üzerinde kısaca durulmuştur. Amaç, hadisin anlaşılması, tahlili, farklı bir okuması olduğu için bahsedilen isim, kavram ve yer isimlerine kısaca temas edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Göstergebilim, Gösterge, Din Eğitimi, Hadis, Beden dili, Söylem, Anlatı ve Mantık-Anlam çözümlemesi.Öğe Enneagram Kişilik Tiplerinin Karar Verme Tarzlarının Nefs Psikolojisine Göre Analizi(2023) Demir, Halis; Çınar, Fatih; Öztunç, EsraBu makalede Nefs psikolojisine göre, Enneagram kişilik tiplerinin karar verme tarzları açıklanmıştır. Bu disipline ve kurama bağlı kalarak kişiliğin karar verme sürecine etkisi değerlendirilmiştir. Nefs psikolojisi, alt bilinçdışı ile bir-likte üst bilinçdışına da odaklanmakta, insanın aşkın bir iyi oluş potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak beşerin dinamik, tekâmül edebilen yapısına dik-kat çekmektedir. Enneagram kuramı, dokuz tip kişilik tipi tanımlamakta, bu tiplerin dinamik bir yapıda olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla kişilik tipleri-nin karar verme tarzları da diğer E tiplerinden farklı olduğu gibi, kendi içinde de farklı farklı olmaktadır. E tiplerinin her birinin nefs-i emmârede/alt bilinç-dışında, yaşadığı tutkulu duygusu ve nefs-i levvâmeden itibaren/üst bilinçdı-şında deneyimlediği latîf halleri bulunmaktadır. Kişiliğin zayıf süreçleri olarak görülen tutkulu duygular; kişiyi menfî karar vermesine, akabinde de bunalımlı yaşantılara sürükleyebilmektedir. Kişiliğin gelişmiş süreçleri olarak düşünülen latif duygular ise beşerin müspet karar vermesini sağlayarak ona huzurlu bir yaşamın kapısını açabilmektedir. E-Birin tutkulu duygusu öfkedir. Kendisini fazla eleştirip yargılayan yaratılış doğası, kararlarının doğruluğu konusunda ona korku yaşatabilmektedir. Karar verirken değerleri ile tutkuları arasında kaldığında, karşısına kurallara uymayan birisi çıktığında öfkesini bu kişiye yöneltebilmektedir. Onu bu süreçten kurtaracak hal ise huzurdur. Huzur, ka-rarlarında sıratı müstakime uymasını, kusursuzluğu yakalamasını sağlayabil-mektedir. E-İkinin tutkulu duygusu gururdur. Beğenilmek arzusu ile fedakâr bir kimlik takınabilmektedir. Riya haline de sürüklenerek birçok kimliğe bürü-nebilmektedir. Kararları da büründüğü kimliği koruma yönünde olmaktadır. Bu, karar verme temposundan ise alçakgönüllülük hâliyle kurtulabilmektedir. Bu hal üzereyken başkalarına karşılık beklemeden yardım edebilmekte, karar-larını samimiyet ile verebilmekte ve dürüstlük erdemine ilerleyebilmektedir. Tutkulu duygusu kibir olan E-Üç, beğenilme arzusu ile kendini çevreye iyi gös-teren imajlara bürünebilmektedir. Kararları da takındığı imajları ölçüsünde olmaktadır. Onu, bu yaşantıdan kurtarabilecek hâl ise sıdktır. Bu içtenlik, doğ-ruluk hali ile birlikte tevazu, hoşgörü hallerini de deneyimleyebilmekte, karar-larını itibarlı ya da başarılı olmaya göre değil özüne göre samimi bir şekilde verebilmektedir. E-Dört eksiklik duygusu hissedebilmekte eksikliğini hissettiği şeyler de başkalarında bulunmaktadır. Tutkulu duygusu kıskançlıktır. Bu duy-gunun esiri olduğu zaman dikkat dağınıklığı yaşamakta, seçenekleri makul olarak değerlendirmemekte dolayısıyla sağlıklı karar verememektedir. Bu du-rumdan sükûnet hâli ile çıkabilmektedir. Artık seçenekler üzerinde dikkatini toplayarak sağlıklı kararlar verebilmektedir. E-Beşin tutkulu duygusu tamah-tır. Bilgiyi, parayı biriktirmektedir. Bu yaşam sürecinden, infâk hâlini yaşaya-rak kurtulabilmektedir. Böylece o, verdikçe güven kazanmakta, kararlı, samimi ve koruyucu olabilmektedir. Kendini etkinliklere, hobilere verdiğinde ise haya-tı ile ilgili uygun kararlar verebilmektedir. E-Altının, tutkulu duygusu şüphe-dir. Yanlış karar vermekten kaygılanarak kararlarında başkalarının rehberliği-ne ihtiyaç duymaktadır. Onu bu atmosferinde kurtaracak hal ise inanmaktır. O, tefviz hali yaşadığı zaman, kararlarını kendine güvenerek verebilmektedir. E-Yedinin tutkulu duygusu açgözlülüktür. Tüm seçenekleri tatmak istemekte, eleyememektedir. Dolayısıyla karar verme süreci uzun geçebilmektedir. Onu, bu durumdan kurtaracak haller ise şükür ve temkindir. Bu halleri deneyimle-yerek ağırbaşlılık erdemine ulaşabilmekte artık durulmakta, yaşadığı fırtınalı karar verme süreci son bulmaktadır. E-Sekizin tutkulu duygusu aşırılıktır. İh-tiyaçlarını aşırı doyurma ya da aşırı öfkelenme onun kişisel hedeflerdeki karar-sızlığına karşı bir çözümü olabilmektedir. Bu tip, hilm, itidal ve merhamet hâllerini deneyimlediğinde ise sakin ve ölçülü olabilmekte, masumiyet latif haline tekâmül edebilmekte ve makul kararlar verebilmektedir. E-Dokuz’un tutkulu duygusu tembelliktir. Karar verme eylemini dondurmakta, karar ver-memek için direnç gösterebilmektedir. Sevildiğini hissettiğinde ise rahmânî bir aksiyon tecelli etmekte, çalışkanlık latif haline büründüğünde kararsızlık prob-lemi çözülebilmektedir.Öğe Explanation Literature of the Hanafi Sect(Balıkesir Üniversitesi, 2019) Demir, HalisCommentaries were written by subsequent authors to main works which written by authors scribes of Hanafi sect. In the commentary written in the field of fiqh, fiqh matters written in the texts are explained. In addition, commentary, the evidence of the case law contained in the texts, the criticism of that case law and the answers given to them, the basis of the related issues in the Fıqh procedure, vocabulary and grammar, and related Hadith contain many issues. Commentaries also shows us how the tradition of science continues. In this sense, in some commentaries the life of the Faqih, his teachers, the scientific line and the regions in which he lived are detailed. Texts are important for fatwa, qada and teaching activities. The commentaries also carry out a function of transferring the accumulation of sects to periods after this text. The concept of commentary is discussed first in our article. Then, the commentary books and authors written on the basic texts of the widely known Hanafi Fiqh literature were identified and sorted chronologically. The subject has been dealt with in the form of procedure, branches, judgement, heritage and miscellaneous works. Thus, a comprehensive list of commentary books in the Hanafi sect was attempted to be established. In our opinion, this is a collective knowledge that people of all ages who are interested in Fıqh can benefit in various ways. Detailed information about each of these works can be obtained with the articles of the Turkish Religious Foundation Encyclopaedia of Islam and The Book of Hanafi Fiqh Scholars.Öğe FIKIH USÛLÜ(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Demir, Halis; Ay, AlperAllah Rasulu: “Allahu Tealâ kimin iyiliğini murat ederse o kimseyi dinde fakih kılar” buyurmuştur. (Tirmizi, Sünen, hadis no 2645). Fıkıh, bir şeyi iyi kavramak, anlayışlı olmak gibi anlamlara gelir. Fıkıh, kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesidir. Bir Müslümanın, Allah’ın rızasına uygun ibadet edebilmesi ve hayatının sürdürebilmesi için fıkıh ilminin bazı konularını öğrenmesi gerekir. Fıkıh, kişinin doğumundan ölümüne kadar hayatının her sahasını kuşatır. Fıkhın ihtiyaç duyduğu ilimlerden biri ‘Usul’ ilmidir. Fıkıh usulü bir anlamda hüküm çıkarmanın veya fıkhın mantığıdır. Bu kitabın konusu fıkıh usulüdür. Elinizdeki kitabın hazırlanmasında bazı hususlara dikkat edilmiştir: Öncelikle bir yöntem bilimi olması sebebiyle bu ilim dalında kavram ve tanımlar önemlidir. Konuların anlaşılması için mutlaka tanımlar anlaşılmalı, tekraren üzerlerinde durulmalıdır. Konuların ayrıntısına girilmemiştir. Kitap bir bakıma Fıkıh usulüne giriş mahiyetindedir. İleri okumalar için ünite sonlarında bazı makaleler önerilmiştir. Konularla ilgili az sayıda örnek verilmiştir. Gaye kitabın sayfalarını sınırlı tutmaktır. Tekrardan kaçınılmıştır. Kitap konular, örnekler ve tanımlar bakımından bir bütün olarak düşünülmüştür. Ayet ve hadislerin Arapçaları ve mealleri verilmiş, arkasından kısaca konuyla alakası kurulmaya çalışılmıştır. Genel olarak kaynak gösterilen eserler, İlahiyat Fakültelerinde yoğun olarak okutulan ders kitaplarıdır. Bunlardan Abdullah Kahraman’ın Fıkıh Usûlü, tablo, şema ve açıklamalı örnekleri ile farklı seviyedeki fıkıh öğrencilerine hitap eden bir eserdir. Fahrettin Atar’ın Fıkıh Usûlü, fıkıh usulü konularını en geniş ele alan bir eserdir. Bu kitapta İslam Hukuk Tarihi konuları da yer almaktadır. Okuyucuyu klasik kaynaklara yönlendirmesi bakımından da önemli bir eserdir. İbrahim Kâfi, Dönmez’in tercüme ettiği Zekiyyüddin Şa’bân’ın İslâm Hukuk İlminin Esasları isimli eseri konuların tahlili ve mezhepler arası farklı içtihatları izahı bakımından önemlidir. Fıkıh Usûlü kitabımız siz dikkatli okuyucularımızın yerinde tenkit ve uyarıları sonucu daha faydalı hale gelecektir. Gayret bizdendir; Muvaffakiyet Allah’dandır.Öğe Fıkıh Usulü(Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, 2024) Demir, HalisFıkıh, iyi kavramak ve anlayışlı olmak gibi anlamlara da gelir. Fıkıh, kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesidir. Müslümanın, Allah’ın rızasına uygun ibadet neşesi içerisinde hayatını sürdürebilmesi için fıkıh ilminin bazı konularını mutlaka öğrenmesi gerekir. Fıkıh, kişinin bütün hayatını kuşatır. Fıkıh ilminin ihtiyaç duyduğu ilimlerden biri usûl ilmidir. Bu kitabın konusu fıkıh usûlüdür. Fıkıh usulü gelenek de ifade eder. Kitap bu anlamda geleneğin taşıyıcısıdır. Bize rehberlik eden seleflerimize minnettarım. Kitap fıkıh usulü yazım yöntemleri olan Fukaha, Mütekellim veya Memzuc metod yöntemlerine uymamaktadır. Esas aldığımız eserler de bu şekildedir. Kaynak ve rehber eserler İlahiyat Fakültelerinde okutulduğu için, biz de bu şekilde yazmamız gerektiğini düşündük. Bizi Fıkıh geleneğimiz ile tanıştıran, heyecanımızı artıran kıymetli hocalarımızdan hiç olmazsa bazılarını hayırla yad etmeliyiz. Prof. Dr. Hamza Aktan Hocamı rahmetle yad ediyorum. İfadelerde itinası, dikkati, incelikli tespitleri tekrar ve yeniden yazma heyecanımın kaynaklarından en önemlisidir. Okuduğu her cümleyi yeniden düşünmesi, bu metinlere yeniden sorular sorması, çok iyi bildiği konularda bile farklı okumalar yapması örnek alınacak yönlerinden sadece bir kaçıdır. Prof. Dr. İbrahim Kâfi Dönmez hocamın tercüme ettiği Fıkıh Usulü kitabı çeşitli ilimleri kuşatan fıkıh ilmini sevmemize, dahası önemini fark etmemize sebep oldu. Buna hocamın zarif duruşu da eklenince. Klasik eserleri okumayı ihya eden hocalarımızdan birisi olarak Prof. Dr. Orhan Çeker hocamızı hayırla yad ediyorum. Fıkıh Usulü İlahiyat ilimleri arasında saygın bir yere sahiptir. Böylesi zor, kıymetli ve sürekli yenilenmesi gereken bir ilim dalında bana yazma görevi veren kıymetli insanlar var. Bunlara teşekkür ediyorum: Prof. Dr. Sabri Erturhan hocamız, Prof. Dr. Savaş Kocabaş Kardeşim ve Doç. Dr. Adem Çiftçi kardeşim. Kapalı ifadeleri veya yazım hatalarına dikkat çeken birer itinalı okuyucu olan öğrencilerime teşekkür ederim. Kitabın geneli hakkında ifade, muhteva ve üslup hatalarını bildiren Hocam Prof. Dr. Sabri Erturhan’a ve arkadaşım Prof. Dr. Savaş Kocabaş’a teşekkür ederim. Teşekkür edilmesi gereken bir kesim de bu dersin öğrencileri. Bunların sabırlı, hevesli ve heyecanlı takipleri sayesinde kitabın yeni baskısına ulaşıldı. Allaha hamd olsun. Günün farklı saatlerinde yer alan bu dersi sabırla takip ettiler. Konuları açık yüreklilikle takib eden bu insanlar konuların belki kâğıda aktaramamış olsak da zihnimizde olgunlaşmasına sebep oldular. Bir teşekkür de kitabın basımını üstlenen Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yetkilileri ve diğer çalışanlara. İlitam programının her geçen gün daha nitelikli hizmet vermesine dair sürekli gayret ediyorlar. Bu kitapta, kavramlar, tanımlar ve örnekler üzerinde durulmuştur. Fakat konuların ayrıntısına girilmemiştir. Kitap fıkıh usûlüne giriş mahiyetindedir. Bu düşünülerek ihtiyaç hissedilirse ileri okumalar için ünite sonlarında makaleler önerilmiştir. Konularla ilgili de az örnek verdik. Açıklamaya veya konunun anlaşılmasına yardımcı olacak kavram haritaları, şemalar veya şekiller ekleme düşündük, hatta hazırlık yaptık. İki sebeple bunları kitaba almadık: Kitabın sayfa adedini artırmak ve ek külfet getirecekti. Önsöz Önsöz 8 FIKIH USÛLÜ Sayfa sayısının artması okuma azmini zorlayıcı olabilirdi. Bu sebeple konuları yazarken olabildiğince tekrara düşmemeye çalıştık: Cümlede, paragrafta, aynı başlık içerisinde kelimeleri seçerken de tasarruf yoluna gittik. Kitap ele aldığımız konular itibarı ile bütün olduğuna göre okuyucu söylenenlerden hareketle birikimi sebebi ile söylenmeyenleri de rahatlıkla anlayabilir. Kitapta bazı yenilikler düşünüldü. Bazen başlığın can alıcı kısmını yazdık, konuda geçecek olan bilgi cümlenin devamı gibi verildi. Benzeri tasarruf noktalama işaretleri ile de yapılmıştır. Kitap muhtasar metin olarak düşünüldüğü için ilgili fıkıh usulü kitaplarındaki bazı bilgiler alt başlıklar şeklinde sistemli şekilde verilmedi. Ya da temel eserlerde başlık halinde ifade edilen kimi konulara hatırlatma kabilinden bir iki cümle ile temas edildi. Genel olarak kimi eserlerde konuyla ilgili eser ve yazar kısa isimlerle ifade edilmekte. Mesela Sivâsî’nin müellif ismi olarak, Feth kitap ismi olarak verilmesi yeterli görülebilmektedir. Oysa Sivâsî ismiyle kayıtlı çeşitli müellifler vardır. Aynı şekilde Feth kelimesiyle başlayan çeşitli müelliflere ait eserler de vardır. Bu durumda müellifin adı, baba adı, lakabı, bazen mezhebi, vefat tarihi ve eserin adı verilmelidir: Kemâlüddîn Muhammed b. Abdilvâhid b. Abdilhamîd es-Sivâsî (ö. 861/1457). Eseri de Fethu’l-Kadîr adını taşımaktadır. Bu konuya dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Çalışkan hocamızı rahmetle anarım. İlahiyat Fakültelerinde okutulan ders kitapları kaynak gösterildi. Hocam Prof. Dr. Abdullah Kahraman’ın Fıkıh Usûlü, tablo, şema ve açıklamalı örnekleri ile farklı seviyede okuyucuya hitap eden bir eserdir. Emektar hocamız Prof. Dr. Fahrettin Atar’ın Fıkıh Usûlü, ilgili konularını geniş ele alan Türkçe eserdir. Prof. Dr. Zekiyyüddin Şa’bân’ın İslâm Hukuk İlminin Esasları isimli eseri konuların tahlili ve mezhepler arası farklı içtihatları izahı bakımından önemlidir. Bölüm sonlarındaki kaynakça ve ileri okumalar için eklenen makale isimleri okuyuculara hatırlatmadır. Konulara temel bilgilere aşina okuyucu, bu makaleler ile de İslam hukukunun dinamizmine dair yeni çalışmalardan haberdar olacaktır. Konunun güncel çalışmalar ile sürdürüldüğünü de görecektir. Kelime, isim ve kavramların yazılmasında Türkiye Diyanet Vakfı Islâm Ansiklopedisi yazımı esas alındı. Bu kitabı kaleme alırken karşılaştığımız bir zorluk da bazı örneklerdir. Kimi konularda örnekler yeniden yazılmalıdır. Bu durumda ise kavramlarla özdeş hale gelmiş örnekler yerine yenileri eklendiği ya da yeni örneklerle değiştirildiğinde ya da kaynak eserlere aşinalık kaybolacak, ya da okuyucu tarihte yaşanmış kimi konuları içinde bulunduğu zaman, mekan, çağ veya şartlar ışığında dünü değerlendirmek zorunda bırakılacaktı. Elinizdeki Fıkıh Usûlü kitabı siz okuyucularımızın tenkit ve uyarıları sonucu daha faydalı hale gelecektir. Gayret bizdendir; Muvaffakiyet Allah’dandırÖğe Hadis ve Fıkıh Usûlü Alimlerinin Hadislerin Değerlendirilmesine Farklı Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme: Muâz’ın (r.a.) İctihad Hadisi Örneği(Artvin Çoruh Üniversitesi, 2020) Demir, Halis; Aydoğdu, Necdetİslam âlimleri aslî (birinci derece) şer’î delillerin sıralamasının Kitap, Sünnet, icma ve kıyas şeklinde olduğu konusunda ittifak halindedir. İctihad, fakihlerin şer’i bir hüküm hakkında bilgiye ulaşmak için bütün gücünü harcaması demektir. Bazı İslam hukukçuları, ictihadın delil olarak kullanılmasında Muâz (r.a.) hadisi olarak bilinen rivayeti örnek olarak göstermişlerdir. Bu konuda içerikleri farklı çok sayıda rivayet bulunmaktadır. Bu çalışmamızda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Yemen’e göndermeden önce karşılaştığı davaları nasıl çözeceğine dair soruları ve Muâz’ın (r.a.) cevaplarını içeren meşhur rivayeti inceleyeceğiz. Rivayetin yer aldığı temel hadis kaynaklarını, bu kaynaklardaki isnad ve metin formlarını tesbit edeceğiz. Rivayetlerin önce isnad sonra da metin tahlillerini yaparak delil değerini ortaya koymaya çalışacağız. Bu hadis özelinde hadisçi ve fıkıhçı âlimlerin hadisleri değerlendirmelerindeki farklı yaklaşımlarını tesbit etmeye çalışacağız.Öğe İBN KEMAL ÜZERİNE YAPILAN İLMİ ÇALIŞMALAR(2019) Demir, Halis; Çatılı, KemalOsmanlı âlimlerinden Ahmed b. Süleyman b. Kemal Paşa hakkında birçok \rbilimsel çalışma yapılmıştır. Bu yazı makaleler, internet siteleri, kütüphane \rkayıtları, Ulusal Tez Merkezi, İslam Araştırmaları Merkezi, dijital \rkütüphaneler ve kitaplar taranarak İbn Kemal hakkında yazılan eserlerin bir \rlistesi oluşturulmuştur. İbn Kemal h. 873 (1469)’te Tokat’ta doğmuştur. Asker \rolarak görev yaparken sonra ilmiye sınıfına geçmiştir. Müderrislik, kadılık, \rkazaskerlik ve şeyhülislâmlık görevlerinde bulunmuştur. H. 940 (1533)’ta \rvefat etmiştir. İbn Kemal’e tarih, dil, fıkıh, tefsir, hadis, kelam, ahlak, felsefe ve \rtıp gibi birçok alanda 179-360 arasında eser nispet edilmiştir. Yazma halindeki \rbu eserlerin bir bölümü tahkik edilerek basılmıştır. Farklı eserlerde verilen \rrakamlar eserlerini tespit hakkında yeterli çalışmanın henüz yapılmadığını \rbize göstermektedir. Bunun için İbn Kemal’e ait eserlerin belirlenmesi, ona ait \rolmadığı halde ona nispet edilen eserlere işaret edilmesi gerekli bir çalışmadır. \rBunun için Tokat Valiliği bünyesinde kurulan Şeyhülislam İbn Kemal \rAraştırma Merkezi aktif hale getirilebilir. İbn Kemal’e ait olduğu tespit edilen \reserler bu merkez himayesinde kurulacak kütüphanede bir araya getirilebilir. \rMatbu ve yazma eserleri günümüz imkânları kullanılarak araştırmacıların \rkolayca ulaşabileceği hale getirilebilir. Bu ve benzeri çalışmalar, bir vefa borcu \rolduğu kadar, bilimsel önem de taşımaktadır.Öğe İbrahim Kâfi Dönmez Tarafından Kaleme Alınan İslâm Ansiklopedisi Maslahat Maddesi Üzerine Bir Tahlil(2023) Demir, Halisİslâm Hukuk Tarihinin son dönemlerinde fıkıh alanında etkili olan birçok ilim adamının bulunduğu açıkça görülecektir. İbrahim Kâfi Dönmez de alanın etkili isimlerinden biridir. Dönmez’in fıkıh literatürüne kazandırdığı dikkat çekici çalışmaları bulunmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde telif ettiği Maslahat maddesi de bize göre bu çalışmalardan birisidir. Maslahat maddesinin incelenmesi, bu makalenin konusunu teşkil etmektedir. Söz konusu maddenin tahlili bazı başlıklar üzerinden yapılmıştır. İşte bu makalenin amacı maddeyi değerli kılan muhtevası ile okuyucuları buluşturmaktır. Makale müellifin kullanımını tercih ettiği dil ve değindiği konular özelinde bir incelemedir. Bu makalede söz konusu çalışmanın mukaddimesinden başlayıp neticesine kadar çeşitli başlık özelinde bir inceleme yapılmıştır. Maddede geçen tanımlar, maslahat kavramının birlikte kullanıldığı sözcükler ve tamlamalar, çalışmada doğrudan görüşlerine başvurulan müellifler, mezheplerin maslahatla ilişkisi, müellifin maddede kullandığı eleştiri sözcükleri ve cümleleri, maslahat ile Batı hukuk felsefesi ve yeniden yapılanma düşüncesi ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.Öğe İslâm Hukukuna Göre Açlık Greviyle İlgili Bazı Değerlendirmeler(2023) Demir, HalisAçlık grevi, günümüzde hükmü tartışılan bir mevzudur. Bu makalede açlık grevini yapan bakımından konu İslâm hukuku açısından ele alınmaya çalışılmıştır. Genel olarak bir hak arama yöntemi olarak görülen açlık grevi direnme, meşrû müdafaa, intihar, oruç gibi fiillere benzerlik göstermektedir. Bu sebeple bazı çalışmalarda bu kavramlarla benzerlikleri ile doğrudan hükmü verildiği görülmektedir. Modern hukukta açlık grevi bir hak olarak kabul edilmemekle beraber eylemci kanunla korunmaya çalışılmıştır. Açlık grevine din, dil, ırk, coğrafya, doğu batı vb. sınırları içerisinde bakılabilmektedir. Bu tür yaklaşımlarla adeta açlık grevi istismar edilmektedir. Buna karşılık bazı haksız ya da hukuk dışı uygulamalara karşı da grev olabilir. Genel kabul gören bir netice olarak, ölüm veya kişinin sağlığına, bedene zarara sebebiyet vermiyorsa mübah olarak değerlendirilmiştir. Ölüme ve ciddi bedeni zarara sebep olan açlık grevinin hükmü haramdır. Açlık grevine caiz değildir diyenler kanaatimizce verili dünyada halen uygulanagelen durumu kabul ederek, peşin hüküm vermiş görünmektedir. Bu değerlendirmelerde eylem yapanların bulunduğu konum itibarıyla acziyetleri göz ardı edilmektedir. Açlık grevinde ölüm riski de vardır. Eylemci, mahkûm, yakını, destekçisi, vücudu üzerinde tasarrufta bulunmaktadır. Grev yapan kişinin bedenine verdiği zararı kişi, toplum ve devlet nezdinde de değerlendirilmelidir. Yine açlık grevinin en önemli meşru sebebi hak arama olduğuna göre, açlık grevini değerlendirmeden önce, hak arama imkanları incelenmelidir. Açlık grevi doğrudan hukuk dışı bir uygulama olarak değersizleştirildiğinde toplumdaki hak arayışı veya meşrû talepleri ifade anlayışı önemini kaybedebilir. Açlık grevi, bazı idare ve emniyet tedbirlerine karşı yapılıyorsa, hukuk dışı davranışlar üzerine adeta kişinin azaları ile imzaladığı bir dilekçe olarak kamu vicdanına sunuluyorsa, bu dikkate alınmalıdır. Zira adalet gibi değerler insanların kişisel tercih ve farklılıklarının ötesinde kıymetlidir. İnsanların hayat hakkı, inanma, fikrini ifade etme, mesken edinme gibi hakları vardır. Genelde açlık grevi tartışmalarda hayat hakkı merkezinde ele alınmaktadır. Bu yaklaşım sebebi meşru ise açlık grevcisinin haklılık ihtimalini akla getirmektedir. Çünkü o duruşu ile kimi zaman birden çok hakkının dikkate alınmasını ifade edebilmektedir. Konunun bir yönü de açlık grevine hapishane personelinin sorumluluğu açısından yaklaşılmasıdır. Bu yaklaşımlarda tutuklu veya hükümlüye haksız uygulama yapılmamış ise, konunun hak arama tarafı gereksiz görülebilmektedir. Oysa eylemci muhatap aldığı herkese can güvenliğine ilave olarak diğer temel hakların da sağlanması gerektiği mesajı verilmektedir. Ülkemizde radikal örgüt mensupları aynı zamanda organize olarak ülke genelinde de açlık grevi yapmaktadırlar. Konu hak arama maksadını geçip siyasi sonuçlara ulaşan eyleme dönüşmektedir. Kişinin açlık grevi yaparak kendini aç bırakmak suretiyle canını tehlikeye atması daha bu eylemin başında kişiliğine uygun düşmez. Hürriyetinin elinden alınması cezasına ilave olarak, aşırı sıcak ya da soğuk mekanlar, hücre cezası, ilaç verilmemesi, yemeklerin sınırlı hale getirilmesi, şahsi ihtiyaçları giderecek malzemeleri engelleme, mekan temizliğinde hastalıklara sebebiyet verebilecek boyutta ihmalkarlıklar, kronik hastalara gerekli ve sürekli olan tedavi imkânının sunulmaması, mahkum yakınları ile görüşlerin kısıtlanması ve ibadet imkânlarından mahrumiyet de insan şeref ve haysiyetine zarar veren bazı uygulamalardır. Hapishaneler öteden beri zindan, hapishane, nezarethane, cezaevi gibi isimlerden vazgeçilerek ceza infaz kurumu adının verilmesi sınırları belirli, kanunlarda belirlenmiş bir muamele yapılması gereken, öngörülen mekân arayışı olarak değerlendirilebilir. Modern hukukta açlık grevi bir hak olarak kabul edilmemekle beraber eylemci kanunla korunmaya çalışılmıştır. Açlık grevi dünyanın çeşitli ülkelerinde gündeme gelmektedir. İnsan olmak başlı başına değerdir. Kimi çevreler buna rağmen açlık grevi konusuna din, dil, ırk, coğrafya, doğu, batı vb. sınırlar içerisinde bakmaktadır. Coğrafi aidiyetleri veya dini tercihleri sebebiyle çeşitli ülkelerdeki mahkumların veya başka insanların hak arama mücadeleleri yok sayılmaktadır. Haksız fakat sınırlı uygulamalara karşı açlık grevi yapılabilir. Batıda bizim ülkemizdeki siyasi suçlular için aynı şeyi dünya kamuoyuna sunabilir. Açlık grevinin bütün sebepleri hukuki denilemez. Konuyla ilgili makalelerde açlık grevinin meşrû bir hak arama yöntemi olmadığı, bunun tartışıldığı ifade edilmiştir. Açlık grevinin başarılı olmasını gerektiren şartların çalışmalarda uzun uzadıya anlatılması da konunun sistemli bir hareket olduğu izlenimi vermektedir. İslam hukukunda bağy suçunun tanımları bize meşrû müdafaa hak arama, fikir hürriyeti gibi kavramların İslam hukuku kaynaklarında önemsendiği mesajını da vermektedir.Öğe İzmirli İsmail Hakkı, İlm-i Hılaf, Hazırlayan: Sırrı Fuat Ateş, Hüner Yayınevi, Konya 2010, I (330 s.)II (201 s.).(2014) Demir, Halis[Abstract Not Available]Öğe Murat ŞIMŞEK İmam Ebû Hanîfe ve Hanefîlik İstanbul: Hacıveyiszâde İlim ve Kültür Vakfı Yayınları, 2019, I Baskı, 400 sayfa. ISBN: 978-605-692-550-4(2020) Demir, Halis[Abstract Not Available]Öğe Murat ŞİMŞEK, İmam Ebû Hanîfe ve Hanefîlik(İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, 2020) Demir, HalisHanefilikÖğe Musawwid As One of the Law Document Preperation Experts(Anadolu Ilahiyat Akademisi, 2023) Demir, HalisLaws, religious texts, literature books and similar works have reached today by being saved as written texts. Skilled volunteer and attendants have retained this saving activity until today. In this way, some of the heritage of humanity has been handed down to us. The people who work for serving this need are called as revelation clerk, recorder, clerk or different words which means the same in different languages. The starting point of this article is the attendants who are on duty to write and edit these texts in some part of the history, in other words; musawwid. We called it as one of the law document preperation experts. Since we did not come across a study that dealt with the institution of musawwid independently, we examined this subject. In this article, various activities related to the writing of official documents since the History of Islamic Law have been touched upon. Then, in the history of Ottoman jurisprudence, the duty of the musawwid, his function in the fatwa house, and his role in the writing of fatwas are analyzed. This study has also tried to demonstrate that the activity of writing fatwa is a separate profession and a field of interest that requires care. Prominent individuals who performed the duty of musawwid and some branches of service similar to musawwid from the past to the present are also included to show that the subject is constantly up to date. Despite similarities, being a musawwid is a different profession from being a clerk. In fact, in some studies that deal with the clerkship, the position of musawwid is dealt with separately. Briefly, this study tries to reveal the origins of official document preparation activities in the history of Islamic Law, some clerks who were engaged in this field in the Ottoman Empire, and some contemporary activities close to this profession.Öğe Orta Çağ İslam Dünyasında Kitap ve Kütüphane(Hacıveyiszade İlim ve Kültür Vakfı, 2019) Demir, Halisİslam kültürünün en önemli iki ögesi kitap ve kütüphanedir. Elyazması (mahtûta) eserler bakımından ülkemizin çok zengin bir mirasa sahip olduğu dikkate alınırsa,kitap ve kütüphane tarihi ile ilgili bilimsel çalışmaların önemli ve gerekli olduğunu ifade etmek gerekir. Bu çerçeve de kaleme alınan ve tanıtımını yapacağımız Erünsal’ın bu çalışması Orta Çağ İslam dünyasındakitabın tarihine yolculuk yapılmasını sağlıyor.Öğe Rasûlullah’ın Yolculuklarının Tabloyla Zaman ve Mekân Boyutu(2018) Demir, HalisFiillerimiz zaman ve mekânla sınırlıdır. İnsan zaman ve mekân içerisinde yaşar. Zaman, olayların geçmişten bugüne ve geleceğe doğru birbirini takip ettiği insanın kontrolü dışında bir süreçolup, soyut bir kavramdır. Zaman, harekete anlam kazandırır. Mekân, tasavvur oluşturması bakımından önemlidir. Burada Rasûlullah’ın seferleri, gittiği mekânlar ve yolculuk süresi bir tabloolarak ortaya çıkarılmıştır. Rasûlullah’ın içerisinde bulunduğu olayları zaman ve mekân verileriyle beraber düşünmek örnek almak bakımından önemlidir. Gaye, siyer okumalarına farklı bir yaklaşım getirebilmektir. İlgili rivayetlerin sıhhati ve kaynaklarla teyidi bu çalışmanın amacı değildir.Öğe Saffet Köse, Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu, Konya: Mehir Vakfı, 2016(Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı, 2017) Demir, Halis“Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu” Bir çığlığı andıran bu kelimeler bir kitabın başlığı. Hatta bu bir imdat çığlığı. Elimizdeki kitabın muhatapları aile ile sınırlı değil. Zira kitabın müellifi bir hukukçu. Yazarın konuya verdiği ehemmiyet içerisinde kitapta yer alan metinlerin her biri konferans olarak hem Türkiye’de hem de yurt dışında halka sunulmuş.Öğe Sciences Classification Literature(Balıkesir Üniversitesi, 2019) Demir, HalisThis article consists of the study of the classification of sciences, including the works of today, from the 8th century to the present. The process of grading the science is started with the increase of translation activities and the introduction of philosophy into the Islamic geography. Câbir b. Hayyân (d. 200/815) started with the process of science classification, the authors of the works written below. In general, philosophical and religious distinctions have been made in the sciences, and philosophers think about religious sciences in philosophy, while religious scholars consider religion as a higher order. These discussions have caused us to abandon this legacy.